ASAYİŞ - 12 Ocak 2021 Salı 14:13

Tanımadığı kişilerle birlikte uyuşturucu kullanan kadın hayatını kaybetti

A
A
A
Tanımadığı kişilerle birlikte uyuşturucu kullanan kadın hayatını kaybetti

Ankara’da gittiği benzin istasyonunda karşılaştığı iki kişi ile birlikte evine giden ve burada uyuşturucu kullanan kadın, hayatını kaybetti.

Ankara’da gittiği benzin istasyonunda karşılaştığı iki kişi ile birlikte evine giden ve burada uyuşturucu kullanan kadın, hayatını kaybetti. Kadının ölümüne ilişkin görülen davada her iki sanığa "olası kast ile adam öldürme" suçundan 16 yıl 8’er ay hapis cezası verildi. Öte yandan, dava dosyasına giren güvenlik kameraları, ölüme giden süreci anbean kaydetti.


Ankara 33. Ağır Ceza Mahkemesinde karara bağlanan dava dosyasına göre, 17 Ağustos 2019’da saat 07.30 sıralarında Damla Kiraz (30) aracına yakıt almak için Altındağ ilçesindeki bir akaryakıt istasyonuna girdi. İstasyondaki fırını işleten sanık Uğur Kara (35), Kiraz’ın aracı tehlikeli kullandığını fark edince aracın yanına gitti ve Kiraz ile sohbet etmeye başladı. Bir süre sonra Kara ile Kiraz’ın yanına davanın diğer sanığı Abdulhalim Cebeci (26) geldi. Kiraz’ın alkollü olduğunu gören ikili, kadının aracına binerek istasyondan ayrıldı.


Araçta Kiraz’ın kolundaki şırınga izlerini fark eden Cebeci, kadına uyuşturucu kullanmayı isteyip istemediğini sordu. Kadının kullanmak istediğini söylemesi üzerine bir adrese giderek uyuşturucu madde satın aldılar ve ardından Kiraz’ın Keçiören’deki evine gittiler. Kendi kokain alan Cebeci, Kiraz’ın koluna eroin maddesini enjekte etti. Kara ise uyuşturucu madde kullanmadı. Kiraz, uyuşturucu maddeyi almasından kısa bir süre sonra fenalaştı. Bunun üzerine her iki sanık, kadını kucaklayarak araca bindirdi ve hastaneye götürdü. Hastane görevlilerine kadının uyuşturucu kullandığını ve bu nedenle fenalaştığını söyleyen sanıklar, daha sonra buradan uzaklaştı. Kadın, yapılan tüm müdahaleye rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti.



"Kimseye söylemezsen ortaya çıkmaz"


Sanık Cebeci, kadını hastaneye bıraktıkları günün akşamında mahalledeki arkadaşlarına olanları anlattı. Sosyal medyadan Cebeci’nin anlattığı kadının öldüğünü gören N.D., polise giderek durumu anlattı. N.D., polise verdiği ifadesinde, "Abdulhalim Cebeci, akaryakıt istasyonunda tanıştıkları bir kadının aracına bindiklerini ve kadının evine gittiklerini söyledi. Burada kadının koluna şırınga ile eroin enjekte ettiğini anlattı ve 5 dakika sonra kadının simsiyah olduğunu söyledi. Kadını, diğer arkadaşıyla birlikte hastaneye bırakıp kaçmışlar. Abdulhalim Cebeci’nin yanındaki arkadaşı ’kimseye söylemezsen ortaya çıkmaz’ demiş" dedi.


N.D.’nin bu ifadesi üzerine Kara ve Cebeci gözaltına alındı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca olaya ilişkin yürütülen soruşturma sonunda Kara ve Cebeci hakkında "uyuşturucu madde ticareti yapma" ve "olası kast ile adam öldürme" suçundan dava açıldı.



"Ne anlattığımı hatırlamıyorum"


Ankara 33. Ağır Ceza Mahkemesindeki davada savunma yapan sanık Cebeci, işsiz olduğunu, akaryakıt istasyonunda çalışan bir arkadaşının yanına sık sık gittiğini söyledi. Olay günü istasyona gelen kadının aşırı derecede alkollü olduğunu gördüğünü, bir süre sohbet ettikten sonra aracına bindiğini belirten Cebeci, "Ben ve kadın uyuşturucu kullanmaya karar verdik. Ben, üzerimdeki kokaini o da üzerindeki eroini şırınga yöntemiyle kullandık. Uyuşturucu kullanımının ardından kanepeye uzanan kadının nabzı ve solunumu yavaşladı. Bir sıkıntı olabilir düşüncesiyle Uğur kadını sırtladı ve aracına bindirerek özel hastaneye götürdük. Hastanedeki görevlilere kadının uyuşturucu kullandığını söyledik ve bir süre sonra da hastaneden ayrılarak evime gittim. Olayın gerçekleştiği günün akşamında uyuşturucu kullanmıştım ve kendimde değildim. Mahallede gördüğüm kişilere ne anlattığımı hatırlamıyorum" diye konuştu.


Sanık Uğur Kara ise sabah fırını açmak için gittiğinde istasyona tehlikeli şekilde giren aracı fark ettiğini ve aracın yanına gittiğini söyledi. Araçta bulunan kadının önce şarj aleti sorduğunu, daha sonra kahve istediğini anlatan Kara, "Kahve almaya gidip geldiğimde kadın Abdulhalim Cebeci ile konuşuyordu. Kadının çağırması üzerine araca bindim. Ben olay günü uyuşturucu kullanmadım. Onlar uyuşturucu kullanırken balkondaydım. Uyuşturucuyu kadının mı yoksa diğer sanığın mı koluna enjekte ettiğini bilmiyorum" şeklinde konuştu.


Mahkeme, yargılama sonucunda her iki sanığın da "olası kast ile adam öldürme" suçundan 16 yıl 8’er ay hapis cezasına çarptırılmasına karar verdi. Mahkeme, sanıklar hakkındaki gerekçeli kararında, "Sanıklar aşırı derecede alkollü ve kolundaki şırınga izinden uyuşturucu kullandığını anladıkları kadına şırınga ile eroin maddesi vererek maktulün ölebileceğini öngörüp buna rağmen eylemlerine devam ettikleri ve maktuleyi olası kast ile öldürdükleri anlaşıldığından sanıkların cezalandırılmasına karar verilmiştir" ifadelerini kullandı.



Yaşananlar güvenlik kameralarınca anbean kaydedildi


Olayla ilgili elde edilen güvenlik kamerası görüntüleri dosyasında yer aldı. Görüntülerde, Kiraz’ın aracıyla benzinliğe girdiği, bir müddet sonra aracın yanına sanıkların deldiği görülüyor. Burada bir müddet sohbet ettikleri ardından da istasyondan ayrıldıkları görülüyor. Daha sonra ise Kiraz’ın evine girişleri kameralara yansıyor. Eve girmelerinden 1 saat 15 dakika sonra her iki sanığın fenalaşan Kiraz’ı kucaklayarak araca bindirdikleri ve hastaneye götürdükleri görülüyor. Hastaneye ait güvenlik kamerası görüntülerinde ise Kiraz’ın baygın bir şekilde sedyeye bindirilerek acil servise sokulduğu görüntülere yansıyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Prof. Dr. Palabıyık akademisyenlere seslendi: “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” Bitlis Eren Üniversitesi’nde (BEÜ) görevli Akademisyen Prof. Dr. Adem Palabıyık, ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde akademisyenlerin desteği ile devam eden İsrail protestolarına karşı Türkiye’deki akademisyenlerin seslerinin kısık kaldığını belirterek, “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” dedi. ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde süren Gazze eylemlerine ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Palabıyık, “Ülkemizdeki akademisyenlerden hala güçlü bir ses duyamadık. Tüm dünya akademisyenleri ayaktayken ülkemizdeki akademisyenlerin ayağa kalkmaması beni üzüyor. Sessiz kalmak ahlaki ve insani vefasızlıktır akademik utançtır” dedi. “PKK’ya terör demeyenler İsrail’e sustu” “7 Ekim’den itibaren başlayan kıyıma karşı sesimizi hep yüksek tuttuk ve bunu ekranda da dile getirdik” diyen Palabıyık, “Cübbemi ve kefiyemi giyerek erkândan çağrı da yaptım. Elbette akademisyenlerin bütünü için ifadelerim geçerli değil, lakin Boğaziçi’nde dikilen akademisyenlerin, sadece dikilişi kadar bir gündem oluşturmak neden mümkün olamıyor anlamış değilim. Barış Beyannamesi denilen ve devletimizi neredeyse katliam yapmakla suçlayan akademisyenler, İsrail’e karşı neden sessiz? Bu nasıl ikiyüzlülüktür? Binlerce bebeği kundakta katleden PKK terör örgütü için sözde Barış Beyannamesi imzalayanlar, İsrail karşısında neden sus pus oldu?” “Akademisyenler artık konforlarını bozsunlar” Akademisyenlerin en büyük korkusunun konfor alanlarının bozulması olduğunu belirten Palabıyık, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü akademisyenler, sahip olduğu şartların aleyhlerine dönme ihtimalinden çok korkarlar. Bu sadece maddi güç değil, aynı zamanda Bourdieu’nün bahsettiği ’fildişi kulelerini’ de kaybetme korkusudur. Çünkü akademisyen ancak üniversitedeki ofisi ile ontolojisini koruyabilir, dışarıda asosyal olduğu için bir hiçtir. Kulesinden bakan akademisyen, olayları da ancak yukarıdan gördüğü gibi yorumlar, sahanın bir parçası olamaz. Daha doğrusu toplumu bir parya modeli olarak görür. Odası, yani kulesi, onu yalıtan en büyük etkendir. Artık bu konfor Gazze için bozulmalıdır.” “28 Şubat’tan hala korkuyorlar” Palabıyık, “Akademisyenler hala 28 Şubat’ın hayaletinden korkuyorlar ve bu hayaletin hala ortalıkta dolaştığını iddia ediyorlar. Bir yandan fişlenme, öte yandan değişebilecek iktidar gibi olgular onlara inanılmaz bir korku aşılıyor. Akademik cübbe üzerine Filistin kefiyesi giymek ve bu halde çekilebilecek bir fotoğraf karesinin gelecekte önlerine çıkma ihtimali hala onlar için çok güçlü bir hayali varsayımdır. Bu kâbus üzerinden inşa ettikleri gündelik hayata dair korku, onların sonraki yıllarda yaşayabileceği olumsuzlukların önüne geçmek için kullanılan bir araçsal cihazlara dönüşmüş durumdadır. Maalesef, bu korku kendini muhafazakâr ve Müslüman olarak tanımlayan akademisyenlerde daha fazla görülüyor. Buna ahlaki ihanet veya muhafazakâr vefasızlık demek yanlış olmayacaktır” diye konuştu. “Feminist akademisyenler çürük kokuyor“ Gazze için hiçbir öğrenciye söz hakkının tanınmadığını ifade eden Palabıyık, “Lümpen burjuva denilecek bu kesimin özellikle Gezi ve feminist söylemlerle hareket ettiğini de unutmadık. Feminizmi LGBT’ye sürükleyen aklı evvellerin kendi derslerini Gezi Parkı’nda devam ettirmek için öğrencilerini üniversiteden çıkardıkları ve Gezi eylemlerine katılmalarını tavsiye ettikleri de gün gibi biliniyor. Lakin konu Gazze olunca tek bir öğrenciye söz hakkı tanınmıyor. Çünkü Gazze, Müslümanların yüzakı olduğu için, onların direnişinin ahlaki yönü engellenmek isteniyor. Bu nasıl bir akademik buhrandır? Bunlar insanlıklarını kaybetmiş” dedi.
Malatya Malatya’da 200 gram pide 10 TL oldu Malatya’da 7,5 TL olarak satılan pideler bugününden itibaren yapılan zam ile 10 TL’ye satılmaya başlanıldı. Ham maddedeki artışlar nedeniyle Malatya’da da pide fiyatları bugünden itibaren 10 TL’den satılmaya başlanıldı. Fırıncı esnafı depremden bu yanı 7,5 TL olarak satılan 200 gram ekmeğin oda kararı ile birlikte bugünden itibaren kent genelinde 10 TL olduğunu söyledi. Malatya’da fırıncı esnafı Hacı Pence, un başta olmak üzere ham maddeye yapılan zamlardan sonra şuana kadar kazançlarının olmadan satış yaptıklarını ifade ederek, “Rayiç belirlendi ama yeterli değil. Girdi maliyetleri, un fiyatları, işçilik ücretleri çok yüksek. Kazanmamız için 15 TL olması lazım ama şu anki fiyat 10 TL. İşçilik yüksek, verdiğimiz para yeterli gelmiyor, dolayısıyla işçi bulamıyoruz. 4 kişi çalışmamız gerekirken 2 kişi çalışıyoruz. Bir yıldır ekmeğe zam gelmemişti. Bir çuval un 700 TL, kira, işçiye 45 bin lira veriyoruz. Artan maliyetler nedeniyle ekmeğe zam yapıldı” dedi. Bir diğer fırıncı esnafı Ali Koçer ise ekmek yapımında gerekli olan maya, tuz ve un gibi ham maddelere uzun zaman önce zam yapıldığını hatırlatarak “Fiyat şu an için yeterli. Una aşırı derecede zam geliyor. Un geçen sene devlet destekliyken 390 TL iken desteğin kesilmesinden sonra 680 lira oldu. Maliyetler arttığı için ekmeğe zam yapıldı” diye konuştu.
İstanbul Bayraktar TB3 SİHA yerli motor ile rekor irtifaya çıktı Baykar’ın milli ve özgün olarak geliştirdiği Bayraktar TB3 SİHA, Yüksek İrtifa Sistem Performans Testini başarıyla tamamladı. Bayraktar TB3, yerli motor ile 33 bin feet irtifaya çıkarak rekor kırdı. Baykar tarafından milli ve özgün olarak geliştirilen silahlı insansız hava aracı Bayraktar TB3’ün test süreci başarıyla devam ediyor. İlk uçuşunu Cumhuriyet’in 100. yılına armağan olarak 27 Ekim 2023 tarihinde yaptıktan sonra orta ve yüksek irtifa performans testlerini başarıyla sürdüren SİHA, bir testi daha başarıyla tamamlayarak rekor kırdı. Yerli motorla rekor irtifa Bayraktar TB3 SİHA, Tekirdağ’ın Çorlu ilçesindeki AKINCI Uçuş Eğitim ve Test Merkezi’nde gerçekleştirilen uçuşta 33 bin feet irtifaya çıkarak Yüksek İrtifa Sistem Performans Testini başarıyla tamamladı. TEI tarafından yerli olarak geliştirilen PD-170 motoruyla havalanan milli SİHA, gerçekleştirilen yüksek irtifa uçuş testi sırasında yerli bir motorla şimdiye kadar çıkılan en yüksek irtifaya ulaştı. Bayraktar TB3 SİHA yerli motorla kırdığı irtifa rekoru ile Türk havacılık tarihine önemli bir imza attı. Milli havacılık tarihinin irtifa rekoru ise 45 bin 118 feet ile Baykar tarafından milli ve özgün olarak geliştirilen Bayraktar AKINCI TİHA’ya ait bulunuyor. Toplam uçuş 327 saate ulaştı Bayraktar TB3 SİHA bugüne kadar gerçekleştirilen test uçuşlarında toplam 327 saat 35 dakika havada kaldı. Milli SİHA, 20 Aralık 2023’te gerçekleştirilen uzun uçuş testinde yere inmeden 32 saat havada kalmış ve gökyüzünde 5 bin 700 km yol kat etmişti. Milli SİHA, milli kamera Bayraktar TB3 SİHA, 26 Mart 2024 tarihinde ilk kez Aselsan tarafından milli olarak geliştirilen ASELFLIR-500 ile uçtu. İcra edilen test kapsamında dünyadaki muadillerine göre en yüksek performansa sahip olan ASELFLIR-500 Elektro-Optik Keşif, Gözetleme ve Hedefleme Sistemi entegrasyonu başarıyla gerçekleştirildi. TCG Anadolu’dan ilk uçuş 2024’te Öte yandan Bayraktar TB3 SİHA’nın katlanabilen kanat yapısıyla TCG Anadolu gibi kısa pistli gemilerden kalkış ve iniş kabiliyetine sahip dünyadaki ilk silahlı insansız hava aracı olacağı öğrenildi. Baykar Yönetim Kurulu Başkanı ve Teknoloji Lideri Selçuk Bayraktar, Bayraktar TB3 için 2024 yılı içinde TCG Anadolu gemisinde testlere başlanmasını planladıklarını açıklamıştı. Görüş hattı ötesi haberleşme kabiliyetine de sahip olacak milli SİHA, bu sayede çok uzun mesafelerden kumanda edilebilecek. Böylece keşif, gözetleme, istihbarat ve taşıdığı akıllı mühimmatlar ile taarruz görevlerini deniz aşırı hedeflere karşı icra ederek Türkiye’nin caydırıcı gücünde çarpan etkisi yapacak. İhracat şampiyonu Başlangıçtan bugüne tüm projelerini öz kaynakları ile yürüten Baykar, 2003 yılındaki İHA Ar-Ge sürecinin başlangıcından itibaren tüm gelirlerinin yüzde 83’ünü ihracattan elde etti. 2021 ve 2022 yıllarında Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre savunma ve havacılık sektörünün ihracat lideri oldu. Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından 2023’te de sektörün ihracat şampiyonu olduğu açıklanan Baykar, geçen yıl 1.8 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Son yıllarda gelirlerinin yüzde 90’ından fazlasını ihracattan elde eden Baykar, 2023’te savunma ve havacılık sektöründeki ihracatın 3’te 1’ini tek başına yaptı. Dünyanın en büyük SİHA ihracatçısı olan Baykar’ın halihazırda imzalanan sözleşmelerinin yüzde 97.5’i ihracat kaynaklı gerçekleşti. Bayraktar TB2 SİHA için 33 ülkeyle, Bayraktar AKINCI TİHA için ise şimdiye kadar 9 ülke ile olmak üzere toplam 34 ülkeyle ihracat anlaşması imzalandı.
Nevşehir Nevşehir’deki dolandırıcılık operasyonunda 5 tutuklama Nevşehir İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Müdürlüğü ekiplerince sahte ilanlarla yaklaşık 350 kişiyi 3 milyon lira dolandıran çeteye yönelik yapılan operasyonda gözaltına alınan 27 şahıstan 5’i tutuklandı. Nevşehir’de ikamet eden Emrah A. isimli vatandaş internet sitesinde yayınlanan satış ilanında gördüğü elektrikli bisikleti almak istedi. Piyasa değeri yaklaşık 20 bin lira olan elektrikli bisikleti ikinci el olarak 5 bin 250 liraya pazarlık yaptı. Dolandırıcılar bir İnternet satış platformunun benzerini yaparak bu site üzerinden ödeme yapılmasını sağladı. Emrah A. almış olduğu 2. el elektrikli bisikletin ödemesini yaptı. Ödemenin gelmediğini söyleyen dolandırıcılar Emrah A. ile tekrar iletişime geçti. Bunun üzerine dolandırıldığını anlayan Emrah A. şikayette bulundu. Nevşehir Cumhuriyet Başsavcılığı ile koordineli olarak çalışma başlatan Nevşehir İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, 3 ay fiziki ve teknik takip yaptı. Ekipler Sosyal medyada yer alan ikinci el ürün satış ilanları aracılığıyla, sahibinden.com isimli alışveriş sitesinin benzerini/sahtesini yapmak suretiyle, sahte "güvenli ödeme" siteleri aracılığıyla; dolandırıcılık işlemi yapıldığını belirledi. Nevşehir Merkezli Iğdır, Van, Mardin, Gaziantep, Adana, Mersin, Kocaeli, Sakarya, Samsun, Tekirdağ ve İzmir illerinde yapılan operasyonlarda 27 şüpheli şahıs gözaltına alınmıştı. Yapılan operasyonda 27 şüpheli şahıs yakalanarak gözaltına alınırken, yapılan aramalarda; dolandırıcılık faaliyetlerinde kullanılan 34 cep telefonu, 38 sim kart, 5 SD kart, 3 laptop ile çok sayıda dijital materyal ve 1 adet kurusıkı silah ele geçirildi. Nevşehir Emniyet Müdürlüğüne getirilen şüphelilerin Emniyetteki işlemleri sonrasında Adli makamlara sevk edilen 27 şüpheliden 7’si tutuklandı. 5 şüpheli adli kontrol şartı ile serbest bırakılırken 15 şahısta savcılık ifadesinin ardından serbest bırakıldı.