POLİTİKA - 19 Nisan 2019 Cuma 13:45

Bakan Çavuşoğlu: ’’Müttefiklerimiz ve NATO da çok iyi anlamalıdır ki bizim hava savunma sistemine acilen ihtiyacımız var’’

A
A
A
Bakan Çavuşoğlu: ’’Müttefiklerimiz ve NATO da çok iyi anlamalıdır ki bizim hava savunma sistemine acilen ihtiyacımız var’’

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ’’Müttefiklerimiz ve NATO da çok iyi anlamalıdır ki bizim hava savunma sistemine acilen ihtiyacımız var’’ dedi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ’’Müttefiklerimiz ve NATO da çok iyi anlamalıdır ki bizim hava savunma sistemine acilen ihtiyacımız var’’ dedi.


Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Polonya Dışişleri Bakanı Jacek Czaputowicz ve Romanya Dışişleri Bakanı Teodor Melescanu ile bir araya geldi. Türkiye-Polonya-Romanya Dışişleri Bakanları Üçlü Toplantısı’nın ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Bakan Çavuşoğlu, ’’Romanya ve Polonya’yla tarihi ilişkilerimiz var. Türkiye, Romanya, Polonya Dışişleri Bakanları arasında 2016’da kurulan üçlü mekanizma düzenli bir şekilde işliyor. Bu toplantıların çok verimli geçtiğini düşünüyoruz. Üçlü formatta toplantılarımızı devam ettireceğiz. 15 Temmuz hain darbe girişiminden hemen sonra iki dost ülke, bu toplantıyı Türkiye’de yapmak istediler. O günkü toplantı da son derece anlamlıydı’’ ifadelerini kullandı.



’’Biz terör örgütleriyle mücadele ederken bazı müttefiklerimizin Suriye’de YPG, PKK’yla iş birliği yapması müttefiklik ruhuna aykırıdır’’


Çavuşoğlu, NATO’nun 70. yılını kutladıklarını belirterek, yaptıkları görüşmede Washington’da Dışişleri Bakanları toplantısında aldıkları kararları gözden geçirdiklerini dile getirdi. Kararların bir an önce başarılı bir şekilde uygulanması konusunda mutabık olduklarını vurgulayan Çavuşoğlu, özellikle Karadeniz’le ilgili alınan kararların uygulamaya geçmesi gerektiğine dikkat çekerek, ’’İttifakın doğu ve güney kanadındaki gelişmeleri, tehditleri birlikte bunlara karşı neler yapabileceğimizi değerlendirme fırsatı bulduk. Tüm NATO müttefikleri olarak aramızdaki dayanışmayı sürdürmemiz gerekiyor. Önümüzdeki süreçlerde hangi tehditlerle mücadele edeceğiz? Teröre sebep olan sorunlarında da üstesinden gelmemiz gerekiyor. Önümüzdeki süreçte terörle mücadelede NATO’nun da hem birliğini koruması gerekiyor hem de daha aktif olması gerekiyor. Biz terör örgütleriyle mücadele ederken bazı müttefiklerimizin Suriye’de YPG, PKK’yla iş birliği yapması müttefiklik ruhuna aykırıdır ve bu ruhu zedelemektedir’’ şeklinde konuştu.



’’Özellikle bu bölgedeki ülkelere yardım etme konusunda kararlıyız’’


Bu yılın sonuna doğru NATO’nun 70. yılını kutlamak için İngiltere’de bir zirve düzenleneceğini açıklayan Çavuşoğlu, Gürcistan’ın da bir an önce NATO’ya dahil edilmesi konusunda üç ülkenin de hemfikir olduğuna dikkat çekti. Çavuşoğlu, bölgedeki barış ve istikrarın sağlanması için ortak çalışmaların devam edeceğinin altını çizerek, şunları kaydetti:


’’Bu yılın sonuna doğru NATO’nun 70. yılını kutlamak için İngiltere’de bir zirve düzenlenecek. Üç ülke arasındaki dayanışmayı nasıl artırabiliriz? Biz Türkiye olarak her iki ülkeyle ikili ilişkilerimizi güçlendirmenin yanında bu formatta da iş birliğimizi güçlendirmekten yanayız. Bu iş birliğinin bölgemizin istikrarına katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Özellikle bu bölgedeki ülkelere yardım etme konusunda kararlıyız. Ukrayna bunlardan bir tanesi. Gürcistan’ın da bir an önce NATO’ya dahil edilmesi konusunda hemfikiriz.’’



’’Rusya, Avrupa güvenliği açısından özellikle Karadeniz bölgesindeki faaliyetleri sebebiyle bir tehdit teşkil ediyor’’


Polonya Dışişleri Bakanı Jacek Czaputowicz ise, çok verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerine değinerek, ’’Biz ittifakın doğu kanadında bulunan ülkeleriz. Polonya ve Türkiye’nin oldukça güçlü ekonomik siyasi ve kültürel ilişkileri var. Türkiye’nin Avrupa’ya yönelik istekleri ve amaçlarının da farkındayız. Avrupa Birliği (AB) ile müzakerelerinizde destekçiyiz. NATO’nun karşı karşıya kaldığı sınamaları ele aldık. Rusya, Avrupa güvenliği açısından özellikle Karadeniz bölgesindeki faaliyetleri sebebiyle bir tehdit teşkil ediyor. NATO’nun bununla ilgili askeri çalışmalarını artırması gerektiğini düşünüyoruz. ABD ve Kanada’yla da iş birliğinin çok önemli olduğunu dile getirdik. Polonya olarak 360 derece yaklaşımına da önem veriyoruz NATO’da. Müttefiklerimizle güneyde dayanışmaya da önem veriyoruz. Türkiye’yi de çalışma gruplarında aktif rol almaya davet ediyoruz. Bir sonraki toplantı Polonya’da düzenlenecek" dedi.



’’Gürcistan’ın NATO’nun üyesi olması gerek’’


Romanya Dışişleri Bakanı Teodor Melescanu da, toplantıda çok önemli konuları konuştuklarına ve birçok konuda da hemfikir olduklarına dikkat çekerek, ’’Washington’da alınan kararların uygulanması konusunu ele aldık. Karadeniz’i ilgilendiren bir karar paketiydi bu. Gürcistan’ın NATO’nun üyesi olması gerek. Toplantıda aynı zamanda Ukrayna, Gürcistan ve Moldova’nın da toprak bütünlüğünün öneminin altını çizdik. Rusya’nın Karadeniz’deki politikasını da ele aldık. NATO’nun açık kapı politikalarına destek veriyoruz. Kuzey Makedonya’nın NATO’ya katılımını destekliyoruz. Toplantımızda NATO’nun terörle mücadele konusundaki çalışmalarına desteğimizi ifade ettik. AB üyesi olmayan üçüncü tarafların da çalışmalarımızda yer alması gerektiğini söyledik. Ülkelerimiz sorumluluklarının farkında ve bu görüşmeler barış ve güvenliğe önemli katkılarda bulunuyor" diye konuştu.



’’Müttefiklerimiz ve NATO da çok iyi anlamalıdır ki bizim hava savunma sistemine acilen ihtiyacımız var’’


Çavuşoğlu, Melescanu ve Czaputowicz, konuşmaların ardında basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Çavuşoğlu, F-35 konusunda ABD ve Türkiye arasındaki son durumun ne olduğu sorusuna, ’’F-35 projesinin ortağıyız. Türkiye’de bugüne kadar üretimini gerçekleştirdik. Çok ciddi miktarda yatırım yaptık. Bugüne kadar 1.2 milyar dolar civarında yatırım yaptık. Şu ana kadar 4 tane F-35 uçağı Amerika’da bize teslim edildi. Buna benzer farklı çelişkili açıklamalar ABD’den geliyor. Başka konularda da çelişkili açıklamalar geliyor. Bizim tarafımızda her şey net. Rusya’dan almak durumunda kaldığımız ihtiyacımız olan hava savunma sistemini, 10 yıldır müttefiklerimizden alamadığımız için ve Rusya’dan da iyi bir teklif geldiği için aldığımız S-400 savunma sisteminden kaynaklanıyor tüm bu tartışmalar. Son Washington ziyaretimizde Amerikalı muhataplarımıza bir teklifte bulunduk. Bir ortak komisyon kurulsun, NATO da işin içinde olsun ve uzmanlardan oluşsun, uzmanlar söylesin. Çünkü S-400’le ilgili bazı iddialar ortaya atılıyor. F-35’lerin sistemine girerek, F-35’in teknolojisini alabileceği söyleniyor. Biz bunları gerçekçi bulmuyoruz ama yine de son sözü uzmanlar söylesin. Biz başından beri S-400 Hava Savunma Sistemi’nin tamamen bizim kontrolümüzde olması için çok dikkatli hareket ettik. Bugün Suriye’de S-400 Hava Savunma Sistemleri var. Suriye üzerinden Amerika’nın ve İsrail’in F-35’leri defalarca uçtu. Eğer bu iddia gerçekçiyse zaten çoktan o sisteme girilmiş demektir. S-400 Türkiye’de olursa, F-35’in sistemine girer iddialarını doğru bulmuyoruz. Müttefiklerimiz ve NATO da şunu çok iyi anlamalıdır, bizim hava savunma sistemine acilen ihtiyacımız var. İsteriz ki müttefiklerimizden alalım. Alamadığımız zaman başka seçeneklere bakmak durumundayız. Müttefiklerimiz ve NATO da bunu anlamalılar’’ yanıtını verdi.



’’Türkiye’nin çok önemli bir rolü ve sorumluluğu var bölgede’’


Melescanu, ’’Türkiye’nin AB üyeliğine dair ne düşünüyorsunuz?’’ sorusunu şöyle cevapladı:


’’AB başkanlığı yaptığımız dönemde Türkiye ve AB arasındaki ilişkiyi hızlandırmak, geliştirmek için 4 yıl aradan sonra AB ve Türkiye arasında ortaklık konseyi toplantısı yaptık. Bu sayede Türkiye ve AB arasındaki ilişkilerin önemini teyit etme fırsatına ulaştık. Sadece göç konusuna odaklanırsak Türkiye’nin AB’nin istikrarına katkıda bulunduğunu söyleyebiliriz. Türkiye’nin çok önemli bir rolü ve sorumluluğu var bölgede.’’



’’Türkiye’yi AB konusunda destekliyoruz’’


Polonya Dışişleri Bakanı Czaputowicz ise, Polonya ve Türkiye’nin ikili ilişkilerinin nasıl olduğuna yönelik soruya, ’’Biz genellikle ikili ilişkilerimizin çok olumlu olduğunu değerlendiriyoruz. Türkiye’yi AB konusunda destekliyoruz. Türkiye’nin stratejik olarak çok önemli bir yere sahip olduğunu biliyoruz. Bugün barış ve istikrarı geliştirmek için Batı Balkanlar’da neler yapabileceğimizi de tartıştık. Askeri ilişkilerimiz çok önemli. Uluslararası ilişkiler konusunda yaptığımız değerlendirmeler ortak. Türkiye’nin Orta Doğu’dan gelen mültecilere verdiği destek konusundaki rolünü de biliyoruz’’ cevabını verdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Gölbaşı’nda ata tohumları toprakla buluştu Gölbaşı Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü’nce üretilen yerli ata tohumları, Belediye Başkanı Yakup Odabaşı’nın da katıldığı programda toprakla buluştu. Gölbaşı Belediyesi, yerli ve milli ata tohumlarına sahip çıkıyor. Her yıl olduğu gibi bu yılda Park ve Bahçeler Müdürlüğü tarafından üretilen ata tohumları, Belediye Başkanı Yakup Odabaşı ve Şehit Hakan Can TOKİ Anaokulu öğrencilerinin katıldığı ‘Ata Tohum Serpme Programı’nda toprakla buluştu. Yerli tohum geleneğini yeniden canlandırmak amacıyla Gölbaşı Belediyesi serasında üretilen tohumların ekimi sırasında Odabaşı, çocuklarla tek tek ilgilendi. Programda domates, biber, salatalık tohumlarının ekimi gerçekleştirildi. Belediye Başkanı Odabaşı yaptığı konuşmada, “Belediye olarak teknolojinin nimetlerinden yararlanırken, geçmişimizi de unutmuyoruz. Bu tohumlar bize atalarımızın emaneti. GDO’suyla oynanmamış, yerli ve milli tohumlar. Bu tohumları müdürlüğümüzün serasında fide haline getirip vatandaşlarımıza dağıtıyoruz. Vatandaşlarımızın sağlıklı ürünler tüketmesini sağlıyoruz. Biz kültürümüze sahip çıkıyoruz. Bu tohumları gelecek nesillere aktarmak için de koruma altına aldık. Bugün çocuklarımızın tohumları toprakla buluşturduğu anlarda yaşadıkları heyecana tanık olduk. İnşallah geleceğin ziraat mühendisleri, bakanları bu çocuklarımızın arasından çıkacak. Onların da bu ata tohumlarına sahip çıkacağına inancımız tam" dedi. Odabaşı, etkinliğe katılan çocuklara hediyeler de verdi. Program hatıra fotoğrafının çekilmesinin ardından sona erdi.
Sivas Doktorlar bildiri yayınladı: “Gazze’de yaşanan işgali ve soykırımı reddediyoruz" Suşehri Devlet Hastanesi çalışanları, İsrail’in Gazze halkına yaptığı katliamlara dikkat çekmek amacıyla hastane önünde toplanıp bildiri okuyarak, açılan dövizlerle Gazze halkına destek verdiler. Suşehri Devlet Hastanesi binası önünde gerçekleştirilen eyleme Suşehri Devlet Hastanesi hekimleri ve çalışanlar katıldı. Suşehri Devlet Hastanesi Diş Hekimlerinden Merve Matur’un Gazze zulmüyle ilgili okuduğu bildiride, “ İsrail’in 2023 Ekim ayında Gazze Şeridi’ne yönelik önce hava saldırıları, ardından kara harekatı şeklinde işgal girişimi 5 ayı aşkın süredir şiddeti tırmanarak sürüyor. Bu süreçte çok sayıda çocuk, kadın, yaşlı ve sivil hayatını kaybetti. Ayrıca halkın önemli bir kısmı göç etmeye zorlandı. İsrail savaş hukukunu tamamen ayaklar altına alarak dokunulmazlığı olan hastaneler, sağlık kuruluşları, ibadethaneler gibi özel mekanlara da saldırılarda bulundu. Dünya halklarının ve onurlu insanların aylardır seslendirdiği üzere bizde Gazze’de yaşanan işgali ve soykırımı reddediyor, her zaman Gazze halkının yanında olduğumuzu beyan ediyoruz’’ dedi. “İşgalci İsrail insanlık tarihinde hiç görülmemiş suçlara imza atıyor” İşgalci İsrail’in insanlık tarihinde hiç görülmemiş suçlara imza attığını söyleyen Uzman Doktor ve Psikiyatri Uzmanı Mücahit Gökduman, “Burada İsrail’in yatığı insanlık dramına ve soykırıma dikkat çekmek için toplandık. Filistin toprakları, yağmalanıyor, işgal ediliyor, insanlar acımasızca öldürülüyor. İşgalci İsrail insanlık tarihinde hiç görülmemiş suçlara imza atıyor. Gazze’de çalışan sağlık çalışanlarının hepsi bu durumdan etkilenmiş durumda. Gazze’de gözyaşı var, kan var, zulüm var fakat sabır da var, direniş de ve tevekkül de var’’ dedi. Yapılan açıklamaların ardından sağlık çalışanları görev yerlerine dağıldı.
İstanbul Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifika belgesi olan firmalar bunlara dikkat Uluslararası ticarette gümrük süreçleri ve Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası (YYS) yerinde izleme konusunda açıklamalarda bulunan Gümrük Müşaviri Barış Çakır, “YYS belgesine sahip olan firmaların bu belgeyi güncel ve sürdürülebilir kılmaları son derece önemlidir. Özellikle belirli aralıklarla yapılan yerinde izleme ve saha denetimleri, firmaların belgeyi güncel tutmaları ve uyum sağlamaları açısından hayati bir rol oynamaktadır” dedi. Asset GLI Risk ve Yasal Uyum Koordinatörü Barış Çakır, uluslararası ticarette gümrük süreçleri ve YYS yerinde izleme konusunda açıklamalarda bulundu. Dünya genelinde dış ticaret, sürekli değişen dinamiklerle karşı karşıya kaldığını belirten Çakır, “Her ülkenin güvenlik endişeleri, politik duruşları ve potansiyel tehditler ticaretin düzenlenmesinde ve denetlenmesinde sürekli yeni düzenlemelerin gündeme gelmesini sağlıyor. Bu durum, gümrük düzenlemelerinin ve uluslararası ticaretin belirleyici unsurlarının sürekli gözden geçirilmesini gerektiriyor” dedi. “Belgenin güncel tutulması hayati bir rol oynamakta” Çakır, “Son yıllarda, uluslararası ticarette artan güvensizlik ortamı, ticaretin emniyet ve güvenlik önlemlerini daha da ön plana çıkardı. Bu çerçevede, Ticaret Bakanlığı tarafından 2013 yılında başlatılan ve ülkemizde Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası (YYS) olarak bilinen uygulama, ticarette kolaylaştırma ve daha az denetlenme hakkı tanımakta ve ticaretin hızlanmasını amaçlamaktadır. Ancak, YYS belgesine sahip olan firmaların bu belgeyi güncel ve sürdürülebilir kılmaları son derece önemlidir. Özellikle belirli aralıklarla yapılan yerinde izleme ve saha denetimleri, firmaların belgeyi güncel tutmaları ve uyum sağlamaları açısından hayati bir rol oynamaktadır” diye konuştu. “YYS başvuru belgelerinin tekrar ibrazı kritik bir adımdır” Çakır, yerinde izleme ve saha denetimi sürecinde, firmaların ilk olarak sunmuş oldukları başvuru formlarının güncel versiyonlara uygun olması gerektiğini ifade ederek, “Ayrıca, yazılı usullerin uygulanması aşamasında, firmaların tesis bilgilerinin güncel ve eksiksiz olması büyük önem taşımaktadır. YYS başvuru belgelerinin tekrar ibrazı da kritik bir adımdır. Başvuru sırasında sunulan belgelerin, YYS şartlarını karşılayıp karşılamadığı kontrol edilmekte ve güncel halleriyle tekrar sunulması istenmektedir. Bu süreçlerin yönetilmesinde, bölge müdürlüklerinin başvuru ve inceleme süreçleri oldukça kritiktir. Belgelerin eksiksiz ve uyumlu olması için bölge müdürlükleri tarafından detaylı kontroller yapılmaktadır. Eğer eksik bilgi veya belge tespit edilirse, firmadan bu eksikliklerin giderilmesi talep edilir” şeklinde konuştu. “Belgenin sürdürülebilir kılınması, ticaretin güvenilir bir şekilde devam etmesini sağlayacaktır” Genel Müdürlük incelemesi ise sürecin en kapsamlı noktasını oluşturduğunu söyleyen Barış Çakır, “Ek-2 soru formu ve diğer yazılı beyanların uyumluluğu Genel Müdürlük tarafından titizlikle incelenir. Eksik bilgi veya belge tespit edilirse, firmadan eksikliklerin giderilmesi talep edilir ve süreç bu şekilde devam eder. Son olarak, saha denetimi aşamasında müfettişler tarafından fiziki şartların incelenmesi ve değerlendirilmesi büyük önem taşır. Bu süreçte, yazılı beyanlarla fiziki şartların uyumlu olup olmadığı kontrol edilir ve sürecin sonlandırılmasına karar verilir. Ticarette kolaylaştırma ve hızlanma adına büyük öneme sahip olan YYS statüsü için süreçlerin profesyonellerce yönetilmesi ve belgenin sürdürülebilir kılınması, ticaretin güvenilir bir şekilde devam etmesini sağlayacaktır” ifadelerini kullandı.
İstanbul Münevver Karabulut’un babası, Cem Garipoğlu’nun otopsi fotoğraflarını yorumladı Süreyya Karabulut, otopsi raporlarında yer alan fotoğrafların Garipoğlu’na ait olduğu konusunda şüpheleri olduğunu söyledi. Cem Garipoğlu tarafından katledilen Münevver Karabulut’un babası Süreyya Karabulut, 10 yıl sonra ortaya çıkan otopsi fotoğrafları hakkında ilk kez konuştu. Sunuculuğunu Nur Tuğba Namlı ve Hakan Ural’ın yaptığı, Kanal D’nin sevilen programı “Neler Oluyor Hayatta”nın bugünkü son bölümünde çok konuşulacak bir telefon bağlantısı gerçekleştirildi. “Fotoğraflara inanmıyorum” Süreyya Karabulut, otopsi raporlarında yer alan fotoğrafların Garipoğlu’na ait olduğu konusunda şüpheleri olduğunu söyledi. Dava sürecinde adli tıp kurumunda yapılan şaibeli işlemlere dikkat çekerek şunları söyledi: “Fotoğraflarla bu iş olur mu? Fotoğraflarla bu iş olmaz. Dublörünü yapar yollarlar. Geçmişte adli tıp kurumunda uğradığım haksızlıktan sonra, ben nasıl odur diyeyim yani. İnanmıyorum. Kumpasın içindeyim.“ “Mezarın açılmasını istiyorum” Fotoğraflarla şüphelerinin giderilmediğini söyleyen Süreyya Karabulut, mezarın açılması gerektiğini şu sözlerle dile getirdi: “İşi ört bas etmek isteyen güçlü bir aile var karşımda. Ben nasıl inanayım, nasıl güveneyim? Bir an önce mezarın açılmasını talep ediyorum. Ben fotoğraflardan tatmin olmadım. Mezarın açılmama kararındaki ısrar, beni daha da şüpheye düşürüyor. İlahi adalet diye bir şey var. Er ya da geç adalet yerini bulacak. Mezarın açılması için mücadele etmeye devam edeceğim.“