EKONOMİ - 25 Ocak 2012 Çarşamba 16:49

ASO OCAK AYI MECLİS TOPLANTISI

A
A
A
ASO OCAK AYI MECLİS TOPLANTISI

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, sendikalılığında bir engeli olmayan 10 milyon 300 bin kişi bulunduğunu hatırlatarak, SGK verilerine göre, çalışan işçilerden 880 bininin sendikalı olduğunu ifade etti. Çelik, işkolu ve işyeri barajının birbirine karıştırıldığını ve yanlış değerlendirmelerle karşılaştıklarını söyledi.
Bakan Çelik, Ankara Sanayi Odası (ASO) Ocak Ayı Meclis Toplantısı’na katıldı. Son 10 yılda Türkiye’nin ihracatının yaklaşık 4 kat arttığına işaret eden Çelik, ihracatçıların sorunlarını çözmenin, hükümetin sorumluluğu olduğunu söyledi. 2012 yılının özellikle Avrupa için sıkıntılı bir yıl olacağını dile getiren Çelik, küresel ekonomide büyüme beklentisinin yüzde 2,5’e çekildiğine dikkat çekti. Avrupa Birliği pazarının Türkiye için önemli olduğunu vurgulayan Çelik, istihdam teşviklerine ilişkin
düzenlemenin kısa süre sonra açıklanacağını, bunun sanayicilere ve ihracatçılara iyi bir motivasyon sağlayacağını söyledi. İşgücü piyasasında işverenlerin karşılaştığı sorunların çözümü için büyük bir çaba gösterdiklerini anlatan Çelik, çalışma hayatına ilişkin yaptıkları önemli düzenlemeler bulunduğunu vurguladı. Yaşanan sorunları sosyal diyalog içinde çözmeyi istediklerini ifade eden Çelik, endüstriyel ilişkilerde barışı koruma amacında olduklarını bildirdi.
Çelik, dünyada her gün 1 milyon iş kazası meydana geldiğini ve bu kazalarda bin 96 kişinin öldüğünü belirterek, ortalama 4 dakikada bir ölüm yaşandığını ve dünyadaki milli gelirin yüzde 3 ile 5’i arasında zarar oluştuğunu açıkladı. Türkiye’de ise her gün 172 iş kazası meydana geldiğini belirten Çelik, iş kazalarının Türkiye’ye yıllık maliyetinin 7.7 milyar lira olduğunu ifade etti. Türkiye’de tüm işyerlerinde meydana gelen iş kazası sayısının 62 bin 903 olduğunu kaydeden Çelik, bu iş kazalarının yüzde
56’sının 50’nin altında işçi çalıştıran işyerlerinde meydana geldiğini açıkladı.
Çalışma Bakanlığı istatistiklerine göre 5 milyon 398 bin işçi bulunduğunu anlatan Çelik, istatistikleri yayınladıkları an 3 milyon 200 bin sendikalı işçi olduğunu belirteceklerini söyledi. Oranın ise yaklaşık yüzde 60 olduğunu kaydeden Bakan Çelik, "Resmi olarak çalışanlarımızın yüzde 60’ı sendikalı. Bana diyorlar ki bu yanlışı, bu yalanı tekrar et. İnanın nasıl edelim, böyle bir şey var mı? Yok. Bir alt tabloya bakarsanız, sendikalılığında bir engeli olmayan 10 milyon 300 bin kişi var. SGK verilerine
göre, çalışan işçinin 880 bini sendikalı. Bunun oranı Yüzde 8.5, yüzde 60 değil. Bu sanal ortamdan gerçek ortama dönelim ve bütün rakamlarımızı buna göre revize edelim düşüncesinden kaynaklanan bir düzenleme. Biz bu verileri SGK verileri çerçevesinde ele almamız gerektiğiyle ilgili yasal düzenlemeyi yaptık. Gerçek tablo ortaya çıkınca sendikaların karşı karşıya kaldığı durumu görelim. Yüzde 60’lık örgütlenme oranı çerçevesinde 51 sendika şu anda Türkiye genelinde işkolu barajını aşıyor. Yasayı
çalışırken, bir sendikamız ’baraj 0 olsun’ dedi, bir diğeri ’baraj olsun ama yüksek olmasın’ dedi, işverenlerimiz ise barajın biraz daha yüksek olmasını istedi. Netice itibariyle bu, uzlaşamadığımız bir konuydu. Biz konuyu enine boyuna tartışarak, neticede oranı belirleyerek, tasarıyı Bakanlar Kurulu’na gönderdik. Bu tablo ortaya çıkınca çok yersiz, haksız, içeriği anlaşılmadan değerlendirmeler yapıldı. Gerçek tablo bu. İşkolu ile işyeri barajı karıştırılıyor. Sanki baraj yüzde 10’dan binde 5’e
indirilince sendikalar bugüne kadar yokmuş ve sabah herkes sendika kuracak, örgütlenme olacak, büyük bir huzursuzluk meydana gelecek, endüstriyel ilişkilerde çatışma olacak, ne ihracat kalacak, ne ithalat kalacak gibi gösterildi. İşyerinde 50 artı 1 barajı korundu. Binde 5 işkolu barajı. Sanki ülke genelinde aşılması gereken işkolu barajı, işyeri barajı gibi takdim ediliyor ve farklı değerlendirmelerle karşılaşıyoruz. Biz istatistikleri yayımladığımızda oluşacak tabloyu ortaya koyunca 13 sendika kalıyor.
Bunun büyük ihtimalle 11’i Türk-İş’in, 1’i Hak-İş’in Hizmet-İş sendikası. DİSK kapanıyor. Türk-İş de 35 sendikasının 25’ini kaybetmiş oluyor. Zaten toplam oran bu. Ya gerçek rakamlar, gerçek tablolar çerçevesinde olaya yaklaşım sergileyeceğiz ya da sanal ortam devam etsin denirse doğrusu yüzde 60 Türkiye’de sendikalaşma oranı var gibi bir ifadeyi ne siz kullanmak istersiniz, ne de ben kullanırım" değerlendirmesini yaptı.
Bakan Çelik, geçen yıl istatistiklerin yayımlanmasını son kez ertelediklerini hatırlatarak, SGK verileri çerçevesinde bu sanal rakamlardan Türk iş dünyasını kurtaracaklarını söylediklerini, bugün gelinen noktada bunu yaptıklarını söyledi.
ASO Başkanı Nurettin Özdebir ise, Fransa Senatosu’nun kararını eleştirdi. Bu yasanın aslında yalnız Ermeni soykırımıyla ilgili olmadığını, özünde ifade özgürlüğünü sınırlayan, üzerinde tarihçilerin bile ihtilafta olduğu bir konunun bilimsel ortamda tartışılmasını yasaklayan, siyasetin doğrudan doğruya tarih yazmasına son derece ilginç bir örnek olduğunu söyledi. ’Demokrasi, insan hakları ve düşünce özgürlüğünün simgesiyiz’ diyen bir parlamentonun böyle bir kararı almış olmasını hayret ve esefle
karşıladığını belirten Özdebir, "Bu, aynı zamanda Avrupa’nın sahip çıktığı tüm değerlerin ayaklar altına alınmasıdır" dedi.
Uluslararası kuruluşların küresel ekonomi ve Türkiye’nin 2012 büyüme tahminlerini aşağı doğru revize ettiklerini kaydeden Özdebir, bunun en temel nedeninin, Avrupa’da devam eden borç krizinin bir türlü çözülememesi olduğunu vurguladı. Borç krizinin daha da derinleşmesi halinde Türkiye’nin yabancı kaynak bulmakta güçlük çekeceği ve bu nedenle de büyüme hızının yavaşlayacağı tahminlerinin yapıldığına işaret eden Özdebir, bu kötümser tahminlere rağmen Türkiye’ye yabancı sermaye girişlerinin devam ettiğini
bildirdi.
Özdebir, Çalışma Bakanlığı’nın üzerinde çalıştığı Toplu İş İlişkileri kanun tasarısının, iş barışını bozacak, öncelikle emek yoğun imalat sanayi sektörlerinde üretim ve yatırımları olumsuz etkileyecek, KOBİ’lerin ithal ürünler karşısındaki rekabet gücünü azaltacak unsurlar içerdiğini belirtti. Özdebir, yetki konusunda tasarının 41. maddesinde öngörülen iş kolu barajının binde 5’e indirilmesinin mevcut çalışma barışını bozarak 1980 öncesi kaotik ortama dönülmesi tehlikesi ve etnik ve siyasi sendikacılığa
yol açma potansiyeli taşıdığını savundu. Özdebir, "İşyerlerimizi, işçi sendikalarının mücadele alanı haline getirecek bu maddenin geri çekilmesi ve yetki konusunda iş kolu barajının mevcut yasadaki haliyle korunması doğru olacak" şeklinde konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir