POLİTİKA - 15 Ocak 2019 Salı 16:06

CHP Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Yavaş, projelerini açıkladı

A
A
A
CHP Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Yavaş, projelerini açıkladı

CHP Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mansur Yavaş, "İlk icraatımız makam araçlarını azaltmak ve şahsımın ki de dahil olmak üzere, belediyeye ait bütün makam araçlarının çakar ışıklarını sökmek olacaktır” dedi.

CHP Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mansur Yavaş, "İlk icraatımız makam araçlarını azaltmak ve şahsımın ki de dahil olmak üzere, belediyeye ait bütün makam araçlarının çakar ışıklarını sökmek olacaktır” dedi.


CHP Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mansur Yavaş ATO Congresium’da düzenlenen Aday Tanıtım Toplantısı’nda projelerini açıkladı. Yavaş, yaptığı konuşmada, “Gerginlikten, çekişmeden, kavgadan yorulmuş olduğuna inandığımız Ankaramıza söz veriyoruz. Bizler kavgaya, çatışmaya, husumete gelmiyoruz. Tam tersine; kardeşliğimizi pekiştirmeye, Ankaramızı yaşanılır kılmaya, huzurlu ve sağlıklı bir kent haline getirmeye çalışıyoruz. Çok istiyor ve yürekten inanıyoruz ki; 1 Nisan’da yeni bir sabaha uyandığımızda, ülkemizin siyasi Başkent’i Ankara’mız, huzurun da Başkent’i olmaya başlayacaktır. Çünkü bizler, nefret dilini kendimizden uzak tutacağız. Sevgi ekip, sevgi biçeceğiz. Hiçbir ayrım yapmadan, 5 buçuk milyon Ankaralıyla birlikte bu şehri kardeşçe kucaklayıp ileriye taşıyacağız. İşte bundan dolayıdır ki, 31 Mart akşamı seçimi kazandığımızda kendimizi asla zafer kazanmış saymayacağız. Bu savaş değil ki. Ne zaferi? Kime karşı zafer? Demokrasilerde kaybeden olmaz. Biz bu seçimi, Ankara halkının bize sadece beş yıl için verdiği hizmet etme yetkisi olarak göreceğiz" ifadelerini kullandı.


Oy veren, vermeyen bütün Ankaralılara adil ve eşit hizmet vermeyi; izzet, şeref ve kul hakkının gereği sayacaklarını kaydeden Yavaş, "Kim olursa olsun, karşımızdakini herhangi bir partinin taraftarı olarak değil, bütün kimliklerden bağımsız, sadece ve sadece insan olarak göreceğiz. Kim olursa olsun, taşıdığı hiçbir sıfat, herhangi birini veya bir grubu öncelikli yapmayacaktır. Göreve başladıktan itibaren belediyede liyakat ve ehliyeti en büyük kriter olarak göreceğiz. Partizanlık, akrabalık veya başka aidiyetlere asla prim vermeyeceğiz” açıklamasında bulundu.


Belediye çalışanlarının hepsini mesai arkadaşları olarak kabul edeceklerini vurgulayan Yavaş, “Alnının teriyle üreten, emek veren belediye personelini, herhangi bir kişisel nedenden dolayı işten çıkarmayacağız. Kimsenin ekmeğiyle oynamayacağız. Ekmekle oynamak bize yakışmaz. Ben kimsenin ekmeğiyle oynamayacağım bu Mansur Yavaş’ın sözü. Hizmeti ihtiyaç ve aciliyet sırasına göre dağıtacağız. Bu kent yönetilirken betonlaşma uğruna insan gerçeği ihmal edildi, yok sayıldı. Beton severler kazandı ama insanımız kaybetti. Kendi yüksek ama ruhu olmayan binalarımız oldu. Sosyal hayatımız, vasıflarımız, güzel özelliklerimiz büyük darbe aldı. Maalesef şehrimiz insana göre değil, araçlara göre planlandı” şeklinde konuştu.


CHP Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Yavaş, şöyle konuştu:


“Belediyecilikte hepimizin bir zihniyet devrimine ihtiyacı var Şehirlerin havası, suyu, yeşili, taşı toprağı, tarihi dokusu ve tüm canlıları, seçilen başkanın keyfince kullanacağı bir şekilde kendi mülkiyetine geçmiyor. Tüm bu değerler, gelecek nesillerin bizlere emaneti Bunları korumayı, geliştirmeyi ve gelecek nesillere emaneti sağlam olarak teslim etmeyi görev olarak kabul edeceğiz. Bizler bilimle, ortak akılla ve çağdaş bir belediyecilik anlayışıyla kenti yönetmeye talibiz. Öncelikle insanımıza temiz hava, musluktan içilebilir su, 24 saat ve konforlu bir ulaşım vaat ediyoruz. İnsanların güvenli bir şekilde kullanabileceği, toplamda en az 32 kilometrelik bisiklet yolunu şehrimize kazandıracağız. Kamusal açık alanlarda internete ücretsiz ulaşım hakkını önemsiyoruz.”



“Ankaramızı betona değil yeşile boğacağız”


Sosyal yardımlara devam edeceklerini söyleyen Yavaş, “Yardımları yaparken asla kameralarla gitmeyeceğiz, hiçbir ihtiyaç sahibini rencide ettirmeyeceğiz. Ayrıca, yardım yaptığımız ailelerin çocuklarının sağlığı ve eğitimi ile ilgilenip, hem de okuyup meslek sahibi olmalarını sağlayacağız. Bizim yöneteceğimiz Ankara’da trafik ışıklarında bekleyip yardım isteyen kimseyi göremeyeceksiniz. Çarpık kentleşmeye ve ranta dayalı imar uygulamalarına asla izin vermeyeceğiz. Yatay mimariyi özendirip, sağlıklı şehirler meydana getirmeyi planlıyoruz. Çevreci ve yeşil enerjiyi her alanda kullanacak ve teşvik edeceğiz. Yeşil kuşakla çevrilmiş Ankara’nın içerisinde, peyzaj betonuyla kuşatılmamış doğal park ve yaşam alanlarıyla kente nefes aldıracağız. Ankaramızı betona değil yeşile boğacağız” diye konuştu.


Bir yandan kentin ekonomik kalkınması ve işsizliğin azalması için gerekli bütün hamleleri yaparken, diğer yandan turizmde çeşitliliği artırmayı hedeflediklerini kaydeden Yavaş, sağlık yatırımlarını desteklerken, “Akıllı Ankara Projesi” ile de insanların hayatını kolaylaştırmayı; kadınlara, emeklilere, emeklilikte yaşa takılanlara (EYT), gençlere ve çocuklara, öğrencilere, engellilere, yaşlılara, esnafa, işsizlere ve yetimlerimize, huzurlu ve mutlu yaşayabilecekleri bir Ankara’yı vaat ettiklerini anlattı. Yavaş, sokak hayvanlarının özgürce dolaşacağı ve hayvanseverlerle buluşacağı barınaklar kuracaklarını da bildirdi.


"Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin uzun yıllardır süren, yurt dışından fidan ve ağaç getirme uygulamasına derhal son vereceğiz” diyen Yavaş, “Ankara dışından bitki getirme uygulamasına da son verip, belediyenin kullanacağı tüm ürünleri bitkileri Ankara’nın çevresindeki köylerden kasabalardan temin edeceğiz. Avrupa’nın köylüsünü değil, Ankara’nın köylüsünü zengin etmeye çalışacağız" şeklinde konuştu.



"İlk icraatımız makam araçlarını azaltmak"


Yavaş, şöyle devam etti:


"Ankara’mızın en önemli marka değerlerinden, yüzyılı devirmiş koca çınar Ankaragücümüzün Şampiyonlar Ligi’nde mücadele etmesi ve Gençlerbirliği’nin de yeniden Süper Lig’e dönerek büyük zaferlere imza atması için hiçbir fedakarlıktan kaçınmayacağız. Şahsen lisanslı bir amatör sporcu olarak, sporun tüm çeşitlerinin destekleneceği bir yapının kurulmasını sağlayacağız. Sonuç itibariyle, hayat kalitesinde, dünyanın zirvesinde bir Ankara planlıyoruz. Rakiplerimin projeleriyle pek ilgilenmiyorum ama görüyorsunuz televizyondan ilk vaadi 55 bin kişilik stat yapmak. Ankara’nın doğru dürüst bir stadı yok. Ankaragücü ve Gençlerbirliği maçlarını dışarıda yapıyor. Ankara’nın içini boşalttılar, kararttılar. Atatürk’ün bize emanet ettiği kenti tekrar yeni baştan inşa edeceğiz. Söz veriyoruz, belediyedeki görevimize başladığımızda ilk icraatımız makam araçlarını azaltmak ve şahsımın ki de dahil olmak üzere, belediyeye ait bütün makam araçlarının çakar ışıklarını sökmek olacaktır. Bizler Ankara halkı ile bütünleşeceğiz. Hiçbir özel işimize asla belediyenin araçlarıyla gitmeyeceğiz.”


Henüz seçim gerçekleşmeden bir projelerinin hayata geçmiş durumda olduğunu, içme suyunda dün yapılan yüzde 30’luk indirim ve fiyatların sabitlenmesinin daha işbaşına gelmeden gerçekleşen projeleri olduğunu anlatan Yavaş, "Keşke bu indirimi daha önce dile getirdiğimizde yapsalardı da Ankara halkının cebinden yüzde 30 eksiltilmemiş olsaydı. Bu parayla anneler çocuklarına neler alırdı? Bu fahiş fiyatlar yüzünden o çocuklar nelerden, nelerden mahrum kaldılar?” dedi.



“Artık müsrifliğe bir dur demenin zamanı geldi”


Yapılan iyi şeyleri yıkmaya gelmedikleri gibi hatalı buldukları projeleri bile ıslah edip halka kazandırmayı, zararı azaltmayı hedeflediklerini kaydeden Yavaş, "Kamu kaynaklarını gerçekçi olmayan projelerde israf etmeyeceğiz. Artık müsrifliğe bir dur demenin zamanı geldi. Ankaralıların aldıkları hizmet karşılığı ödedikleri bu paraları har vurup harman savuramayız. Tüm harcamalarımızın hesabını vereceğiz” diye konuştu.


“Biz proje yarıştırmayacağız" diyen Başkan adayı Yavaş, “Bizim planlı programlı, maliyeti hesaplanmış, sürdürülebilir onlarca projemiz var. Gerçek proje, halkın öncelikli ihtiyacı, kentin kazancı olan projelerdir. Buradan taahhüt ediyorum; seçimi kazanınca, rakiplerin akılcı projeleri varsa, bunları da en az kendi projelerimiz kadar özenli bir şekilde hayata geçirmek için çalışacağız. 31 Mart’ta bir seçim olacak. Seçimi kazandığımızda, Belediye Meclisi’nin farklı partili üyelerden oluştuğunu göreceğiz. Biz niye kavga edelim? Elbette tartışacağız ama uzlaşıp doğru yolu bulacağız. Bizim derdimiz makam değil. Bizim derdimiz, Atatürk’ün bize bıraktığı, yüz binlerce şehidimizin kanıyla kazandığımız bu güzel ülkemizin Başkentini dünya standartlarında bir kente dönüştürmek” dedi.


Yavaş, konuşmasına şöyle devam etti:


"Büyükşehir Belediyesini siyasete ayar veren bir mekanizma olarak değil, yasaların ön gördüğü biçimde devletin tüm unsurlarıyla uyumlu bir hizmet aracı olarak kullanacağız. Belediye, devletin bir hizmet birimidir. Bu çerçevede devletimizin en tepesinden en alt birimi olan muhtarlıklara kadar Ankara’ya ve hemşehrilerimize hizmet yolunda, uyum içinde saygın bir ilişki sürdürmeye gayret edeceğiz."


Ankara’yı tarafsız bir şekilde yöneteceğine söz veren Yavaş, "Ankara’yı inovasyon, endüstri 4.0, tasarım, turizm, spor ve sanat merkezi haline getireceğimize söz veriyoruz. Attığımız her adımda, esnafımızın bereketini, halkımızın huzurunu arttıracak disiplin içerisinde olacağımıza söz veriyoruz. Benim en büyük projem, Ankara’nın güzel günler görmesidir. Ankaralının mutlu yaşamasıdır” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Aracı kazaya karışan CHP’li Meclis Üyesi Barış Ural hakkında "tehdit" iddiası: Kaza anı kamerada İddiaya göre Beyoğlu Tarlabaşı’nda , Bahçelievler Belediyesi’nin CHP’li Meclis Üyesi Barış Ural’a ait Porsche marka lüks araç, sokaktan yola çıkan otomobille hızla çarpıştı. Kazaya karışan her iki araç olay yerinden uzaklaştı. Kazadan yaklaşık 1 ay sonra 400 bin liralık tamirat yaptırdığını öne süren Barış Ural’ın, diğer otomobilin sahibi Deniz Demirtaş’tan ödeme yapmasını istediği iddia edildi. Kaskosu ve sigortası olduğunu söyleyen Demirtaş, 400 bin lira ödeyecek gücünün olmadığını, Ural’ın kendisini tehdit ettiğini ve saat vererek otomobilini getirmesini istediğini öne sürdü. Tehditlerin ardı ve arkasının bitmediğini iddia eden Demirtaş, Barış Ural hakkında suç duyurusunda bulundu. Kaza anı ise kameraya yansıdı. Olay 31 Mart’ta gece saatlerine Beyoğlu Tarlabaşı’nda meydana geldi. İddiaya göre, Deniz Demirtaş, Peugeot marka otomobilini emanet olarak 2 günlüğüne arkadaşına verdi. Araçla gece saatlerinde Tarlabaşı’nda seyir halinde olan sürücü, sokaktan yola çıkarken hızlı gittiği öne sürülen Porsche marka lüks araçla çarpıştı. Kazanın ardından her iki araç da olay yerinden ayrıldı. Kazadan yaklaşık bir ay sonra, lüks aracın sahibi Bahçelievler Belediyesi’nin CHP’li Meclis üyesi ve Akasya İnşaatın sahibi olduğu iddia edilen Barış Ural ile Deniz Demirtaş telefonda görüştü. Demirtaş hasar gören aracını yaptırmadığını iddia ederken, Barış Ural ise aracını tamir ettirdiğini masrafının 400 bin lira olduğunu öne sürerek parayı istedi. Demirtaş, kaskosunun ve sigortasının olduğunu söyleyerek Ural’a kaza akşamı olay yerinden neden ayrıldığını ve neden polisi aramadığını sordu. 400 bin lira ödeyecek gücü olmadığını söyleyen Demirtaş, iddiaya göre Ural tarafından tehdit edildi. Demirtaş’tan masrafa karşılık aracı istendi. Demirtaş, uzlaşmak istediğini söyledi ancak tehdit telefonları sürdü. Demirtaş’a aracının getirilmesi konusunda saat verildi. Taraflar zaman zaman telefonda görüşmeye devam etti. Barış Ural, bir görüşmede aracı kendisinin kullanmadığını şoförü ayrıca kuzeni olan Çağatay isimli bir şahsın kullandığını öne sürdü. Bu kez Çağatay isimli kişi, aynı tehditleri sürdürerek Demirtaş’a ya aracını getirmesini ya da 600 bin liralık masrafının karşılanmasını söyledi. İddiaya göre tehditlerin ardı arkası kesilmeyince Deniz Demirtaş, avukatıyla görüşecek kendisinden masraflara karşılık aracını isteyen Barış Ural ve Çağatay isimli kişi hakkında suç duyurusunda bulunarak şikayetçi oldu. Kaza anı kameraya yansıdı Görüntülerde Deniz Demirtaş’a ait aracın sokaktan çıkarak dönüş yaptığı bu sırada hızla gelen Porsche marka lüks aracın ise otomobille çarpıştığı görülüyor. "Porsche marka aracın fotoğraflarını gördüm, sadece bir kaç yerinde çizik var" Otomobilini 2 günlüğüne arkadaşıma verdiğini söyleyen Deniz Demirtaş, "Arkadaşım Taksim Tarlabaşı Bulvarı’nda seyir halindeyken ne olduğunu anlayamıyor. Dönerken oradaki ışıklar yanıp sönüyor. Arkadaşım dönüyor. Sağına soluna bakıyor. Önünde bir tane cip var sağında taksi var. İki şerit de dolu. Solundan devam ediyor. Aynaya aynı zamanda bakıyor. Zaten hız yok arkadaşımda. Dikkatli dönüyor. Porsche marka bir araba hızla geliyor. Süratli geliyor. Zaten Tarlabaşı Bulvarı’nda tabela var. 30-50 hız sınırı var. Bu hız sınırını aşmış zaten gecenin bir saati. Frene basıyor, duramayıp benim aracıma boydan boya çarpıyor. Sürtüp buradan çıkıyor. O anda arkadaşım durmamış. Teybi açık yüksek sesle. Farkına bile varmıyor. Bana sarsıldığını setten geçtiğini zannediyor. Devam ediyor. Ben arabamı yaptırmadım. 1 gün sonra bana geldiğinde ne olduğunu sordum. O da bana farkında olmadığını, masrafı neyse karşılayacağını söyledi. O da çekindi herhalde. ’Porsche marka araba durmuş. Sözde aks kesmiş. Beyin kendini kilitlemiş. Çekiye koydum Çekiciyle ben götürdüm, tamir ettirdim’ diyor. Porsche marka aracın fotoğraflarını gördüm. Sadece bir kaç yerinde çizik var. Benim aracın oradan gitmiş peki kendisinin neden trafik polisini çağırmadığını sordum. Benim kaskom sigortam var. 25 gündür haber bekliyorum. Kaza haberi gelir diye. Ben aracımı bir aydır yaptırmadım. Gelsin ki tutanak tutarız diye. Bu arkadaş tabi polis çağırmıyor. Trafik polisi çağırmıyor. Arabasını kimin kullandığı belli değil" dedi. "Bir tefeci gibi beni tehdit ettiler" Kazanın seçim gecesinde olduğunu söyleyen Demirtaş, "Ben aradım onu. Barış Bey bana Bahçelievler’de Akasya İnşaatın sahibi olduğunu, Bahçelievler’de CHP Belediye Meclis üyesi olduğunu söyledi. ’Ne gerekirse yapalım’ dedim. İfademi verdiğimi, aracımı yaptırmadığımı, kaskom ve sigortam olduğunu söyledim. Kendisi aracını yaptırdığını, faturasını aldığını söyledi. 400 bin lira hasarı olduğunu, bunu karşılamayacağımı söyledi. Ben ona bu hasarı 400 bin olarak karşılayamayacağımı söyledim. Ona ’sigortam, kaskom var. Trafik polisi çağırsaydınız. Kameralardan her yerden benim plakamı bulup araç benim üstüme bana bir telefon açsanız. Ben bu arabayı getirirdim. Rapora tutardık. Kaskomdan sigortamdan karşılanırdı. Ben bu parayı kaldıramam’ dedim. Uzlaşmak istediğimi söyledim. Meclis Üyesi dediğimiz kişi Barış Ural, benim bütün bilgilerime ulaştığını söyledi. Beni bu numaralardan arayıp tehdit etti. Beni akşam saat 22.00’de bile aradı. ’Bu parayı ödemiyorsan. Arabanı alacağız’ dediler. Benim arabam yaklaşık 600 bin lira. Ben arabamın kredi borcu olduğunu söyledim. Arabamı veremeyeceğimi söyledim. Bunun üzerine araca el koyacaklarını söyledi. ’Aracını akşam 22.00’ye kadar getireceksin’ dedi. Daha sonra aracı kendisinin kullanmadığını söyledi. ’Şoförüm aynı zamanda kuzenim olan Çağatay Bey kullanıyor’ dedi. Çağatay Bey de beni aradı. Çağatay Bey aracı kendisinin kullandığını, 600 bin lira harcadığını, faturayı kestiğini, arabanın anahtarını saat 22.00’ye kadar getirmemi söyledi. Getirmezsen evinin adresi bütün bilgilerim onda olduğunu ifade etti. Beni öldürse de benim böyle bir param olmadığını bir kez daha söyledim. ’Kaskoma dava açarsın, paranı alırsın’ dedim. Bir tefeci gibi beni tehdit ettiler. Suç duyurusunda bulunacağız. Ben sonuna kadar davacıyım. Dağ başında yaşamıyoruz. Önce devletimiz var hukuk var. Ben videoyu izledikten sonra haklı olduğumuzu gördüm. Hızlı geldiğini gördüm. Benim her şeyime bakmışlar" diye konuştu. "Müvekkilimin can güvenliği yok" Avukat Ece Canbolat ise, "Müvekkilim arabasını arkadaşına veriyor. Hızla gelip araca vuruyor. Sonra siyasi kimliklerini kullanarak. Bu arabayı bize vereceksin, zararımızı karşılayacaksın diyerek, baskı kuruyorlar ve tehdit ediyorlar. Hem tehdit etme suçu var hem de malını almaya çalışıyorlar. Bu kişiler hakkında suç duyurusunda bulunacağız. Müvekkilime ait şahsi bilgilerini nasıl ele geçirdiler bilmiyoruz. Bir haftadır tehdit ediliyor. Müvekkilimin can güvenliği yok” ifadelerini kullandı.