SAĞLIK - 18 Şubat 2024 Pazar 12:32

Ankara Koru Hastanesi’nde ’Afet Durumlarında Bebek Beslenmesi’ konulu etkinlik düzenlendi

A
A
A
Ankara Koru Hastanesi’nde ’Afet Durumlarında Bebek Beslenmesi’ konulu etkinlik düzenlendi

Ankara Koru Hastanesi ev sahipliğinde ’Afet Durumlarında Bebek Beslenmesi’ hakkında film gösterimi ve söyleşi düzenlendi.


Ankara Koru Hastanesi ev sahipliğinde; Film Blanc, Telus Fund, La Leche League Türkiye ve Doğasında Doğum Derneği işbirliğiyle ‘Afet Durumlarında Bebek Beslenmesi’ konulu film gösterimi ve söyleşi gerçekleştirildi. Emzirme hakkında farkındalık oluşturmayı hedefleyen Kanada yapımı ‘MILK’ belgeseli özel bir gösterim ve etkinlik serisi için Koru Ankara Hastanesi’nde izleyici ile buluştu. MILK film gösterimi, felaket durumlarından etkilenen annelerin karşılaştıkları zorluklar hakkında eğitim ve kaynaklar sunarak Türkiye’deki deprem sonrası şartlarda anneler ve bebeklerin karşılaştığı zorluklara odaklanıyor. Koru Ankara Hastanesi ev sahipliğinde gösterilen filmde anne sütü ile bebek beslenmesinin önemine dikkat çekiliyor. Film gösterimi öncesi Doğasında Doğum Derneği Başkanı Prof. Dr. Aydan Biri, La Lache League organizason yetkilisi Charlotte Codron, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner, anne sütü ile bebek beslenmesi ve afet durumlarında anne ve bebek sağlığı ile ilgili bilgi ve deneyimlerini paylaştı. Etkinliğin açılış konuşmasını Doğasında Doğum Derneği Başkanı Prof. Dr. Aydan Biri gerçekleştirdi. Başkan Biri, doğum ve emzirmenin afet durumlarında aksiyon alınılması gereken önemli bir konu olduğunu söyledi. Biri, afet durumlarında sağlık personellerinin yanı sıra toplumdaki herkesin üstüne düşen görevler olduğunu ifade ederek tüm vatandaşların olağanüstü durumlarda bilgi sahibi olmasının gerekli olduğuna dikkati çekti.



“Bebeğin beslenmeye ihtiyaç olduğu durumları planlamak adına buradayız”


Afet anında birçok olayın aynı anda yaşanmasının kaotik bir ortam oluşturabildiğine değinen Biri, dernek olarak toplumun eğitilmesini önemli olduğunu düşündüklerini söyledi. Biri, dernek olarak toplumun eğitilmesi için bir proje hazırladıklarının altını çizerek, “Her bireyin afet durumlarında anne bebek sağlığını ve emzirmesini korumak adına çaba göstermesi önemli olduğunu düşünüyoruz. Kurtarılan bebekler annesi ile birlikte kurtulduğunda sorun yok. Emzirmeyi onlara uygun şartda sağlaması için destek sağlayabilirsiniz. Ama annenin emziremediği ama bebeğin emmeye veya beslenmeye ihtiyaç olduğu durumlar için işte tam da bugün bunları planlamak adına buradayız. Neler yapılabilir? Toplum bu konuda nasıl bilgilendirilebilir? Bir bebeğin böyle durumda kiminle bir arada olması lazım, nasıl beslenmesi lazım bunların üzerinde duracağız. Herkes kendi alanıyla ilgili süreçleri en iyi şekilde yönetirse toplumu bilgilendirirse sanıyorum bir sonraki afette umarız olmaz. Umarız son derece bu kadar yıkıcı bir şey yaşamaz ülkemiz bir daha ve dünya ama belimizde de olan şeyler değil. Bizim görevimiz hazırlıklı olmak ve zararı minimuma indirmek olacak” ifadelerini kullandı.



“Süt veren bir kadının birkaç bebeği bile beslemesi mümkün olabilir”


Prof. Dr. Aydan Biri afet durumlarında annesini kaybetmiş bir bebeğin nasıl beslenmesi gerektiğiyle ilgili Dünya Sağlık Örgütü’nün süt veren diğer bir kadının bulunması gerektiğini önerdiğini dile getirerek, “Bu Anadolu’da da çok yapılan bir şeydir. Anne sütü bebeğe ve kişiye tek olması itibariyle bu böyle çok da tartışmalı bir konu haline geldi ama böyle bir durumda bunu konuşacak bir durumunuz yok. Hemen süt veren diğer bir kadının hatta birkaç bebeği bile beslemesi mümkün olabilir. Süt vermeyen bir kadının en azından süt vermeyi yeniden başlatması mümkün olabiliyor. Orada bir annenin hatta yaşından bağımsız olarak bu bebeğe sahiplenip emzirme çabasına girebilir. Ama bu arada bunlar gerçek bebeği besleyecek kadar bir süt salgısında oluşup, oluşmada ikinci söylediğim şartta net değil. Bir de bulunabilen bütün hayvansal gıdaların, sütlerin, mamaların hazırlanması gerekiyor. Hangi ürünü bulursanız, bulun onun uygun bebeğe verecek şekilde getirilip verilmesi ile ilgili öneriler geliştirilebilir” şeklinde konuştu.



“Bütün toplum olarak anne sütünün öneminin farkında olmamız gerekiyor”


La Leche League Türkiye temsilcisi Charlotte Codron ise ‘MILK’ belgeseli hakkında bilgi vererek, “MILK filmi 2015 çekildi. Kadınların önündeki engelleri anlatmayı hedefliyor. Çünkü emziren bir annenin önünde gerçekten çok engeller var. Farkında olmasak da aslında endüstri ve markalar kar amaçlı annelerin duyguları ile oynayan markalar var ne yazık ki. Aynı zamanda film hem kariyer hem de çocuk sahibi olmanın mümkün olduğuna dair bir bakış açısı da sunuyor. Ayrıca afet durumlarında bebek beslenmesi de önemli. Afet olduğunda birçok kişi iyi niyetli yardımda bulunuyor ancak aslında bebeklere zarar verebiliyor. Mesela afet durumunda yurtdışından gelen etiketler yabancı olduğu için bazı insanlar onun mama olmadığını anlamıyor. Aslında mama değil, sporcular için protein tozu. Bunu bebeklere vermek çok zararlıdır ve dağıtım merkezlerinde çalışan gönüller için çok zor bir durum. Anne sütü her zaman temiz, sıcak bütün antikorları içeriyor. Yani hastalıklara karşı bebek gerçekten çok ciddi bir şekilde koruyor. Sadece sağlık profesyonelleri değil, bütün toplum olarak daha çok anne sütünün öneminin farkında olmamız gerekiyor” diye konuştu.



Ankara Koru Hastanesi’nde ’Afet Durumlarında Bebek Beslenmesi’ konulu etkinlik düzenlendi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Milli yüzücü Deniz, Bahreyn’i salladı İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü öğrencisi, milli yüzücü Deniz Alper (17), Bahreyn’de düzenlenen Dünya Okullar Yaz Spor Oyunları’nda, 50 metre sırtüstünde 26.52’lik derecesiyle dünya ikincisi oldu. Güçlü rakiplerini geride bırakarak gümüş madalyayı ülkemize getiren Alper, aralık ayında Antalya’da düzenlenecek Türkiye Kısa Kulvar Şampiyonası’nda da birinciliği hedefliyor. İzmirli Deniz Alper, henüz 4 yaşındayken annesinin yönlendirmesiyle yüzmeye başladı. İlk olarak özel ders alan, daha sonra ise kulübe yazılarak yüzmeyi hayatının vazgeçilmez bir parçası haline getiren Alper, yeteneğiyle farkını kısa sürede gösterdi. İlkokul ve lise döneminde de yüzmeden hiç kopmayan Alper, emeklerinin karşılığını birçok madalya ve kupayla aldı. Art arda 11 madalya 2023 ve 2024 yılında katıldığı yarışlarda tam 11 madalya alarak ulaşılması zor bir seri yakalayan Alper, Türkiye Arena Kulüplerarası Uzun ve Kısa Kulvar, Uluslararası Edirne Kupası ile Türkiye Yıldız, Genç ve Açık Yaş Milli Takım Seçmelerinde de birinciliğe ulaştı. Alper’in bu başarısı, onun eğitim yolunu da aydınlattı. Yaklaşık 1 yıl önce milli yüzücü ünvanını alan Alper, Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın sağladığı Milli Sporcu Bursu’nu da alarak bu sene İEÜ Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü’nü kazandı. "İsmime yakışır bir kariyer" Günde yaklaşık 6 saat çalıştığını ve yüzmeyi çok sevdiğini belirten Alper, “Ailem, doğayı ve denizi sevdiği için ismimi de Deniz koymuş. Ben de ismime yakışır bir kariyer yaptığımı düşünüyorum. Annem, sağlıklı bir büyüme sürecim olsun diye 4 yaşındayken beni yüzmeye başlattı. Yüzmeyi ilk öğrendiğim anları hatırlıyorum. Yüzmek, harika bir duygu. Ben de severek ve isteyerek devam ettim. Yüzmeyi, hayatımın merkezine aldım. Ortaokul ve lisede de antrenman tempomu bozmadım. Bazen iki, bazen üç, bazen de 6 saat çalıştım. Ders tempomu, günlük hayatımı buna göre şekillendirdim. Planlı olunca bunları yapmak hiç zor değil. Şanslıydım, hiç sakatlık da yaşamadım. Yüzmek, bana çok şey kattı. Planlı ve disiplinli olmayı, sağlıklı beslenmeyi hep yüzme sayesinde oturttum. Son olarak yüzmeye olan sevdam, bana yüzde 100 burslu olarak üniversitede eğitim alma fırsatı da sağladı. Yollarım iyi ki yüzmeyle kesişmiş” dedi. Madalyayı hissettim Madalyalara devam etmek istediğini söyleyen Alper, “Bahreyn’de, derecem tam hedeflediğim gibi olmasa da ikinciliğe ulaştım. Harika bir duyguydu. Benim için muhteşem bir deneyim oldu. Suya atlayıp yüzmeye başladığımda sadece kendime odaklanırım, tüm gücümle en iyisini yapmaya çalışırım. Bahreyn’de de böyleydi. Ama yüzmeyi bitirir bitirmez madalya aldığımı hissettim. Aralık ayında Antalya’da Türkiye Kısa Kulvar Şampiyonası için de en iyi şekilde hazırlanıyorum, hedefim madalyayı almak. Üniversitede istediğim bölümü kazandım, bu da beni çok rahatlattı. Şu anda hazırlık sınıfındayım. Fizyoterapi eğitimi almanın, bana spor hayatımda da çok olumlu etki yapacağını düşünüyorum. Bana güvenen herkese çok teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
Gaziantep Gaziantep’te vatandaşlar evde sağlık hizmetlerinden memnun Gaziantep’te “Evinizde Yalnız Değilsiniz” sloganıyla aldıkları hizmetten memnun olan hastalar sağlık ekiplerine teşekkür ediyor. Yaşlı, kronik rahatsızlığı nedeniyle yatağa bağımlı veya yürüyemeyecek kadar engelli hastaların tıbbi takiplerini evlerinde yapan sağlık ekipleri, büyük özveriyle görev yapıyor. Gaziantep İl Sağlık Müdürlüğü Evde Sağlık Hizmetleri ekiplerince verilen evde sağlık hizmetinden yaşlı, yatağa bağımlı hastalar, palyatif bakım hastaları, ileri derecedeki kas hastaları, demans, parkinson tanılı hastalar, hematolojik ve onkolojik hastalık grupları, ameliyat sonrası hekimi tarafından evde takibi uygun görülen hastalar yararlanabiliyor. Evde sağlık hizmeti ile yatağa bağımlı hale gelmiş hastalar, evlerinde ziyaret edilerek muayene, tetkik, tahlil, tedavi, tıbbi bakım ve rehabilitasyonları aile ortamında sağlanıyor, hastalar ile ailelerine sosyal ve psikolojik destek de veriliyor. 48 bin 772 ev ziyareti gerçekleştirildi Evde Sağlık Hizmetleri Koordinasyon Merkezi 2017 yılından bu yana hizmet sunuyor. Ulusal çağrı merkezine vatandaşlar tarafından gelen çağrılara 15 dakika içinde cevap veriliyor. Merkezdeki koordinasyon ekipler tarafından aranan başvuru sahibinin ihtiyacı olan hizmete erişim için yönlendirilmesi sağlanıyor. Gaziantep genelinde 16 evde sağlık ekibi hastalara hizmet verirken, Sağlık Bakanlığın belirlediği evde sağlık kriterlerine uygun olarak 2023 yılı içerisinde merkez ve ilçe hastaneleri 4110 yeni hasta, ağız ve diş sağlığı hastanesi merkezleri ise 547 yeni hasta olmak üzere toplam 4657 yeni vatandaşa evde sağlık hizmeti sunuldu. 2024 yılının Ocak-Eylül aylarında Gaziantep’te evde sağlık hizmetleri ekiplerince 48 bin 772 ev ziyareti gerçekleştirildi. Evde sağlık hizmeti alan hastalar sağlık ekiplerine duacı Kent merkezinin yanı sıra ilçelerdeki en ücra kırsal mahallelere giderek hastaların tedavilerini yapan sağlık ekiplerine hasta ve hasta yakınları, tedavi boyunca sağlık ekiplerine dua ve teşekkür ediyor. Araban ilçesine bağlı kırsal Erenbağ Mahallesi’nde evde sağlık hizmeti alan hasta vatandaşlardan 78 yaşındaki Fatma Açıkgöz, hastalığı nedeniyle sağ ayağının kesildiğini ve yaklaşık 2 yıldır yatalak olduğu için evde sağlık hizmeti aldığını söyledi. “Sağlık ekipleri köyümüze kadar gelip tedavimi yapıyorlar” Sürekli bakıma ihtiyaç duyduğu için hastaneye gidemediğini vurgulayan Açıkgöz, aldığı hizmetten dolayı Sağlık Bakanlığı’na, Gaziantep İl Sağlık Müdürlüğü’ne ve sağlık ekiplerine dua ve teşekkür ederek, “Allah devletimizden razı olsun. Haftada iki defa sağlık ekipleri evime geliyorlar ve tedavimi yapıyorlar. Sağlık ekipleri dört dörtlük hizmet ediyor. Ben sağlık ekiplerinden çok razıyım, Allah tüm sağlık ekiplerinden razı olsun. Gaziantep çok uzak, ben hastaneye gidemiyorum. Sağlık ekipleri köyümüze kadar gelip tedavimi yapıyorlar. Evde sağlık hizmeti ekipleri bizi asla yalnız bırakmıyorlar. Allah onlardan razı olsun” dedi. 72 yaşındaki annesi Hanım İlseven’in hastalığı nedeniyle yıllardır yatalak olduğunu belirten Fikret İlseven, verilen sağlık hizmetlerinden çok memnun olduklarını belirterek, Sağlık Bakanlığı ve Gaziantep İl Sağlık Müdürlüğü nezdinde evde sağlık hizmetleri ekibine dua ederek, teşekkürlerini iletti.