KÜLTÜR SANAT - 16 Aralık 2025 Salı 13:44

Bakan Ersoy: "Dil bir milletin sadece iletişim aracı değil hafızası, vicdanı ve yüreğidir"

A
A
A
Bakan Ersoy: "Dil bir milletin sadece iletişim aracı değil hafızası, vicdanı ve yüreğidir"

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, "Dil, bir milletin sadece iletişim aracı değil; hafızası, vicdanı ve yüreğidir. Sevinçlerimizi, kederlerimizi, umutlarımızı ve geçmişten geleceğe taşıdığımız tüm mirası dilimizle var ederiz" dedi.


Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Türkçenin korunması, geliştirilmesi ve gelecek kuşaklara aktarılmasına katkı sunan isimlerin onurlandırıldığı ‘2025 Türk Diline Hizmet Ödülleri Töreni’ne katıldı. Ankara Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumunda düzenlenen törende Bakan Ersoy, Türk dili alanında akademik, edebi ve kültürel çalışmalarıyla öne çıkan kişi ve kurumlara ödülleri takdim etti. Türk dilinin zenginliğinin yaşatılması ve toplumda dil bilincinin güçlendirilmesi amacıyla düzenlenen tören, her yıl farklı alanlarda emek veren isimleri bir araya getiriyor. Törende yapılacak konuşmalarda, Türkçenin tarihsel serüveni, günümüzde karşı karşıya olduğu sorunlar ve dijital çağda dilin korunmasına yönelik atılan adımlar ele alındı. Bakan Ersoy’un da törende Türk diline verilen önemin altını çizerek, Bakanlık olarak yürütülen dil, kültür ve edebiyat çalışmalarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Ödül töreninde konuşan Bakan Ersoy, Türkçeye hizmet eden çalışmaları teşvik etmesi ve farkındalık oluşturmasını hedeflediklerini belirtti.



"Türkçeye hizmet etmek, bu topraklara ve ortak kültürel birikimimize hizmet etmektir"


Türkçenin ve diğer dillerin sadece bir iletişim aracı olmadığını, dillerin paha biçilemez bir değer olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Dil, bir milletin sadece iletişim aracı değil; hafızası, vicdanı ve yüreğidir. Sevinçlerimizi, kederlerimizi, umutlarımızı ve geçmişten geleceğe taşıdığımız tüm mirası dilimizle var ederiz. Bu sebeple Türkçeye hizmet etmek; yalnızca bir kelimeyi, bir cümleyi güzelleştirmek değil; aynı zamanda bu millete, bu topraklara ve ortak kültürel birikimimize hizmet etmektir. Bugün burada; sınıflarda sabırla, sevgiyle harfleri kelimeye, kelimeleri cümleye dönüştüren öğretmenlerimizi, ömürlerini dilimizin inceliklerini anlamaya ve anlatmaya adamış kıymetli bilim insanlarını saygıyla anmak için bir aradayız. Biliyoruz ki, Türkçeye hizmet çoğu zaman görünmeyen, fakat değeri ölçülemeyen bir emektir. Bir kelimenin en doğru karşılığını bulmak için saatlerce düşünmek, bir metni defalarca gözden geçirmek, öğrencinin gözünde o ‘anlama ışığını’ görebilmek için yılmadan anlatmak; bunların hiçbiri kolay değildir. Belki çoğu zaman alkışsızdır, sahnesizdir ama bilinmelidir ki; Türkçeye harcanan her emek, milletimizin yarınlarına bırakılan en kıymetli miraslardan biridir. Dilimiz; Kaşgarlı Mahmut’tan Ali Şir Nevai’ye, Yunus Emre’den pek çok bilge ve şaire kadar sayısız ismin nefesiyle yoğrularak bugüne gelmiştir. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün öncülüğünde kurulan Türk Dil Kurumu ise Türkçenin sadeleşmesi, geliştirilmesi ve bilimsel temelde incelenmesi amacıyla tarihi bir rol üstlenmiştir. Bugün de aynı sorumluluk; öğretmenlerimizin, yazarlarımızın, akademisyenlerimizin, araştırmacılarımızın ve dili özenle kullanan her bir vatandaşımızın omuzlarındadır. Çünkü Türkçeye gösterdiğimiz özen, aslında kimliğimize, kültürümüze ve geleceğimize gösterdiğimiz özendir. Bu yüzdendir ki Türkçeye özen gösteren her öğretmen bir nesli, her yazar bir düşünceyi, her dil bilimci bir kavramı, her öğrenci bir umudu büyütmektedir. Bu anlayışla Türk Dil Kurumu, dilimizin gelişmesine, doğru kullanımının yaygınlaşmasına ve bilimsel ve kültürel alanda saygınlığının artırılmasına katkıda bulunan kişi ve kurumları ‘Türk Diline Hizmet Ödülleri’ ile onurlandırmaktadır" diye konuştu.



"Dil, bir milletin hem hafızası hem de kalbidir"


Türkçenin korunması ve geliştirilmesi için Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak çalışmaları kararlılıkla sürdüreceklerini ifade eden Bakan Ersoy, "Dil, bir milletin hem hafızası hem de kalbidir. Bizler düşüncelerimizi, duygularımızı, kültürümüzü ve tarih bilincimizi dilimizle geleceğe taşırız. Bu nedenle Türkçenin korunması, geliştirilmesi ve incelikle kullanılması yönünde emek veren herkes, bu milletin kültür köprüsünü inşa eden mimarlarıdır. Türkçenin korunması, geliştirilmesi ve doğru kullanılması için emek veren herkesi içtenlikle takdir ediyorum. Türk Dil Kurumumuz da dilimizin bilimden sanata, teknolojiden iletişime uzanan geniş yelpazede güçlenmesi için çalışmalarını kararlılıkla sürdürmektedir. Bugün, Türk diline hizmet eden herkese gönülden teşekkür ediyoruz. Yalnızca yaptığınız çalışmalar için değil; taşıdığınız sorumluluk, gösterdiğiniz hassasiyet ve Türkçeye duyduğunuz sevgi için minnettarız" şeklinde konuştu.


Düzenlenen etkinliğe Bakan Ersoy’un yanı sıra Türk coğrafyasından birçok öğrenci ve akademisyen katılım sağladı. Program, hatıra fotoğrafı çekimi ve ödül takdimi ile son buldu.



Bakan Ersoy: "Dil bir milletin sadece iletişim aracı değil hafızası, vicdanı ve yüreğidir"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Eski AK Parti Milletvekili Hüseyin Kocabıyık hakkında karar: 2 yıl 5 ay hapisle cezalandırılmasına hükmedildi Eski AK Parti Milletvekili Hüseyin Kocabıyık hakkında ’Cumhurbaşkanına hakaret’ suçlamasıyla açılan davada karar açıklandı. Mahkeme tutuklu Kocabıyık’ın 2 yıl 5 ay 5 gün hapisle cezalandırılmasına ve hükümle birlikte tahliyesine karar verdi. Eski AK Parti İzmir Milletvekili Hüseyin Kocabıyık, hakkında ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ ve ‘iftira’ suçlarından 8 yıla kadar hapis cezası istenen davanın duruşmasının görülmesine devam edildi. İstanbul 46. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanık Kocabıyık, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılırken, avukatları salonda hazır bulundu. Kocabıyık savunmasında "Sabahın köründe bir araba dolusu polis evimi bastı. Evimi paldır küldür aradılar, telefonuma el koydular. Davet edilseydim acaba ifade vermeye gitmez miydim? Çok üzüldüğümü belirtmek isterim" dedi. Kocabıyık savunmasının devamında "Cımbızlanarak suç icat edilmiş. Hangi ifadenin neden suç olduğu anlatılmamış. Cımbızlanan cümlelerde neyin neden suç olduğu bilinmiyor. Ben esasında muhalif biri değilim. Hayatımı adaletten yana sürdürürüm. Hukuk eğilirse devlet çöker, eleştiri susturulursa toplum körleşir. İddia edilen suçların hiçbirini işlemedim" dedi. Duruşmada mütalaasını açıklayan cumhuriyet savcısı Kocabıyık’ın "eleştiri ve ifade özgürlüğü sınırlarını aştığı" gerekçesiyle ‘Cumhurbaşkanına alenen hakaret’ ve ‘iftira’ suçlarından cezalandırılmasını ve tutukluluk halinin devamını istedi. Mütalaanın ardından kararını açıklayan mahkeme, Kocabıyık’ın ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçundan 2 yıl 5 ay 5 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verdi. Hükümle birlikte sanık Kocabıyık tahliye edildi.
Mersin Seçer: "Demokrasi bir miras değil, emek isteyen canlı bir süreçtir" Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, dünyanın savaşlar, iklim krizi, demokratik gerilemeler ve toplumsal kutuplaşma gibi ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğunu belirterek, çözümün kurumsallaşmış demokrasiden geçtiğini söyledi. Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Başkan Vekili ve Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, İstanbul’da düzenlenen Avrupa Birliği Bölgeler Komitesi (ABBK) 33. Türkiye Çalışma Grubu Toplantısına katıldı. Toplantının konusunu, ’Katılım sürecinin temel taşı olan demokratik yerel yönetişim’ oluşturdu. Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden gelen yerel temsilcilerle Türkiye’den belediye başkanları ve yerel yönetişim aktörlerinin bir araya geldiği toplantının, yalnızca diplomatik bir buluşma değil, aynı zamanda Türkiye-AB ilişkilerinin yerel yönetimler boyutunun ele alındığı önemli bir platform olduğunu vurgulayan Seçer, toplantının karşılıklı öğrenme ve deneyim paylaşımı açısından büyük önem taşıdığını söyledi. Toplantı öncesinde ABBK Türkiye Çalışma Grubu Başkanı Jelena Drenjanin ile de ikili görüşme gerçekleştiren Seçer, görüşmede yerel yönetimlerin AB ile iş birliği süreci ve demokratik yönetişim konularının ele alındığını kaydetti. TBB’nin Türkiye’deki tüm belediyeleri ulusal ve uluslararası düzeyde temsil eden güçlü bir yapı olduğuna dikkat çeken Seçer, "Birlik olarak yerel yönetimler arasında iş birliğini geliştirmeyi, iyi yönetişim kültürünü yaygınlaştırmayı, katılımcılığı teşvik etmeyi ve yerel demokrasimizi güçlendirerek belediyelerimizin uluslararası alanda daha etkin aktörler haline gelmesini amaçlıyoruz" ifadelerini kullandı. Dünyanın savaşlar, iklim krizi, demokratik gerilemeler ve toplumsal kutuplaşma gibi ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğuna değinen Seçer, çözümün kurumsallaşmış demokrasiden geçtiğini vurgulayarak, "Demokrasi olmadan barış, adalet ve refahın sürdürülebilmesi mümkün değildir. Demokrasi en görünür haliyle belediyelerde, mahallelerde ve sokaklarda hayat bulur" diye konuştu. Yerel yönetimlerin vatandaşla doğrudan temas eden, sorunlara en hızlı çözüm üreten kurumlar olduğuna işaret eden Seçer, demokrasinin yeniden güçlenmesinin yerelden başlayacağını belirtti. Şeffaflık, hesap verebilirlik ve katılımcılığın önemine dikkat çeken Seçer, vatandaşların bütçe ve karar süreçlerini görebilmesinin, demokrasiye olan güveni artıracağını söyledi. Toplantının, Türkiye-AB ilişkilerinin yerel düzeyde güçlendirilmesi açısından stratejik bir öneme sahip olduğunu vurgulayan Seçer, "Demokrasi bir miras değil, emek isteyen canlı bir süreçtir. TBB olarak, daha iyi bir geleceğin yerelden inşa edileceğine inanıyoruz" dedi.
Denizli Denizli’de 36 hastaya evde hemodiyaliz tedavi uygulanıyor Denizli İl Sağlık Müdürü Uz.Dr. Berna Öztürk, Türkiye’de 2015 yılında Kamu Hastaneleri arasında ilk kez Denizli’de uygulanmaya başlanan Evde Hemodiyaliz uygulamasıyla ilgili açıklamalarda bulundu. İlde 36 hastaya ulaştıklarını aktaran Öztürk, hastaların yaşam kalitesini arttıran Evde Hemodiyaliz uygulamasının önemine dikkat çekti. Evde hemodiyaliz uygulamasının özellikle kronik böbrek yetmezliği olan vatandaşlar için büyük kolaylık sağladığını belirten Denizli İl Sağlık Müdürü Uz.Dr. Berna Öztürk; "Evde hemodiyaliz, hastalarımızın tedavilerini hastaneye gitmeden kendi ev ortamlarında güvenli bir şekilde yapabilmelerine imkan tanımaktadır. Bu sayede hem tedavi süreçleri kolaylaşmakta hem de günlük yaşamlarına daha rahat devam edebilmektedir" dedi. Uygulamanın sadece hasta konforu açısından değil, tedavi etkinliği açısından da önemli olduğuna vurgu yapan Öztürk; "Hemodiyaliz tedavileri merkezlerimizde haftanın 3 günü 4’er saat olmak üzere yapılmaktadır. Diyaliz tedavi süresini uzatmak, daha iyi ve yeterli diyalizle olacaktır. Ev hemodiyalizi sayesinde elde edilen konfor, özgürlük dışında asıl önemli kazanç hastaların daha uzun sürelerde örneğin 4 saat yerine 8 saat diyaliz alabilmesine imkan sağlamasıdır. Ayrıca evde hemodiyaliz sayesinde hastadan sıvı çekim hızı yarı yarıya düşmüş olacağından, diyaliz sırasında hastada tansiyon düşüklüğü, kramp gibi yan etkiler görülmeyecektir. Biriken zararlı maddelerin daha iyi temizlenebilmesi nedeniyle kas ve kemik yakınmalarında azalma olacak, kemik yapısında iyileşme gözlenebilecektir. Yaşam kalitesi, depresyon, uyku kalitesinde düzelme olacaktır. En önemlisi de diyaliz uygulama zamanı hastanın isteğine bağlı olarak belirlenecektir. Özellikle gece diyalizi ile tüm bir gün hastaya kazandırılacak, hasta iş okul, aile ya da başka aktiviteler için kendisine zaman ayırabilecek böylelikle yaşam alanı ve hayat kalitesi artmış olacaktır" şeklinde konuştu. Denizli İl Sağlık Müdürü Uz.Dr. Berna Öztürk, evde hemodiyaliz uygulamasının zorlu bir süreç olduğunu, 3 aylık eğitimden sonra diyaliz uygulamasını yapabileceğine kanaat getirilen hastaların bu uygulamadan yararlanmaya başladığını aktardı.Öztürk; "2015 yılında Türkiye’de ilk kez Denizli’de uygulanmaya başladığımız Evde Hemodiyaliz uygulaması kapsamında Denizli Devlet Hastanesi’nde şuana kadar 36 hastamız eğitim aldı. Eğitim verdiğimiz bu hastalardan 6’sı böbrek nakli olarak sağlığına kavuştu. Evde diyalizini kendi yapan hastalarımız ayda bir kez diyaliz merkezimize gelerek kan tetkiklerini yaptırıyor ve sonuçları nefroloji uzmanlarımız tarafından değerlendiriliyor. Yine diyaliz teknisyenimiz ve diyaliz hemşirelerimiz belirli aralıklarla hastalarımızı evinde ziyaret ederek kontrollerini gerçekleştiriyor. Hastalarımız zaman kısıtlaması olmadan aldıkları eğitimle diyalizlerini evlerinde gerçekleştiriyor. Ev hemodiyalizinden yararlanmak isteyen diyaliz hastalarını Diyaliz Merkezimize bekliyoruz" dedi.