YEREL HABERLER - 21 Kasım 2013 Perşembe 14:48

Bdp’li Baluken “rojova’ya Müdahale Değil Tam Tersine Sahip Çıkılması Çözüm Sürecine İvme Kazandıracaktır”

A
A
A
Bdp’li Baluken “rojova’ya Müdahale Değil Tam Tersine Sahip Çıkılması Çözüm Sürecine İvme Kazandıracaktır”

BDP GRUP BAŞKANVEKİLİ İDRİS BALUKEN:
“HER ŞEYDEN ÖNCE YÜRÜYEN BU SÜRECE YASAL BİR MEKANİZMA KAZANDIRILMASI GEREK”
“KENDİSİ HER HALDE MECLİS’TE DE KIZLI-ERKEKLİ GENEL KURUL TOPLANTILARI YAPMAYI PLANLIYOR”
“DERSHANELER SORUNU DA BU EĞİTİM SİSTEMİNİN YETERSİZLİĞİ SONUCUDUR. EĞİTİM SİSTEMİNİ BAŞTAN SONA DEĞİŞTİRECEK BİR DÜZENLEME İLE BU DERSHANE SORUNU ELE ALINMALIYDI”
DERYA YETİM
BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, “Rojova’ya müdahale değil tam tersine sahip çıkılması, çözüm sürecine ivme kazandıracaktır” dedi.
TBMM’de düzenlediği basın toplantısında Türkiye’nin gerek içerdeki demokratik çözüm süreci, gerekse Ortadoğu’daki gelişmeler açısından son derece hassas bir dönemden geçtiğini belirten İdris Baluken, “Arap Baharı’nı, Turuncu Devrimleri’ni, farklı halk hareketlerini dilinden düşürmeyen siyaset kurumu ve uluslararası toplumun Rojova’da gelişen bu sürece destekleyici olması önemlidir. Rojova’da bütün halkları kucaklayan demokratik bir yönetimin şekillendiğine şahit olmaktayız. Bölge ülkeleri Rojova’daki süreci iyi okumalı. Rojova’da geçici bir yönetim ilan edildi, bütün halkları, bütün farklı kesimleri içine alacak bir şekilde bu yönetim işletiliyor” diye konuştu.
Türkiye’nin Rojova’daki gelişmeler konusunda doğru bir politika yürütmesi gerektiğini kaydeden Baluken, “Bugün Kürtler’in gözü kulağı dört parça Kürdistan’da Rojova’dadır. Hükümetin ‘Rojova ayrı, çözüm süreci ayrı’ şeklindeki yaklaşımını yanlış buluyoruz. Rojova’nın geleceğine ancak Rojova’da yaşayan halklar karar verirler. Bunu kimsenin değiştiremeyeceğini buradan ifade etmek istiyoruz. Türkiye artık Kürt Yüksek Konseyi’ni ve PYD’yi desteklemelidir. Federal Kürdistan Hükümeti’nin de PYD’ye yaklaşımını gözden geçirmesi gerekir. Nusaybin’de Rojovalı 3 kardeşimizin askerlerin açtığı ateş sonucu katledildiğine tanıklık ettik, son 1 ay içinde Rojova sınırında katledilen Rojovalı yurttaşların sayısı 7’yi buldu. Bu son derece vahim bir durum. Sınırdaki engellemeler ve müdahaleler bir an önce sonlandırılmalı. Rojova’ya müdahale değil tam tersine sahip çıkılması, çözüm sürecine ivme kazandıracaktır” şeklinde konuştu.
İstanbul’da Rojova halkına destek için miting düzenleyeceklerini belirten Baluken, barıştan, özgürlüklerden ve demokrasiden yana olan herkesi pazar günü yapılacak olan mitinge davet etti.
ÇÖZÜM SÜRECİ
Çözüm sürecinin hedeflenen noktada olmadığını da söyleyen Baluken, “Her şeyden önce yürüyen bu sürece yasal bir mekanizma kazandırılması gerek. Böylesi bir yasal zemini hükümetin kendi gündemine alması sürecin selayeti açısından son derece önemlidir. Hükümet bir an önce İmralı görüşmeleri ve çözüm süreci ile ilgili yasal zemin konusunda bir adım atmalıdır. Hükümetin gündeminde barış süreci varsa Öcalan’ın dış dünya ile bağlantısının geliştirilmesi gerektiğini vurgulamak istiyoruz. Hükümetin bu yöndeki talepleri hızla hayata geçirmesi ve bu doğrultuda barış sürecini kalıcı bir barışa doğru hızla yürütmesi gerektiğini belirtmek istiyorum” ifadelerini kullandı.
TBMM Başkanvekili Sadık Yakut’un kız-erkek öğrencilerin birlikte eğitimi konusunda yaptığı açıklamanın hatırlatılması üzerine Baluken, “Son derece vahim bir açıklama. Bu sıfat ile böylesi bir değerlendirme yapmasını büyük bir talihsizlik olarak görüyoruz. Kendisi her halde Meclis’te de kızlı-erkekli Genel Kurul toplantıları yapmayı planlıyor. Bunun kabul edilemez olduğunu, devletin bireysel özgürlüklerle ilgili bir tartışmanın içinden sıyrılması gerektiğini ifade etmek istiyoruz” dedi.
DERSHANE TARTIŞMASI
Dershane tartışmalarına da değinen Baluken, “Bizimle bu konuda paylaşılan bir şey yok. Bu tartışmaların etik olmayan bir çerçevede değerlendirildiğini düşünüyoruz. Siyasi hesaplaşma üzerinden dershaneler sorununun ele alınması vahimdir. Daha çok kendi resmi ideolojisi doğrultusunda tek tip bir eğitim sistemi ile karşı karşıyayız. Dershaneler sorunu da bu eğitim sisteminin yetersizliği sonucudur. Eğitim sistemini baştan sona değiştirecek bir düzenleme ile bu dershane sorunu ele alınmalıydı. Özel mülkiyet hakkının gereğidir dershane açmak. Dershanelerin daha çok bir eğitim biriminden çok ideolojik ve politize bir nesil yetiştirme aracı olarak ifade edilmesini son derece tehlikeli buluyoruz” şeklinde konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Bayburt’ta basit yaralama suçunda taraflar TSK’ya bağış yapma şartıyla uzlaştılar Bayburt’ta ’Basit Yaralama’ suçunda taraflar Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) 10 bin lira bağış yapılması noktasında anlaştılar, dosya mahkemeye intikal etmeden çözülerek kapatıldı. K.A ve B.N.K isimli iki arkadaş dışarıda vakit geçirdikleri sırada araçla yanlarına gelen H.A ve R.A isimli şahıslar tarafından darp edildiler. Darp edildikleri iddiasıyla emniyete başvuran iki arkadaş H.A ve R.A’dan şikayetçi oldular. Mağdurların şikayeti üzerine şüpheliler H.A ve R.A hakkında ’Basit Yaralama’ suçundan soruşturma başlatıldı. Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosyadaki suçun uzlaştırmaya uygun bir suç olduğu belirlendi, dosya Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosuna gönderildi. Uzlaştırma bürosu ekipleri, mağdur taraflarla uzlaşma şartlarını görüşmek için bir araya geldiler. Mağdur K.A ve B.N.K, TSK’ya bağış yapılması şartıyla şüphelilerle uzlaşacağını uzlaştırma bürosu ekiplerine bildirdiler. K.A’nın ve B.N’K’nın uzlaşma talebini kabul eden şüpheliler, TSK’ya 10 bin lira bağışta bulundular. Uzlaştırma Bürosu görevlilerinin titizlikle yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosya mahkemeye intikal etmeden, çözüme kavuşturularak kapatıldı. Bununla birlikte, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, taraflarla görüşme sağlayan uzlaştırmacılara titiz çalışmalarından ötürü teşekkür ederek, kişi onarıcı adalet anlayışına hizmet etme gayreti içerisinde olduklarını, kamuya yararlı edimleri Uzlaştırma Bürosu ekipleriyle birlikte gerçekleştirdiklerini ve çalışmaların özenle yürütüldüğünü vurguladı.
Bayburt Uzlaştırma Büro ekiplerince bir dosya daha çözüme kavuşturuldu Bayburt’ta özel bir diş kliniğine tedavi olmak için başvuran H.H.O isimli hasta, kendisine yanlış tedavi uygulandığı gerekçesiyle B.S.G isimli doktordan şikayetçi oldu. Mağdur H.H.O, şikayetçi olduğu doktorla Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’na (TEMA) bağış yapma şartıyla uzlaşmaya vardı. Anlaşma sağlanan dosya ise Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin çalışmaları sonucunda kapatıldı. H.H.O isimli bir vatandaş, tedavi olmak için gittiği özel diş kliniğinde diş hekimi B.S.G’nin kendisine yanlış tedavi uyguladığı iddiasıyla doktordan şikayetçi oldu, B.S.G, hakkında ’Taksirle Bir Kişinin Yaralamasına Neden Olma’ suçundan soruşturma başlatıldı. Dosyanın Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığına intikal etmesi sonucunda dosya incelendi, suçun uzlaştırmaya tabi olduğu belirlendi. Devreye giren Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu ekipleri, mağdur H.H.O ile görüşme sağladılar. Mağdur H.H.O, şüpheli B.S.G’den TEMA Vakfı’na 150 fidan bağışta bulunmasını istedi. Daha sonra şüpheli B.S.G ile bir araya gelen uzlaştırma bürosu ekipleri, H.H.O’nun talebini B.S.G’ye ilettiler. H.H.O’nun isteğini kabul eden doktor ise, 150 fidan karşılığında TEMA Vakfı’na 12 bin 800 lira bağışta bulundu. Mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla yapılan uzlaşma görüşmeleri sonucunda, taraflar edimli olarak uzlaşmayı kabul etmiş oldular. Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin özverili çalışmalarıyla bir dosya daha sonuca vardırılarak, kapatıldı. Öte yandan, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, kamu yararı gözeten çalışmaların özenle devam ettiğini bildirerek, Uzlaştırma Bürosu ekiplerine çalışmalarından ötürü teşekkürlerini iletti. Önceliklerinin kamu yararı olduğunun altını çizen Savcı Alim, Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu olarak çalışmaları özenle ve önemle yürüttüklerini söyledi.
Erzincan Erzincan’da Filistin’e destek yürüyüşü yapıldı Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi (EBYÜ) öğrencileri tarafından, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına tepki göstermek, Avrupa ve Amerika’da çeşitli üniversitelerde Filistin için yapılan protestolara destek vermek amacıyla ‘Gazze İçin Yürüyüş ve Dua’ programı düzenlendi. EBYÜ’de öğrenim gören öğrenciler ile akademik ve idari personelin yanı sıra çok sayıda Erzincanlı vatandaş, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını protesto etmek ve aynı amaçla ABD ile Avrupa’daki üniversitelerde yapılan eylemlere destek vermek amacıyla EBYÜ kampüsünde toplandı. Program, İlahiyat Fakültesi öğrencilerinden Eyüp Budak’ın okuduğu Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Daha sonra öğrenciler, İngilizce ve Türkçe, "Gazze’de katliam var, sesini yükselt", "Bugünün Nazi’si işgalci İsrail", "Kudüs için, ilk kıblemiz Mescid-i Aksa için, Filistin için" yazılı pankart açtı. Özgür Filistin eylemlerine destek olmak amacıyla gerçekleştirilen programda EBYÜ öğrencileri adına basın açıklamasını Furkan Çoban okudu. Açıklamada şu metne yer verildi: “Allah’ın ve sizin düşmanlarınızı ve onların gerisinde olup sizin bilmediğiniz, ama Allah’ın bildiklerini korkutup caydırmak üzere, onlara karşı elinizden geldiği kadar güç ve savaş atları hazırlayın. Allah yolunda harcadığınız her şeyin karşılığı, zerrece haksızlığa uğratılmadan size tastamam ödenecektir. Bir asırdır Filistin’i işgal etmeye çalışan Siyonist terör şebekesi yaklaşık 210 gündür Gazze halkına zalimce saldırmaya devam ediyor. Filistin’de göğe yükselen bebeklerin ve çocukların feryadı, katledilen binlerce masum çocuğun mazlumiyeti; arşı alayı titretti ve arştan arza, yeryüzü şeytanlarının ve zalimlerin fermanı olarak indi. Ve dünyanın dört bir tarafında yeryüzünün vicdan ehli insanları, bataklığa düşmüş insanlığın onurunu ayağa kaldırmak adına bir devrim ateşini tutuşturdular. Bu devrim ateşi elden ele tüm ülkelerin ve milletlerin ufkunu aydınlatmaktadır. Filistin davasına destek amaçlı yapılan bu eylemler Siyonizm’in temsil ettiği küresel şeytani düzene karşı haklı bir isyandır. Başta Amerika ve Fransa olmak üzere, Batı dünyasının birçok yerinde en saygın kabul edilen üniversitelerde gönüldaşlarımız ayağa kalkarak isyan ateşine destek vermiş ve küresel intifadanın bir parçası olmayı tercih etmiştir. Birçok akademisyen ve öğrenci, bu davaya destek olmuştur. İntifada ateşi, sinelerinde yürek taşıyan herkesi etkisi altına almıştır. Tüm tedbir ve baskılara rağmen, onurlu gençlerin ve akademisyenlerin isyanları engellenememektedir. Binlerce öğrenci ve akademisyenin tutuklanması, sonucu değiştirmemiştir. Buradan zulme sessiz kalmayan bu onurlu akademisyenleri ve öğrencilerini selamlıyoruz. Ey vicdanlı ve aziz halkımız; sizler de kalkın ve bu insanlık zincirinin halkalarını oluşturun. Bu insanlık devrimine siz de iştirak edin. Gönülleriniz bu dava için atsın, Diliniz bu davayı konuşsun ve kalemleriniz bu davayı yazsın. İnsanlığın ikiye ayrıldığı bir zamanda aziz ve özgür insanların saflarında yer alın ve küresel intifadanın şerefini bir madalya olarak taşıyın. Bu şeref sizden sonraki nesillere de aktarılsın. Küresel intifadaya ve bu intifadayı kuşanan özgür ruhlu cesur yüreklere selam olsun. Ve buradan tekrar hatırlatıyoruz: Ehli Vicdan, Ehli iman olan ve kalbinde zerrece İnsanlık taşıyan herkese diyoruz ki küresel boykot mallarını almayın-aldırmayın. Unutmayın ki alınan her boykot malı bir bomba, bir tank veya bir füzedir. Ümmetin ve insanlığın izzet örtüsüne dokunan Siyonist eller varsa, onlara karşı çıkan yiğitler, Sütçü İmamlarda vardır elbet. Nihayetinde Şanlıurfa’dan bir yiğit çıktı adı Hasan saklanan idi. İmanı gayreti cesareti kabul etmedi bu zilleti ve canını Rabbi Rahmana teslim etti. Rabbimizden niyazımız şehidimizin attığı bu adımın zulmün tahtını sarsması ve İslam dünyasının bu zelilce seyirciliğine son vermesidir. Gazze’yi unutmama ve unutturmama adına elimizden ne geliyorsa yapacağız, insanlık ve Müslümanlığın bağrına hançer saplanmış iken buna seyirci ve ilgisiz kalmak elbette mümkün değildir. Son olarak buradan tüm dünyaya haykırıyoruz: Kudüs ve Mescidi Aksanın kurtuluşu için yapılacak olan her türlü meşru eylemin yanındayız, tarafıyız ve destekçisiyiz. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi öğrencileri.” Basın açıklaması sonrasında yapılan yürüyüş ile program nihayete erdi.