POLİTİKA - 21 Ocak 2021 Perşembe 11:23

Bakan Gül: “Klavye başına geçip sosyal medyada bana tutuklama siparişi verenlere sesleniyorum, burada kanunlar işler”

A
A
A
Bakan Gül: “Klavye başına geçip sosyal medyada bana tutuklama siparişi verenlere sesleniyorum, burada kanunlar işler”

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, “Klavye başına geçip her gün sosyal medyada bana tutuklama siparişi ya da tahliye siparişi verenlere sesleniyorum.

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, “Klavye başına geçip her gün sosyal medyada bana tutuklama siparişi ya da tahliye siparişi verenlere sesleniyorum. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Burada kanunlar işler, kurallar işler, usuller işler ve işlemeye de devam eder. Bu işleyişi beğenmeyen gider itiraz hakkını kullanır ama yargıya kimse parmak sallayamaz. Adalet Bakanının da bu işleyişe müdahale etmesini kimse bekleyemez. Adalet Bakanının hakim, savcı cübbesi yoktur, görevim süresince o cübbeyi giymedim ve hiç kimse kusura bakmasın o cübbeyi de görevim boyunca asla giymeyeceğim” dedi.


Adalet Bakanı Gül, Ankara Hakimevi’nde düzenlenen “5. Yılında İstinaf Değerlendirme Toplantısı”na katıldı. Bakan Gül, toplantıda yaptığı konuşmada, yargı mensuplarının bu zorlu ama bir o kadar da onurlu görevi layıkıyla yapmaya devam edeceklerinden hiçbir kuşkusunun olmadığını söyledi. Yargının kapısına adalet için gelen herkese ama herkese ayrımsız hizmet edeceğine gönülden inandığını belirten Gül, her vatandaşın adaletin kapısını çaldığında adalete ulaşacağından emin olması, bu duyguya sahip olması gerektiğini dile getirdi.



“Yargı kimsenin sıfatına bakmaz, kanun önünde herkes eşittir”


Vatandaşlara adalet hizmetlerini sunarken en iyi şekilde sunabilmek için samimiyetle çalışırken mutlak bir doğruluk, asla yanılmazlık düşüncesine hiçbir zaman kapılmadıklarını, kapılmayacaklarını ifade eden Gül, “Farklı fikirlerin, farklı değerlendirmelerin, kamusal eleştirinin kıymetinin farkındayız. Eleştiri kamusal hizmetlerin geliştirilmesinde vazgeçilmez bir kaynaktır. Bu nedenle yargı da başta olmak üzere bu tür eleştirilerden elbette nasiplenecek ve bundan istifade edecek, daha da olumlu hale çalışmalarını getirecektir. Ancak fikir ve eleştirinin yapıcı katkıya dönüşmesi samimiyet ve tutarlılığa, en başta da doğru bilgiye dayanmasına bağlıdır. Örneğin, iki yıla kadar hapis cezası gerektiren bir suçta tutuklamanın yasak olduğunu hepimiz biliyoruz. Hakaret suçu da bu yasak kapsamındadır. Konunun teknik ayrıntılarına yabancı olan vatandaşlarımızın tepkisini anlayışla karşılarız. Hatta bu tür tepkiler, mevcut kuralların gözden geçirilmesi yönünde bir toplumsal talep olarak okunabilir. Ancak bu tür değerlendirmelere bazen teknik uzmanlığını varsaydığımız kişilerin de iştiraki düşündürücüdür. Yargıyı kanunları uyguladığı için suçlamak, eleştirmek insaflıca değildir. Yargı kimsenin sıfatına bakmaz, kanun önünde herkes eşittir. Yüce Meclis kişiye, olaya özgü kanun çıkarmıyor. İster yürütmede, ister yargıda görev üstlenmiş olalım, hepimiz yasa tenfiz memurlarıyız” diye konuştu.



“Bunların tartışılacağı yer yüce Meclis çatısıdır, sosyal medya değildir”


“Gazi Meclisimize millet iradesinin tecelligahı olarak değer atfediyorsak, bu iradenin tezahürü olan kanunlara da uymak zorundayız” diyen Gül, konuşmasını şöyle sürdürdü:


“Kanunları beğenmiyorsak, kanunu uygulayan hakimi değil kanunu eleştirmek gerekir. Meclisimiz ve siyaset kurumu yanlış bulduğu kanunu tartışır, gerekirse değiştirir, biz de bu konuda her türlü destek ve görüşlerimizi iletiriz. Bunların tartışılacağı, olgunlaştırılacağı yer yüce Meclis çatısıdır, sosyal medya mecrası değildir. Özellikle hakaret ve sövme suçlarında bu konuda bir hassasiyet olması çok doğaldır. Hiçbirimiz kıymet verdiklerimizden, canımızdan çok sevdiklerimizden hiç kimsenin hakarete uğramasına razı olamayız. Gönlümüz razı olmaz ve bunun korunmasını hepimiz isteriz. Burada önümüzde iki yol var. Ya mevcut uygulama devam eder, tutuklamanın istisnailik özelliği korunur ya da Ceza Muhakemesi Kanunu’nda değişiklik yapılır, tutuklama yasağı kalkar veya indirilir. Eğer kanun değiştiği halde uygulanmazsa, yanlış uygulanırsa o zaman yargıyı hep beraber topa tutalım, tenkit edelim. Ama hakimin yerine bazen sosyal medya mahkemesi kuruluyor, hatta infaz bile ediliyor. Bu giderek post-modern bir toplumsal mühendisliği halini almış durumda.”


Adalet Bakanı olarak, aynı zamanda bir hukukçu olarak bu tür tarz ve yaklaşımı kabul etmesinin mümkün olmadığına vurgu yapan Gül, “Yargının eksik, yanlış kararı yok mu? Elbette vardır, benim de eleştirdiğim, ‘bu nasıl karar?’ dediğim yüzlerce karar sayabilirim. Haklı ve doğru bulmadığım kararlar vardır. Bazı dosyalarda tutuklama mümkün, hatta gerekliyken bu yola başvurulmadığını görüyoruz. Bazılarında ise tam tersi tutuksuz yargılama yeterli iken, kamu vicdanını yaralayıcı kararlara rastlıyoruz. Kaynar kazanı döküyor serbest kalıyor, süt kazanına giriyor tutuklanıyor” şeklinde konuştu.



“Adalet Bakanının bu işleyişe müdahale etmesini kimse bekleyemez”


Yürütmeye ve özellikle yürütme içerisindeki sorumluluk makamındakilere düşenin bu süreci saygıyla karşılaması olduğunu dile getiren Gül, “Hepimize düşen nerede olursak olalım, ister kamu görevinde, ister idarede, ister hangi mesleği icra edersek edelim bu anlamdaki süreci hepimizin saygıyla karşılaması. Elbette yasal hakları kullanacağız, elbette itirazımızı, eleştirimizi yapacağız. Bu konuda sürecin saygıyla karşılanması, makamımız, görevimiz, işimiz, mesleğimiz ne olursa olsun bu anlamda beklenen bir davranıştır diye düşünüyorum. Aksi davranış yargı bağımsızlık ve tarafsızlığına gölge düşürebilir. Klavye başına geçip her gün sosyal medyada bana tutuklama siparişi ya da tahliye siparişi verenlere sesleniyorum. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Burada kanunlar işler, kurallar işler, usuller işler ve işlemeye de devam eder. Bu işleyişi beğenmeyen gider itiraz hakkını kullanır ama yargıya kimse parmak sallayamaz. Adalet Bakanının da bu işleyişe müdahale etmesini kimse bekleyemez. Adalet Bakanının hakim, savcı cübbesi yoktur, görevim süresince o cübbeyi giymedim ve hiç kimse kusura bakmasın o cübbeyi de görevim boyunca asla giymeyeceğim” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Şırnak Fenomen çaycı kendi düğününde çay dağıttı Şırnak’ta düğünlerin vazgeçilmezi çaycı Nizam Enç kendi düğününde davetlilere şov yaptı. Çay dağıtma şekliyle sosyal medyada tanınan çaycının düğününe 4 bin davetli katıldı. Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Gülyazı köyünde yaşayan Nizam Enç isimli vatandaş yıllardır bölgede düğün ve taziyelerde binlerce insana tek başına çay dağıtmasıyla biliniyor. Düğün alanlarında koşarak çay dağıtarak geçimini sağlayan vatandaş kendi düğününde mesleğine devam etti. Esmer Enç ile dünya evine giren çaycı Nizam Enç 2 gün iki gece süren düğünde çay dağıtarak gelen davetlilerine şov yaptı. Meşhur çaycı Nizam olarak bilinen vatandaş kısa sürede sosyal medyada ünlü olunca yurt içinden binlerce insan düğününe gelerek takı taktı. Gelin ve damada takılan 500 bin liralık takının yanı sıra ilginç taraf ise damadın gelen misafirlere takım elbiseyle çay dağıtması oldu. Çaycı Nizam Enç düğününe gelen misafirlere teşekkür ederek, ’’Bölgede tanınan biriyim. Herkesin düğününde çay dağıtıyorum bu gün benim düğünüm ben kendi düğünümde de dağıttım. Düğünüme gelen herkese çok teşekkür ederim" dedi. Damadın ağabeyi Ekrem Enç, davetlilere teşekkür ederek, "Yağmurlu bir günde bizleri yalnız bırakmayan herkese çok teşekkür ederim. Yağmur altında halay çektik. Kardeşimize ağabeyleri olarak biz sürekli destek çıktık. Herkes tarafından sevilen biri bu yüzden kalabalık geçti. Kendi düğününde çay dağıtmak istedi ve herkese çay dağıttı" diye konuştu.