EKONOMİ - 03 Nisan 2023 Pazartesi 09:56

Enerji depolamada Türk-Alman iş birliği

A
A
A
Enerji depolamada Türk-Alman iş birliği

Güneş enerjisi şirketi OzEnergy ve Alman enerji depolama teknolojileri devi “Exide Teknologies”, Avrupa’da ve Türkiye’de büyük ölçekli enerji depolama pazarına hizmet etmek için birlikte çalışmak üzere stratejik ortaklık anlaşması imzaladı.

Güneş enerjisi şirketi OzEnergy ve Alman enerji depolama teknolojileri devi “Exide Teknologies”, Avrupa’da ve Türkiye’de büyük ölçekli enerji depolama pazarına hizmet etmek için birlikte çalışmak üzere stratejik ortaklık anlaşması imzaladı. Şirketler, yenilenebilir enerjiye dayalı enerji depolama geçişini ilerletmek için iş birliği yapacak.


Türkiye’de ve Avrupa’da güneş enerjisi alanında birçok alanda faaliyet gösteren “OzEnergy”, enerji depolamada 130 yıllık Alman devi “Exide Technologies” ile partnerlik genişletme sözleşmesi imzaladı.


Üst düzey katılımla gerçekleşen imza töreninde hem Türkiye’de hem Avrupa’daki projelerde “OzEnergy” ve “Exide Technologies”in birlikte çalışacakları ilan edildi.


Enerji depolamada Türkiye’nin ileri mühendislik ve hizmet kabiliyetleri ile Alman teknolojisinin kalitesini bir arada sunacak olan bu tam hizmet partnerlik iş birliği protokolü ile iki firma Türkiye’nin yanı sıra Avrupa’nın birçok ülkesinde de enerji depolama süreçlerine birlikte çalışacak. Protokol ile enerji depolamada hem ürün hem de mühendislik hizmetinin tüm dünyada iş birliği ile sunulması amaçlanırken, uzun vadede ana hedef ise Türkiye’nin “Exide Technologies”in satış ve üretim portföyünde önemli bir noktaya gelmesi.


İmza törenine; OzEnergy Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Koç, OzEnergy CFO’su (finansal işler müdürü), Fatih Serkan Albayrak ve OzEnergy Yönetim Kurulu Üyesi Özgür Sarpdağ beraberinde Exide Technologies Büyük Ölçekli Depolama Sistemleri Yöneticisi Claudio Palillo, Exide Technologies Enerji Sistemleri Satış ve İş Geliştirme Direktörü Francesco Tondo ve geniş bir yatırımcı portföyü katıldı.


OzEnergy Yönetim Kurulu Üyesi Fatih Serkan Albayrak, OzEnergy olarak 15 yıldan beri hem Türkiye’de hem Avrupa’da güneş enerjisi alanında birçok faaliyet gösterdiklerini belirterek, “Proje geliştirmeden tutun, inşaat ve kurulum süreçleri, yatırımlar ile bakım süreçleri derken 2017 yılına kadar farklı kimliklerle güneş enerjisi alanında farklı yatırımlar yaptık. 2017 yılından itibaren de OzEnergy kurumsal kimliği altında, Türkiye’de ve Avrupa’da güneş enerji santrali yatırımlarında EPC firması olarak yer almaya başladık. Bu anlamda Türkiye’de ve Avrupa’da 350 megavata yakın güneş enerjisi kurulumunda aktif rol almış bulunmaktayız. Malum, özellikle son dönemdeki pandemi dönemi ve Ukrayna’da yaşayanlardan sonra güneş enerjisi her zamandan daha fazla ilgi gören bir yatırım alanı haline geldi ve güneş enerjisinin yanına da depolama alanında çok iyi talep gelmeye başladı. EPDK rakamlarına göre Türkiye’de 2022 sonu itibarıyla 164 gigavatsaat güce sahip olabilecek 2 bin 753 enerji depolamalı rüzgâr ve güneş projesi için başvuru yapıldı. Bu başvurulara karşılık, enerji depolamalı yatırımlar için tahsis edilebilecek kapasitenin 30 bin megavat düzeyinde olacağı ve bunun da 40-45 milyar dolar düzeyinde bir yatırım anlamına geleceği açıklandı. Enerji depolama alanında hem globalde hem de dünyada üretim, hizmet ve ileri mühendislik hizmetlerine olan talebin hızla artacağını öngörerek adımlarımızı Türkiye’nin enerji depolamada da bir üretim üssü haline gelmesi için atıyoruz” dedi.



“Güneş’te ileri teknoloji mühendislik ile hizmet ihraç edeceğiz”


“OzEnergy” olarak güneş enerjisi alanında Avrupa’nın en büyük yatırımcısı olan Enerparc AG ile uzun yıllardır işbirliği içerisinde olduklarını dile getiren Albayrak, “Enerji depolamada Türkiye’ye know-how transferini yaparken dünyadaki en güçlü partnerlerden biri olarak ’Exide Technologies’ firması ile beraber bir iş birliğine gitme kararı aldık. Bu anlamda hem Türkiye’de hem Avrupa’daki projelerle beraber hareket edeceğiz. EPDK’nın açıkladığı rakamlara göre enerji depolama alanında yaklaşık 20-25 milyar dolar yatırım beklendiğine dair bir açıklama yaptı. Enerji depolama alanında zaten yapılan başvura baktığınızda güneş enerji santrali lisans yatırımından daha fazla miktarda enerji alanında yatırım talebi söz konusu. Özellikle elektrikli otomobillerin gelmesiyle ve güneş enerji santral yatırımlarının artmasıyla depolama teknolojileri enerjinin şebekedeki dağınıklığının ve dengesizliğin de yönetimini sağlayacak bir alan olacak. Bu anlamda önümüzdeki yatırımlarda biz ’Exide Technologies’ şirketi ile çok güzel bir iş birliğine gittiğimize inanıyoruz. Çok heyecanlı ve büyümekte olan bir sektördeyiz. Enerji projelerinde ’Exide Technologies’ ile birlikte aktif olarak yer alacağız. Ayrıca Türkiye’deki mühendislik altyapımızla beraber ’Exide Technologies’in Avrupa’daki müşterilerine de hizmet vermeye başlayacağız. Bu anlamda hizmet ihracı anlamında ülkemize güzel katkılarda bulunacağını düşünüyoruz” diye konuştu.



“Türkiye’de de depolama pazarına aktif olarak Ozenergy ile birlikte giriyoruz”


Exide Technologies Enerji Sistemleri Satış ve İş Geliştirme Direktörü Francesco Tondo, OzEnergy ile yenilebilir enerji teknolojilerinde iş ortağı olmaktan heyecan duyduklarını belirterek, “Enerji depolama çözümlerimiz, OzEnergy’nin anahtar teslim güneş enerjisi santrali sistemlerinin önemli bir oyuncusu olacak. Bu değerli ortaklığın müşterilerin temiz ve sürdürülebilir enerji hedeflerine ulaşmalarına daha verimli ve daha üstün teknolojilerle ulaşmalarına yardımcı olacağına inanıyoruz. Türkiye’de de büyük ölçekli depolama pazarına aktif olarak gireceğiz ve ortağımızı desteklemek için elimizden gelenin en iyisini yapacağız" şeklinde konuştu.



“Yatırım potansiyelinden maksimum faydalanacağız”


OzEnergy Yönetim Kurulu Üyesi Özgür Sarpdağ, yatırımcılarının kaliteye önem verdiklerini aktararak, “Her işe talip olan bir firma değiliz. Dev Türk şirketlerimizin güneş enerjisi yatırımlarına OzEnergy olarak imza attık. Uluslararası birçok firmanın Türkiye’deki yatırımlarına öncülük ettik. Tüm Türkiye’de çok farklı yerlerde arazi tipi güneş enerjisi santralleri kurulumları gerçekleştirdik. Bizim yaptığımız tüm tasarımlar Almanya’da mühendisler tarafından gözden geçiriliyor. Kullandığımız tüm ekipmanlar yerli ya da yabancı olsun Alman mühendislerimiz tarafından kontrol edilmektedir. OzEnergy olarak iş birliğimizi dünya çapında daha da genişleterek özellikle güneş enerjisi ve enerji depolamadaki bu yatırım potansiyelinden maksimum şekilde faydalanmak için elimizden geleni yapacağız. Enerji depolama sistemlerinde yaklaşık olarak 500 bin euro civarında bir megavat saatlik bir yatırım yapabilirsiniz. Enerji depolama sistemlerinde amortisman süresi de aynı güneşte olduğu gibi beş yılın altında olacaktır. Bizler de yenilenebilir enerji teknolojileri ile birlikte bu değerli yatırım potansiyelinden maksimum şekilde faydalanmak için elimizden geleni yapacağız” ifadelerini kullandı.



“Exide Technologies Türkiye’de üretim planlıyor”


OzEnergy Yönetim Kurulu Üyesi Özgür Sarpdağ, konuşmasına şöyle devam etti:


“Bir sonraki aşamada OzEnergy olarak Exide Technologies ile hedefimiz enerji depolamada üretimin Türkiye’de de bir parçasının olması yönünde olacak. Biliyorsunuz son dönemde dünya daha çok yerel üretime doğru kayıyor. Halihazırda biz de Türkiye’nin hem insan kaynağı gücü, hem mühendis altyapısı, hem teknik altyapısı gücünü göz önüne alırsak Avrupa’da birçok uluslararası firma ile yaptığı gibi biz Exide Technologies ile Türkiye’de benzer bir çalışma yapmak istiyoruz ve enerji depolamada üretimin Türkiye’de de bir parçasının olması yönünde ilk adımlarımızı atmak üzere harekete geçiyoruz.”



“Santrallerin verimliliği depolama ile yükseliyor”


Elektrik depolama sistemlerinin diğer faydalarına değinen OzEnergy Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Koç, “Türkiye’de 1 megavatlık bir güneş enerjisi santrali kurulumunun 750 bin dolar civarında olduğunu örnek verelim, bir de yanına bir enerji depolama koyduğumuz zaman yaklaşık 500 bin dolar ek bir maliyet getirecektir. Fakat enerji depolama teknolojilerinin üretimini Türkiye’de gerçekleştirdiğimizde maliyet avantajımız olacak. Bu teknolojileri daha geniş bir kitleye ulaştırdığımızda bir ülkenin yeni kurulacak elektrik enerjisi santrali ve elektrik üretim ihtiyacı optimize edilecek ve bu sebepten dolayı enerjide dışa bağımlılığımız da azalmış olacak. Maliyetler yine işletme sahibinin hesabına geri dönecektir” ifadelerine yer verdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Ankara’da izinsiz gösteri yapan 30 kişi gözaltına alındı Ankara’nın Çankaya ilçesinde yasadışı eylem yapan 300 kişilik gruptan 30 kişi gözaltına alındı. Ankara’da akşam saatlerinde bir grup Konur Sokak’ta toplanarak eylem yaptı. Polisle eylemciler arasında gerginlik yaşanırken Ankara Valiliği olay ile ilgili açıklama yaptı. Valilikten yapılan açıklamada 30 kişinin gözaltına alındığı duyurularak, "25 Nisan 2025 günü saat 21.00 sıralarında Çankaya İlçemiz Konur Sokak üzerinde yasadışı eylem yapan 300 kişilik grubun, polisin dağılmaları yönündeki uyarılarını dikkate almayarak yürüyüşe geçmeleri ve polise karşı mukavemet etmeleri üzerine, gruba müdahale edilmiştir. Olayla ilgili olarak 9 kadın, 21 erkek olmak üzere toplam 30 kişi gözaltına alınmıştır" ifadeleri kullanıldı. "Erkek polislerin kadın şahsı gözaltına alınırken üstü açıldı" şeklinde paylaşım ve haberler ile ilgili olarak valilik şahsın erkek olduğunu belirterek, "Bazı basın ve sosyal medya organlarında, ‘Erkek polis memurlarının sözde kadın bir şahsı gözaltına aldıkları sırada, vücudunun bir kısmının görüldüğü’ görsellerin yer aldığı tespit edilmiştir. Konu ile ilgili yapılan görüntü incelemelerinde ve çalışmalarda, gözaltına alınan şahsın 1998 doğumlu M.B. isimli erkek şahıs olduğu, eylem sırasında yüzünü kırmızı kaşkol ile kapattığı, şahsın üzerinde kot pantolon, deri ceket ve tişört olduğu tespit edilmiştir. Ancak gözaltı işlemi sırasında ilgili şahsın, polise direnmesi sebebiyle ortaya çıkan görüntülerinde kadın iç giyimi kullandığı anlaşılmıştır. Bahsi geçen şahsın daha önce de yasadışı toplumsal eylemlere karıştığı, müstehcen görüntülerin yayınlanmasına aracılık ettiğinden dolayı hakkında devam eden adli davalarının bulunduğu ve 2020 yılında yasadışı örgüt propagandası yapma suçundan gözaltına alındığı şeklinde kayıtlar bulunduğu tespit edilmiştir. Kamuoyunun hassasiyetinin istismar edilerek, kasıtlı olarak yayılan bilgilere itibar edilmemesi önemle rica olunur" ifadelerine yer verildi.
Muğla Memur-Sen Genel Başkanı Yalçın: "Milleti küçük gören jakobenlerin yanında olmadık" Memur-Sen ve Eğitim Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Muğla’da Eğitim Bir-Sen Muğla Şubesi’nin Menteşe Öğretmenevi’nde düzenlenen İl Divan toplantısına katıldı. Toplantıya Memur-Sen ve Memur-Sen Sendikasına bağlı şubelerin başkan ve üyeleri katıldı. Eğitim Bir-Sen Muğla Şubesi’nin İl Divan toplantısında konuşan Memur-Sen Genel Başkana Ali Yalçın, Anadolu’nun yerli ve milli değerleri üzerinde şekillenmiş olan 33 yıllık mücadele süresi içerisinde çizgisinden asla sapmayan ve bu karakterin üzerine yolculuğunu sürdürme iradesini her fırsatta ifade eden bir teşkilat olarak bugünlere geldiklerini açıkladı. "Toplumun değerleri ile hiç çatışmadık" Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, 33 yıllık süre içinde bu toplumun değerleri ile hiç çatışmadıklarını belirterek, "Memur-Sen ailesi olarak geldiğimiz ana kadar 33 yıllık süre içerisinde hiçbir zaman toplumun değerleri ile çatışmadık. Hiçbir zaman milletle kavga etmedik. Hiçbir zaman bu topraklara yabancı düşmedik. Hiçbir zaman diğer ülkelerin, bazı grupların, emperyalist odakların, Türkiye’deki lejyonerleri gibi onlardan ihale almadık, onlar adına içeride mikser görevi görmedik. Onun için Anadolu’nun yerli ve milli değerleri üzerinde şekillenmiş olan 33 yıllık mücadele süresi içerisinde de bu çizgisinden asla sapmayan ve bu karakterin üzerine yolculuğunu sürdürme iradesini her fırsatta ifade eden bir teşkilat olarak bugünlere geldik. "Milleti küçük gören jakobenlerin yanında olmadık" Memur-Sen’in ücret taleplerinin içine sıkışmış bir sendika olmadığını, millete ‘kömürcü’ diyenler ile hiçbir zaman yan yana gelmediklerini belirten Yalçın, "Memur-Sen ailesi, Gazze olaylarına bugün cereyan ettiği haliyle de dünden bugüne oradaki insan direnişine her zaman sonuna kadar dikkatli davrandı ve toplum vicdanında, kamu vicdanında bu konuda elinden gelen örgütlü gücü ile tüm çalışmalarda ya başı çekti, ya da omuz verdi. Vermeye devam ediyor. Bunu insani bir sorumluluk olarak görüyoruz. Onun için Memur-Sen bu konuda farklı bir aile. Sadece ücret talepleri içine sıkışmış, onun üzerinden toplumun isteği manipüle eden, köpürten ama ideolojik sendikacılık yaparak, bazı uluslararası kirli projelerin içerideki taşeronları gibi hareket ederek bu konuda biz bu milletle ters düşmedik. Tahtayı mora boyayacağız, çocuklara LGBT anlatacağız gibi hiç bir saçmalığın içeresinde yer almadık. Bazı sendika görünümlüler gibi Diyarbakır annelerini ziyarete giden ve annelerin teröre karşı direnişini destek veren, üyelerini ihya eden aymazlar gibi hiçbir zaman davranmadık. Genelde işimiz, ülkenin demokratikleşmesi, korku tünelinden çıkması, ham demokrasinin tam demokrasi olması, vesayet odaklarının millet iradesi üzerinden düşmesi, herkes eşit ama biz biraz daha eşitiz diyen, bu ülkedeki beyaz adamların, egemenlerin, benim oyumla çobanın oyu bir mi diyen aymazların, millete bidon kafalı, kömürcü, makarnacı diyen ve milleti bu anlamda horlayan ve aşağılayan bu anlamdaki bazı jakobenlerin hiçbir zaman yanında olmadık, safında olmadık. Her zaman millet yanında, insan yanında, ergen yanında hareket ettik. Çünkü bizim genelde kuruluş hikayemiz bu ülkenin demokratikleşmesi, özgürleşmesi, devletin insanları ve bütün vatandaşlarını tanıması ve hizmeti bu minvalde yürütebilmesidir. Buradaki mesele temel bakış açısından kaynaklı. Tıpkı bazı liderlerin Avrupa bu işe ne der, Avrupa’ya Türkiye’yi şikayet etmeye çalıştığı gibi eziklik içerisinde hareket ettiği yerde biz kendi coğrafyamızda, kendi toprağımızda medeniyet mefkuremizin geleneği olarak bir durmak, omurgalı olmak, diğer masum ve mazlumların mağdurların da bize tutunarak ayağa kalkması için bunu bir fırsat görürken, onların ne gördüğü ve ne de durduğu konusu onları ilgilendirir ama bizim durduğumuz noktanın erdem ve fazileti bütün toplumun tarafından tespit ve teyit edilmiştir" dedi. Memur-Sen’in yetkiyi almadan önce yetkili olanların hiçbir şey üretmediğini belirten Yalçın, "Sendikal alana ilişkin dokunuşlara gelince. Bizden önce yetkili olanlar, 2001 yılında çıkan yasadan sonra, 2010’a kadarki süreçte masaya gitti, geldiler. Ve biz onu afiş yaptık, gönderdik okullara, okullarda o afişi görüyorsunuz. 4 yıl biri, 5 yıl biri oturdu masaya. 5 yıl sıfır, 4 yıl sıfır. Uzlaştığımız, uzlaşamadığımız toplu sözleşmeler var ama toplu sözleşmede sadece eğitim, hizmet kolundakini ifade edecek olursak, sadece toplu sözleşme kazanımı 88 kazanım diye oraya yazdık ve sıfır sıfırın gerekçesini de Devlet Personel Başkanlığı’nın bu konuda ürettiği, kitabı kamu görevlileri sendikacılığın kitabını oraya resmini koyduk, açın bakın diye. Bu, bizim Memur-Sen’in yetkili oluşuna kadar, çok laf ettiler ama çok iş yaptılar değil" dedi.