SPOR - 15 Ocak 2020 Çarşamba 18:26

Hasan Davulcu: “2020 yılı içerisinde olimpiyatlar öncesinde 20 federasyonumuzu denetleyeceğiz”

A
A
A
Hasan Davulcu: “2020 yılı içerisinde olimpiyatlar öncesinde 20 federasyonumuzu denetleyeceğiz”

Gençlik ve Spor Bakanlığı Rehberlik ve Denetim Başkanı Hasan Davulcu, “2020 yılı içerisinde olimpiyatlar öncesinde 20 federasyonumuzu denetleyeceğiz” dedi.

Gençlik ve Spor Bakanlığı Rehberlik ve Denetim Başkanı Hasan Davulcu, “2020 yılı içerisinde olimpiyatlar öncesinde 20 federasyonumuzu denetleyeceğiz” dedi.


Ankara’da süren Spor Kulüpleri ve Federasyonları Çalıştayı’nın üçüncü gününde Gençlik ve Spor Bakanlığı Rehberlik ve Denetim Başkanı Hasan Davulcu, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. 2020 yılında rehberlik ve denetleme çalışmalarının süreceğinin altını çizen Hasan Davulcu, “Ülkemizde şu ana kadar yapılan en geniş tabanlı, bütün tarafların olduğu, herkesin sorunları beklentilerini dile getirebildiği çalıştayımız devam ediyor. Umarız Türk sporu için faydalı olur. Her alanda olduğu gibi federasyonlarda da, kulüplerin, insanların olduğu yerde de denetim var. İnsan olan yerde hata olur. 2020 yılında rehberlik ve denetim çalışmalarımız devam edecek. Gençlik ve Spor Bakanlığı 81 il müdürlüğünde 763 yurtta, 39 gençlik kampında, 369 gençlik merkezinde yaklaşık 65 bin personelle hizmet veriyor. Buraları denetliyoruz” ifadelerini kullandı.



“2020 yılı içerisinde olimpiyatlar öncesinde 20 federasyonumuzu denetleyeceğiz”


Denetlemenin temel amacını da anlatan Davulcu, şöyle devam etti:


“Federasyonlara biliyorsunuz kamu kaynakları aktarılıyor. Bu anlamda federasyonlarımızın tamamı bakanlığımızın denetiminde. Aktarılan kamu kaynaklarının etkin verimli kullanılabilmesi, adil paylaşılma, doğru yere doğru şekilde aktarılabilmesi dolayısıyla sportif başarılarımıza olumlu etki edebilecek sonuçlar doğurabilmesi açısından önemli. Biz de bu anlamda 2020 yılı içerisinde olimpiyatlar öncesinde 20 federasyonumuzu denetleyeceğiz. Burada asıl amacımız arkadaşların hatasını olabildiğince düzeltme yönünde uyarılarda bulunmak, onları doğru yola kanalize yapabilmek, hatalarını önlemeye çalışmak. Rehberlik ayağımızı güçlendirmek. Onlarla masada denetim yaparken öte taraftan çalışma arkadaşlarımızla tribünlere gidip onları destekliyoruz. Çocuğunu, oğlunu, kızını evladını spora gönderen ailelerin olanaklardan eşit şekilde faydalanmasını temin etmek ve güvence oluşturmak bizim işimiz. Diyelim ki bir spora kanalize olan gencimiz, federasyon ya da ilgili kulübün hatasından kaynaklı bir problem yaşar ve mağdur olursa başvurabileceği merci biziz. Biz de kamunun denetim mekanizmasını kullanarak, oradaki o yanlışı düzeltmekle görevliyiz.”



“Yüz yüze çözmeye çalıştığımız onlarca konu masamıza geliyor”


Cuma günü çalıştayın sonuçları ile ilgili bir bildirge yayınlanacağını belirten Davulcu, “Bu bildirgede bütün alanlarla ilgili görüşler olacak. Bu görüşleri kanun yapma sürecinde meclise aktarmak bakanlığımızın uhdesinde olacak. İnanıyorum ki cuma gününün sonunda Türk sporuna, federasyon ve kulüplerine ilişkin masaya yatırılmış ve sonuçlandırılmış bir fikir ortaya çıkmış olacaktır diye düşünüyorum. Size yansımayan gerek CİMER üzerinden gerekse de yüz yüze çözmeye çalıştığımız onlarca konu masamıza geliyor. Bunları değerlendirmeye ve çözmeye çalışıyoruz” şeklinde konuştu.



“Antrenörlük yönetmeliği bu sene değişti”


3 yılda bir federasyonlarımızı denetlediklerini dile getiren Hasan Davulcu, “Denetlemediğimiz zaman bazı problemlerle karşılaşabiliyoruz. Bakanımızda ifade etti, herkesin şapkasını önüne koymalı, problemlerini açık açık ifade etmesi lazım. Geçmişte yaşadığımız sıkıntıları herkesin ifade edebilmesi lazım, diye ifade etti. Federasyonlar bakanlığa karşı sorumlu. Geçen sene 50’ye yakın soruşturma yaptık. Antrenörlük yönetmeliği bu sene değişti. 2020 yılında federasyonların bu yönetmeliklere uygun hareket edip etmediklerini de denetleyeceğiz” diyerek açıklamalarını sonlandırdı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak 8 işçinin öldüğü davada 3 sanığa hapis, 6 sanığa beraat talep edildi Zonguldak’ta 8 işçinin öldüğü 8’inin de yaralandığı maden faciası davasında yargılanan 3 sanık ile aralarında eski TTK yöneticilerinin de bulunduğu 6 sanığın birleştirildiği dosyada Cumhuriyet Savcısı mütalaasını sundu. Kozlu ilçesinde 7 Ocak 2013 günü meydana gelen metan gazı püskürmesi olayında 8 işçi hayatını kaybetti. 8 işçi ise yaralandı. Olaya ilişkin 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada Yargıtay 12. Ceza Dairesince haklarında verilen mahkumiyet kararı bozulan 3 tutuksuz sanıktan proje sorumlusu E.K. ile emekli TTK Genel Müdürü Rıfat D. ve kurum yöneticisi M.A. yer aldı. Ölen işçilerin yakınları ile taraf avukatlarının da hazır bulunduğu duruşmada sanık E.K. suçlamaları kabul etmedi. İhalenin iki aşamalı olduğunu ve ihale sürecinin 2003 yılında başladığını kendisinin ise 2011 yılında görev aldığını söyleyen E.K., “Bu yıllar arasındaki gerek kurumun gerek işverenin yapmadığı veya eksik veya hatalı yaptığı işler ben o tarihte çalışıyormuşum gibi bana atıfta bulunarak kusurlu olduğumu belirten raporları kabul etmiyorum. Bozma ilamında proje hazırlayan benmişim gibi bahsedilmiş ancak projeyi hazırlayan ben değilim, TTK’dir. Bilirkişi raporlarında bu süreçlerde tek yetkili benmişim gibi rapor düzenlenmiş ancak ben talimatlarla çalışırım” dedi. Olayın dünya tarihinde ikinci kez yaşanan büyük bir olay olduğunu öne süren E.K., “Olaydan önce böyle bir olay yaşanabileceği öngörülememiştir. Öyle ki bu olaydan sonra yönergeler değişmiştir. Kanunlarımız dahil bu olayı daha önce öngörememiştir. Daha önce alınan bilirkişi raporlarında çelişkili ifadeler mevcuttur. Bunun haricinde asıl işveren ile Star A.Ş. arasındaki iş ilişkisinin muvazaalı olduğuna dair Yargıtay kararı mevcuttur. Dolayısıyla muvazaanın olduğu iş ilişkisinde iş güvenliğine ilişkin sorumluluk asıl işverene aittir. Bu nedenlerle tekrar bilirkişi raporu alınmasını talep ederim. Bu olay yönetmelikleri değiştiren bir olaydır. Bu nedenle hakkımda bilinçli taksir hükümlerinin uygulanmamasını talep ederim” diye konuştu. Ölen işçilerin yakınlarının avukatı Murat Kemal Gündüz de Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin bozma ilamına uyulmasını talep etti. Gündüz, mahkumiyet verilen sanıkların eylemlerini bilinçli taksirle gerçekleştirdikleri yönündeki hususun netleştiğini söyleyerek şöyle devam etti: "Dolayısıyla esas dosya yönünden kusur durumu yönünden dosya netleşmiş olup bu yönden yeniden rapor aldırılmasına gerek bulunmamaktır. Ancak esas dosyadaki Yargıtay bozma ilamında kaçınılmazlık ilkesinin somut olayda bulunmadığı, Star A.Ş’nin yetkin bir firma olmadığı hususlarının belirtildiği, birleşen dosya açısından ise alınan her iki raporun Yargıtay ilamıyla çelişir şekilde sanki kaçınılmazlık ilkesi varmış ve Star A.Ş. yetkin bir firmaymış gibi değerlendirilerek birleşen dosya sanıklarının kusursuz olduğuna dair rapor düzenlenmiştir. Bu nedenlerle Yargıtay ilamıyla çelişen birleşen dosyadaki raporlara itirazlarımızı tekrar ediyoruz ve birleşen dosya yönünden rapor alınmasını talep ediyoruz." Emekli Sayıştay üyelerinin yer aldığı bilirkişi raporu hazırlanmasını talep etti Sanıklardan eski TTK çalışanı M.A. ise kurumda ihale sürecinin her yıl düzenli olarak Sayıştay tarafından denetlendiğini hatırlatarak şöyle dedi: “Eksiklikler tespit edilseydi raporda yer alırdı. Dolayısıyla bu tür düzenlenen raporlarda 5 yıl süre içerisinde firmanın yetersiz olduğuna dair herhangi bir tespit yoktur. Kaza olmasaydı böyle bir konu gündeme gelmeyecekti. Bu konulardan dosyanın emekli Sayıştay üyelerinden oluşan bilirkişi kurulundan rapor aldırılmasını talep ederim.” Eski TTK Genel Müdürü Rıfat D. ise suçlamaları kabul etmeyerek beraatini talep etti. Cumhuriyet Savcısı ise dosyadaki bilirkişi raporlarının yeterli olduğunu belirterek “Yeniden rapor aldırılması yönündeki tüm taleplerin reddine ve ayrıca dosya tekamül ettiğinden ve araştırılacak başkaca bir husus kalmadığı açıkça anlaşıldığından tevsi tahkikat talepleri açısından da yine tüm taleplerin reddine karar verilmesi talep olunur” görüşüne yer verdi. Cumhuriyet Savcısının görüşü üzerine söz alan Avukat Gündüz, “İddia makamı celse arasında birleşen dosyada rapor alınmasına dair yazılı beyanda bulunmuştu. Bu celse ise dosyadaki mevcut raporların yeterli olduğunu beyan ederek bilirkişi raporları alınması yönündeki taleplerin reddine karar verilmesini talep etti. Biz birleşen dosya yönünden yeniden alınması talebimizi yineliyoruz. Zira aksi halde esas dosyadaki Yargıtay ilamıyla birleşen dosyadaki bilirkişi raporları çelişecektir” dedi. Mahkeme heyeti ise yeniden bilirkişi raporu alınması taleplerini oy birliği ile reddetti. Cumhuriyet Savcısı mütalaasında sanıklar E.K., Ş.S.D. ve A.A. hakkında bilinçli taksir suçlamalarıyla ayrı ayrı cezalandırılmalarına; aralarında eski TTK Genel Müdürlerinin de bulunduğu ve 6 sanığın yer aldığı Zonguldak 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nden birleştirilen dosyadaki sanıkların ise beraatlerini istedi. Avukat Gündüz ise mütalaanın birleşen dosyaya yönelik bölümüne katılmadıklarını, bilirkişi raporlarının Yargıtay ilamıyla çeliştiğini söyleyerek savunma için süre istedi. Mahkeme heyeti mütalaaya savunma yapılması için süre vererek duruşmayı 12 Haziran 2024 tarihine erteledi.
Erzurum ER-VAK’tan Nafiz Bey apartmanının müzeye çevrilmesine teşekkür Er-Vak Başkanı Erdal Güzel, Milli Mücadelenin fedakâr şahsiyetlerinden Erzurumlu Nafiz Kotan’ın Ankara’da yapmış olduğu apartmanın müzeye çevrilmesinin geç kalınmış bir vefa göstergesi olduğunu ifade ederek yine de gösterilen bu hassasiyetin Erzurumluları ziyadesiyle memnun ettiğini belirtti. Güzel, Erzurum Kalkınma Vakfı olarak 2005 yılından beri Nafiz Kotan isminin yaşatılması ve hatırlanması konusunda önemli çalışmalar yaptıklarını, ülke genelinde ciddi bir farkındalık oluşturmalarına rağmen arzu edilen bir noktaya ulaşamadıklarının üzüntüsünü yaşadıklarını söyledi. İstiklâl Savaşı sırasında Mustafa Kemal’e “Tüm servetim milli mücadelenin emrindedir paşam. Vatan kurtulursa hepimiz kurtulacağız. Fakat Allah göstermesin, bu mukaddes toprakları kaybedersek benim servetimin ne kıymeti kalır” diyerek orduya dört tayyare alıp, iki tayyare parası bağış yapan Nafiz Bey’in vefat ettiği Erzurum’da mezarının dahi olmamasının büyük bir vefasızlık olduğunun altını çizen Güzel, Erzurum Hava Limanı isminin “Erzurum Nafiz Bey Hava Limanı” olarak değiştirilmesi isteklerini bu vesile ile tekrarlayarak, Nafiz Bey’in Ankara’da yaptığı ilk asansörlü ve kaloriferli apartmanın müzeye çevrilmesini ilk adım olarak değerlendirdikleri belirtti. Güzel, Er-Vak‘ın, Nafiz Bey konusundaki taleplerinin takipçisi olacaklarını, Nafiz Bey Apartmanı’nın müzeye çevrilmesini düşünen ve gerçekleştiren ilgili birimlere Erzurumlular olarak şükranlarını sunduklarını kaydetti.