GENEL - 12 Eylül 2019 Perşembe 17:53

Ankara Kantinciler Odası Başkanı Bayram Şahin:

A
A
A
Ankara Kantinciler Odası Başkanı Bayram Şahin:

Ankara Kantinciler Odası Başkanı Bayram Şahin, “Şu anda ‘Okul Gıdası Logosu’yla ilgili bir çalışma yapılıyor.

Ankara Kantinciler Odası Başkanı Bayram Şahin, “Şu anda ‘Okul Gıdası Logosu’yla ilgili bir çalışma yapılıyor. 1 yıl süreyle erteleneceğine ait ilgili Bakanlıklarla bir görüşmemiz oldu. Lakin biz uygulamanın ertelenmesini değil içeriğinin düzenlenmesi ve ürün yelpazesinin genişletilmesini istiyoruz” dedi.


Milli Eğitim Bakanlığına bağlı resmi ve özel okullarda faaliyet gösteren; kantin, kafeterya, büfe, çay ocağı gibi gıda işletmelerinde satışı yapılacak gıdalara ilişkin Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu tarafından bir genelgeyle ‘Okul Gıdası Logosu’ uygulamasının 16 Eylül Pazartesi günü yürürlüğe girmesi bekleniyordu. Konuyla ilgili Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Tarım ve Orman Bakanlığı arasında imzalanan ‘Okul Gıdası Logosu’ kapsamında okul kantinlerinde sadece logolu ürünlerin satışına izin vardı.


Ankara Kantinciler Odası Başkanı Bayram Şahin, İHA’ya ‘Okul Gıdası Logosu’ konusunda açıklamalarda bulundu. Ankara Kantinciler Odası Başkanı Bayram Şahin, okullarda logolu ürünlerin satışı hakkında ilgili Bakanlıklarla görüştüklerini belirterek, “Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yayınlanan okul logo uygulaması zorunluluğu 16 Eylül 2019 tarihinde başlaması gerekiyordu. Fakat logolu ürün olmadığı için bizler logo uygulamasının yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar ertelenmesini talep ettik. Bununla ilgili yeni bir düzenleme yakın bir zamanda okul müdürlüklerine gönderilecek. Logolu ürünleri denetleme yetkisi 5996 sayılı kanun gereği Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğüne ait. Yapılan düzenlemede proje okul logosu olarak geçiyor. Biz de buna içerik olarak itiraz ediyoruz. Özellikle Sağlık Bakanımız Fahrettin Koca’ya seslenmek istiyorum. Kendisinden, Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu’nun yeniden toplanarak bu genelgenin uygulanabilir hale getirilmesini talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.



“Sahada uygulanabilirliği yok”


‘Okul Gıdası Logosu’nun yeni bir uygulama olmadığını söyleyen Şahin, çocukların okul haricinde alışveriş yaptığı kanallarda da logolu ürünler satılmazsa uygulamanın doğru sonuçlar vermeyeceğini dile getirdi. Şahin, “2016 yılında Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu’nun kararıyla Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yayınlanan bir genelgeyle zaten hayatımızda. Burada yeni getirilen logo uygulamasıyla satılabilecek ürünlerin üzerine logo uygulaması zorunluluğu getiriliyor. Yalnız biz bu genelge ve tebliğlerin yeniden ele alınmasını talep ediyoruz. Çünkü bunun sahada uygulanabilirliğinin olmadığını görüyoruz. Çocuklar okulların çevresinde bulunan marketlerden, büfe ve fast foodlardan bu ürünlere kolayca erişebildiği için okul kantinlerinde logolu ürün satılsa dahi bu genelgeden pozitif bir fayda alınmayacağı kanaatindeyim” şeklinde konuştu.



“Cips değil, kraker”


Popüler bir cips firmasının okul kantinlerinde satıldığına dair çıkan haberlere de açıklık getiren Şahin, “Bu aşamada bize en çok yöneltilen soru, ‘Artık kantinciler yeniden cips satmaya mı başladı’. Cips aslında yeni yasaklanmış bir ürün değil. 2011 yılından beri okul kantinlerinde satılmıyor ve satışı yasak. Sözünü ettiğimiz ürünün üretimi bir cips firması tarafından yapılmış ama Sağlık Bakanlığı’nın Bilim Kurulu’nun belirlediği kriterlere uygun olan bir kraker. Ama cips olarak gözüktüğü için toplumda böyle bir algı oluşmuş. Fakat bu ürünün satışında herhangi bir engel bulunmamakta. Çünkü bu cips değil, fırınlanmış krakerdir” diye konuştu.



“Gerçeğe uygun bir düzenleme istiyoruz”


Logo uygulamasının ertelenmesiyle ilgili bir çalışma olduğunu söyleyen Şahin, genelgenin düzenlenmesi gerektiğini söyledi. Şahin, “Bizim talebimiz, ertelemeden daha ziyade; okul çevresini, velileri ve içine eğitimi alarak yeniden bir düzenleme yapılıp uygulanabilir şekle dönüştürülmesini istiyoruz. Çünkü bu şekle dönüştürülmediği takdirde okul kantininde satışı yasaklanan ürünlerin karşı bakkalda serbest olduğu sürece bu uygulamadan verim alınması mümkün değil. Okul kantinleri 180 gün açık. Okulda biz logolu ürünleri 180 gün satıyoruz. Kalan 180 günde bu çocuk ailesinde, sokağında, marketinde bu ürünleri bulamadığı zaman sağlıksız beslenmiş olmayacak mı. Gerçeğe uygun bir düzenlemenin hayata geçirilmesi bizlerinde, üretici firmalarında isteği. Şu anda logo çalışmasıyla ilgili bir çalışma yapılıyor. 1 yıl süreyle erteleneceğine ait ilgili Bakanlıklarla bir görüşmemiz oldu. Lakin biz uygulamanın ertelenmesini değil içeriğinin düzenlenmesi ve ürün yelpazesinin genişletilmesini istiyoruz” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Prof. Dr. Palabıyık akademisyenlere seslendi: “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” Bitlis Eren Üniversitesi’nde (BEÜ) görevli Akademisyen Prof. Dr. Adem Palabıyık, ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde akademisyenlerin desteği ile devam eden İsrail protestolarına karşı Türkiye’deki akademisyenlerin seslerinin kısık kaldığını belirterek, “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” dedi. ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde süren Gazze eylemlerine ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Palabıyık, “Ülkemizdeki akademisyenlerden hala güçlü bir ses duyamadık. Tüm dünya akademisyenleri ayaktayken ülkemizdeki akademisyenlerin ayağa kalkmaması beni üzüyor. Sessiz kalmak ahlaki ve insani vefasızlıktır akademik utançtır” dedi. “PKK’ya terör demeyenler İsrail’e sustu” “7 Ekim’den itibaren başlayan kıyıma karşı sesimizi hep yüksek tuttuk ve bunu ekranda da dile getirdik” diyen Palabıyık, “Cübbemi ve kefiyemi giyerek erkândan çağrı da yaptım. Elbette akademisyenlerin bütünü için ifadelerim geçerli değil, lakin Boğaziçi’nde dikilen akademisyenlerin, sadece dikilişi kadar bir gündem oluşturmak neden mümkün olamıyor anlamış değilim. Barış Beyannamesi denilen ve devletimizi neredeyse katliam yapmakla suçlayan akademisyenler, İsrail’e karşı neden sessiz? Bu nasıl ikiyüzlülüktür? Binlerce bebeği kundakta katleden PKK terör örgütü için sözde Barış Beyannamesi imzalayanlar, İsrail karşısında neden sus pus oldu?” “Akademisyenler artık konforlarını bozsunlar” Akademisyenlerin en büyük korkusunun konfor alanlarının bozulması olduğunu belirten Palabıyık, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü akademisyenler, sahip olduğu şartların aleyhlerine dönme ihtimalinden çok korkarlar. Bu sadece maddi güç değil, aynı zamanda Bourdieu’nün bahsettiği ’fildişi kulelerini’ de kaybetme korkusudur. Çünkü akademisyen ancak üniversitedeki ofisi ile ontolojisini koruyabilir, dışarıda asosyal olduğu için bir hiçtir. Kulesinden bakan akademisyen, olayları da ancak yukarıdan gördüğü gibi yorumlar, sahanın bir parçası olamaz. Daha doğrusu toplumu bir parya modeli olarak görür. Odası, yani kulesi, onu yalıtan en büyük etkendir. Artık bu konfor Gazze için bozulmalıdır.” “28 Şubat’tan hala korkuyorlar” Palabıyık, “Akademisyenler hala 28 Şubat’ın hayaletinden korkuyorlar ve bu hayaletin hala ortalıkta dolaştığını iddia ediyorlar. Bir yandan fişlenme, öte yandan değişebilecek iktidar gibi olgular onlara inanılmaz bir korku aşılıyor. Akademik cübbe üzerine Filistin kefiyesi giymek ve bu halde çekilebilecek bir fotoğraf karesinin gelecekte önlerine çıkma ihtimali hala onlar için çok güçlü bir hayali varsayımdır. Bu kâbus üzerinden inşa ettikleri gündelik hayata dair korku, onların sonraki yıllarda yaşayabileceği olumsuzlukların önüne geçmek için kullanılan bir araçsal cihazlara dönüşmüş durumdadır. Maalesef, bu korku kendini muhafazakâr ve Müslüman olarak tanımlayan akademisyenlerde daha fazla görülüyor. Buna ahlaki ihanet veya muhafazakâr vefasızlık demek yanlış olmayacaktır” diye konuştu. “Feminist akademisyenler çürük kokuyor“ Gazze için hiçbir öğrenciye söz hakkının tanınmadığını ifade eden Palabıyık, “Lümpen burjuva denilecek bu kesimin özellikle Gezi ve feminist söylemlerle hareket ettiğini de unutmadık. Feminizmi LGBT’ye sürükleyen aklı evvellerin kendi derslerini Gezi Parkı’nda devam ettirmek için öğrencilerini üniversiteden çıkardıkları ve Gezi eylemlerine katılmalarını tavsiye ettikleri de gün gibi biliniyor. Lakin konu Gazze olunca tek bir öğrenciye söz hakkı tanınmıyor. Çünkü Gazze, Müslümanların yüzakı olduğu için, onların direnişinin ahlaki yönü engellenmek isteniyor. Bu nasıl bir akademik buhrandır? Bunlar insanlıklarını kaybetmiş” dedi.
Malatya Malatya’da 200 gram pide 10 TL oldu Malatya’da 7,5 TL olarak satılan pideler bugününden itibaren yapılan zam ile 10 TL’ye satılmaya başlanıldı. Ham maddedeki artışlar nedeniyle Malatya’da da pide fiyatları bugünden itibaren 10 TL’den satılmaya başlanıldı. Fırıncı esnafı depremden bu yanı 7,5 TL olarak satılan 200 gram ekmeğin oda kararı ile birlikte bugünden itibaren kent genelinde 10 TL olduğunu söyledi. Malatya’da fırıncı esnafı Hacı Pence, un başta olmak üzere ham maddeye yapılan zamlardan sonra şuana kadar kazançlarının olmadan satış yaptıklarını ifade ederek, “Rayiç belirlendi ama yeterli değil. Girdi maliyetleri, un fiyatları, işçilik ücretleri çok yüksek. Kazanmamız için 15 TL olması lazım ama şu anki fiyat 10 TL. İşçilik yüksek, verdiğimiz para yeterli gelmiyor, dolayısıyla işçi bulamıyoruz. 4 kişi çalışmamız gerekirken 2 kişi çalışıyoruz. Bir yıldır ekmeğe zam gelmemişti. Bir çuval un 700 TL, kira, işçiye 45 bin lira veriyoruz. Artan maliyetler nedeniyle ekmeğe zam yapıldı” dedi. Bir diğer fırıncı esnafı Ali Koçer ise ekmek yapımında gerekli olan maya, tuz ve un gibi ham maddelere uzun zaman önce zam yapıldığını hatırlatarak “Fiyat şu an için yeterli. Una aşırı derecede zam geliyor. Un geçen sene devlet destekliyken 390 TL iken desteğin kesilmesinden sonra 680 lira oldu. Maliyetler arttığı için ekmeğe zam yapıldı” diye konuştu.
İstanbul Bayraktar TB3 SİHA yerli motor ile rekor irtifaya çıktı Baykar’ın milli ve özgün olarak geliştirdiği Bayraktar TB3 SİHA, Yüksek İrtifa Sistem Performans Testini başarıyla tamamladı. Bayraktar TB3, yerli motor ile 33 bin feet irtifaya çıkarak rekor kırdı. Baykar tarafından milli ve özgün olarak geliştirilen silahlı insansız hava aracı Bayraktar TB3’ün test süreci başarıyla devam ediyor. İlk uçuşunu Cumhuriyet’in 100. yılına armağan olarak 27 Ekim 2023 tarihinde yaptıktan sonra orta ve yüksek irtifa performans testlerini başarıyla sürdüren SİHA, bir testi daha başarıyla tamamlayarak rekor kırdı. Yerli motorla rekor irtifa Bayraktar TB3 SİHA, Tekirdağ’ın Çorlu ilçesindeki AKINCI Uçuş Eğitim ve Test Merkezi’nde gerçekleştirilen uçuşta 33 bin feet irtifaya çıkarak Yüksek İrtifa Sistem Performans Testini başarıyla tamamladı. TEI tarafından yerli olarak geliştirilen PD-170 motoruyla havalanan milli SİHA, gerçekleştirilen yüksek irtifa uçuş testi sırasında yerli bir motorla şimdiye kadar çıkılan en yüksek irtifaya ulaştı. Bayraktar TB3 SİHA yerli motorla kırdığı irtifa rekoru ile Türk havacılık tarihine önemli bir imza attı. Milli havacılık tarihinin irtifa rekoru ise 45 bin 118 feet ile Baykar tarafından milli ve özgün olarak geliştirilen Bayraktar AKINCI TİHA’ya ait bulunuyor. Toplam uçuş 327 saate ulaştı Bayraktar TB3 SİHA bugüne kadar gerçekleştirilen test uçuşlarında toplam 327 saat 35 dakika havada kaldı. Milli SİHA, 20 Aralık 2023’te gerçekleştirilen uzun uçuş testinde yere inmeden 32 saat havada kalmış ve gökyüzünde 5 bin 700 km yol kat etmişti. Milli SİHA, milli kamera Bayraktar TB3 SİHA, 26 Mart 2024 tarihinde ilk kez Aselsan tarafından milli olarak geliştirilen ASELFLIR-500 ile uçtu. İcra edilen test kapsamında dünyadaki muadillerine göre en yüksek performansa sahip olan ASELFLIR-500 Elektro-Optik Keşif, Gözetleme ve Hedefleme Sistemi entegrasyonu başarıyla gerçekleştirildi. TCG Anadolu’dan ilk uçuş 2024’te Öte yandan Bayraktar TB3 SİHA’nın katlanabilen kanat yapısıyla TCG Anadolu gibi kısa pistli gemilerden kalkış ve iniş kabiliyetine sahip dünyadaki ilk silahlı insansız hava aracı olacağı öğrenildi. Baykar Yönetim Kurulu Başkanı ve Teknoloji Lideri Selçuk Bayraktar, Bayraktar TB3 için 2024 yılı içinde TCG Anadolu gemisinde testlere başlanmasını planladıklarını açıklamıştı. Görüş hattı ötesi haberleşme kabiliyetine de sahip olacak milli SİHA, bu sayede çok uzun mesafelerden kumanda edilebilecek. Böylece keşif, gözetleme, istihbarat ve taşıdığı akıllı mühimmatlar ile taarruz görevlerini deniz aşırı hedeflere karşı icra ederek Türkiye’nin caydırıcı gücünde çarpan etkisi yapacak. İhracat şampiyonu Başlangıçtan bugüne tüm projelerini öz kaynakları ile yürüten Baykar, 2003 yılındaki İHA Ar-Ge sürecinin başlangıcından itibaren tüm gelirlerinin yüzde 83’ünü ihracattan elde etti. 2021 ve 2022 yıllarında Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre savunma ve havacılık sektörünün ihracat lideri oldu. Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından 2023’te de sektörün ihracat şampiyonu olduğu açıklanan Baykar, geçen yıl 1.8 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Son yıllarda gelirlerinin yüzde 90’ından fazlasını ihracattan elde eden Baykar, 2023’te savunma ve havacılık sektöründeki ihracatın 3’te 1’ini tek başına yaptı. Dünyanın en büyük SİHA ihracatçısı olan Baykar’ın halihazırda imzalanan sözleşmelerinin yüzde 97.5’i ihracat kaynaklı gerçekleşti. Bayraktar TB2 SİHA için 33 ülkeyle, Bayraktar AKINCI TİHA için ise şimdiye kadar 9 ülke ile olmak üzere toplam 34 ülkeyle ihracat anlaşması imzalandı.