GENEL - 01 Nisan 2012 Pazar 13:24

2011`DE TRAKTÖR SAYISINDA REKOR KIRILDI

A
A
A
2011`DE TRAKTÖR SAYISINDA REKOR KIRILDI

Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, en az traktör sayısına sahip illerin Rize, Trabzon, Artvin
ile Hakkari, Bingöl ve Tunceli olduğunu söyledi.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 11 yıllık süreç içerisinde traktör sayısındaki artışla ilgili yazılı bir açıklama yaptı. TÜİK verilerine göre, 2000 yılı sonundan 2012 Ocak ayı sonuna kadar geçen 11 yıllık sürede traktör sayısının yüzde 26,7 artarak 1.5 milyona yaklaştığını belirten Bayraktar, 2000 yılı sonunda 1 milyon 159 bin 70 olan traktör sayısının 309 bin 499 adet artarak, 2012 Ocak ayı sonunda 1 milyon 468 bin 569 adede yükseldiğini belirtti.
Bu dönemde oransal olarak en fazla yıllık artışın yüzde 4.37 ile 2011 yılında meydana geldiğini vurgulayan Bayraktar, 2006 yılında yüzde 3,44, 2005`te yüzde 3,1, 2007`de yüzde 2,84, 2010`da yüzde 2,69, 2008`de yüzde 2,35, 2004`te yüzde 2,2 artış görüldüğünü kaydetti. Traktör sayısında en az artışın yüzde 0,09`la 2002 yılında olduğunu bildiren Bayraktar, 2003 yılında yüzde 0,35, 2009 yılında yüzde 0,7, 2001 yılında yüzde 1,73 artış meydana geldiğini ifade etti.
YILLARA GÖRE ARTIŞ
Şemsi Bayraktar, artışın yıllara göre dağılımına bakıldığında en fazla artışın 61 bin 336 adetle 2011 yılında gerçekleştiğini kaydederek şunları kaydetti: "2006 yılında 42 bin 912, 2005 yılında 37 bin 484, 2010 yılında 36 bin 840, 2007 yılında 36 bin 665 adet traktör sayısı artışı oldu. Buna karşın traktör sayısı 2001 kriz yılını takip eden 2002 yılında sadece 1059 adetle sınırlı kaldı. 2003 yılında 4 bin 129, yine küresel krizin olduğu 2009 yılında 9 bin 455 adet artış gerçekleşti."
İller bazında en fazla traktörün 71 bin 690`la Manisa`da olduğunu belirten Bayraktar, sözlerine şöyle devam etti: "Traktör sayısında ilk sırada bulunan Manisa`yı 68 bin 200`le Konya, 52 bin 692 ile Balıkesir, 52 bin 422 ile Bursa, 51 bin 758 ile İzmir izliyor. Samsun, Ankara, Adana, Antalya ve Denizli ilk 10`da. En az traktör sayısına sahip iller Rize, Trabzon, Hakkari, Bingöl, Artvin ve Tunceli. Bu illerde traktör sayısı 1000 altında. Tunceli`de 969, Artvin`de 852, Bingöl`de 845, Hakkari`de 673 traktör
var. Rize`de sadece 38, Trabzon`da 168 traktör bulunuyor. Bu illerin ortak özelliği arazilerinin dağlık olması. Bu nedenle traktör kullanımı için arazi yapıları uygun değil."
TRAKTÖR SAYISININ BÖLGELERE GÖRE DAОILIMI
TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, coğrafi bölgeler itibarıyla en fazla traktörün Ege Bölgesi`nde olduğunu, bölgede 300 bin 468 traktör bulunduğunu söyledi. Bu bölgeyi 285 bin 374 adetle İç Anadolu ve 279 bin 972 adetle Marmara bölgelerinin izlediğini anlatan Bayraktar, sözlerini şöyle sürdürdü: "Dördüncü sıradaki Karadeniz Bölgesi`nde 215 bin 592, Akdeniz Bölgesi`nde 195 bin 686, Güneydoğu Anadolu Bölgesi`nde 113 bin 142, Doğu Anadolu Bölgesi`nde ise 78 bin 335 traktör var"
Şemsi Bayraktar, özellikle Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerinde bulunan traktör sayısındaki azlığa da dikkati çekerek şöyle konuştu: "Traktörlerin 5`te 3`ü Ege, Marmara ve İç Anadolu`da. Doğu Anadolu Bölgesi`ndeki 14 il neredeyse Manisa ilindeki traktör kadar traktöre sahip durumda. Manisa`da 71 bin 690, Doğu Anadolu Bölgesi`nde 78 bin 335 traktör var."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Medicana bebekleri tıp öğrencilerine destek olacak Medicana International Ankara Hastanesi, Türk Eğitim Vakfı (TEV) iş birliğiyle Medicana’da dünyaya gelen her bebek adına Ankara Tıp Fakültesi’nde okuyan TEV bursiyerlerine burs desteği sağlanacak. Medicana International Ankara Hastanesi, Türk Eğitim Vakfı (TEV) iş birliğiyle başlattıkları ‘Meslektaşımı Okutuyorum’ projesinin geçtiğimiz gün lansmanını Medicana International Ankara Hastanesi’nde gerçekleştirdi. Proje kapsamında, hastanede dünyaya gelen her bebek adına Ankara Tıp Fakültesi’nde okuyan TEV bursiyerlerine burs sağlanacağı aktarıldı. Lansmana Medicana International Ankara Hastanesi Genel Müdürü ve Başhekimi Doç. Dr. Gülçin Türkmen Sarıyıldız, TEV Ankara Şube Yürütme Kurulu Başkanı Yasemin Türkoğlu, Koç Holding Resmi İşler Direktörü Ali Utku Atalay, Medicana doktorları ve sağlık ekibi katıldı. Medicana bebekleri geleceğe ışık saçıyor Dünya genelinde 85 milyon, Türkiye de ise 1 milyonu aşkın çocuğun örgün eğitimin dışında olduğunu; üniversite öğrencilerinin de sosyoekonomik sebeplerle eğitimlerini yarıda bırakmak zorunda kaldığını hatırlatan Medicana International Ankara Hastanesi Marka ve Kurumsal İletişim Müdürü Damla Yur hastanenin geleceğin doktorlarına destek olmak amacıyla hayata geçirdiği ‘Meslektaşımı Okutuyorum’ projesini tanıttı. Yur, proje kapsamında hastanede dünyaya gelen her bebek adına TEV desteğiyle Tıp Fakültesinde okuyan öğrencilere aylık düzenli burs desteği sağlayacaklarını, "Doğumun eğitime uzanan bir umut köprüsü olmasını istiyoruz" sözleriyle ifade etti. Başlangıçta Ankara’da 10 Tıp Fakültesi öğrencisine destek vermeyi hedeflediklerini belirten Yur, Medicana Sağlık Grubu’ndaki diğer hastanelerin de projeye dahil edilmesi ile 2026 yılı içinde sayıyı 60 öğrenciye çıkarmayı amaçladıklarını söyledi. "Elimizi uzatamadığımız okumaktan vazgeçen bir sürü çocuğumuz var" Geleceğin hekimlerine destek olmaya devam edeceklerini ifade eden Medicana International Ankara Hastanesi Genel Müdürü ve Başhekimi Doç. Dr. Gülçin Türkmen Sarıyıldız, "Ben bir Atatürk kızıyım ve Atatürk bana bu hakları verdiği için bugün bulunduğum pozisyonum, eğitimim, benim için bir onur kaynağı. Ama unutmamamız gereken şey bizlerin önder olacağıdır. Arkamızdan gelen bir sürü kız çocuğu ve meslektaşımız var. Öncelikle hedefim hemcinslerime destek olmakla birlikte meslektaşlarımın da bir şekilde bu katkıyı hak ettiğini düşündüğüm için Medicana Ankara ailesi olarak ‘Meslektaşımı Okutuyorum’ projesiyle bir adım attık. Elimizi uzatamadığımız okumaktan vazgeçen bir sürü çocuğumuz, evladımız var. Bu insanlara bir şekilde ulaşabiliyor olmak kurum olarak güzel bir duygu. Bize bu duyguyu yaşattığınız için çok teşekkür ediyorum. Burada bir şey hatırlatmak istiyorum. Biz kurum olarak bu işi başlattık ama Ankara’da biz 150 hekim ile 750 personeliz. Eminim kurum dışında da okutmak isteyeceğimiz ve TEV’e destek olabileceğimiz bir alan oluşturacağız. Kurum dışında da biz kıymetli meslektaşlarımıza, geleceğin hekimlerine destek olmaya devam edeceğiz" açıklamalarında bulundu. "Türk Eğitim Vakfı bu projeden çok ilham aldı" ‘Meslektaşımı Okutuyorum’ projesinin örnek bir proje olduğunu belirten TEV Ankara Şube Yürütme Kurulu Başkanı Yasemin Türkoğlu, "Bir üniversite öğrencisine verdiğimiz aylık burs miktarı 5 bin 800 lira, bu projeye gönlünüzden ve bütçenizden ne imkan veriyorsa öyle destek olabilirsiniz. Medicana ile gerçekleştirdiğimiz bu iş birliği, Türk Eğitim Vakfı bünyesinde oldukça heyecan oluşturan bir proje oldu. Her bir destekle bir gencin hayatına bu doğum kartıyla bağış yapılacak. Bağışlar bir havuzda toplanıp belirlenen hedefler doğrultusunda geleceğin hekimlerine burs fonu olarak verilecek. Bu proje, başka kurumlara da ilham verecek, farklı kurum ve hastanelere örnek teşkil edecek bir potansiyele sahip. Medicana Ankara’nın başlattığı bu girişim için emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum" ifadelerinde bulundu. "Siz geleceği inşa edin, biz yanınızdayız diyen bir ekip var" İyi bir gelecek için eğitim ve sağlık sisteminin önemli olduğunu vurgulayan TEV bursiyeri Hacettepe Tıp Fakültesi öğrencisi Gizem Gündüz, "Bugün burada kurulan bağ, bu iki alanın birbirini nasıl tamamladığını gösteriyor. Gençlerin potansiyelini ortaya çıkarıyor. Medicana, sağlık hizmetinde kaliteyi ve insan hayatına dokunan hizmet anlayışını güçlendiriyor. Bu iki yapının buluşması bize, iyi bir geleceğin hem iyi eğitimli bireylerle hem de güçlü bir sağlık sistemiyle mümkün olacağını hatırlatıyor. Geleceğin hekimi olarak yanımda, siz geleceği inşa edin, biz yanınızdayız diyen bir ekip var. Bu desteğin karşılığında hangi şehirde, hangi hastanede, hangi branşta olursak olalım, topluma karşı sorumluluğumuzu, bize inanan kurumların bu desteğini ve bugün kurulan bu iş birliğinin anlamını unutmayacağımızı belirtmek isterim. Bizler sahaya indiğimizde bilginin yanı sıra karakterle, etikle ve insan sevgisiyle hizmet edeceğiz. Bu değerli iş birliği için Medicana Sağlık Grubu’na, TEV ailesine ve burada emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Bizi yarının da doktorları, bilim insanları ve liderleri olarak yetiştiren tüm kurumlara teşekkürlerimi sunuyorum" diye konuştu.
Denizli Dikenlerinden kurtulan kestanelerin sofralara yolculuğu başladı Denizli’nin Buldan ilçesinde asırlık ağaçlarda yetişen Alandız kestanesi, dikenli yapısından çıkarılarak alıcısıyla buluşuyor. Buldan’ın yüksek kesimlerinde asırlık ağaçlarda yetişen Alandız kestanesi, dikenli yapısından çıkarılarak alıcısıyla buluşuyor. Buldan Ziraat Odası tarafından coğrafi işaret patentiyle tescillendirilen Buldan Alandız kestanesi yaklaşık bir aylık dinlenmenin ardından patoz yardımıyla dikenli yapısından çıkartılıyor. Bin 150 rakımlı bölgede yetişen ve bin 300 dekarlık alanda kestane ağacı sayısı yaklaşık 19 bin adet bulunuyor. Geçtiğimiz 2024 yılında 385 ton kestane üretimi gerçekleşirken, ağaç başına düşen ortalama kestane veriminin 30 kilogram civarında olduğu belirtiliyor. Bu sezon verimin geçen yıla oranla az da olsa arttığını dile getiren üreticiler, alıcıların bölgeye gelerek alım yaptıklarını dile getirdiler. "Herkesin bu lezzeti tatmasını isteriz" Bir ay boyunca kuyu tabir edilen tepeciklerde sulama yapılarak, tadı, aroması ve şeker oranı artan şekercik cinsi kestanenin Alandız Mahallesi için önemli bir gelir kapısı olduğunu belirten kestane üreticisi Arzu Baş, "Ekim ayının on beşinde ağaçlardan hasadına başlıyoruz. Silkeleme yapan ve toplayan amele buluyoruz. Ağaçlardan toplayıcılar çubuklarla silkeleme yapıyor. Biz de yerden toplayıp çuvallara doldurup motorlarla evlerimize getiriyoruz. Bahçemize döküyoruz. Otları üzerine örtüyoruz. Ardından sulama işlemi yapıyoruz. Kasım ayının on beş, yirmisi arası patoz yapıyoruz. Sonra çuvallara dolduruyoruz. Emeği çoktur. Kestanemizin tadı çok güzeldir. Şekercik cinsidir. Herkesin bu lezzeti tatmasını isteriz. Yiyenlere afiyet olsun. Allah üreticimize hayırlı pazarlar versin" dedi.
Antalya 9. Akdeniz Bilişim Zirvesi başladı, geleceğin teknolojisi Antalya’da masaya yatırılıyor Akdeniz Üniversitesi Antalya Teknokent tarafından düzenlenen 9. Akdeniz Bilişim Zirvesi, yoğun katılımla başladı. Geleceğin teknolojilerinin konuşulduğu zirvede Rektör Özkan, yapay zekânın çevresel maliyetine vurgu yaparak en hızlı değil, en sürdürülebilir teknolojiyi geliştirmenin zorunluluk haline geldiğini söyledi. Türkiye’de bölgesel ölçekte başlayan ve yıllar içinde ulusal çapta takip edilen bir teknoloji buluşmasına dönüşen Akdeniz Bilişim Zirvesi, akademisyenleri, sektör profesyonellerini, girişimcileri, yatırımcıları ve öğrencileri aynı platformda buluşturdu. Mimar Sinan Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen zirveye Antalya Valisi Hulusi Şahin, Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Dalgar, KOSGEB Başkanı Ahmet Serdar İbrahimcioğlu, Antalya İl Emniyet Müdürü Dr. Sabit Akın Zaimoğlu, Antalya Teknokent Genel Müdürü Dr. İbrahim Yavuz, kamu kurum ve kuruluşlarının yetkilileri, akademisyenler ile çok sayıda öğrenci katıldı. Yapay zeka dönüşümünün içindeyiz Programda yaptığı konuşmada Akdeniz Bilişim Zirvesi’nin Türkiye’nin en büyük bilişim buluşmalarından biri haline geldiğini belirten Antalya Valisi Hulusi Şahin, "Gençleri herhangi bir ücret ödemeden teknolojinin liderleriyle bir araya getirmek büyük bir mesele ve büyük bir başarı. Genç bir nüfusa sahibiz. Gençlerimiz mücadeleci, çalışkan ve yeniliklere açık. Bu tür çalışmalar ve zirveler onlara ihtiyaç duydukları moral ve motivasyonu sağlıyor. Yapay zekâ dediğimiz olgunun tsunami etkisi oluşturacağını artık çok net görüyoruz. Bazı meslekleri ortadan kaldıracak ama bazılarını da ihya edecek. Hatta bugün olmayan yeni meslekler ortaya çıkaracak. Yani yapay zekâ dönüşümünün, devriminin eşiğinde değil, artık tam olarak içindeyiz. Bu süreci en iyi algılayacak ve yakalayacak olanlar da gençlerdir" dedi. "Katma değer üreterek ülkemizi büyüteceğiz" Kişi başına düşen milli geliri artırmanın en etkili yolunun katma değer üretmek olduğunu vurgulayan Vali Şahin, "Bugün 18 bin dolar seviyesinde olan milli gelirimiz, 20 bin doları aştığında ülkemiz bambaşka bir noktaya ulaşacaktır. Bunu başarmak için katma değeri yüksek işler üretmemiz gerekiyor. Bu işler ancak teknolojiyle, bilişimle ve yapay zekâ gibi büyük sıçramalarla mümkün olur. Dünya büyük bir dönüşümün tam ortasında. İnşallah geleceğin teknoloji devleri, artık Türkiye’nin adıyla anılan şirketler olacak. Savunma sanayiinde bunu hızla başarıyoruz; ancak sadece savunma sanayiinde değil, her alanda bunu gerçekleştirmemiz gerekiyor. Bu zirvenin de bu sürece önemli katkı sağlayacağına inanıyor ve başta Teknokent Genel Müdürümüz olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ediyorum" ifadelerine yer verdi. Açılışta konuşan Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan da, teknolojinin dönüşüm gücüne dikkat çekerek yapay zekânın hem büyük bir fırsat hem de doğru yönlendirilmediğinde bir risk alanı olabileceğine vurgu yaptı. Rektör Özkan, "Bugün burada geleceğin dünyasını, teknolojinin dönüşüm gücünü ve insanlığın yarınlarını konuşmak üzere bir aradayız. Yapay zeka, sağlıktan tarıma, ekonomiden eğitime kadar tüm alanları dönüştürüyor. Bana göre yapay zeka büyük bir fırsat; fakat doğru yönlendirilmezse risk oluşturabilecek bir güç. Onu fırsata da tehdide de dönüştürecek olan yine bizleriz." dedi. Yapay zekanın çevresel maliyeti Yapay zekânın genellikle göz ardı edilen çevresel yüküne dikkat çekerek veri merkezlerinin su tüketimi ve enerji ihtiyacına vurgu yapan Rektör Özkan, "Büyük dil modellerinin çalıştığı veri merkezleri, soğutma için ciddi miktarda su tüketiyor. Tek bir yapay zekâ sorgusunun bardak ölçeğinde su tüketimine yol açtığı, modellerin eğitim süreçlerinde ise milyonlarca litre su kullanıldığı biliniyor. Bu nedenle teknolojik ilerlemeyi hedeflerken doğal kaynaklarımızın sürdürülebilirliğine, su verimliliğine ve çevresel sorumluluğa daha fazla odaklanmamız gerekiyor. Geleceğin yapay zekâsı ancak doğayı koruyarak değer oluşturabilir" diye konuştu. Konuşmasında yapay zekânın iş gücü üzerindeki etkilerine de değinen Rektör Özkan, "MIT’nin Project Iceberg raporu, yapay zekânın iş gücü üzerindeki gerçek etkisinin henüz görünmeyen, yüzeyin altında olan büyük bir kütle olduğunu söylüyor. Özellikle idari işler, finans, hukuk, muhasebe, pazarlama gibi bilişsel mesleklerde değişimin çok daha büyük olacağı öngörülüyor. Bu nedenle bu dönemi doğru okumak hepimiz için kritik." şeklinde konuştu. "Toplumu ve gezegeni gözetmek zorundayız" "Geleceği inşa ederken hem gezegeni hem toplumu gözetmek zorundayız." diyen Rektör Prof. Dr. Özlenen Özkan, artık en hızlı teknolojiyi geliştirmenin yeterli olmadığını, en sürdürülebilir olanı geliştirmenin zorunluluk haline geldiğini vurguladı. Rektör Özkan, "Bu tabloyu bir tehdit olarak değil, yeni bir liderlik fırsatı olarak görmeliyiz. Türkiye’nin ve Akdeniz bölgesinin, bilişimde sürdürülebilirlik odaklı bir dönüşüm başlatma şansı var" dedi. Rektör Özkan, "Geleceği konuşmak aynı zamanda sorumluluğu konuşmaktır. Bu zirvede geleceği konuşacağız ve bunu konuşurken insanı, vicdanı, etik değerleri, ahlakı ve doğayı unutmamamız gerekiyor. Ancak maalesef unutuyoruz. Zira şu anda dünyanın dört bir yanında nadir elementler için ciddi savaşlar var. Ancak medeniyetler bir döngü şeklinde var oluyor ve biz bu değerleri unutursak korkarım ki insanoğlu kendini başladığı noktada bulacak" dedi. Akdeniz Bilişim Zirvesi’nin her yıl daha da büyüdüğünü belirten Özkan, Antalya Teknokent başta olmak üzere tüm paydaşlara teşekkür ederek sözlerini tamamladı. Antalya Teknokent Genel Müdürü Dr. İbrahim Yavuz ise "Geleceği Kodla, Evreni Keşfet temasıyla gerçekleştirdiğimiz bu zirve, Antalya’nın teknoloji ve bilişim alanında da bir cazibe merkezi olduğunu bir kez daha ortaya koymaktadır. Antalya Teknokent olarak, araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin yanı sıra, girişimciliği ve teknolojiyi teşvik eden projelerle de bölgesel kalkınmanın öncüsü olmayı hedefliyoruz. Bu hedef doğrultusunda, üniversitelerimiz, sanayi kuruluşlarımız ve kamu kurumlarımız ile güçlü bir iş birliği içerisindeyiz. Aynı zamanda, teknoloji geliştirme bölgemizdeki firmalarımızı, uluslararası arenada rekabetçi kılmak için destekliyor ve projelerini dünya pazarına taşımalarını sağlıyoruz." dedi. Dr. Yavuz daha sonra Teknokentin projeleri, hedefleri ve vizyonunu anlatan detaylı bir sunum gerçekleştirdi. Açılış konuşmalarının ardından Vali Şahin ve Rektör Özkan, teknoloji, ticaret, yazılım, AR-GE ve otomasyon alanlarında başarı elde eden firmalara plaketlerini takdim etti. Akdeniz Bilişim Zirvesi, gün boyunca farklı oturumlar, uzman konuşmaları ve teknoloji panelleriyle katılımcılara sektörün geleceğine dair kapsamlı bir perspektif sunacak.