POLİTİKA - 20 Kasım 2019 Çarşamba 13:41

BBP Genel Başkanı Destici: "Sineyi millet sizi kabul eder mi, siz dönseniz dönseniz sineyi PKK’ya dönersiniz"

A
A
A
BBP Genel Başkanı Destici: "Sineyi millet sizi kabul eder mi, siz dönseniz dönseniz sineyi PKK’ya dönersiniz"

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, “(HDP) Bu belediye başkanlarının görevden alınarak kayyum atanmasına karşılık istifa edeceklermiş ve sineyi millete döneceklermiş.

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, “(HDP) Bu belediye başkanlarının görevden alınarak kayyum atanmasına karşılık istifa edeceklermiş ve sineyi millete döneceklermiş. Sineyi millet sizi kabul eder mi, siz dönseniz dönseniz sineyi PKK’ya dönersiniz ve dönün ve zaten sizin o Mecliste yeriniz yok” dedi.


BBP Genel Merkezi’nde gazetecilere açıklamalarda bulunan Destici, gündemde yer alan konuları değerlendirdi. Destici, son günlerde başörtülü vatandaşlara yönelik gerçekleştirilen çirkin saldırılara ilişkin, “Ülkemiz geçmişte çok istemediğimiz günler yaşadı. Toplumumuz Alevi-Sünni, sağcı-solcu, laik-anti laik ve Kürt-Türk diye ayrıştırılmaya çalışıldı. Bunların hiçbirine bu millet taviz vermedi. Geçmiş yıllarda en temel insan inan hakkı olan kişilik hakların kullanılmasına müsaade edilmesi. Uzun yıllar Türkiye bunun mücadelesini verdi. Allah’a şükür şu anda böyle bir derdimiz yok. Görülüyor ki başörtüsü bir kavga aracı da değilmiş, başörtüsü ile okula gidildiğinde ya da hastanede çalışıldığında veya polis olunduğunda efendim Türkiye’de bundan zarar görmüyormuş ve tam tersine fayda görüyormuş. Bir ayrışma değil, bir bütünleşmeye vesile olduğunu bütün bu yasakların kalkması ile birlikte gördük. Ama maalesef bunu içine sindirememiş olanlar var. Geçtiğimiz günlerde sebepsiz yere başörtülü kızlarımıza değişik yerlerde yapılan saldırılan bunun göstergesi ve buna ilişkin hakaret içerikli videolar var. En önemli kazancımız şu ve toplumun tüm kesiminden bunlara tepki gösterildi. Toplumumuz tüm kesimindeki çevrelere teşekkür ederim” dedi.



“1974’ü hatırlatırız”


“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) bağımsız bir Türk devletidir” diyen Destici, “Bizim yavru vatanımızdır. Bağımsızlığını ilan ettiği günden bu güne kadar başta Kıbrıs’taki Rum kesimi olmak üzere Yunanistan ve diğer batılı ülkeler bu bağımsızlığı bırakın kabul etmeyi hazmedebilmiş değillerdir. Amaçlarının ne olduğu son dönemde ortaya çıkan gelişmelerle belirginleşmiştir. Hedef Akdeniz’in doğal zenginlikleridir. Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon kaynaklarıdır. KKTC’nin varlığı bu tür emellerine engel olarak görülmektedir. En son Rum kesiminde KKTC’nin bayrağının yakılması bunun bir sonucudur. Bunu kınıyoruz ama bayrağımızı yakmakla ne KKTC’yi ortadan kaldırabilecekler ne de adadaki Türk varlığına son verebilecekler. Biz şayet daha ileri noktaya giderlerse 1974’ü hatırlatırız. Hiç kimsenin aklından adadaki Türk varlığını sona erdirme ya da Kıbrıs’ın etrafındaki doğal zenginlikleri Türkiye’nin ve KKTC’nin olmadığı bir konsorsiyumla paylaşmaya müsaade etmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.


Zulmün tüm coğrafyalarda özellikle Müslümanlara ve Türklere yönelik devam ettiğini belirten Destici, “Filistin Batı Şeria bunlardan birisi. İsrail, Filistin’in tamamına yakınını işgal etti. 1946’da İsrail’in kurulmasından bu güne kadar Filistin kalmamış neredeyse. 74 sene içerisinde gelinen nokta burasıdır. ABD’nin Dışişleri Bakanı açıklama yapıyor, Filistin topraklarındaki bu işgali yasa dışı görmediklerini belirtiyor, yani bunu meşrulaştırmış oluyor. ABD bunu dünyanı pek çok noktasında yaptı. Bütün anlaşmalar ortada olmasına rağmen İsrail, Filistin’i işgal ediyor ve dünya buna sessiz kalıyor. Barış Pınarı Harekatı’na ses yükselten Arap ülkeleri nerede, Arap Birliği nerede iş İsrail’e, ABD’ye gelince niye sesiniz çıkmıyor. Çünkü o Arap ülkelerini yönetenler ABD’nin, siyonizmin kuklasıdır. Bu kararı tanımadığımızı bildiriyoruz” şeklinde konuştu.



“Dönseniz dönseniz sineyi PKK’ya dönersiniz”


Ülke içerisinde terörle mücadelenin devam ettiğini hatırlatan Destici, "HDP’li yani PKK’lı sözde belediye başkanları alınmakta ve yerlerine kayyumlar atanmaktadır. Biz başından itibaren dedik ki tamamını alında tamamına kayyumları atayın dedin. Bunların hepsi PKK’ya hizmet ediyor. Alınanlar değil alınmayanlar da PKK’ya hizmet ediyor. PKK’nın meclisteki temsilcilerine ben artık PKK’nın siyasi uzantısı demiyorum PKK’nın ta kendisi diyorum. Bu belediye başkanlarının görevden alınarak kayyum atanmasına karşılık istifa edeceklermiş ve sineyi millete döneceklermiş. Sineyi millet sizi kabul eder mi, siz dönseniz dönseniz sineyi PKK’ya dönersiniz ve dönün ve zaten sizin o mecliste sizin yeriniz yok hepsi istifa etsin ve HDP’yi kapatsınlar ve Kandil’e kadar gitsinler onları paklayacak anca orasıdır. Onların gazi mecliste bulunmaları büyük bir hatadır” dedi.



“Erken emeklilik değil hak mücadelesi”


Son günlerde kamuoyunda ciddi bir yer tutan “Emeklilikte Yaşa Takılanlar” tartışmasına dahil olan Destici, “EYT ile kamuoyunda bir takım yanlış anlaşılmalar var. Erken emeklilik değil bir hak mücadelesi vermektedirler. Eylül 1999’dan önce işe başlayanlar içindir bu. Buradan önce işe başlayanlara devlet demiştir ki erkeklerde 25 kadınlar 20 yıl şu k adar iş günü çalıştığında emekli olursunuz denmiştir. 1999’da kural değişmiştir. Dolayısıyla bunlar erken emeklilik değil daha önce devlet tarafından kendilerine verilen hakkın yerine getirilmesini istiyorlar. Bunun maliyeti ile ilgili bir takım rakamlar konuşuluyor, ben şahsen bu rakamların gerçeği yansıtmadığını düşünüyorum, maliyetin açıklanan rakamların çok altında olduğuna inanıyorum. Bizim yaptığımız çalışmalar bunu gösteriyor. BU EYT’liler kaç kişidir net olarak, bu kişiler ne zaman emekli olmayı hak ediyorlar, bu konunda çıksa 2020 yılında kaç kişi bundan faydalanacaktır, emekli olanlara ne kadar emekli aylığı alacaktır? Eğer bunların olarak kamuoyuna açıklanırsa hesapta kendiliğinden çok net olarak ortaya çıkar” yorumunda bulundu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara ATO Başkanı Baran: “Türkiye’nin 21. Serbest Bölgesi için en uygun şehir Ankara’dır” Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, serbest bölgelerin ihracata yönelik yatırım ve üretimi teşvik etmek, doğrudan yabancı yatırım ve teknoloji girişini hızlandırmak, ihracatı geliştirmek, istihdamı artırmak gibi faydalar sağladığını belirterek, “Ankara’ya Serbest Bölge kurulmasını talep ediyoruz” dedi. ATO Başkanı Baran, yaptığı yazılı açıklamada Türkiye ekonomisine İstanbul’dan sonra en çok katkıyı sağlayan başkent Ankara’nın 12,4 milyar dolar ihracat, 17,7 milyar dolar ithalatla Türkiye’nin en çok ihracat yapan dördüncü, en çok ithalat yapan üçüncü ili olduğunu, organize sanayi bölgeleri, teknokentleri ile tam bir üretim ve ticaret merkezi niteliği taşıdığını belirterek, Türkiye’nin 21. Serbest Bölgesi’nin kurulması için en uygun şehir olduğunu dile getirdi. Baran, Türkiye’de halihazırda faaliyet yürütülen 18 Serbest Bölge’nin 2023 yılında 12,7 milyar dolar ihracat gerçekleştirdiğini ve 100 bin kişiye istihdam sağladığını ifade ederek, “19. Serbest Bölge, İzmir Bergama’da 18 Mart tarihinde Ticaret Bakanımız Ömer Bolat’ın katılımıyla açıldı. 20. Serbest Bölge’nin de Menemen’de açılmasına ilişkin karar alındı. Serbest bölgelerin yer ve sınırlarını belirlemeye Cumhurbaşkanımızın yetkili olduğu ilgili yasal düzenlemelerde yer alıyor. Buradan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a, 21. Serbest Bölge için Ankara olarak talip olduğumuzu duyurmak ve serbest bölge talebimiz konusunda çağrıda bulunmak istiyorum. Türkiye’nin 21. Serbest Bölgesi’nin kurulması için en uygun şehir Ankara’dır” diye konuştu. Baran, Başkent’e serbest bölge kurulması konusundaki taleplerini Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın 26 Eylül 2023 tarihinde katıldığı ATO Meclis Toplantısı’nda da dile getirdiğini hatırlattı. Başkent’in raylı ulaşımda bir merkez konumunda olduğunu, Ankara’dan İstanbul’a, Konya’ya, Eskişehir’e, Yozgat’a, Sivas’a Yüksek Hızlı Tren bulunduğunu, Türkiye’nin dört bir yanına da demiryolu ile bağlantıları bulunduğunu kaydeden Baran, Ankara’nın Türkiye’deki karayolu ağının da tam ortasında yer aldığını söyledi. Baran, Ankara’nın gelişen üretim kapasitesi, organize sanayi bölgeleri ve teknokentleriyle üretim hacmi kadar katma değeri yüksek ürünler üreten bir şehir olduğuna da dikkat çekerek, “Ankara’mız üniversiteleri ve sanayi bölgeleri ile yoğun göç alan bir merkez. Ankara’da bir serbest bölge kurulması üretime, istihdama ve ihracata ivme kazandıracaktır” diye konuştu.
İstanbul Enerji alanında düzenlemeler içeren kanun teklifi Meclis’te kabul edildi Enerjide düzenlemeler içeren kanun teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edildi. Enerji alanında düzenlemeler içeren Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edildi. Kanuna göre, Ulusal Maden Kaynak ve Rezerv Raporlama Komisyonu (UMREK) koduna göre raporlama zorunluluğu sadece "4. Grup" maden işletme ruhsatları açısından devam edecek. Böylece bunun haricindeki maden grupları açısından bu zorunluluk ve mevcut taksir yaptırımı kaldırılıyor. Düzenleme 28 Şubat 2024 tarihinden geçerli olacak. Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü, arama ruhsatı alarak bulduğu madenler için UMREK koduna göre rapor hazırlama şartı aranmaksızın MTA tarafından hazırlanan raporlar ile buluculuk hakkını kazanacak. İçme-kullanma suyu temin edilen rezervuarlar ve sulak alanlar ile Kıyı Kanunu kapsamında kalan kıyı ve sahil şeritleri hariç olmak üzere denizler, baraj gölleri, suni göller ve tabii göllerin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca yenilenebilir enerji kaynak alanı olarak ilan edilen alanlarında imar planı yapılmaksızın yenilenebilir enerji üretim santralleri kurulabilecek. İçme-kullanma suyu temin edilen rezervuarlar ve sulak alanlar ile yasa kapsamında kalan kıyı ve sahil şeritleri hariç olmak üzere baraj gölleri, suni göller ve tabii göllerde imar planı yapılmaksızın Elektrik Piyasası Kanunu’na göre hidrolik kaynaklara dayalı önlisans veya üretim lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından yenilenebilir enerji kaynağına dayalı birden çok kaynaklı üretim tesisi kurulması mümkün olacak. Söz konusu alanlarda Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğüne veya sulama birliklerine ait tarımsal sulama amaçlı tesislerin elektrik ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü veya Genel Müdürlüğün izniyle sulama birlikleri tarafından yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı lisanssız elektrik üretim tesisi kurulabilecek. Öte yandan, teklifin bu düzenlemelerini içeren 4. maddesi, Danışma Kurulu kararıyla, tekriri müzakere önergesiyle yeniden görüşüldü. Maddeye, belediye sınırları içinde yer alan söz konusu alanlarda DSİ Genel Müdürlüğünün izniyle ilgili belediyeler ve bağlı kuruluşları tarafından yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı lisanssız elektrik üretim tesisi kurulabilmesine yönelik düzenleme de eklendi. Doğal gazın sıvılaştırılması Doğal Gaz Piyasası Kanunu’na "doğal gazın sıvılaştırılması" tanımı eklenerek, Türkiye’nin doğal gazda ticaret merkezi olma hedefleri çerçevesinde hem yerli üretim doğal gazın hem de farklı kaynaklardan ithal edilen veya ithal edilecek doğal gazın ülkede sıvılaştırılarak dünya piyasalarına LNG olarak pazarlanabilmesi hedefleniyor. Yüzen LNG tesislerinin işletilmesi ve yer değişikliği kapsamında sağlanacak istisnalar, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının görüşü alınarak Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) tarafından bu düzenleme uyarınca yayımlanan usul ve esaslara göre belirlenecek. Mevcut depolama tesisleri, mevcut tesislerdeki kapasite artışları veya yeni yapılacak tesisler, kullanım oranları veya rekabet koşulları dikkate alınarak düzenlemenin sisteme erişime ilişkin hükümlerinden Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının görüşü alınarak Kurul kararı ile belirli süre muaf tutulabilecek. Depolama şirketleri verecekleri hizmetlere ilişkin birim bedelleri ve tesis kapasitelerini yayımlamak zorunda olacak. Yurt içinde üretilen veya ithal edilen doğal gazın sıvılaştırılarak yurt dışına ihraç edilmesi ya da yurt içinde yeniden satışı amacıyla kurulacak sıvılaştırma tesislerini işletecek tüzel kişilerin Kuruldan lisans almaları gerekecek. Doğal gaz sıvılaştırma lisansı başvurusunda bulunan tüzel kişilerin teknik ve ekonomik güce sahip olmaları ve yönetmeliklerde belirtilen diğer şartları taşımaları zorunlu olacak. Sıvılaştırma tesislerinde yürütülen faaliyetler depolama faaliyeti olarak sayılmayacak. Sıvılaştırma tesisi işletmecileri faaliyet gösterdikleri tesislerin ilgili standartlara ve teknik kriterlere göre yapılması ve işletilmesinden sorumlu olacak. Sıvılaştırma tesislerinde yürütülecek faaliyetlere ilişkin usul ve esaslar Bakanlık görüşü alınarak Kurul tarafından belirlenecek. YEKA yarışmaları Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun’da yapılan değişiklikle, Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı (YEKA) yarışmalarına ilişkin usul ve esaslar, ilgili yarışma şartnamesinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından belirlenecek. Yarışma sonucunda oluşan fiyat veya bedel, yarışma şartnamesinde belirlenecek süre boyunca YEK Destekleme Mekanizması kapsamında değerlendirilecek. 10 yıllık süresini bitiren lisanssız üretim faaliyeti kapsamındaki tesisler, talep halinde ve lisans alma bedeli ile lisans süresi boyunca elektrik piyasasında oluşan saatlik piyasa takas fiyatını, tesis tipi bazında uygulanan güncel YEK Destekleme Mekanizması fiyatından fazla olması halinde aradaki fiyat farkının YEK Destekleme Mekanizmasına katkı bedeli olarak ödeyerek lisanslı üretim faaliyetine geçebilecek. Bu kapsamdaki başvurular için uygulanacak lisans alma bedeli, lisans süresi ve lisanslı üretim faaliyetine geçilmesine ilişkin diğer hususlar EPDK tarafından ayrıca belirlenecek. Lisanssız üretime devam edecek tesislerde üretilecek ihtiyaç fazlası elektrik enerjisi için elektrik piyasasında oluşan piyasa takas fiyatını geçmemek üzere uygulanacak fiyat ve uygulamaya ilişkin usul ve esaslar, Cumhurbaşkanı tarafından belirlenecek. Enerji verimliliği projelerinin desteklenmesi Enerji Verimliliği Kanunu’na ’başvuru sahibi’, ’spesifik enerji tüketimi’ ve ’karbon yoğunluğu’ tanımları ekleniyor. Enerji verimliliği projelerinin desteklenmesi, enerji veya karbon yoğunluğunun veya spesifik enerji tüketiminin azaltılmasıyla ilgili uygulamalara yönelik usul ve esaslar belirleniyor. Buna göre, enerji verimliliğini artırmak amacıyla hazırlanan projeler, Bakanlık tarafından 15 milyon lirayı geçmemek kaydıyla bedellerinin en fazla yüzde 30’u oranında desteklenecek. Bu kapsamdaki destekler hibe veya faiz desteği şeklinde verilecek. Destek bedeli her yıl, bir önceki yıla ilişkin ilan edilen yeniden değerleme oranında, takvim yılı başından geçerli olmak üzere artırılacak. Enerji veya karbon yoğunluğunu veya spesifik enerji tüketimini Bakanlığın belirlediği kriterler çerçevesinde azaltan başvuru sahiplerine, ödenek imkanları göz önüne alınmak ve 10 milyon lirayı geçmemek kaydıyla, kriterlerde belirlenen yıla ait enerji giderinin en fazla yüzde 30’u oranında destek ödemesi yapılacak. Destek bedeli her yıl, bir önceki yıla ilişkin ilan edilen yeniden değerleme oranında, takvim yılı başından geçerli olmak üzere artırılacak. Enerji verimliliği projelerinin ve enerji veya karbon yoğunluğunu veya spesifik enerji tüketimini azaltan başvuru sahiplerinin desteklenmesi ile ilgili usul ve esaslar Bakanlık tarafından yönetmelikle düzenlenecek. Bakanlık tarafından enerji verimliliği desteklerine ilişkin iş ve işlemlerde mevzuat ile belirlenen hükümlere aykırı davranılması, sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenlenmesi veya kullanılması, yanlış ve yanıltıcı bilgi verilmesi veya herhangi bir usulsüzlük tespit edilmesi halinde, başvuru veya proje sahiplerine ödenen desteklerin, ödeme tarihinden itibaren belirlenen oranda hesaplanarak faizi ile birlikte bir ay içinde ödenmesi istenecek. Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu, enerji verimliliğinin artırılması ile yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarından yararlanılmasına yönelik araştırma ve geliştirme projelerini öncelikle destekleyecek. Bu projelerin yönlendirilmesinde ve değerlendirilmesinde Bakanlığın görüşü alınacak. Geçici süreli elektrik enerjisi talepleri Elektrik Piyasası Kanunu’nda yapılan değişiklikle, olağanüstü hal kararı alınan veya genel hayata etkili afet bölgesi olarak kabul edilen yerlerde, elektrik hizmetlerinin kesintisiz karşılanabilmesi için geçici süreli elektrik enerjisi talepleri Kurul kararı ile belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde karşılanabilecek. Elektrik dağıtım tesisleri veya nakil hatlarına ilişkin irtifak alanı, en düşük yaklaşım mesafesi, iletkenin salınım mesafesi ve direkler arası uzaklık dikkate alınarak ilgili mevzuata göre belirlenecek. Böylece fahiş kamulaştırma bedelleri belirlenmesinin önüne geçilmesi ve kamu kaynaklarının tasarrufuyla yatırımların artırılması hedefleniyor. Yenilenebilir enerji kaynak alanları yarışmaları sonucunda imzalanan sözleşmeler nedeniyle hak kazanılmış olanlar hariç, düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten önce mevcut olan üretim lisanslarını, ön lisanslarını, lisans başvurularını sonlandırmak veya kurulu güç düşümü suretiyle tadil etmek isteyen tüzel kişilerin 2 ay içerisinde Kuruma başvurmaları halinde başvuruları sonlandırılarak veya tadil edilerek Kuruma sundukları teminatları kısmen ya da tamamen iade edilecek. Söz konusu yarışmalar sonucunda imzalanmış sözleşmelerini iptal etmek isteyen tüzel kişilerin düzenlemenin yürürlüğe girmesinin ardından iki ay içerisinde Bakanlığa başvurmaları halinde tüm hak ve yükümlülükleri sona erecek, başvuruları sonlandırılacak, Bakanlığa ve Kuruma sunduğu teminatları iade edilecek. Nükleer Düzenleme Kanunu’nda yapılan değişiklikle, nükleer madde taşıyan kişinin talebi, nükleer tesis işletenin muvafakati ve Nükleer Düzenleme Kurumunun onay yönündeki kararıyla, taşıyıcının sorumlu olabilmesine imkan tanınıyor. Buna göre, işleten, nükleer maddelerin taşınmasına ilişkin sigorta yaptırma veya teminat gösterme yükümlülüğünü Kurumun onaylaması şartıyla taşıyıcıya devredebilecek. Yükümlülüğü devralan taşıyıcı, düzenleme kapsamında işleten olarak sorumlu olacak.