EKONOMİ - 20 Kasım 2020 Cuma 11:21

Bakan Pakdemirli: “2021 yılı su ve sulama yatırımlarında hamle yılı olacak”

A
A
A
Bakan Pakdemirli: “2021 yılı su ve sulama yatırımlarında hamle yılı olacak”

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, video konferans yöntemiyle bakanlığa bağlı bölge ve 81 ilin tarım ve orman müdürleriyle istişare toplantısı düzenledi.

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, video konferans yöntemiyle bakanlığa bağlı bölge ve 81 ilin tarım ve orman müdürleriyle istişare toplantısı düzenledi. Bölge ve il müdürlerine "Bakanlığımızla ilgiliyse vatandaşın işini mutlaka ama mutlaka çözün" diyen Bakan Pakdemirli, “2021 yılı su ve sulama yatırımlarında hamle yılı olacak” dedi.


Bakan Pakdemirli, düzenlenen toplantıda bölge ve il müdürlerinden illerindeki tarım ve hayvancılığın potansiyelini harekete geçirecek projeleri belirlemelerini ve bu projelere öncelik vermelerini istedi. Ayrıca ekim alanları, rekolte bilgileri, küçükbaş, büyükbaş hayvan sayıları gibi konuların yakından takip edilmesini ve ildeki et, süt, yem, yem hammaddeleri, hububat fiyatları, meyve ve sebze fiyatları gibi tarım ürünleri fiyatlarının yakından takip edilmesi gerektiğini vurgulayan Pakdemirli, “2021 yılında 2020’den daha çok çalışmamız gerekiyor. Muhakkak ki her mevki, her makam, her unvan geçicidir. Kanunun, mevzuatın arkasına sığınmayın, bahane etmeyin, insanımızı eli boş göndermeyin. Bakanlığımızla ilgiliyse mutlaka ama mutlaka çözün, başka bakanlığı ilgilendiriyorsa da yine çözün, gidin görüşün, mutlaka çözün. Çünkü Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, işte tam da bu etkileşim için, yani bürokrasiyi azaltmak, hızı arttırmak, vatandaşın işini kolaylaştırmak için var” diye konuştu.


Toplantıda konuşan Bakan Pakdemirli, Tarım ve Orman Bakanlığı olarak 150 binden fazla personelle 83 milyon vatandaşın gıdasını, havasını, suyunu, toprağını, ormanını koruyan, insanların en temel ihtiyaçları konusunda büyük sorumlulukları bulunan güçlü bir büyük bir bakanlık olduklarını söyledi. “İşimiz de gücümüz de saha” diyen Pakdemirli, göreve geldiği günden beri 71 ili ziyaret ettiğini, 239 il programı ve 51 sektör buluşması gerçekleştirdiğini belirterek, daima sahada bulunmaya gayret ettiğini dile getirdi. Son iki yılda çok büyük başarılara birlikte imza attıklarını ifade eden Pakdemirli, bakanlık olarak Covid-19 salgınının yaygın etkilerini en aza indirmek için sürecin başından beri tüm imkânlarını seferber ettiklerini söyledi.


Son yayımlanan genelgede tarım ve gıda sektörünü ilgilendiren yeni tedbirlerin bulunduğuna dikkati çeken Pakdemirli, “Gıda sektöründe restoran ve pastane gibi yeme içme yerleri 10.00 ila 20.00 saatleri arasında sadece paket servis hizmeti verecek şekilde açık olabilecek. Bununla birlikte üretim ve imalat tesisleri saat sınırı olmadan açık kalabilecek. Küçükbaş ve büyükbaş hayvanları otlatanlar, arıcılık faaliyetini yürütenler, veteriner hekimler, bitkisel ve hayvansal ürünlerin üretimi, sulaması, işlenmesi, ilaçlaması, hasadı, pazarlanması ve nakliyesinde çalışanlar da yasaklardan muaf olacak, yani işlerini yürütebileceklerdir” dedi.



“Tarımsal hasıla son 2 yılda yüzde 47 arttı”


Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile “tarım ve ormanın” tek bir bakanlık çatısı altında toplandığını hatırlatan Pakdemirli, “Bu sayede alınan hızlı kararlarla 2018 yılını yüzde 2,1 ve 2019 yılını ise yüzde 3,7 büyüyerek tamamladık. 2020 yılının ilk çeyreğinde ise sektörümüz yüzde 2,6 ve ikinci çeyreğinde de yüzde 4 ile ilk altı ayda ortalama yüzde 3,5 büyüdü” diye konuştu.


2002 yılında 37 milyar lira olan tarımsal hasılayı 277,5 milyar liraya çıkardıklarını dile getiren Pakdemirli, son iki yılda ise hasılanın toplamda yüzde 47 arttığını söyledi.



“DİTAP’ta ticaret hacmi 150 milyona ulaştı”


Bu yıl hayata geçirdikleri DİTAP’ın yaklaşık 150 milyon liralık işlem hacmine ulaştığını ve sisteme 105 binin üzerinde kayıtlı alıcı ve satıcının bulunduğunu anlatan Pakdemirli, sistemin daha yaygınlaşması için taşra teşkilatına önemli görevler düştüğünü söyledi. Türkiye’de her yıl 18,8 milyon ton gıdanın çöpe gittiğini belirten Pakdemirli, bunun önüne geçmek için “Gıdanı Koru, Sofrana Sahip Çık” kampanyasını başlattıklarını belirterek, “Eğer, toplumsal farkındalık meydana getirebilir, yüzde 2’lik bir tasarruf sağlayabilirsek, 10 milyar liramızı çöpe atmamış oluruz. Bu rakam, 360 bin ailenin yıllık asgari geçimi demektir” dedi.


Pakdemirli, bu kapsamda “Söz Ver, Rekor Gelsin” sloganıyla hayata geçirdikleri kampanyayla şu ana kadar 700 bin vatandaşın gıdasını koruyacağına dair söz verdiğini dile getirdi.



“11 Kasım’da 13,8 milyon fidanı toprakla buluşturduk”


Geçen yıl başlattıkları ve halkın sahiplenerek büyük destek verdiği “Geleceğe Nefes, Dünyaya Nefes” kampanyasının da kalıcı hale geldiğini belirten Pakdemirli, son 18 yılda yaklaşık 5,4 milyon hektar alanda çalışma yapılarak, 5,1 milyar fidanı toprakla buluşturduklarını, böylece 20,8 milyon hektar olan orman varlığını 22,7 milyon hektara çıkardıklarını söyledi.



“2023 yılına kadar 100’ün üzerinde yer altı barajını ülkemize kazandıracağız”


Bu yüzyılın stratejik sektörlerinden birisinin su olduğunu ve bu nedenle bakanlık olarak 2021 yılını “Su ve Sulama Yatırımlarında Hamle Yılı” olarak ilan ettiklerini kaydeden Pakdemirli, son 18 yılda suya toplam 254 milyar liralık yatırım yaptıklarını, 2023 yılına kadar ise 100’ün üzerinde yer altı barajını ülkeye kazandıracaklarını dile getirdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Bayburt’ta ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’ dolayısıyla etkinler düzenlendi Her yıl 26 Nisan’da kutlanan ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri’ günü dolayısıyla Bayburt’ta da çeşitli etkinlikler yapıldı, alanında uzman isimler ve öğrenciler Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’nü düzenledikleri programla kutladılar. Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Eczane Hizmetleri öğrencileri tarafından ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’ münasebetiyle panel, tiyatro, söyleşi ve stanttan oluşan etkinlikler organize edildi. Düzenlenen program, panelle başladı. ’Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp: Fitoterapi’ paneline konuşmacı olarak katılan Karadeniz Teknik Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ufuk Özgen ve Akademisyen/Yazar Doç. Dr. Kenan Taştan, bitkilerin tedavi süreçlerindeki temel ve yardımcı fonksiyonlarını anlatan çok yönlü sunumlarını katılımcılarla paylaştılar. Doç. Dr. Kenan Taştan konuşmasında Geleneksel tedavi yöntemlerinin önemine vurgu yaptı. Halk arasında çok fazla bilinen ve kullanılan hacamat yöntemine özellikle ayrı bir parantez açan Taştan, “Hacamat mutlaka işin uzamanı bir hekim tarafından ve gerekli tahliller yapıldıktan sonra uygulanmalıdır. Aksi halde özellikle kan hastalıkları olan bireylerde ya da enfeksiyondan kaynaklanan problemler ciddi rahatsızlıklara yol açması söz konusu olabilir” diyerek konuştu. Prof. Dr. Ufuk Özgen ise konuşmasında birçok ilacın hammaddesini oluşturan bitkilerin şifalı özelliklerine değindi. Ancak ilaçlarla birlikte kullanılan bitkisel çayların ya da bilinçsizce kullanılan bitkisel ürünlerin çok ciddi yan etkileri olabileceğine vurgu yaptı. Etkinliğin ikinci ayağında Eczane Hizmetleri öğrencileri Şehit Recep Eşiyok Ortaokulunda öğrencilerle bir araya geldiler. Öğrenci Ecem Şahin’in kaleme aldığı tiyatro oyunu ile ortaokul öğrencilerine akıllı ilaç kullanımının önemine ve gerekliliğine dikkat çektiler. Ardından Eczane Hizmetleri öğretim elemanlarından Dr. Öğr. Üyesi Ümit Karakaş, öğrencilere ilaçlar ve akılcı ilaç kullanımı konulu söyleşisini gerçekleştirdi. Etkinlik Bayburt şehir merkezinde Yakutiye Camisi önünde kurulan stant ile son buldu. Stantta ’Doğru İlaç Kullanımı’ konusunda vatandaşla buluşan gençler, konu ile ilgili el broşürü, ilaç zamanlama ve taşıma kutusu dağıttılar. Öğrenciler, vatandaşlara ilaç ile ilgili sorular sorarak, doğru ilaç kullanımına yönelik farkındalık kazandırmaya çalıştılar. Konu ile ilgili olarak düzenleme komitesi başkanı öğrenci Nazım Onur Bulut, akıllı ilaç kullanımı hakkında bilgiler vererek, "Akıllı ilaç kullanımı konusunda toplumun bilgilendirilmesi için oldukça önemli nedenler bulunmaktadır. Bu gerekçelerin ilki modern sağlık bakımındaki kimyasal ajanların önemli rolünün olmasıdır. İkincisi bireylerin sağlıkları ile ilgili sorumluluk alabilmelerini ve uygun tedavi edici stratejilerin belirlenmesini sağlamaktır. Üçüncüsü, bireylerin tedavi edici kararlarında rol almaları ve sonraki dozlar ve süreç ile ilgili bilgilendirilme haklarının olmasıdır. Dördüncüsü ise bireylerin akılcı ve güvenli ilaç teminini ve etik olmayan ticari tanıtımdan zarar görmemelerini sağlamaktır" dedi.