KÜLTÜR SANAT - 11 Nisan 2019 Perşembe 16:14

“Önce İsyan Sonra Göç ve İskân” eseri çıktı

A
A
A
“Önce İsyan Sonra Göç ve İskân” eseri çıktı

Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Türkiye’den göç eden Ermenilerin Lübnan’da kurduğu küçük Anadolu’yu anlatan Halil Özşavlı’nın kaleme aldığı “Önce İsyan Sonra Göç ve İskân” adlı eser, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumuna bağlı Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı yayınları arasındaki yerini aldı.

Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Türkiye’den göç eden Ermenilerin Lübnan’da kurduğu küçük Anadolu’yu anlatan Halil Özşavlı’nın kaleme aldığı “Önce İsyan Sonra Göç ve İskân” adlı eser, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumuna bağlı Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı yayınları arasındaki yerini aldı.


Cafer Ulu tarafından kaleme alınan “Türkiye Cumhuriyeti’nde Ermeniler”, Bülent Bakar’ın kaleme aldığı “Ermeni Tehciri” ve Mehmet Saray’ın yazmış olduğu “Atatürk’ün Konuşma ve Yazışmalarında Ermeni Sorunu” ile beraber “Önce İsyan Sonra Göç ve İskân”, Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı tarafından “Ermeni meselesi” ve “Ermeniler” hakkında yayımlanan eserlerden biri oldu. Eserde günümüz Ermeni diasporaları içinde Ermeniliği en fazla muhafaza edebilmiş Ermeni cemaati olarak bilinen Lübnan Ermeni toplumu ele alındı. 1914-1939 yıllarını kapsayan dönemde başta Adana ve İskenderun civarı olmak üzere büyük bir çoğunluğu Anadolu’dan Lübnan’a göç eden Ermenilerin ele alındığı kitapta, daha önce Lübnan’a göç etmiş Ermenilere de değinildi.


1915 tehciri ve izleyen yıllarda gerçekleşen göçler ile Anadolu’yu terk eden Ermenilerin vardıkları Arap coğrafyasındaki yeni hayatlarını ele alması bakımından kitap bir ilk olma özelliğini taşıyor. Eserde Lübnan Ermenilerinin günümüzde Türkiye’ye karşı takındıkları tutuma ve Ermeni milliyetçiliğinin son derece ateşli savunucuları olmaları sebebiyle diğer Ermeni cemaatlerinden ayrılan bu topluluğun nasıl ve ne zaman oluştuğu sorularına değiniliyor. Eserde ayrıca fotoğraflarla okuyucunun tarihe tanıklık etmesi de sağlanıyor. Okuyucular, “Önce İsyan Sonra Göç ve İskân” eserine ve diğer eserlere Kurumun genel ağ sayfasından (http://www.atam.gov.tr/) ve satış bürolarından ulaşabilecek.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon Trabzonspor hem iç sahada hem deplasmanda istikrarlı Trabzonspor, bu sezon Trendyol Süper Lig’de hem evinde hem de deplasmanda istikrarlı bir grafik çiziyor. İç sahada 18, dış sahada 16 puan toplayan bordo-mavililer, toplam 34 puanla zirve yarışının iddialı ekiplerinden oldu. Trendyol Süper Lig’in 16. haftasında sahasında Beşiktaş’ı konuk edecek olan Trabzonspor, sahasında oynadığı 8 maçta da mağlubiyet görmedi. Bu karşılaşmalarda 5 galibiyet ve 3 beraberlik elde eden bordo-mavililer, rakip filelere 14 gol gönderirken kalesinde sadece 4 gol gördü. Karadeniz ekibi içeride topladığı 18 puanla bu alanda 2. basamakta yer alıyor. Deplasman maçlarında da istikrarını koruyor Trabzonspor, dış sahada oynadığı 7 maçta 5 galibiyet, 1 beraberlik ve 1 mağlubiyet aldı. Attığı 13 gole karşılık 9 gol yiyen bordo-mavililer, 16 puanla deplasman tablosunda Galatasaray ve Fenerbahçe ile aynı puanı topladı. Averajla 3. sırada yer alan Karadeniz ekibi, dış sahada da istikrarlı görüntüsünü sürdürdü. Ligin zorlu deplasmanı Bu sezon evinde Galatasaray ve Fenerbahçe ile birlikte yenilmeyen takımlar arasında yer alan Trabzonspor, sahasında aldığı sonuçlarla zirve yarışında önemli bir ivme yakaladı. Bu hafta sonu sahasında Beşiktaş’ı ağırlayacak olan bordo-mavililer, Onuachu ve Pina gibi önemli eksiklerine rağmen 3 puana odaklanmış durumda. Trabzonspor’un bu sezon evinde oynadığı maçlar ve skorlar şöyle: Trabzonspor: 1 - Kocaelispor: 0 Trabzonspor: 1 - Antalyaspor: 0 Trabzonspor: 1 - Samsunspor: 1 Trabzonspor: 1 - Gaziantep FK: 1 Trabzonspor: 4 - Kayserispor: 0 Trabzonspor: 2 - Eyüpspor: 0 Trabzonspor: 1 - Alanyaspor: 1 Trabzonspor: 3 - Konyaspor: 1
Samsun Kesintisiz enerji için kışa hazırlık Samsun’da elektrik dağıtım firması, kış aylarında olumsuz hava şartlarına rağmen enerji hizmetinin aksamaması için kapsamlı hazırlık sürecini tamamladı. Kritik hatlara yönelik güçlendirme, bakım-onarım çalışmaları, genişletilmiş saha planlaması ve 7/24 müdahale düzeniyle oluşturulan operasyon altyapısı, kış döneminde enerji arzının güvenli bir şekilde sürdürülebilmesi için devreye alındı Orta Karadeniz Bölgesi’ne hizmet veren YEDAŞ, soğuk hava etkilerinin yoğunlaştığı bölgelerde enerji hizmetinin aksamaması için sezon öncesi çalışmalarını geniş bir çerçevede yürüttü. Trafo merkezlerinde gerçekleştirilen kontroller, direk ve iletken yenilemeleri, izolasyon uygulamaları ve hatların mevsimsel risklere karşı güçlendirilmesi hazırlık sürecinin ana bileşenleri arasında yer aldı. Bu kapsamda saha ekipleri kış koşullarına uygun şekilde yeniden konumlandırıldı ve operasyon planları, ihtiyaç duyulan bölgelere hızlı ulaşım sağlayacak şekilde düzenlendi. Altyapı güçlendirmeleri ve teknik uygulamalar Kritik öneme sahip hatlarda sürdürülen bakım-onarım programları çerçevesinde trafoların, direklerin ve iletkenlerin teknik dayanımını artıran çalışmalara ağırlık verildi. Kar, buzlanma ve rüzgâr yükünün yüksek olduğu bölgelerde gerçekleştirilen uygulamalar, kış koşullarında oluşabilecek risklerin en aza indirilmesini amaçladı. Uzaktan izleme ve kumanda imkânı sağlayan SCADA (Merkezi Uzaktan İzleme ve Kontrol Sistemi) üzerinden hat gözetimi yoğunlaştırılarak, arıza tespitinde hızlı aksiyon alınmasını desteklendi. Dijital ihbar kanalları, çağrı merkezi ve mobil uygulamalar üzerinden iletilen bildirimlerin sahaya hızlı aktarılabilmesi için iletişim akışı güçlendirilirken; araç filosunun kış şartlarına uygun hâle getirilmesiyle sahadaki müdahale kapasitesi artırıldı. Yürütülen bu teknik hazırlıklar, kış dönemi boyunca operasyon süreçlerinin bütünlüklü ve koordineli bir şekilde ilerlemesine zemin oluşturdu. "En yoğun kış şartlarında bile kesintisiz enerji" YEDAŞ Dağıtım Direktörü Ümit Yaşar Kışla, enerji hizmetinin toplumsal yaşam için taşıdığı önem nedeniyle hazırlıkların geniş bir plan çerçevesinde yürütüldüğünü vurguladı. Kışla, "Elektrik, modern yaşamın en temel ihtiyaçlarından biridir. Aydınlatma, ısınma, iletişim ve sağlık gibi kritik alanların tamamı enerjinin sürekliliğine bağlıdır. Bu nedenle kış döneminde olumsuz hava koşullarının hizmeti etkilememesi için tüm süreçler ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştır" dedi. Kışla, ayrıca saha organizasyonuna ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı: "Ekiplerin konumlandırılmasından operasyon merkezlerinin çalışma düzenine kadar her aşama, ihtiyaç duyulan noktalara hızlı müdahale sağlayacak bir yapı oluşturacak şekilde planlanmıştır. Teknik altyapı, izleme sistemleri ve sahadaki hazırlıklarımız kış dönemine tam uyumlu hâle getirilmiştir. Amacımız, bölge halkının en yoğun kış şartlarında dahi enerjiye kaliteli ve kesintisiz şekilde erişimini sağlamaktır."
Trabzon H3N2’nin yeni varyantı dünyada yayılıyor, uzmanlardan Türkiye için uyarı Dünyada yayılım göstermeye başlayan H3N2 virüsüyle ilgili uzmanlardan uyarı geldi. Uzmanlar, şu anda Avrupa’da en sık rastlanan virüsün yeni varyantıyla önümüzdeki dönemde Türkiye’de de karşılaşma ihtimalinin yüksek olduğunu belirtti. Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Medical Park Karadeniz Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, uzun zamandır tanınan virüsün zaman içinde mutasyona uğradığını belirterek, "Yeni tespit edilen varyant, yaz mevsiminde güney yarımkürede, Avustralya’da ortaya çıktı ve oradaki vakaların çoğunun H3N2’nin bu yeni yedi mutasyon taşıyan varyantıyla ilişkili olduğu görüldü" dedi. Özlü, virüsün şu anda Avrupa’da en sık rastlanan varyant hâline geldiğini, bu durumun yalnızca Avrupa ile sınırlı kalmayacağını, muhtemelen yeni mutasyonun sağladığı avantajlar nedeniyle virüsün tüm dünyaya yayılacağının öngörüldüğünü kaydetti. "Virüs zaman içinde değişikliklere ve mutasyonlara uğruyor" Virüsün zaman içinde mutasyona uğradığına dikkat çeken Özlü, "Aslında H3N2, bizim bildiğimiz A grubu influenza virüsüdür. Uzun zamandır tanıdığımız bu virüs zaman içinde değişikliklere ve mutasyonlara uğruyor. Yeni tespit edilen varyant, yaz mevsiminde güney yarımkürede, Avustralya’da ortaya çıktı ve oradaki vakaların çoğunun H3N2’nin bu yeni yedi mutasyon taşıyan varyantıyla ilişkili olduğu görüldü. Daha sonra mevsim gereği kışa girilirken Japonya, Amerika, Kanada, İngiltere ve diğer Avrupa ülkelerinde de sıkça görülmeye başlandı. Şu anda Avrupa’da en sık rastlanan varyant hâline gelmiş durumda. Bu durumun yalnızca Avrupa ile sınırlı kalmayacağı, muhtemelen yeni mutasyonun sağladığı avantajlar nedeniyle virüsün tüm dünyaya yayılacağı öngörülüyor. Bu virüsün daha önce bildiğimiz grip virüsüne göre daha ağır ya da daha ölümcül hastalık yaptığına dair hiçbir bilgi yok. Genelde bildirilen vakalar hafif üst solunum yolu enfeksiyonu şeklinde seyrediyor. Ancak çocuklarda daha sık görüldüğüne ve kronik hastalığı olan risk gruplarında daha ağır seyredebildiğine ilişkin veriler mevcut. Japonya’da özellikle çocuk hasta sayısında artış olduğu bildirildi. Asya ülkelerinde de salgının başladığı ve çocuklarda sık görüldüğü yönünde bilgiler var" diye konuştu. "Türkiye’de de bu virüsle karşılaşma olasılığımız yüksek" Sağlık Bakanlığının henüz bir bildirimde bulunmadığını ancak önümüzdeki dönemlerde Türkiye’nin bu virüsle karşılaşma olasılığının yüksek olduğunu belirten Özlü, "Ülkemizle ilgili olarak ise Sağlık Bakanlığı henüz bir bildirimde bulunmadı. Ancak önümüzdeki dönemde Türkiye’de de bu virüsle karşılaşma olasılığımız yüksek. Diğer influenza virüslerinde olduğu gibi tablo benzer, ancak dikkatli olmak gerekiyor. Yeni bir mutasyon olduğu için mevcut grip aşısının içinde H3N2 bulunsa da, bu yeni varyant mutasyonlar nedeniyle aşıdan bir miktar kaçabiliyor. Yine de mevcut aşının ağır hastalık ve hastaneye yatışa karşı yaklaşık yüzde 70 oranında koruma sağladığı biliniyor. Özellikle risk grubundaki kişilerin kendilerini korumaları önem taşıyor" şeklinde konuştu. "Şu anda pandemi veya küresel salgın riski söz konusu değil" "Şu anda pandemi veya küresel salgın riski söz konusu değil" diyen Özlü, "Sadece risk gruplarının dikkatli olması gerekiyor. Kronik akciğer hastalığı, kalp, karaciğer, böbrek hastalığı bulunanlar, şeker hastaları, bağışıklığı baskılanmış bireyler, bağışıklığı baskılayıcı ilaç kullananlar, gebeler ve aşırı kilolu kişiler kendilerini korumalıdır. Bu mevsimde dikkatli olmak önemli. Aralık ayına girdik; ocak ve şubat hastalıkların en sık görüldüğü, pik yaptığı dönemlerdir. Kalabalık ve iyi havalandırılmayan ortamlara mümkün olduğunca girilmemeli; zorunlu durumlarda mesafe korunmaya çalışılmalıdır. Toplu taşıma kullananların maske takması faydalıdır. El hijyeni de çok önemlidir; eller sık sık sabunlu suyla yıkanmalı ya da kolonya veya alkol bazlı dezenfektan kullanılmalıdır. Bu hastalığı size çoğunlukla en yakınlarınız, sevdikleriniz bulaştırabilir. Yakın çevrenizde grip olan, ateşi veya öksürüğü bulunan kişiler varsa bir süre temasın azaltılması gerekir. Hasta kişilerle temas en yaygın bulaşma yoludur. Bu nedenle dikkatli olunmalıdır. Bağışıklığımızı güçlü tutmak için sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, kaliteli ve yeterli uyku uyumayı, bol su içmeyi ve hareketli bir yaşam sürmeyi öneriyoruz" ifadelerini kullandı.