POLİTİKA - 13 Eylül 2021 Pazartesi 13:55

Bakan Gül: “Adaletin asıl tecelligahı koca koca binalar değil sizin temiz vicdanınızdır”

A
A
A
Bakan Gül: “Adaletin asıl tecelligahı koca koca binalar değil sizin temiz vicdanınızdır”

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, seslendiği hakim ve savcı adaylarına, “Adaletin asıl tecelligahı koca koca binalar değil sizin temiz vicdanınızdır” dedi.

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, seslendiği hakim ve savcı adaylarına, “Adaletin asıl tecelligahı koca koca binalar değil sizin temiz vicdanınızdır” dedi.


Bakan Gül, Türkiye Adalet Akademisi 25. Dönem (2. grup) hakim ve savcı adaylarının hazırlık eğitimlerinin açılış programına katıldı. Hakim ve savcı adaylarına seslenen Gül, en iyi reformun en iyi uygulama olduğunu vurguladı. Hakim ve savcıların sorumluluğunun büyük olduğunu ve adalet talebini karşılayan ulvi bir göreve sahip olduklarını hatırlatan Gül, “Yarın mesaiye başladığınızda sizin kararınız ne kadar adil olursa olsun, davasına baktığınız taraflarla sosyal ilişkileriniz ya da avukatlarla farklı yerlerde görünmeniz, sizin verdiğiniz adil karara gölge düşürecektir. O yüzden her ortamda, gerek adliyede gerek adliye dışında sosyal ilişkilerde de, sosyal temaslarda da bu anlamda adil görünmenin, adil olmanın da elzem olduğunu asla aklımızdan çıkarmayalım. Sorumluluğumuz büyüktür ve esas itibari ile de adalet talebini karşılayan çok ulvi bir mesleğe ulvi bir göreve sahipsiniz ve asıl makam milletin nezdinde olan yüce makamdır. Bir hakkı masum bir kişiye teslim etmeniz haksızdan alıp haklıya teslim etmeniz o ‘Allah razı olsun’ duası dünyada her şeyin üzerindedir” diye konuştu.



“En iyi reform en iyi uygulamadır”


Gül, önlerine gelecek her dosyanın bir insan hikayesine temas ettiğinin unutulmaması gerektiğine değinerek, “Türkiye’de yargı kültürü anlamında çok önemli bir birikim var. Bu birikimi en iyi uygulama ile sizlerin hayata geçireceğine inanıyorum. Çünkü en iyi kanun en iyi uygulamadır, en iyi reform en iyi uygulamadır. Bunları da yapacak olan sizsiniz. Tüm bu meslek hayatınız boyunca karşınıza daima bir insan çıkacak, bir insanın hayatı çıkacak bir insanın dramı, mağduriyeti, hakka ulaşma yolundaki çabası, gayreti, azmi eğer o hakka teslim ederseniz adliyeden çıkarken ‘hak yerini buldu dedirtirseniz’ insanın devlete, geleceğe, kendine olan saygısı artar. Bunu yapmak sizin elinizde. Önünüze gelecek her dosyanın bir insan hikayesini temas ettin asla ama asla unutmayın” ifadelerini kullandı.


Adaletin asıl tecelligahının koca koca binaların değil hakim ve savcıların temiz vicdanı olduğunu söyleyen Gül, sözlerine şöyle devam etti:


“Özellikle hukuk kalitesine verilen değer sebebiyle bu imkanlar verilmiştir ve esas itibari ile teknik olarak her türlü imkanımız var. Yarın göreve başladığınızda da bu imkanların en güzelini göreceksiniz, daha da güzelini yapmaya çalışıyoruz. Ama unutmayın adaletin asıl tecelligahı koca koca binalar değil sizin temiz vicdanınızdır. Aklınızda, kalbinizde dolayısıyla aklınızı vicdanınızı kimseye ama kimseye kiraya vermeyin. Meslek hayatınız boyunca insanların size güvendiği ‘cübbesini kimsenin önünde iliklemez, bu yargı mensubu, bu hakim bey, bu hakime hanım, bu savcı hanım, bu savcı bey kimsenin önünde eğilmez, anayasadan hukuktan, vicdandan adaletten şaşmaz’ diye bu inancı ömrünüz boyunca görüştüğümüzde bir madalya gibi taşıyın arkadaşlar. Sakın ola ‘adliyede şu var, ama şunu şunlarla, adliye çıkışına sabaha kadar otururlar, şurada şunu yaparlar, bir şey yapacaksan ona ulaş, o avukat sonra adliyede ulaşırız’ diye ya da ‘şu sosyal çevresi var şunlarla şöyle yapın, böyle yapın’ velev ki asla Türk yargısı onlara tenezzül etmez. Ama bu görüntü, bu düşünce bile Türk yargısına asla ama asla yakışmamaktadır. O yüzden değerli arkadaşlar aklınızı vicdanınızı hiç kimseye kiraya vermeyin. Binalar, adliye binalarından öte bir kalem bir temiz bir kalp, vicdan adalete sizleri ulaştırır. Milletimiz ulaştırır. Sizlerde bu temiz kalpli olduğuna vicdan olduğuna da sonsuz güvenimiz var. Berrak bir dille temiz Türkçeyle iyi bir muhakeme ile ve doğru bir esaslı bir gerekçe ile yazılan kararlar millet ve toplum nezdinde vicdanında yer edinecektir. Ve yargıya duyulan güven de yargı kararlarından memnuniyetle gerekçeden beslenir. Öyle bir karar verin ve o kararı öyle bir şekilde gerekçelendirin ki adliyeden çıkan bu kararı duyan kim olursa olsun ‘vallahi ben de olsam aynı kararı verirdim, bu gerekçeler doğru’ dedirtin.”


Cumhuriyetin 100. yılına özgür birey, güçlü toplum ve daha demokratik bir Türkiye sloganıyla yüründüğünü belirten Gül, gücün ve coşkunun da çoğulcu demokrasiden ve insan haklarına dayanan hukuk devleti anlayışından alındığını vurguladı. Gül, genç hakim ve savcı adaylarının da gözlerinde bu inancın ve hedefin olduğunu gördüğünü ifade etti. Ülkede yaşayan bütün insanların hangi inanca veya mezhebe sahip olursa olsun eşit şekilde adalete muhatap olduğunu unutmamak gerektiğine değinen Gül, hakim ve savcı adaylarının gözlerinin bağlı ve terazilerinin şaşmaz olması gerektiğinin altını çizdi.



“Adaleti yaşatırsak insanı yaşatırız, insanı yaşatırsak devleti yaşatırız”


15 Temmuz darbe girişiminden sonra kararlı bir mücadele sürecinin başlatıldığını söyleyen Bakan Gül, “Adalete hizmet mevziini terk edip, ideolojik adanmışlığı ikame edenlerin ülkemize nasıl bir felaketin eşiğine getirdiğini 15 Temmuz’da hepimiz gördük. Yargı sistemimiz başta olmak üzere ülkemiz 15 Temmuz sonrasında devlet içinde bu örgütlü yapıdan kurtulmak için kararlı bir mücadele ve ayrılma sürecini başlatmıştır. Ve bunu da sürdürmektedir. Yine bir inşa sürecini de hep birlikte yaparak milletimize olan ödevimizi yerine getireceğiz. Bunu yapmak için adaleti üstün tutacağız. Adaleti yaşatırsak insanı yaşatırız, insanı yaşatırsak devleti yaşatırız. Hepinize bu uğurda başarılar ve kolaylıklar diliyorum. Hepinize bu ülkenin demokrasisine, adaletine, hukukuna, insan haklarına tarifsiz bir şekilde sahip çıkacağınıza yürekten inanıyorum. Kim ne derse desin kim nereye çekerse çeksin yalnızca adaletin peşinde olacağınıza inancımız tamdır” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Uluslararası Turan Film Festivali ödülleri sahiplerini buldu Uluslararası Turan Film Festivali Ödül Töreni, Ege Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Yunus Emre Salonu’nda gerçekleştirildi. Türkiye’nin yanı sıra 77 ülkeden bin 57 başvurunun yapıldığı ‘Kızılelma’ temalı festivalde; ülkemizden 158, Azerbaycan’dan 47, Kırgızistan’dan 31, Kazakistan’dan 21, Özbekistan’dan 15 ve Türkmenistan’dan 10 film yarıştı. Ege Üniversitesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) ve Sinema Genel Müdürlüğü katkılarıyla düzenlenen “Uluslararası Turan Film Festivali Ödül Töreni, Türk Dünyası sinemasının tüm paydaşlarını bir araya getirdi. Törene, Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, TÜRKSOY Genel Sekreteri Sultan Raev, Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanı Prof. Dr. Uğur Ünal, Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürü Birol Güven, EÜ üst yönetimi, yurt içinden ve dışından sanatçılar, yönetmenler, senaristler, akademisyenler, davetliler ve öğrenciler katıldı. Fotoğraf ve resim sergileri törene renk kattı Ödül töreni öncesi Atatürk Kültür Merkezi Fuaye Alanında; Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığının “Sessiz Tanıklar Türk Boylarına Yolculuk” sergisi ile TÜRKSOY’un “Türk Dünyası Resim Sergisi” ve “Türk Dünyası Kültür Başkentleri Fotoğraf Sergisi” sanatseverle buluştu. Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, “Sanatsal faaliyetler üretmek, sanatın gelişimine katkı sağlamak, sanatı ve sanatçıyı sanatseverlerle bir araya getirmek, tam akredite öğrenci odaklı araştırma üniversitemizin toplumsal görevleri arasındadır. Bu bilinçten hareketle Türk dünyasının ortak değerlerini ve kültürel bağlarını vurgulayarak, bu bağların güçlenmesine katkıda bulunmak, Türk devletleri ve topluluklarının kültürel çeşitliliğine ve zenginliğine katkıda bulunmak hedefiyle yola çıktığımız bu önemli organizasyonun henüz fikir aşamasında iş birliği talebinde bulunduğumuz bütün çevreler tarafından heyecanla karşılanarak sağlanan desteklerle bugünlere gelmesi sağlanmıştır” diye konuştu. “Festivalimizin geleneksel hale gelmesini temenni ediyorum” Bu tür bir festivale ev sahipliği yapmaktan memnuniyet duyduklarını dile getiren Prof. Dr. Budak, “Uluslararası Turan Film Festivali, uzun süren hazırlık aşamasının ardından iki gündür Üniversitemiz ev sahipliğinde gerçekleştiriliyor. Festival kapsamında uluslararası film yarışması, 3 Söyleşi, 2 Fotoğraf Sergisi, 7 Gösterim Seçkisi, 1 Resim Sergisi, 1 Konser, 1 Dans Gösterisi gerçekleştirildi. Festivale 77 ülkeden bin 55 başvuru yapıldı. Türkiye’den 158 Film, Azerbaycan 47 Film, Kırgızistan 31, Kazakistan 21, Özbekistan 15 ve Türkmenistan’dan 10 film katılım gösterdi. Yapılan tüm başvurular alanlarında duayen jüri üyelerinden oluşan seçili kurullar tarafından incelendikten sonra dereceye girenleri belirlendi. Bugünkü ödül töreninde dereceye giren filmlere verilecek ödüllerin yanı sıra Yaşam Boyu Başarı Ödülü, Sinema Sanatına Katkı Ödülü, İnsani Değerlere Katkı Ödülü gibi 13 ayrı kategoride özel ödüller de verilecek. Ödül alacak olan sanatçılarımızı şimdiden tebrik ediyorum. Ayrıca bu büyük organizasyonda bizlerle birlikte olan ve büyük desteklerini gördüğümüz Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğüne, TÜRKSOY’a, çok kıymetli sergilerini bizlere açan Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığına ve festivalimize destek veren gerek ülkemizdeki gerekse Türk Dünyasındaki değerli kurumlarına şükranlarımı ifade etmek istiyorum. Festivalimizin ileriki yıllarda da Türk Dünyasında genişleyerek geleneksel hale gelmesini temenni ediyorum” dedi. “Türk dünyasının zenginliğini arşivlerle ortaya koyuyoruz” Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanı Prof. Dr. Uğur Ünal, “Bu etkinliğin, kültürün birleştiriciliği adına çok önemli bir program olduğunu ifade etmek istiyorum. Türk kültürü ve sanatının paylaşımı ve gelişimi adına düzenlenen bu festival son derece anlamlıdır. Bu programın bir paydaşı olarak Türk dünyasının zenginliğini çeşitli arşiv belgeleriyle ortaya koymaktan son derece bahtiyarız. Türkiye olarak dünyanın en büyük arşivlerine sahip olduğumuzu bilmenizi isterim. Festivalimize ev sahipliği yapan Ege Üniversitesine ve Rektör Prof. Dr. Necdet Budak’a, hazırlanmasında emeği geçen herkese teşekkürlerimi iletiyorum” dedi. TÜRKSOY Genel Sekreteri Sultan Raev, “Sinema ortak kültür mirasımızı gelecek nesillere taşıma noktasında en önemli araçlardan biridir. Bu etkinlik, Türk sinemasının çeşitliliğini yansıtmasının yanı sıra birliğimizi ve kardeşliğimizi bir kez daha tüm dünyaya gösterme fırsatı verdi. Festivalin gerçekleşmesine katkı sunan kurumlarımıza teşekkür ediyor, yarışan tüm sanatçılarımızı tebrik ediyorum” diye konuştu. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürü Birol Güven ise, “Sinema, dertli insanın işidir. Sinema yapan insan derdini paylaşmak, yarasını göstermek ister. Filmini çektikten sonra da dertleşmek ister. Bu bakımdan festivaller de sinemacıların dertleştikleri yerlerdir. Özellikle uluslararası festivaller bizim için çok önemli. Turan Film Festivali de ilk yılından büyük bir başlangıç yaptı. Emeği geçen herkesi tebrik ediyorum” dedi. Ödüller sahiplerini buldu Turan Film Festivali kapsamında ilk olarak prestij ödülleri verildi. İnsani Değerlere Katkı Ödülü Yönetmen Derviş Zaim ile Gönül Dağı dizi yapımcısı Ferhat Eşsiz’e, Kültürel Çeşitliliğe Katkı Ödülü TRT AVAZ kurumu adına TRT İzmir Bölge Müdürü Mevlüt Şahbaz’a, İnsan Haklarına Katkı Ödülü Karabağ-Azerbaycan Göç ve Mülteciler Bakanlığı Bakan Müşaviri Nesimi Nerimanov’a Toplumsal Duyarlılık Ödülü Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürü Birol Güven’e verildi. Sinema Sanatına Katkı Ödülünü sırasıyla; Azerbaycan Sinema Ajansı, Kazakfilm, Kırgız Cumhuriyeti Kültür, Bilgi, Spor ve Gençlik Politikaları Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü adına Talant Osmanov, Özbekistan Kültür Bakanlığı Sinematografi Ajans Uluslararası İlişkiler Daire Koordinatörü Gofurjon Musaev, Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürü Birol Güven ve Oğuzhan Türkmen Film Stüdyosu adına Salisalih Bayramov aldı. Ege Üniversitesi 2024 Yılı Vefa Özel Ödülünü Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Fecir Alptekin ve TRT Belgesel Kanal Koordinatörlüğü adına Koordinatör Ahmet Canbaz alırken, Genç Yetenek Ödülü Ruslan İbrahimli’ye, Teknoloji ve Sinema İlişkisi Ödülü 1453 Filmi ile Hamit Keleş’e, Medya Özel Ödülü Anadolu Ajansı adına İzmir Bölge Müdürü Ahmet Caner Baysal’a, Kültürel Hafıza Ödülü Cumhurbaşkanlığı Milli Saraylar Daire Başkanı Dr. Yasin Yıldız’a, Kültürel Miras Ödülü Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanı Prof. Dr. Uğur Ünal’a, TÜRKSOY Özel Ödülü ise Rejisör Alovov’a verildi. Festivalde yarışan filmlerde ise; Azerbaycan birinciliğini “Voice” filmi ile Zamin Mammadov, Kazakistan birinciliğini “Lullaby” filmi ile Dilshat Rakhmatullin, Kırgızistan birinciliğini “Hope” filmi ile Saule Mukanbetova, Özbekistan birinciliğini “Taste of Grapes” filmi ile Dmitriy Lebedev, Türkiye birinciliğini “Tradition” filmi ile Ali Rıza Bayazıt, Türkmenistan birinciliğini “Ümit” filmi ile İskender Muhammet Annamuhammedov, Uluslararası kategori birinciliğini ise “Goli’s Greatest Adventure/Iran” filmi ile Elika Mehranpoor aldı. Yöresel danslar ve şarkılar katılımcıları coşturdu Ödüllerin verilmesinin ardından festivale destek veren kurum ve sponsorların temsilcilerine plaket takdimi gerçekleştirildi. Etkinlik kapsamında EÜ Devlet Türk Musikisi Konservatuvarı Ekin Dans Topluluğunun “Zeybek Gösterisi”, Azerbaycan Sema Halk Dansları Topluluğunun “Azerbaycan Halk Müziğinden Potpuri”, “Göçebeler Kırgız Halk Dansı”, Kazakistan “Süyünbay Sazı” Folklor Topluluğu Dansçıları, Özbekistan Namangan Filartmonisi Müzik ve Dans Sanatçıları sahne aldı. Daha sonra tüm ülkelerin sanatçıları sahneye çıkarak Rektör Prof. Dr. Necdet Budak eşliğinde “Anayurdum” parçasını seslendirdiler. Festival tanıtım filminin de gösterildiği törenin sonunda, ödül alanlar, jüri ve katılımcılar hatıra fotoğrafı çektirdi.