POLİTİKA - 25 Ekim 2020 Pazar 12:51

Milli Savunma Bakanı Akar Pakistan’da

A
A
A
Milli Savunma Bakanı Akar Pakistan’da

Türkiye tarafından Pakistan’a ihraç edilen MİLGEM korvetlerinin üçüncüsü Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Pakistan Savunma Üretim Bakanı Zubaida Jalal Khan’ın katıldığı törenle kızağa konuldu.

Türkiye tarafından Pakistan’a ihraç edilen MİLGEM korvetlerinin üçüncüsü Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Pakistan Savunma Üretim Bakanı Zubaida Jalal Khan’ın katıldığı törenle kızağa konuldu.


Ana yükleniciliğini Milli Savunma Bakanlığına bağlı ASFAT’ın yaptığı Pakistan’a ihraç edilen 4 adet MİLGEM Korvet Gemi Projesi planlandığı şekilde devam ediyor. Yerli savunma sanayinin tek kalemde gerçekleştirdiği en büyük ihracat atılımı olan proje kapsamında MİLGEM korvetlerinin üçüncüsü için Karaçi Tersanesi’nde kızağa konma töreni düzenlendi.


Tersane Komutanı’nın projeye ilişkin bilgi verdiği törende konuşan Akar, Pakistan Silahlı Kuvvetleri için inşa edilen MİLGEM korvet projesinin bir aşamasının daha hayata geçirildiği bugün de dost ve kardeş Pakistan’da olmaktan duyduğu memnuniyeti ifade ederek sözlerine başladı. Türkiye ile Pakistan arasındaki ilişkilerin, devletlerarasındaki sıradan ilişkilere hiç benzemeyen kendine özgü bir yapıya sahip olduğunu vurgulayan Akar, iki ülke arasında tarihi, köklü, kadim dostluk ve kardeşlik bağları bulunduğunu belirtti.



“Türkiye, Pakistan’ın haklı davası Keşmir konusunda her zaman Pakistanlı kardeşlerinin yanında oldu”


Her alanda yakın iş birliği içerisinde hareket eden Türkiye ve Pakistan arasındaki ilişkilerin, mükemmel ve örnek bir seviyede olduğunu dile getiren Bakan Akar, “Pakistan halkının Milli Mücadelemiz sırasında bizlere verdiği destek gönlümüzde ve zihinlerimizde silinmez bir yer edinmiştir. Türk milletini yalnız bırakmayan, kederde ve kıvançta daima bir ve beraber olduğumuz Pakistanlı kardeşlerimizin fedakarlıklarını asla unutmayacağız. Bugün de aynı şekilde Azerbaycan Türkünün yanında olduğunuzu görmek, bizler için çok anlamlı ve kıymetlidir. Türkiye de Pakistan’ın haklı davası Keşmir konusunda her zaman Pakistanlı kardeşlerinin yanında oldu, bundan sonra da yanında olmaya devam edecektir” ifadelerini kullandı.



“Savaş ve insanlık suçu işleyen Ermenistan”


Bölgenin ve İslam coğrafyasının zor bir dönemden geçtiğini belirten Akar, “Sırf Müslüman olduğu için İslam coğrafyasında yaşanan insani trajediler görmezden geliniyor, insan hakları konusunda ikiyüzlü bir tutum sergileniyor. Etrafımızın kriz alanları ile çevrildiği böyle hassas bir süreçte, tarih ve medeniyetimizin omuzlarımıza yüklediği sorumluluk büyük. Bu sorumluluk gereği Pakistan ve Türkiye bölgemizdeki ve dünyadaki insani trajedileri görmezden gelmedi, şu anda Azerbaycan’da yaşanan gelişmeler karşısında bazı ülkeler gibi kör, sağır ve dilsiz olmadı. Burada bir kez daha ifade etmek istiyorum ki, Azerbaycan’ın 30 yıldır Ermenistan işgalindeki öz topraklarını kazanmak için giriştiği mücadeleyi sonuna kadar destekliyoruz. Savaş ve insanlık suçu işleyen Ermenistan, işlediği suçların hesabını Azerbaycan ordusu önünde verdiği gibi, tarih ve uluslararası hukuk önünde mutlaka verecektir. Uluslararası mekanizmalar da Ermenistan’ın daha fazla sivil masum insan katledilmesinin artık kalıcı barış, huzur ve istikrarın Ermenistan’ın işgal ettiği Azerbaycan’ın öz topraklarından çekilmesiyle sağlanacağını anlamalıdır. Bu duyguları paylaşan ve haklı davasında Azerbaycan’ın yanında olan Pakistan halkına, buradan bir kez daha şükranlarımızı sunuyoruz” şeklinde konuştu.



“Ülkelerimiz adına büyük ve önemli bir kazanım”


Tüm yaşananların İslam coğrafyasının güçlü, bir ve beraber olmaya ihtiyacı olduğunu bir kez daha gösterdiğini vurgulayan Akar, güçlü savunma sanayine, etkin ve caydırıcı bir orduya sahip olunmasının önemine değindi.


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderlik, teşvik ve destekleriyle başta savunma sanayii olmak üzere hemen her alanda Türkiye’nin önemli atılımlar yaptığını, büyük başarılar elde ettiğini bildiren Akar, savunma alanında yerlilik ve millilik oranının yüzde 70’lerin üzerine çıktığını söyledi.


Akar, Türk savunma sanayi şirketlerinin uluslararası pazarda adından sıkça söz ettirdiğini, dünyanın önde gelen ilk 100 savunma kuruluşu arasında 7 Türk firmasının yer aldığını belirterek, “Tasarımdan üretime savunma sanayiimizin elde ettiği tecrübeyi Pakistanlı kardeşlerimizle paylaşmak, ülkelerimiz adına büyük ve önemli bir kazanım olacaktır” dedi.



“İki ülke arasındaki dostluk bağlarını daha da güçlendirmesini diliyorum”


Yerli ve milli savunma sanayi ürünlerinin Türk Silahlı Kuvvetlerine üstün bir hareket kabiliyeti kazandırdığını ifade eden Akar, son teknoloji ürünü MİLGEM gemilerinin de aynı şekilde Pakistan Silahlı Kuvvetlerinin gücüne güç katacağına yönelik değerlendirmesini ifade etti.


Bakan Akar, Böyle büyük bir projenin, korona virüs salgınının tüm olumsuz etkilerine rağmen “en düşük maliyet”, “en yüksek kalite” ve “en kısa zaman” prensibiyle planlanan zamanda gerçekleştirilmesinin, ortak proje yönetim kabiliyeti, iş disiplini ve kararlılığı göstermesi açısından önemli olduğunu belirtti. Ayrıca Bakan Akar şunları söyledi:


“Gemilerimizin dost ve kardeş Pakistan halkına, Pakistan Silahlı Kuvvetlerine bir kez daha hayırlı uğurlu olmasını, iki ülke arasındaki dostluk bağlarını daha da güçlendirmesini diliyorum. Denizleriniz sakin, pruvanız neta; yolunuz bahtınız açık olsun.”


Konuşmaların sonunda gemi Akar ve Khan’ın düğmeye basmasının ardından kızağa konuldu. Okunan duanın ardından iki Bakan sertifikaları imzalandı hatıra fotoğrafı çekimine katıldı.


Törene Milli Savunma Bakan Yardımcısı Muhsin Dere ile ASFAT Genel Müdürü Esad Akgün de katıldı. Öte yandan Bakan Akar tören öncesinde Pakistan Savunma Üretim Bakanı Zubaida Jalal Khan ile baş başa görüştü. Görüşmede başta savunma sanayi iş birliği olmak üzere ikili ve bölgesel konularda görüş alışverişinde bulunuldu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.