GENEL - 26 Ocak 2012 Perşembe 15:22

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM:

A
A
A
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM:

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, sabah ve akşam yoğun saatlerinde ortalama bir dakikalık mesafenin Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nde 45 dakikada katedildiğini belirterek, "Bu gecikmenin anlamı ne? Biraz daha benzin, mazot yakılması, daha fazla zaman kaybı, iş gücü kaybı ve daha fazla çevre kirliği demek. Bu kayıpların parasal tutarı 1 yılda, 3 buçuk milyar TL. Bu bile tek başına 3. köprünün ne kadar helzem hale geldiğini göstermeye yeter" dedi.
Bakan Yıldırım, Bakanlıkta gerçekleşen Çukurova Havalimanı Projesi Uygulama Sözleşmesi imza töreni sonrasında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevaplandırdı. Törende İstanbul’a yapılacak olan 3. köprü ile ilgili bir soruyu cevaplandıran Bakan Yıldırım, konuyla ilgili olarak şunları söyledi:
"3. köprü ihalesine tekrar çıkıyoruz. Projede bir değişikliğe gittik. Yaptığımız değişiklik şudur; önce köprü ve otoyolun tamamı ’yap-işlet-devret’le planlanmıştı. Ancak yaptığımız değişiklikle birlikte köprüye ve köprünün Avrupa-Asya yakasındaki 60 kilometrelik yolu ve bağlantı yollarını yap-işlet-devretle yapacağız. Geri kalan yolları da kendi bütçe ve imkanlarımızla tamamlayacağız."
Bakan Yıldırım, Nisan ayının ihale tekliflerinin alınma tarihi olarak planlandığını belirtti. Yıldırım, "Köprünün kendisi ve köprünün devamı olan 60 kilometre ve bağlantı yolları Yap-İşlet-Devret modeliyle yapılacak onun devamı olan yollarda kendi bütçe imkanlarımızla yapacağız" dedi.
Bağlantı yollarıyla yol yapımının 95 kilometreyi bulacağını anlatan Yıldırım, "Bedel bizim için yaklaşık olarak belli ama asıl bedel ihaleye gelecek tekliflerle ortaya çıkacak. Ama daha önceki çıktığımız ihalenin yarısı mertebesinde kalacak" şeklinde konuştu.
Bir gazetecinin, 3. köprü ile ilgili ne kadarlık bir tasarrufun öngörüldüğünü sorusuna Yıldırım, "Şu anda İstanbul’da hizmet veren iki tane köprümüz var, Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü. Bunların toplam günlük trafiği 450 binin üzerinde. Aslında tam kapasite hatta biraz da üzerinde bir kapasiteyle çalışıyorlar. Buna rağmen, sabah ve akşam yoğun saatlerde ortalama bir dakikalık mesafeyi 45 dakikada katedebiliyorlar, yani 45 dakikalık bir gecikme yaşıyoruz. Bu gecikmenin anlamı ne? Biraz daha
benzin, mazot yakılması, daha fazla zaman kaybı, iş gücü kaybı ve daha fazla çevre kirliği demek. Bu kayıpların parasal tutarı 1 yılda, 3 buçuk milyar TL. Bu bile tek başına 3. köprünün ne kadar elzem hale geldiğini göstermeye yeter" cevabını verdi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Yozgat ’Bebek gibi bakımlarını yapıyorum’ diyen kadın 5 metrekare alanda mantar üretiyor Sorgun Belediyesi’nin malzeme ve tohum desteğiyle istiridye mantarı üretimine başlayan 53 yaşındaki ev kadını Hatice Çetin, evinin geçimini bahçesine kurduğu çadırda ürettiği mantarları satarak sağlıyor. Yozgat’ın Sorgun ilçesi Güzelyurt Mahallesi’nde ikamet eden 53 yaşındaki Hatice Çetin, Balıkesirli bir arkadaşından istiridye mantarı yetiştiriciliğini öğrendi. Evinin bahçesinde mantar yetiştirmeye karar veren Çetin, bu talebini Sorgun Belediye Başkanı Mustafa Erkut Ekinci’ye iletti. Ekinci’den çadır, malzeme ve tohum desteği alan kadın girişimci Çetin, evinin bahçesine kurduğu 5 metrekarelik alanda 4 ay önce istiridye mantarı üretimine başladı. Kompost adı verilen 80 adet mantar üretim torbasıyla işe başlayan Çetin, ilk üretim de 100-150 kilogram arasında mantar elde etmeyi beklediğini söyledi. Bu işi severek yaptığını belirten Çetin, çadır ve tohum desteği verildiği takdirde alanını büyüterek mantar üretimini artırmak istediğini de ifade etti. Mahallesinde “Mantar Ana” olarak bilinen Çetin, bahçesinde ürettiği istiridye mantarıyla komşularının mantar ihtiyacını karşılarken sattığı mantarlardan elde ettiği gelirler ile de aile ekonomisine destek oluyor. “İlk etapta 100 kilogramın üzerinde mantar üretimi bekliyorum” İstiridye mantarı üretimine 4 ay önce başladığını söyleyen Hatice Çetin, “Bir senedir bu işi araştırıyordum, istiridye mantarı yetiştiriciliğine de ilgim de vardı. Sorgun Belediye Başkanımızdan gidip çadır istedim, o da bana çadır ve tohum desteğinde bulundu. Evimin bahçesinde 5 metrekare alanda mantar üretmeye başladım. Destek verildiği takdirde bu alanı büyütmek ve üretimi artırmak istiyorum. Bu işe yeni başladım 4 ay oldu, evimin geçimini buradan sağlamaya çalışacağım. Burada 80 torbaya yakın mantar üretim torbası var, ilk etapta buradan 100 kilogramın üzerinde üretim yapmayı düşünüyorum” dedi. “Mantarların bebek gibi bakımlarını yapıyorum” Mantar üretimini severek ve büyük bir titizlikle yaptığını belirten Çetin, “Mantarın samanlarını dezenfekte ediyoruz, bir gün suyunu süzdürüyoruz. İkinci gün ekimini yapıyoruz. 25 gün kuluçka dönemi oluyor daha sonra hasada başlıyoruz ve aynı poşetten 3-4 kez verim elde ediyoruz. Bu mantarların bebek gibi bakımlarını yapıyorum. Ancak maliyetlerimiz kurtarmıyor, bu işi de imkansızlıklardan dolayı yapıyorum. İşimi severek yapıyorum, evde oturmaktansa bir şeyler üretmeyi seviyorum. Sorgun Belediye Başkanımız Erkut Ekinci’nin destekleriyle kurduk burayı onun sayesinde bu işe başladık, yoksa başlayamazdık. Kendisine de çok teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.
Samsun ’Polen alerjisi’ uyarısı: Sabah ve öğlen saatlerine dikkat Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Aziz Uluışık, polen alerjisinin özellikle bahar aylarında havaların ısınmasıyla ortaya çıkan polenlerin tetiklediği mevsimsel bir alerji türü olduğunu belirterek, “Özellikle sabah erken ve öğlen saatlerinde dışarıya çıkmayalım. Spor ve yürüyüş faaliyetlerinde mümkünse kapalı alanları tercih edelim” dedi. Büyük Anadolu Hastaneleri Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Aziz Uluışık, polen alerjisi ve korunma yolları hakkında bilgi verdi. Uzm. Dr. Uluışık, "Polen alerjisi, özellikle bahar aylarında havaların ısınmasıyla ortaya çıkan polenlerin tetiklediği mevsimsel bir alerji türüdür. Polenler en sık görülen ev dışı alerjenlerdir. Polen alerjisi, vücudun bağışıklık sisteminin polenlere aşırı tepki vermesi sonucu ortaya çıkar. Bu tepki sonucunda kişilerde öksürük, burunda kaşıntı ve akıntı, gözlerde sulanma ve kaşıntı şikayetlerinde artış görülmektedir. Bunun sebebi bu mevsimlerde ağaçlardan, çimenlerden ve yabani otlardan salınan polenlerdir” diye konuştu. Bunlara dikkat Dikkat edilecek hususlarla ilgili bilgi veren Uluışık, “Polenler havada kilometrelerce asılı kalabilirler. Polenlerin en yoğun olduğu saatler sabah erken ve öğle saatleridir. Dışarıda bir aktevite planladığımızda bu saatleri göz önünde bulundurarak planlama yapılmasını öneriyoruz. Özellikle sabah erken saatlerde ve öğlen saatlerinde dışarıya çıkmayalım. Spor ve yürüyüş faaliyetlerinde mümkünse kapalı alanlar tercih edelim. Mutlaka dışarı çıkılması gerekiyorsa çeşitli koruyucu önlemler alınması gerekir. Gözlük kullanılabilir, şapka takılabilir. Uzun kollu ve bacaklı giysiler tercih edilebilir. Eve geldiğimizde üzerimizdeki kıyafetler değiştirilir ve duş alınması önerilir. Polenlerden korunmak için gerekli önlemleri alıp eğer şikayetlerinizde azalma yoksa hekiminize başvurarak anti alerji ilaçları kullanılarak şikayetlerinizi kontrol altına alabilirsiniz" şeklinde konuştu.