POLİTİKA - 10 Mart 2021 Çarşamba 17:01

Akkuyu Nükleer Enerji Santrali’nin üçüncü ünitesinin temeli atıldı

A
A
A
Akkuyu Nükleer Enerji Santrali’nin üçüncü ünitesinin temeli atıldı

Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin üçüncü ünitesinin temeli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet başkanı Vladimir Putin’in canlı yayında verdikleri talimatla atıldı.

Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin üçüncü ünitesinin temeli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet başkanı Vladimir Putin’in canlı yayında verdikleri talimatla atıldı.


Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin üçüncü ünitesinin temel atma törenine canlı bağlantı ile katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Türk-Rus ilişkilerine dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milli enerji alt yapımıza nükleer gücü de dahil etme kararı, enerji tedarik güvenliği yönünde attığımız stratejik bir adımdır. Bu hamlemizle enerjide ülkemizin yarınlarını garanti altına almayı hedefliyoruz. Korona virüs salgınının yıkıcı etkilerine rağmen ekonomimiz hamdolsun istikrarlı biçimde büyümeyi sürdürüyor. Geçen sene dünyada birçok ülke ciddi ekonomik daralmalar yaşarken biz yüzde 1,8’lik bir büyüme oranına ulaştık. İnşallah bu sene büyümemizin çok daha büyük olacağına inanıyoruz. Ekonomik büyümemize bağlı olarak enerjiye güvenilir, kesintisiz ve uygun fiyatlı erişim ihtiyacımız da artıyor. Enerjiye yapılan yatırım geleceğe yapılan yatırımdır anlayışıyla bu alandaki projelerimizi çeşitlendirmeye çalışıyoruz. Bu süreçte özellikle enerji verimliliği ve yenilenebilir enerjiye büyük önem veriyoruz. Nitekim kurulu gücümüz içerisinde yerli ve yenilenebilir enerjinin payı yüzde 63,7 seviyesine ulaştı. Geçen yıl neredeyse tamamı yenilenebilir kaynaklı 4 bin 900 megavatlık ilave kurulu gücü devreye aldık. Karadeniz’deki 405 milyar metreküplük doğal gaz keşfimiz, bağımsız enerji, güçlü Türkiye kararlılığımızın en önemli adımlarından biri oldu. Doğu Akdeniz’deki sondaj ve sismik arama çalışmalarımızdan da müjdeli haberler almayı hedefliyoruz. Nükleer enerji de enerji politikamız bakımından özel bir yere sahiptir. Hedefimiz, enerji üretirken sıfır emisyon ile çalışan ve çevreye hiçbir zararı olmayan nükleer enerjiyi ülkemizin enerji sepetine eklemektir. Nükleer santral oluşturacağı ekonomik ivme ile birçok yan sektöre de katkı yapacaktır. Tesisimiz yapım esnasında en yoğun dönemde 16 bin, üretim döneminde ise 4 bin kişilik istihdam sağlayacaktır. Nitekim, proje kapsamında yetiştirilmek üzere seçilen öğrencilerimizden 186’sı 6,5 yıllık zorlu eğitimlerini tamamlayarak ülkemize döndü. Bu gençlerimiz mühendislikten yöneticiliğe kadar nükleer güç santralimizin tüm süreçlerinde görev alacaktır. Böylece Türkiye’nin nükleer enerjide beyin takımı oluşacak, milli enerji seferberliğimiz yeni neferler kazanacaktır” diye konuştu.


Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin ilk reaktörünün 2023 yılında devreye alınacağını söyleyen Erdoğan, “Toplam dört reaktörden oluşacak bu santralin diğer reaktörlerinin de peyderpey üretime geçmesi için gece gündüz çalışacağız. Cumhuriyetimizin 100. yılında Türkiye’yi nükleer enerji sahibi ülkeler ligine katacağız. Toplam 4 bin 800 megavat kurulu güce sahip olacak Akkuyu, yıllık 35 milyar kilovatsaat elektrik üreterek ihtiyacımızın yaklaşık yüzde 10’unu karşılayacaktır. Dünyada sayılı ülkenin sahip olduğu bir teknoloji ile inşa ettiğimiz bu santralin her aşaması dikkat ve mükemmel planlama gerektiriyor. Biz de her türlü tedbiri alarak emin adımlarla ilerlemeye çalışıyoruz. Bilhassa emniyetten kesinlikle taviz vermiyoruz. Yaklaşık 550 bin parçadan oluşan Akkuyu Nükleer Güç Santrali’mizi en ileri düzeyde güvenlik sistemleri ile donatıyor, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı standartlarına, uygunluğuna mutlaka dikkat ediyoruz. Değerli dostumun da ifade ettiği gibi bu devasa projeyi Türk-Rus işbirliğinin sembollerinden birisi olarak görüyoruz. İşbirliğimizi yeni projelerle derinleştirme noktasında Sayın Putin ile aynı güçlü iradeyi paylaşıyoruz. Değerli dostum ile tesis ettiğimiz yakın diyalog sadece ikili ilişkilerde değil bölgesel barış ve istikrarın korunmasında da kilit rol oynuyor. Libya’dan Dağlık Karabağ’a, Suriye’den diğer meselelere kadar birçok alanda Türk-Rus diyaloğunun neticelerini sahada görme fırsatı bulduk. Önümüzdeki dönemde bu işbirliğini ilerletme kararlıyız. Geçen sene korona virüs sebebiyle ekonomide ekonomide, turizmde, yatırımlar ve dış ticarette yaşadığımız ivme kaybını da inşallah bu yıl telafi edeceğiz. Sağlık altyapımız sayesinde oluşturduğumuz engelsiz ve güvenli turizm anlayışıyla bu senede Rus misafirlerimizi ağırlamaya hazırız” şeklinde konuştu.



“Bu proje sadece enerji alanındaki ilişkilerimizi değil, Rus-Türk partnerliğini daha da geliştirecektir”


Türkiye-Rusya ortak projesi olan Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin inşaatında yeni bir dönemin başladığını belirten Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de, “2018 senesinin nisan ayında Sayın Erdoğan ile birlikte birinci ünitenin temel atma törenine katılmıştık, ben şu konuda memnuniyetimi dile getirmek istiyorum, Türk uzmanların, mühendislerin, işçilerin sarf ettikleri eşgüdümlü çabaları sayesinde santralin inşaatı daha önce belirlenen program çerçevesinde devam ediyor. Teknik konularda son derece gelişmiş çözümler uygulanıyor. Hatta Covid-19 salgınıyla ilgili bir takım zorluklar bile bizi engelleyemedi. Projede yer alan personelin sağlık güvenliğini korumak için gerekli tüm tedbirler alınıyor, hem de üst düzeyde. Türkiye’de bir ilk olan Akkuyu Nükleer Güç Santrali 2023 senesinde devreye giderecek. Bu arada 2023 senesi Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yıl dönümünün kutlanacağı senedir. Projeye başlarken Türk dostlarımız bizim önümüze böyle bir hedef koydu, Sayın Erdoğan bundan hep bahsetti. Biz bu zamanlamayı tutturmaya büyük önem atfetmekteyiz ve Türkiye Cumhurbaşkanı ile ilerde de Akkuyu projesine gerekli desteği sağlamaya devam edeceğiz. Eminim ki, projenin gerçekleştirilmesi Türkiye Cumhuriyeti’nin enerji güvenliğine ciddi katkılar sağlayacak, ekonomisini daha da güçlendirecek, Türk tüketicilerine ucuz ve temiz elektriğe erişim sağlayacak. Türkiye’de yepyeni bir endüstri kuruyoruz. Bu, ülkenin hem bilim hem de sanayini potansiyelini daha da güçlendirecek” dedi.


Rusya’da 100’ü aşkın Türk öğrencinin ilgili alanda eğitim gördüğünü, bu öğrencilerin ileride Akkuyu’da istihdam edileceğini söyleyen Putin, santralin devreye gireceği zamana kadar Türk nükleer sanayisi için yeteri kadar kadronun yetiştirilmiş olacağını belirtti. Proje kapsamında güvenlik tedbirlerine sıkı şekilde uyulduğunu, projenin çevre dostu olması için ellerinden geleni yaptıklarını belirten Putin, santralin inşaat çalışmalarında sadece Rus şirketlerinden değil, Türk şirketlerinden de karşılandığının altını çizdi. Putin, “Bu öncü projenin başarıyla hayata geçirilmesi sadece enerji alanındaki ilişkilerimizi değil, genel anlamda çok yönlü Rus-Türk partnerliğini daha da geliştirecektir, iki ülke arasındaki dostluk ve karşılıklı anlayışı pekiştirecektir” açıklamasında bulundu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.