POLİTİKA - 13 Ekim 2021 Çarşamba 20:26

Bakan Soylu, Kırgızistan Acil Durumlar Bakanı Boobek Azikeev’i kabul etti

A
A
A
Bakan Soylu, Kırgızistan Acil Durumlar Bakanı Boobek Azikeev’i kabul etti

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kırgızistan Acil Durumlar Bakanı Boobek Azikeev’i ağırladı.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kırgızistan Acil Durumlar Bakanı Boobek Azikeev’i ağırladı.


İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kırgızistan Acil Durumlar Bakanı Boobek Azikeev’i makamında ağırladı. Bakan Soylu, Azikeev ile bakanlık binasında baş başa bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşme esnasında Boobek Azikeev’i Türkiye’de ağırlamaktan memnuiyet duyduklarını belirten Bakan Soylu, Afetle mücadele konusunda fikir alışverişinin yapılacağı bir toplantı gerçekleştireceklerini söyledi.



“Bizim nazarımızda Bişkek neyse Ankara odur”


Kırgızistan’ın ve Kırgız halkının Türkiye önemli olduğunu belirten İçişleri Bakanı Soylu, “Sizleri burada ağırlamaktan büyük memnuniyet duyuyoruz. Bizim nazarımızda Bişkek neyse Ankara odur. Bu yüzden sizi bir misafir gibi değil ev sahibi gibi görüyoruz. Kırgızistan ve Kırgız halkı, Türk halkının kalbinde daima müstesna bir yer tutmuştur. Özellikle bu ziyaretinizde birçok kurumumuza temas ettiniz. Afet konusunda Türkiye’nin de kendine ait çok önemli tecrübeleri var. Son dönemde bunu daha çok görüyoruz. Yakın ülkelerin, dost ülkelerin Afet kapasitesini değerlendirme zorunluluğu söz konusu. Bunların her birini değerlendireceğimiz ve bu konuda tecrübelerimizden kapasitelerimizden ne şekilde istifade edeceğimizi ortaya koyacağımız bir toplantı gerçekleştireceğiz” dedi.


Afetle mücadelenin konuşulacağı toplantı basına kapalı olarak devam etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Giresun Doğu Karadeniz’de sürüler yaylalara çıkmaya başladı Giresun’da ilkbaharın gelmesi ile birlikte koyun sürüleri, yaylalara çıkarılmaya başladı. Yaklaşık 3-5 gün sürecek yolculuğun ardından sürüler yaz aylarını Giresun’un yaylalarında geçirecek. Yaylalarda Mayıs ayında yaşanan süpriz kar yağışına rağmen besiciler, küçükbaş hayvanlarını otlatmak için kış aylarında şehir merkezlerinde bulunan mandıralarından ayrılıp yüksek rakımlı yaylalara yolculuk etmeye başladı. Piraziz’den yola çıktıklarını belirten Damızlık Koyun-Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Adem Yavuz, “300 koyunumuzla birlikte 2 bin rakımlı Eğribel Yaylasına yolculuğumuz başladı. Tahmini 3 günde varacağımızı düşünüyoruz fakat hava koşulları varış zamanımızı değiştirebilir. Her yıl mayıs ayının başında uzun bir yolculuk yaparak obalara çıkıyoruz. Eylül ayının sonlarına doğru ise şehirdeki mandıramıza geri dönüş yapıyoruz. Yolculuğumuz sırasında sürümüze 2 çoban ve 1 bekçi köpeği eşlik ediyor” dedi. Sürünün doğada daha iyi beslendiğini de dile getiren Yavuz, “Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte trafiğin sakinliğinden faydalanarak, şehir içinden yolculuklarına başlıyoruz. Yaylada 4-5 ay boyunca yaylalarda kalacak olan hayvanlarımız bu süre zarfında doğal ortamlarda bol bol otlamasını sağlanarak, sağlıklı bir şekilde büyümesi ve gelişmesi sağlanıyor” diye konuştu.
Trabzon Prof. Dr. Osman Bektaş: "Doğu Karadeniz 3 riskli fay ortasında yer alıyor" Doğu Karadeniz Bölgesi’nde dolgu ve heyelanlı alanlarındaki yapılaşma deprem riskini büyütüyor. Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, bölgenin 3 tane fay arasında bulunduğuna dikkat çekerek yerel yöneticilerinin deprem algısını benimsemeleri gerektiğini söyledi. Doğu Karadeniz Bölgesi’nin dik ve engebeli arazi yapısı tehlikeli yapılaşmayı beraberinde getirdi. Son yıllarda dolgu ve heyelanlı alanlarda yükselen yüksek katlı binalar deprem riskini arttırdı. 3 riskli fay ortasında bulunan Doğu Karadeniz Bölgesi’nde uzmanlar özellikle dolgu ve heyelanlı alanlara yapılan yüksek katlı binalara karşı uyarılarda bulundu. Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, Trabzon’daki yapı stokunun depreme dayanıklı olmadığını belirterek “Yerel yöneticilerin Doğu Karadeniz’in deprem tehlikesini kabullenmesi gerekir. Maalesef yıllardan beri burada deprem olmaz buranın deprem tehlikesi yoktur diye Doğu Karadeniz’in yapı stoku maalesef depreme dayanıklı değildir. Yani hem şu andaki yapı stokumuz depreme dayanıklı değil hem şehirleşme, heyelan sahaları üzerinde, yamaçlarda veya kumsal alanda yapılaşmalar mevcut. Kumsaldaki bir apartman üç depremi hissetti. Şimdi bu durumda burada deprem tehlikesi yok demek mümkün mü? Mümkün değil. Yani her şeyden önce yöneticilerin bu deprem algısını benimsemeleri lazım. Halkın daha duyarlı olması lazım. Toplum ve yöneticiler ile el birliği verirsek bu gelecek kuşağı daha sağlıklı, daha güvenli bir yaşam ortamı bırakmış oluruz” dedi. Trabzon’da Yomra, Beşirli ve Akyazı’da riskli yapıların olduğuna dikkat çeken Bektaş, “Deprem açısından eğer değerlendirecek olursak en riskli yerlerden bir tanesi Yomra’da Şana mevkii. Kumsal alan üzerindeki binalar veya dere yatağındaki büyük binalar. Ayrıca Beşirli ve Akyazı mahallelerinde heyelan sahaları üzerinde dikilmiş çok katlı binalar. Bunlar her an sallanıyor. 10 kilometre açıkta kuzeyimizde Karadeniz fayı var. Deprem kaynağı. Güneyimizde 100 kilometre uzaklıkta Kuzey Anadolu fayı var. Türkiye’nin en büyük fayı. Doğumuzda Kuzeydoğu Anadolu fayı var. Bu üç tane deprem kaynağı arasında ben kumsalın üzerindeyim ve her depremi de hissediyorum. O zaman deprem tehlikesi yok demek ne kadar doğrudur?” ifadelerini kullandı.