EKONOMİ - 06 Nisan 2021 Salı 11:24

ATO Başkanı Baran: “Kurumlar vergisindeki artış yatırım iklimini bozar”

A
A
A
ATO Başkanı Baran: “Kurumlar vergisindeki artış yatırım iklimini bozar”

Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) gündeminde yer alan Kurumlar Vergisi’nin 2021 yılı için yüzde 25’e yükseltilmesinin Türkiye’nin yatırım, üretim, istihdam ve ihracat temelinde büyüme hedefine uygun bir gelişme olmadığını belirterek, “Kurumlar Vergisindeki artış yatırım iklimini bozar” dedi.

Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) gündeminde yer alan Kurumlar Vergisi’nin 2021 yılı için yüzde 25’e yükseltilmesinin Türkiye’nin yatırım, üretim, istihdam ve ihracat temelinde büyüme hedefine uygun bir gelişme olmadığını belirterek, “Kurumlar Vergisindeki artış yatırım iklimini bozar” dedi.


ATO Başkanı Baran, yüzde 20 olan Kurumlar Vergisi oranının TBMM’ye sunulan torba kanun teklifinde 2021 yılı için yüzde 25’e, 2022 yılı için ise yüzde 23’e yükseltilmek istenmesini değerlendiren bir basın açıklaması yaptı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan Ekonomi Reformları Paketi’nde yatırım ve üretimi desteklemeyi temel alan bir anlayışın hakim olduğunu hatırlatan Baran, vergi oranındaki artışın yatırımları desteklemekten uzak bir adım olacağını söyledi.


Türkiye’de yaklaşık 99 bini Ankara’da olmak üzere toplam 939 bin kurumlar vergisi mükellefi olduğunu kaydeden Baran, kurumlar vergisi gelirlerinin toplam vergi gelirleri içindeki oranının 2019 yılında yüzde 7,9 düzeyinde olduğunu bildirdi. Genel vergi geliri düzeyini büyük ölçüde etkilemeyecek bu kararın, işletmeler açısından önemli bir yük oluşturacağını ifade eden Baran, “Olağanüstü bir dönemden geçiyoruz. Bu süreçte işletmeler bir yandan değişime ayak uydurmak, bir yandan varlıklarını devam ettirmek bir yandan da istihdamı korumak için çalışıyor. Bu süreçte üretim için gerekli dinamizmi kazanmak açısından vergi yükünün azaltılması beklenirken tam tersine artış yönünde çalışma yapılması yatırımcının moralini bozan bir gelişme oldu” dedi.


İktisatçıların yüksek vergi oranlarının vergi gelirlerinde azaltıcı etki oluşturduğuna dair teorilerini doğrulayan sonuçların görüldüğünü hatırlatan Baran, “Küresel ekonomideki sorunlara rağmen büyümeyi sürdürmek, istihdamı artırmak, enflasyonla mücadeleye devam etmek ve nihayetinde makroekonomik istikrarı güçlendirmenin yollarından biri de vergi politikalarıdır. Vergi oranlarının, yatırımı teşvik ederken kayıtdışılığı azaltacak ve üretim ve istihdamı artacak şekilde düzenlenmesi gereklidir. Bunun da yolu vergi oranlarını düşürmektir” diye konuştu.


Baran, vergilendirme dönemi başlamışken yapılacak artışın, yatırım planlamasını önceden yapan yatırımcılar için moral bozucu bir gelişme olduğunu da belirterek, “Hükümetimiz kurumlar vergisi oranının yükseltmek yerine tam tersi düşürerek hem kayıtdışı ekonomi ile mücadeleyi etkinleştirmeli hem de sermaye birikimine imkan vererek ekonomik kalkınmaya katkı sağlamalıdır” dedi. Baran, kurumlar vergisi oranlarının yükselmesinin yabancı yatırımcı için de caydırıcı etki yapabileceğini söyledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Bayburt’ta ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’ dolayısıyla etkinler düzenlendi Her yıl 26 Nisan’da kutlanan ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri’ günü dolayısıyla Bayburt’ta da çeşitli etkinlikler yapıldı, alanında uzman isimler ve öğrenciler Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’nü düzenledikleri programla kutladılar. Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Eczane Hizmetleri öğrencileri tarafından ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’ münasebetiyle panel, tiyatro, söyleşi ve stanttan oluşan etkinlikler organize edildi. Düzenlenen program, panelle başladı. ’Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp: Fitoterapi’ paneline konuşmacı olarak katılan Karadeniz Teknik Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ufuk Özgen ve Akademisyen/Yazar Doç. Dr. Kenan Taştan, bitkilerin tedavi süreçlerindeki temel ve yardımcı fonksiyonlarını anlatan çok yönlü sunumlarını katılımcılarla paylaştılar. Doç. Dr. Kenan Taştan konuşmasında Geleneksel tedavi yöntemlerinin önemine vurgu yaptı. Halk arasında çok fazla bilinen ve kullanılan hacamat yöntemine özellikle ayrı bir parantez açan Taştan, “Hacamat mutlaka işin uzamanı bir hekim tarafından ve gerekli tahliller yapıldıktan sonra uygulanmalıdır. Aksi halde özellikle kan hastalıkları olan bireylerde ya da enfeksiyondan kaynaklanan problemler ciddi rahatsızlıklara yol açması söz konusu olabilir” diyerek konuştu. Prof. Dr. Ufuk Özgen ise konuşmasında birçok ilacın hammaddesini oluşturan bitkilerin şifalı özelliklerine değindi. Ancak ilaçlarla birlikte kullanılan bitkisel çayların ya da bilinçsizce kullanılan bitkisel ürünlerin çok ciddi yan etkileri olabileceğine vurgu yaptı. Etkinliğin ikinci ayağında Eczane Hizmetleri öğrencileri Şehit Recep Eşiyok Ortaokulunda öğrencilerle bir araya geldiler. Öğrenci Ecem Şahin’in kaleme aldığı tiyatro oyunu ile ortaokul öğrencilerine akıllı ilaç kullanımının önemine ve gerekliliğine dikkat çektiler. Ardından Eczane Hizmetleri öğretim elemanlarından Dr. Öğr. Üyesi Ümit Karakaş, öğrencilere ilaçlar ve akılcı ilaç kullanımı konulu söyleşisini gerçekleştirdi. Etkinlik Bayburt şehir merkezinde Yakutiye Camisi önünde kurulan stant ile son buldu. Stantta ’Doğru İlaç Kullanımı’ konusunda vatandaşla buluşan gençler, konu ile ilgili el broşürü, ilaç zamanlama ve taşıma kutusu dağıttılar. Öğrenciler, vatandaşlara ilaç ile ilgili sorular sorarak, doğru ilaç kullanımına yönelik farkındalık kazandırmaya çalıştılar. Konu ile ilgili olarak düzenleme komitesi başkanı öğrenci Nazım Onur Bulut, akıllı ilaç kullanımı hakkında bilgiler vererek, "Akıllı ilaç kullanımı konusunda toplumun bilgilendirilmesi için oldukça önemli nedenler bulunmaktadır. Bu gerekçelerin ilki modern sağlık bakımındaki kimyasal ajanların önemli rolünün olmasıdır. İkincisi bireylerin sağlıkları ile ilgili sorumluluk alabilmelerini ve uygun tedavi edici stratejilerin belirlenmesini sağlamaktır. Üçüncüsü, bireylerin tedavi edici kararlarında rol almaları ve sonraki dozlar ve süreç ile ilgili bilgilendirilme haklarının olmasıdır. Dördüncüsü ise bireylerin akılcı ve güvenli ilaç teminini ve etik olmayan ticari tanıtımdan zarar görmemelerini sağlamaktır" dedi.