SAĞLIK - 30 Mart 2020 Pazartesi 22:59

44 ilde 73 merkez “Covid-19 Tanı Laboratuvarı” olarak yetkilendirildi

A
A
A
44 ilde 73 merkez “Covid-19 Tanı Laboratuvarı” olarak yetkilendirildi

Sağlık Bakanlığı tarafından Türkiye genelinde 44 ilde 73 merkezin “Covid-19 tanı laboratuvarı” olarak yetkilendirildiği duyuruldu.

Sağlık Bakanlığı tarafından Türkiye genelinde 44 ilde 73 merkezin “Covid-19 tanı laboratuvarı” olarak yetkilendirildiği duyuruldu. Yetkisi olmadığı halde Covid-19 tanı testlerini çalıştığı tespit edilen merkezler hakkında ise yasal inceleme ve cezai işlem başlatılacak.


Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü (HSGM) tarafından COVİD-19 tanı laboratuvarlarının yetkilendirilmesine ilişkin resmi yazı 81 il valiliğine gönderildi. İlk kez Aralık 2019’da Çin’in Vuhan kentinde görülen korona virüs (Covid-19) ile ilişkili vaka sayısının kısa süre içerisinde ciddi bir şekilde artarak pandemi haline dönüştüğü belirtilen yazıda, “Ülkemizde de hızla yayılmaya devam eden Covid-19 kaynaklı enfeksiyonların tanısı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü (HSGM) Mikrobiyoloji Referans Laboratuvarı ve Biyolojik Ürünler Daire Başkanlığı koordinasyonunda yürütülmektedir. Bu amaçla ülke genelinde laboratuvar tanı kapasitesinin artırılmasına yönelik Covid-19 Tanı Laboratuvarlarının yetkilendirilme çalışmaları başlamıştır. Bu kapsamda ilk aşamada ülke genelinde hizmet vermek üzere 37 Covid-19 Tanı Laboratuvarı HSGM tarafından resmi olarak 21.03.2020 tarihi itibariyle yetkilendirilmiştir. Bu laboratuvarlara ilaveten yetkilendirilmiş 36 Covid-19 Tanı Laboratuvarı listesi ekte yer almaktadır. Ülke genelinde toplam 44 ilde 73 merkez Covid-19 Tanı Laboratuvarı olarak yetkilendirilmiştir. İlgili laboratuvarlara Covid-19 yetkilendirme ve protokol formları e posta aracılığıyla gönderilmiştir. Yetkilendirme ve protokol formları imzalanıp tarafımıza ulaştığında merkezler aktif olarak çalışacaklardır” denildi.


Yazıda, HSGM tarafından resmi olarak yetkilendirilmemiş kamu, üniversite hastaneleri ve özel laboratuvarların Covid-19 tanısına yönelik herhangi bir test yapma yetkilerinin bulunmadığı vurgulandı. Yetki verilmediği halde Covid-19 tanı testlerini çalıştığı tespit edilen merkezler hakkında ise yasal inceleme ve akabinde cezai işlem başlatılacağı bildirildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Filistin Dayanışma Platformu, İsrail’in Refah’ta başlattığı saldırıyı Ankara’da protesto etti Ankara’da bulunan Filistin Dayanışma Platformu, "Refah’ta Katliama Hayır" sloganıyla İsrail’in başlattığı saldırıyı protesto etmek için Amerikan Büyükelçiliği önünde toplandı. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının ardından 1 buçuk milyona yakın Gazzeli, Refah kentine sığınmıştı. İsrail’in Refah kentine yönelik başlattığı hava saldırısının ardından Filistin Dayanışma Platformu, "Refah’ta Katliama Hayır" sloganıyla saldırıyı kınamak için Ankara’da bulunan Amerikan Büyükelçiliği önünde çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte İsrail’i protesto etti. Elçilik binası önünde toplanan kalabalık, İsrail’i protesto etmek için "İnsanlık onuru siyonizmi yenecek" ve "Susma haykır soykırıma hayır" sloganları attı. Öte yandan kalabalık, İsrail askerleri tarafından Kudüs’te öldürülen Hasan Saklanan’ı ise rahmetle anmayı unutmadı. Grup adına basın açıklamasında bulunan Zeynel Abidin Özkan, İsrail’in Gazze’ye yönelik düzenlediği saldırıların ardından Refah sınır kapısına sığınan yaklaşık bir buçuk milyona yakın Gazzeli’nin 214 gündür açlıkla boğuştuğuna dikkati çekti. "Soykırımın ortakları ahirete kalmadan dünyada da inşallah gereken cezayı bulacaklar" Refah’a başlatılan saldırılarla birlikte bölgede can güvenliği sorununun da başladığının altını çizen Özkan, “214 gündür dünyanın gözü önünde Filistin’de kardeşlerimiz İsrail soykırımına maruz bırakılıyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde devam eden yargılamalara; İsrail, lobi faaliyetleriyle tüm ülkelere müdahale ettirmeye ve İsrail yetkililerinin ceza almaması için bir çaba içerisine girdi. Hepimiz gördük ki aslında adalet İsrail için varmış ve tüm ülkeler de İsrail’in soykırımını desteklemek için çalışıyormuş. Bugün ortaya çıkan belgelerde görüldü ki Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde İsrail’in soykırımına ortak olan yöneticilerinin ceza almamasına yönelik baskı içeren mektuplar mahkemeyi köşeye sıkıştırmak adına kullanılıyor. Biz inanıyoruz ki hem mahkemede görülen davada hem de Güney Afrika’da devam eden davada soykırımın ortakları ahirete kalmadan dünyada da inşallah gereken cezayı bulacaklar” ifadelerini kullandı.