GENEL - 02 Mayıs 2021 Pazar 10:00

70 yaşındaki emekli öğretmen sergi gelirleriyle Afrika’da 7 su kuyusu açtırdı

A
A
A
70 yaşındaki emekli öğretmen sergi gelirleriyle Afrika’da 7 su kuyusu açtırdı

Ankara’da geleneksel el sanatları ürünlerini sergileyerek elde ettiği gelirle bir buçuk sene içerisinde Afrika’da 7 su kuyusu açtıran 70 yaşındaki emekli Sanat Tarihi Öğretmeni Ayşe Can Durhan, 8’inci kuyusunu açtırmak için kolları sıvadı.

Ankara’da geleneksel el sanatları ürünlerini sergileyerek elde ettiği gelirle bir buçuk sene içerisinde Afrika’da 7 su kuyusu açtıran 70 yaşındaki emekli Sanat Tarihi Öğretmeni Ayşe Can Durhan, 8’inci kuyusunu açtırmak için kolları sıvadı. Durhan, bir sonraki serginin geliriyle Orta Afrika ülkesi Çad’da su kuyusu açtırmayı hedefliyor.


Hobi olarak başlayıp uzun yıllar devam ettirdiği ebru, tezhip ve hat gibi geleneksel el sanatları ürünlerini Afrika’da açlık ve susuzlukla mücadele edenler için yardım projesine dönüştüren emekli Sanat Tarihi Öğretmeni Ayşe Can Durhan, eserlerinin geliri ile Afrika’da su kuyusu açma fikri hedefiyle çıktığı yolda bir buçuk yılda 7’inci su kuyusuna ulaştı. Uzun uğraşlar sonucu özenle ürettiği eserlerini sanat severlerin beğenisine sunan 70 yaşındaki Durhan’ın şimdiki hedefi ise Afrika’daki 8’inci su kuyusunu açtırmak. Bunun için ebru ve tezhip, minyatür ve hat gibi geleneksel el sanatları ürünleri yapan emekli öğretmen, bir sonraki sergiden elde edeceği gelirle Orta Afrika ülkesi Çad’da yeni bir su kuyusu açmayı hedefliyor.


1975 yılında Hacettepe Üniversitesi Sosyal İdari Bilimler Fakültesi Sanat Tarihi Bölümünden mezun olduktan sonra hep ilgi duyduğu geleneksel el sanatları alanında çalışmalara başlayan Durhan, Başkent’te bugüne kadar 12 kişisel sergi açtı. Ebru sanatının UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne alınmasının öncü isimlerinden olan usta sanatçı Timuçin Tanarslan’dan eğitim alan Durhan, "Küçüklüğümden beri ben sanata meraklıyım. Sesim çok güzeldi küçükken ve ben hep şarkı söylerdim. Özellikle enstrüman çalmayı çok severdim. Ama hep ben engellendim. Babam sevmezdi pek. Önce müzikle daha uzun yıllar çalıştım. Ankara’da aşağı yukarı bütün korolara devam ettik. Türk sanat müziği, arkasından tasavvuf musikisi başladı 80 yılından sonra. Tasavvuf musikisini de yine o yıllarda ilklerdeniz biz. Ama hep bunlar tabii amatör çalışılıyor. Ne bir devlet desteği var ne bir sosyal, sivil toplum örgütünün desteği var, hep kişisel. Beni hem müzik hem el sanatları hayata bağladı. 22 yıldır devam eden bu çalışmalarımda ben 12 kez sergi açtım" dedi.



Üzerinde aylarca çalıştığı eserlerinin gelirlerini su kuyusuna dönüştürüyor


Eserleriyle bugüne kadar geniş kitlelere ulaşmayı başaran Durhan, "Daha çok bu gelirlerimi hayır kurumlarıyla paylaşmak istedim Allah’ta nasip etti. Son çalışmalarımı da Afrika’da su kuyusu açmayı hedeflemiştim. Şimdi satılan bu son eserlerimle beraber 7 kuyu açtık. Her bir cennete inşallah bir kuyu ismi vererek, mesela Adn Cenneti’nden başladık. Meva Cenneti, Naim Cenneti, Firdevs Cenneti, Darül-karar açıldı. Bütün bu gelirlerimizi o selsebillere inşallah gönderdik. Orada bütün bu eserlerimi alan arkadaşlarımızla buluşacağımızı birbirimize taahhüt ettik. Allah nasip eder inşallah. Son bir kuyumuz kaldı. Onu da bu Ramazan’da kısmetse bu sergiden olan satışlarımızı birleştirip Çat’ta özellikle, Allah nasip ederse bu 8 kuyumuzu bu dünyadan ahiretimize göndereceğiz" diye konuştu.


Gençlerin sanata yönelmelerini tavsiye eden Durhan, "Sadece yeni neslin bu konu üzerinde eğilmesini çok istiyorum. Özellikle musiki çok az, bu işi bilen, seven hiç yok. Özellikle ben muhafazakar kesimden bunu bekliyorum. Ne olur, müziksiz çok zor. Gençlerin Türk sanat müziğine, daha doğrusu bizim müziğimize, ben ayırmıyorum halk müziği, sanat müziği, bizim müziğimize yönelmelerini istiyorum. Müziğin arkasından zaten öbürleri gelir. Ama müzik ruhla beraber özellikle ibadeti ayakta tutan, bana göre onu canlandıran Allah ile birleştiren yönü var. Onun için o hazzı insanların, hani ben namaz kılıyorum haz alamıyorum, ben oruç tutuyorum haz alamıyorum diyen insanlara biraz ben manevi yönden musiki ile ilgilenmelerini isterim. Çok haz alacaklardır" ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.