Ankara’nın Beypazarı ilçesinde 180 dönümlük arazide başlayan havuç hasadında dönüm başına yaklaşık 10 ton verim elde ediliyor.
Ankara’nın Beypazarı ilçesinde kışlık havuç hasadı, yüzlerce mevsimlik işçinin tarlalara inmesiyle başladı. Günün ilk ışıklarıyla çalışmaya başlayan işçiler, topraktan sökülen havuçları torbalara dolduruyor. Toplanan havuçlar daha sonra yıkama tesislerine götürülüyor. İlk olarak büyük havuzlarda kaba temizliği yapılan havuçlar, yıkama makinelerinden geçirilerek paketleme bölümüne aktarılıyor. İri, ince, kıtır ve kırık olmak üzere ayrılan ürünler, kullanım amacına göre farklı kasalarda sınıflandırılıyor. Üreticiler, hasat edilen havuçları talebe göre piyasaya sunmak üzere soğuk hava depolarında muhafaza ederken, Beypazarı havucu yıl boyunca Türkiye’nin dört bir yanındaki sofralara ulaştırılıyor.
"Şu an tahmini verim dönüme 10 ton"
Çalıştıkları arazinin 180 dönüm olduğunu belirten çiftçi Sezai Aydoğan, "Şu anda kazım zamanına geldik, işleme yapıyoruz. Haziran’da ekiyoruz. Tabii işlerken toprak işlemesine çok dikkat ediyoruz. Sulama, gübreleme, ilaçlama, ot ayıklama bunları yapa yapa 120 gün falan sürüyor. Şu an tahmini verim dönüme 10 ton. Geçen sene bir tık bundan düşüktü. 8 ton falandı. Bu seneki daha kaliteli. Susuzluk var bizde. Su gıdayla. Sondajlardan topluyoruz. Sular parmak kadar akıyor. Sıkıntımız o bizim. Su olmadığı için bu kadar ekebiliyoruz. Sondajlar var. Köyün her tarafında toparlayıp buraya getiriyoruz. 10 tane göl var, 10 tane göle topluyoruz. Aktara aktara buraya geliyor. Susuzluk sene geçtikçe artıyor. Daha önce mesela başlayalı 10 sene olduysa 10 sene öncesi 2 gölle iş görüyorduk. Şimdi 10 göle çıkarttık ama o suyu yine bulamıyoruz bak. İlkbahar biraz birikim oluyor. 1 ay sonrası çok azalıyor" diye konuştu.
"Kalitesi, albenisi, tadı bunlar çok farklı"
Beypazarı havucunu diğer havuçlardan ayıran özelliklerine değinen Aydoğan, "Kalitesi, albenisi, tadı bunlar çok farklı. Bunun hazırlamasında, gübresinde, ilacında, su oranına yeterli derecede olacak şekilde ekilmesi gerekiyor. Su yetersiz geldiği zaman sen bunu zaten 10 alamazsın. 3 alırsın, 5 alırsın. O zaman da zarar edersin, kazanamazsın. Dikkat edilmesi gerekenler bununlar. Maliyetler çok yüksek maalesef. Yıl geçtikçe artıyor. Bu hepimizin sıkıntısı ama bu da tüketiciye yansıyor. Mazotundan tut, tarla kirasından tut, ilacı, elektriği hepsi gün geçtikçe artıyor. Sonu tüketiciye varıyor bunun. Alırken ben her zaman yüksek alıyorum. Geçen sene aldığım 1 liralık şeyi bu sene 2 liraya alıyorum" şeklinde konuştu.
"70-80 kişilik işçi geliyor ama 10 kişi buranın sabit devamlı elemanı"
Tarlada çalışan işçileri ve mevcut araçları anlatan Aydoğan, "Araç olarak 5-6 tane traktör var, tır var. 2 tane kamyon var. İşçi olarak en az 10 kişi sabit burada var. Buranın yerli adamı. Artı 70-80 kişilik işçi geliyor ama 10 kişi buranın sabit devamlı elemanı. Traktörü kullanıyor, kamyonu kullanıyor. Sulamasına bakıyor" ifadelerini kullandı.
"Burada günlük 60-70 ton havuç üretimi olur"
Taşkıran Tarım firmasında, havuçların yıkandığı tesiste çalışan Yahya Göktaş, "Burada günlük 60-70 ton havuç üretimi olur. Tarladan gelir, burada yıkarız, İstanbul’a yollarız. Her tarafa yollarız. Burada 12 ay devamlı havuç var. Marul olur yazın, soğan, ıspanak. Şimdi kış mevsimi, havuç olur. Bu makine kalibre. İriyi, inceyi ayırır. Yukarıdaki havuza dökülüyor, havuzdan kazanlara geliyor ve oradan temiz suyla yıkanıyor, çamuru akıyor. Temizi bu yana geliyor. Sonra paketleniyor ve ihraç oluyor. Bunlar 25’er kilo, iri ve ince olarak ayrılıyor" dedi.
Hasadın devam ettiği Beypazarı’nda üreticiler, hem iç piyasaya hem de dış pazara yıl boyunca kaliteli havuç tedarik etmeyi hedefliyor.








