YEREL HABERLER - 25 Mart 2014 Salı 14:54

Diyanet İşleri Başkanlığından Açıklama

A
A
A
Diyanet İşleri Başkanlığından Açıklama

“DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI, PROPAGANDA VE SİYASET DİLİNİN BASKIN OLDUĞU BİR ORTAMDA, POPÜLER HİSSİYATIN OLUŞTURDUĞU BEKLENTİLERE GÖRE HAREKET ETMEK YERİNE, SAĞLIKLI BİR DURUM ANALİZİ YAPARAK, GELİŞMELERİ SOĞUKKANLI BİR ŞEKİLDE DEĞERLENDİRME YOLUNU TERCİH ETMEKTEDİR”
PELİN ÜZEK
Diyanet İşleri Başkanlığı'nca, "Diyanet İşleri Başkanlığı, propaganda ve siyaset dilinin baskın olduğu bir ortamda, popüler hissiyatın oluşturduğu beklentilere göre hareket etmek yerine, sağlıklı bir durum analizi yaparak, gelişmeleri soğukkanlı bir şekilde değerlendirme yolunu tercih etmektedir" denildi.
Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, “Ülkemizin içinden geçtiği süreçlerde yaşanan birtakım olayların genellikle dini muhtevalı bir dil ve üslup içinde ifadelendirilmesi karşısında vatandaşlarımız, söz konusu gelişmeler hakkında Diyanet İşleri Başkanlığının görüş ve düşüncelerinin ne olduğu hususunda bilgi talep etmektedir. Başkanlığımızca, vatandaşlarımızdan gelen bu haklı soru ve talepler karşısında aşağıdaki açıklamanın yapılmasına lüzum görülmüştür” ifadesi kullanıldı.
Açıklamada, soru ve taleplerle ilgili şunlar kaydedildi:
“Diyanet İşleri Başkanlığı, İslâm’ın evrensel ilkeleri ve yüce değerlerinin toplumumuza ve insanlığa doğru bir şekilde ulaştırılması amacıyla sadece ülkemizde değil, dünya çapında faaliyet gösteren saygın bir Anayasal kurumumuzdur. Başkanlığımızın görev ve yetkisi ilgili kanunlar tarafından belirlenmiş olup güven ve itibarını aziz milletimizin ilgi ve itimadından, tarihsel bilgi, birikim ve tecrübesinden almaktadır. Bu yetkiyle, yüce dinimizin inanç değerlerini ve ahlaki umdelerini aşındırmaya yönelik her tür ifrat ve tefrit karşısında vatandaşlarımızı doğru bilgilendirme sorumluluğunu müdrik olarak, ortaya çıkan gelişmeleri dikkatle ele almakta ve değerlendirmektedir.
Toplumumuzun bütününü ve geleceğini yakından ilgilendiren bir takım hâdiseler karşısında diğer yetkili kurumlarımız gibi Başkanlığımızın da üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi ve yaşanan hâdiseler karşısında milletimizi, tarihsel birikimine yaraşır bir duruş ve sahih bir dille aydınlatması en başta gelen yükümlülükleri arasında yer almaktadır.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kuruluşundan bu yana özenle geliştirdiği ve kurumsallaştırdığı dengeli ve sağduyulu konumunu sarsacak biçimde onu sık sık mevcut tartışmaların içine çekme çabaları faydadan ve hikmetten uzaktır. Esasen Başkanlığımız sosyal gelişmelerin ortaya çıkardığı belli başlı dini problemler karşısında ihtiyaç duyulan bilgiyi vaaz ve hutbeler başta olmak üzere hemen her fırsatta milletimizle paylaşmakta, Kur’an ve Sünnet’ten mülhem açıklamalarını irşat dili çerçevesinde, belli bir usul ve üslup dairesinde gerçekleştirmektedir.”
İslâm’ın evrensel hakikatlerinin ve yüce değerlerinin hiç bir tartışmaya mahal vermeyecek kadar açık olduğunun bildirildiği açıklama şöyle devam etti:
“Millet varlığımızın temelini, harcını ve ruhunu oluşturan bu yüce ilkelerin ve ahlâkî değerlerin günübirlik hesaplarla zedelenmesi ve hatta zayıflatılması tasvip edilemez. Kaldı ki bu durum, geleceğimizi tehlikeye sokabileceği düşüncesiyle aziz milletimiz tarafından da her zaman kaygıyla karşılanmaktadır. İslam’ın temel hükümleri bütün zamanlarda açık ve nettir. İslam, tarih boyunca tüm akıl sahipleri için kendi umdelerini net bir anlam ve sadelikle takdim etmiş ve Müslümanlar kendilerine özgü inanç ve değerlerini bu kaynaktan hareketle temellendirmişlerdir. Hatta bu ölçüye sadakat o denli güçlüdür ki dini geleneğimiz içinde nelerin helal ve nelerin haram olduğu, aziz milletimizin adeta fıtratına işlenmiş bir bilgiye ve hayatına aksetmiş bir kültüre dönüşmüştür. Din-i Mübin-i İslâm’ın evrensel değerleri, her zaman bize Allah’ın ipine sımsıkı sarılmayı, istişare görevini yerine getirmeyi, kardeşlik ruhunu, şuurunu ve hukukunu dikkate almayı emretmektedir. Bin yıllık derûnî medeniyet tecrübemizle yoğrulan ve bugüne kadar süzülüp gelen bu evrensel hakikatler ve yüce değerler, karşılaştığımız büyük ölçekli sorunlar karşısında nasıl hareket etmemiz gerektiğini açık bir şekilde göstermektedir.”
Sadakatin öneminin vurgulanarak şunlar denildi:
“Güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderilen bir peygamberin ümmetinde bulunması gereken vazgeçilmez hasletlerden biri, hiç şüphesiz, ahlâkî ölçülere sadakat göstermektir. Mahremiyetin ihlali; insaf, vicdan ve adalet ölçülerinin göz ardı edilmesi; her ne suretle olursa olsun, yalana, iftiraya ve tecessüse başvurulması, dinin yüksek değerlerinin hafife alınması, hangi sebeple olursa olsun helal-haram sınırlarının yok sayılması ve kul hakkı bilincinin zaafa uğratılması, bu sadakatle asla bağdaşmaz. Bütün bu mefsedetlerin dini ve milli varlığımızı tehlikeye sokacağı ve toplumsal yapımızı tahrip edeceği unutulmamalıdır.
İslam’ın dünyevi bir güç devşirme adına istismar edilmesi başta olmak üzere, onun herkesi kucaklayan maneviyatını indi çıkarları ve basit hedefleri için araçsallaştıranların elim akıbetlerine tarih boyunca tanıklık edilmiştir.
Ülkemiz, kalıcı sonuçlar doğurabilecek büyük bir fitne ve imtihandan geçmektedir. Bin yıldır bu topraklarda yaşayan farklı dil, ırk ve kültür özelliklerine sahip insanların muazzez bir medeniyet kurmasını sağlayan sahih İslâm anlayışının omurgasını, özünü ve ruhunu yok sayan nevzuhur oluşumlar, milletimizi kaygılandırmakta, manevi bütünlüğümüzü tehdit etmektedir.
Mevcut durum dikkatle değerlendirildiğinde gerçekte milletin huzur ve güvenini tehdit eden her projenin, toplumun ortak değer ve referansı olan din dili üzerinden varlığını sürdürme istidadında olduğu, bunun da sonuçta milletimizin dini duygularını ve maneviyatını açıkça rencide ettiği dikkatlerden kaçmamaktadır. Böylece, ölçüsüz bir şekilde varlığını dinsel bir retoriğe bağlı olarak sürdüren taraftarlığın geleceğimizi rehin alacak bir raddeye ulaştığı esefle gözlenmektedir. Bu süreçte din dili özensizce kullanılmakta, dinimizin hepimize yön veren değer, kurum ve temsilleri itibarsızlaştırılmakta, nihayet dinin özü, esasları ve temel kavramları devre dışı bırakılmaktadır.
Diyanet İşleri Başkanlığı, İslam’ın asırları aşan tecrübe birikimi ve çeşitliliğinin bu topraklara yansıyan bakiyesini büyük bir hürmet ve ciddiyetle ele almaktadır; ancak, toplumun özsel varlığını sarsmaya yönelik kriminal, spiritüalist ya da gnostik ve mesiyanik akımlardan beslenen modern hurafeler karşısında aziz milletimizi bilgilendirme sorumluluğunun da farkındadır.
Hakikat fikrini yok eden, toplumsal barışı tehdit eden, evrensel ahlâkî ilkelerimizi ve değerlerimizi çözen, genç kuşakların din ve dindarlık algısını zedeleyen dünyevileştirici, izafileştirici popüler kültürün yıkıcı etkileri karşısında, insanlığın İslâm’ın evrensel hakikatlerine dikkat kesildiği, Türkiye’nin bütün mazlum halkların umudu olarak görüldüğü bir zaman diliminde, milletimizin bu konumunun sarsılmaması için özen gösterilmesi hepimizin üzerine düşen tarihî bir sorumluluk ve yükümlülüktür. Gerek Diyanet İşleri Başkanlığını kurumsal olarak, gerekse Riyaset makamını şahsi olarak doğrudan ilzam eden ve güncel tartışmaların içine çekmeye çalışan teşebbüslerin milletimiz tarafından kabul edilemezliği ve yadırganacağı açıktır.”
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın gelişmeleri soğukkanlı değerlendirdiği vurgulanarak şu ifadelere yer verildi:
“Diyanet İşleri Başkanlığı, propaganda ve siyaset dilinin baskın olduğu bir ortamda, popüler hissiyatın oluşturduğu beklentilere göre hareket etmek yerine, sağlıklı bir durum analizi yaparak, gelişmeleri soğukkanlı bir şekilde değerlendirme yolunu tercih etmektedir. Başkanlığımız, Din-i Mübin-i İslâm’ın izzet, şeref ve itibarının korunması ve millet varlığımızın zarar görmemesi için, sosyal birlik, barış ve bütünlüğümüzün muhafazası konusunda yüksek görev bilinci ve sorumluluğuyla hareket etmekte, birliğimize ve bütünlüğümüze halel gelmemesi için azami gayret göstermektedir. Bu süreçte ortaya çıkan ve vatandaşlarımız tarafından yöneltilen dini muhtevalı sorulara ilişkin ayrıntılandırılmış cevapları içeren değerlendirme raporu önümüzdeki günlerde Din İşleri Yüksek Kurulu tarafından kamuoyuyla paylaşılacaktır.”
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Sinan Kaloğlu: "Göztepe ile şartlarımız aynı değil" Gençlerbirliği Teknik Direktörü Sinan Kaloğlu, Göztepe yenilgisinin ardından yaptığı açıklamada, "Göztepe ile şartlarımız aynı değil, onların kalecisinin maliyetiyle bizim ilk 11’imizin maliyeti aynı değerde ve bugün sahada ilk kez oynayan genç oyuncularımız vardı" dedi. Trendyol 1. Lig’in 32. haftasında Gençlerbirliği konuk olduğu Göztepe’ye 2-0 mağlup oldu. Müsabakanın ardından düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulunan Gençlerbirliği Teknik Direktörü Sinan Kaloğlu, "Öncelikle Göztepe takımını tebrik ediyorum, bir üst lige çıktılar. Sezon başından beri etkili bir şekilde devam ettiler. Bugün de onlar adına iyi bir atmosfer vardı. O yüzden tebrik ediyorum. Kendi oyuncularımı da yaptıkları mücadeleden dolayı tebrik ediyorum. Skor ne olursa olsun. Maça gelirsek ilk yarı çok etkili olamadık. İstediğimiz şeyleri yapamadık. Ama yine de ikinci yarıya iyi bir şekilde geldik. İkinci yarıda da aslında oyun dengelenmişti. Kaptırdığımız bir topla maalesef son dakikalara yakın son çeyreğe girdiğimizde golü yememize sebep oldu. İkinci golü de yine kendimiz kaptırdığımız topla yedik. Maalesef bireysel hatalar bugün skoru rakibimizden yana kullandı. Göztepe takımıyla şartlarımız aynı değil. Bugün ilk 11’mizin maliyeti Göztepe kalecisinin bir yıllık maliyetiyle aynı değerde. 11’de bugün görev yapan 5 oyuncumuz ilk defa bu seviyede oynadı. İlk defa bu ligde oynuyorlar. Genç arkadaşlarımız haliyle tabii ki her ne kadar da biz sakin kalmalarını ve oynamalarını tavsiye etsek de şöyle bir atmosferde onlar için kolay değildi. İlk yarı özellikle istediğimiz verimi, beklediğimiz iyi verimi çocuklardan alamadık. Üzgünüz, buraya puan ve puanlar için geldik. Ama bizim için kaybedilmiş bir şey yok. Önümüzde iki karşılaşma var. İki karşılaşmayı kazanıp son hafta da olsa rakiplerimizin puan kaybıyla inşallah play-off’a, play-off’tan da inşallah Süper Lig’i sonuna kadar zorlayıp çıkacağız. Bugünkü atmosfer de güzeldi. Taraftarlarımız da bizi yalnız bırakmadı. Onlara da burada bir galibiyet vermek isterdik ama olmadı. Dediğim gibi çocuklar ellerinden gelen mücadeleyi gösterdiler. Onları da tebrik ediyorum" dedi.
Antalya Osman Zeki Korkmaz: “Bireysel olarak bir analiz yapmak zorundayız” İstanbulspor Teknik Direktörü Osman Zeki Korkmaz, Corendon Alanyaspor mağlubiyetinin ardından yaptığı açıklamalarda, maçın ikinci yarısına farklı bir motivasyonla başladıklarını ifade ederek, “Kaçırdığınız gollerdeki kaçırma şekliniz ve gol yeme şekliniz motivasyonu aşağıya çekebilir. Bireysel olarak bir analiz yapmak zorundayız” dedi. İstanbulspor, Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında deplasmanda Alanyaspor’a 6-0 mağlup oldu. Maçın ardından düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulundan İstanbulspor Teknik Direktörü Osman Zeki Korkmaz, sahada doğru davranış sergilense de maçtaki oyunun başka bir şey anlattığını ifade etti. “Kaçırdığınız gollerdeki kaçırma şekliniz ve gol yeme şekliniz motivasyonu aşağıya çekebilir” Alanyaspor’un sert bir oyun anlayışıyla maça başladığını belirten Korkmaz, “Böyle bir maçtan sonra neler söylenebilir, bir şeyleri analiz yapmak lazım. Ben rakamlara çok inanmam. İnanmamak haklılığımı da bugün gördüm. İlk yarının skoru 3-0’dı ama ilk yarının sonundaki gol beklentisi iki takımın da eşitti. Bu rakamlar bir şey anlatmıyor. Sahadaki doğru davranışları yerine koymazsanız rakam ne anlatırsa anlatsın top başka bir şey anlatır. Birkaç haftadır şu mesajı veriyorum, bütün gözler üzerimizde. İstanbulspor son sırada olmasına rağmen futboluyla en çok bahsedilen takım. Bunun bir yerde futbolcular için ikinci motivasyon malzemesi olması gerekiyordu. Siz bu tavrı ortaya koydukça rakipler de size karşı başka motivasyonla maça çıkıyor. Alanyaspor bizden hariç biriyle oynasaydı bu motivasyonla maça çıkmazdı. Sert bir oyun anlayışıyla maça başladılar. Biz buna cevap veremedik. Pek çok pozisyonda futbolcular doğru pozisyondaydı ama yapmaları gereken davranışı sahaya koyamadılar. Maçı tutmak için pozisyonlar yakaladık. Bunları değerlendiremedik. İkinci yarının başında başka bir motivasyonla başladık. Kaçırdığınız gollerdeki kaçırma şekliniz ve gol yeme şekliniz motivasyonu aşağıya çekebilir. Bireysel olarak bir analiz yapmak zorundayız. Kazanmak kaybetmek önemli değil diye hep söylüyoruz. Maçı kaybedebiliriz Alanyaspor bizden çok daha zengin kadroya sahip. Ellerinde çok büyük hamle gücü vardı. Bugüne kadar biriktirdiğimiz güzellikleri lig bitene kadar bozmadan devam etmemiz gerekiyor. Bunu da bireysel davranışlarla düşük motivasyonla kimsenin bozmasına izin vermeyiz” diye konuştu.