POLİTİKA - 08 Mart 2018 Perşembe 16:07

Bakan Tüfenkci’den Çiftlikbank açıklaması: “İdari yaptırımların tamamını uyguladık”

A
A
A
Bakan Tüfenkci’den Çiftlikbank açıklaması: “İdari yaptırımların tamamını uyguladık”

Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Çiftlikbank’a ilişkin, “İdari olarak reklamlarını durdurduk daha fazla tüketicinin aldanmasının önüne geçmek adına.

Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Çiftlikbank’a ilişkin, “İdari olarak reklamlarını durdurduk daha fazla tüketicinin aldanmasının önüne geçmek adına. Bakanlığımızın idari yaptırımlarının tamamını uyguladık. Cezai noktada da cumhuriyet savcılıkları yetkilidir” dedi.


İhlas Medya Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar’ın TGRT Haber’de konuğu olan Gümrük ve Ticaret Bakanı Tüfenkci, gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Afrin’deki terör örgütlerine yönelik yürütülen Zeytin Dalı Harekatı’nın başarılı bir şekilde devam ettiğine dikkat çeken Tüfenkci, harekatın hiçbir etnik kimliğe karşı yapılmadığını, teröre karşı mücadele verildiğini söyledi. Afrin’in tamamen terörden temizlendikten sonra oranın halkına bırakılacağını vurgulayan Tüfenkci, Mehmetçiğin şefkat eliyle birlikte Afrin’e gidildiğini belirtti. Taraflı, tarafsız herkesin bu harekatın yapılması gerektiğini, hatta geç kalındığını ifade ettiğini anlatan Tüfenkci, “Bu, bizim toprak kazanma meselemiz değil. Bu, bizim herhangi bir etnik kimliğe karşı yürüttüğümüz harekat değil. Bu, tamamen barışçıl amaçlarla ülkemizin sınırlarını, Türkiye’yi koruma adına yapılmış bir harekattır. Sabırlı, hassasiyetli bir şekilde, Türkiye’nin sivillere karşı olan hassasiyetlerini gören bir Türk halkı olması bizleri mutlu ediyor” diye konuştu.



“Zeytin Dalı Harekatı siyasi bir malzeme haline getirilmemeli”


Bakan Tüfenkci, Zeytin Dalı Harekatı’nın ekonomiye bir etkisinin olmayacağını belirterek, operasyonu karalamak isteyen güçlerin bu konuda algı operasyonu yaptığını söyledi. Türkiye’nin ekonomik olarak 2018 yılına hızlı bir giriş yaptığına dikkat çeken Tüfenkci, “Açıklanan ekonomik değerlere baktığımız zaman bu harekatın ekonomiye olumsuz bir yansıması olmadığını görüyoruz. Operasyon yapıldığını hissetmiyoruz bile. Bu operasyonun bütçelemesi dahil olmak üzere çeşitli tüm tedbirleri aldık. Ekonomik anlamdaki verilere baktığımızda bu operasyondan sonra hiçbir ekonomik parametrenin yükselmediğini göreceğiz. Bu rakamlar, algı operasyonu gerçekleştirmeye çalışanların ne kadar yanlış yolda olduğunu gösteriyor. Zeytin Dalı Harekatı siyasi bir malzeme haline getirilmemeli” şeklinde konuştu.


Personel takviyesi, teknolojik cihazların kullanımı ve dedektör köpek sayısının arttırılması ile gümrük kapılarında gerekli tedbirleri aldıklarını ve tüm güvenlik hassasiyetlerini üst düzeye çıkarttıklarını ifade eden Tüfenkci, “Kapılarda, uyuşturucu kaçakçılığını önleme ve teröristlerin Türkiye’ye girişlerini engellemek için gayret gösteriyoruz. Şu anda bu konuda herhangi bir sıkıntı yaşamadık” açıklamasını yaptı.



“Buna katkı sunmak adına böyle bir manevra yapıyor”


AK Parti-MHP seçim ittifakı çalışmalarına ilişkin bilgi veren Tüfenkci, CHP’nin seçimlerde sandık güvenliği için oluşturduğu heyetin çalışmalarına ilişkin, “Bu yasa komisyonda görüşülürken CHP bir katkı sunmadı. Şimdi buna katkı sunmak adına böyle bir manevra yapıyor. MHP ile ittifak yaptık ve CHP’nin getirdiği öneriler bu ittifak tarafından kabul edilirse geçerli olacak. Bu noktada sunulan talepler ittifakla görüşüldükten sonra bir yol haritası çizilir” dedi.



"Moddy’s’in açıklamalarını ciddiye almamak gerekir”


Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moddy’s’in Türkiye’nin kredi uzun vadeli tahvil notunu Ba1’den Ba2’ye düşürmesi ve kredi notu görünümünü negatiften durağana çevirmesi hakkında değerlendirmede bulunan Tüfenkci, şunları söyledi:


“Moddy’s’in daha önceki değerlendirmelerini ciddiye almamak gerektiğini, Türkiye’nin büyüme rakamlarını açıkladıklarında da ifade etmiştik. Bu Türkiye’nin gerçekleriyle ters bir orantı olduğunu ifade etmiştik. Yine ciddiye almamak gerekir. Çünkü, 2016 yıl sonu büyüme rakamları tutmadı. 2017 yılı büyüme rakamları tuttu mu? Hayır. Yıl içerisinde sürekli revize ettiler. Açıkladıkları yıl sonu rakamları da tutmayacak. Türkiye yüzde 7’nin üzerinde bir büyümeyi yakalayacak. 3. çeyrekte Türkiye yüzde 11 büyümeyi yakalayarak dünyada en fazla büyüyen ülke konumuna gelen bir ülke. Gerekçelerine baktığımızda yapısal reformları gerçekleştiremiyor. Allah’tan korkun. Türkiye önemli yapısal reformlara imza attı ve atmaya devam ediyor. 2016’nın sonunda Moddy’s ve çeşitli kuruluşlar, Türkiye’nin 2017’de iflas edeceğini, batacağını, borçlarını ödeyemeyeceğini, cari açığının çok büyük olduğunu ve yönetemeyeceğini ifade etmişti. Şimdi geldiğimiz noktada herhalde yüzleri kızarmıştır. Şimdi siyasi ve negatif öngörüyle Türkiye’nin notunu düşürme eğilimine gittiler. Bu, ekonomide algı operasyonu yapmaya yöneliktir. Türkiye’nin şu andaki gerçekleriyle hiçbir zaman örtüşmüyor.”



“Bir seçim gündemimiz yok”


Tüfenkci, hükümet olarak çok başarılı işlere imza attıklarını belirterek, “Taşeron bizim seçimden önce sözümüzdü ve bu sözümüzü yerine getirince ‘bunda hükümet ciddi anlamda bir puan kazandı, seçim için yapılıyor’ denildi. AK Parti verdiği sözü yerine getirir. Afrin’de teröre karşı başarılı bir operasyon yürütülüyor ve milletin ciddi bir desteği var. ‘İktidar bunu siyasi bir ranta çevirip seçime gidecek’ diyorlar. Yok öyle bir şey. Siyasi kaygılarla teröre karşı operasyon yapmıyoruz. Ülkenin bekası ve geleceği için yapıyoruz. Asla böyle bir fırsatçılığı AK Parti iktidarı dün de düşünmedi, bugün de düşünmedi. Biz 2018’de yapacağımız icraatlar ile bunu daha üst seviyelere çıkartacağız ve 2019’a, 2018’de yapacaklarımızla girmek istiyoruz. Bir seçim gündemimiz yok. AK Parti’yi tanımayanların kendi düşüncelerini sahaya yansıtmalarından öte bir şey yok ve gündemimizi biz kendimiz belirleyeceğiz” değerlendirmesinde bulundu.


Yaşar’ın 2018’de faizlerle ilgili çalışma yapılıp yapılmayacağı yönündeki sorusuna Tüfenkci, “Faizle ilgili arkadaşlarımız çalışıyor. Orada da duruşumuz net. Türkiye’de faizler yüksek ve bunun makul seviyelere düşürülmesi noktasında neler yapılabileceği üzerinde çalışıyoruz. 2017’de Türkiye, 2016 yılında yaşanan darbe girişiminden dolayı bir miktar büyümede geride kaldı ve ekonomik noktada bir bozulma yaşadı. Dolayısıyla bu darbenin Türkiye’ye bir maliyeti oldu. Yerinde tedbirlerle Türkiye 2017 yılına çok ciddi bir şekilde girdi. 2018’e de Türkiye hızlı ve coşkulu bir giriş yaptı. İhracatımız yılın ilk aylarında çift haneli artışını sürdürdü ve sürdürmeye de devam ediyor” ifadelerini kullandı.


Enflasyonu sadece gıdaya bağlamanın doğru olmadığını belirten Tüfenkci, bunun işin basitine kaçmak olduğunu söyledi. Tüfenkci, enflasyonu sadece fasulyeye, domatese veya salatalığa bağlamanın gerçekçi bir yaklaşım olmadığını kaydederek, gıdanın enflasyondaki etkisinin yüzde 1 veya 1,5 olduğunu dile getirdi.



“Bakanlık olarak ‘marketlerde alışveriş yapılmasın’ diye bir düzenleme önerimiz yok”


Yemek kartı uygulaması hakkında uzun süredir Gümrük ve Ticaret Bakanlığına talep ve başvuru geldiğini ifade eden Tüfenkci, şunları kaydetti:


“Bu nedenle bahse konu sorunları yaşayan sektörle bir araya geldik. Neler yapılabilir, nasıl düzenleme yapılabilir bunu konuştuk. Toplantılarda sektör faaliyetlerini, aktörlerini dinledik, problemlerini gördük ve bu problemleri hep birlikte çözmeye çalıştık. Bu kadar büyük bir sektörü düzenleyen herhangi bir mevzuatın bulunmamasının temel sorun olduğunu gördük. Bunun için son olarak da 1 Mart’ta arkadaşlarımıza talimat verdik. Son olarak bütün sektörü toplayın ve neler yapılabilir görüşün diye. Esasında kamuoyuna yansıyan husus şuydu; ‘yemek kartları marketlerde alışverişte kullanılmayacak.’ Bu, sektörde faaliyet gösteren esnaflarımızın talebiydi. Diyorlardı ki, ‘Filanca kurumda 3 kişi için yemek çeki dağıtıyorsunuz ve biz de yemek çeki firmalarıyla falan kurumda bu kadar, öbüründe bu kadar ıskonto yapıyoruz ve komisyon bizden alıyorlar. Ama geldiğinde 50 kişi geliyor. Bu bir sorun.’ Biz de böyle bir sorun alanı olduğunu kamuoyuyla paylaştık. Bakanlık olarak ‘marketlerde alışveriş yapılmasın’ diye bir düzenleme önerimiz yok. Böyle bir düzenleme noktasında çalışmamız da yok. Zaten Gelir Vergisi Kanunu’nda mevcut bir düzenleme var. Yemek çeklerinin başka bir yerde kullanılmayacağına dair yasa var. Dolayısıyla bu anlamda yeni bir düzenlemeye gerek yok. Biz sadece orada, yemek sektöründe ıskonto oranlarını tarafların anlaştığı oranlarla belirleyeceğiz. Belki ıskontoyu kaldıracağız, komisyonları makul seviyelere çıkartacağız. Belki burada yemek fiyatlarını da ona göre belirleyecek bir oran oluşacak. Baktığımız zaman bu aşamada komisyon oranının yüzde 4,5’i de geçmemesini öngörüyoruz. Esnafın da mağdur olmayacağı, yemek çekleri firmalarının da mağdur olmayacağı, tüketicilerimizin de mağdur olmayacağı bir düzenlemeyi gerçekleştireceğiz. İnsanlarımız rahat olsun.”



“Bakanlığımızın idari yaptırımlarının tamamını uyguladık”


Yaşar’ın “Herkes Çiftlikbank’ı soruyor. Burada son durum nedir?” şeklindeki sorusuna Tüfenkci, “Kamuoyunda ‘Çiftlikbank’ olarak bilinen sistemin uygulama ve faaliyetlerinin sistem içerisinde yer alan kişi ve şirketlerle ilgili kamu kurumlarının temin edilen bilgi ve belgeler kapsamında Bakanlığımız 6502 sayılı Kanun’la ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde gelen şikayetler üzerine inceleme yaptı. Baktığımızda gerçekten sistemde 132 bin aktif üye olduğunu gördük. 380 bine yakın da pasif üye var. Ciddi rakamlar var. Toplanan ciddi paralar var. Bununla ilgili Bakanlığımız müfettişleri inceleme yaptı ve tespit edilen hususlar doğrultusunda konu TCK çerçevesinde değerlendirilmek üzere ilgili cumhuriyet başsavcılığına intikal ettirildi. Bugün itibariyle Bakanlığımızın bu konuda yapacak bir şeyi kalmadı. ‘Bakanlık bizim ödemelerimizi durdurdu, bankalara blokaj konuldu’ demeye başladılar. Hiçbir blokaj da yok, başka bir şey de yok. Sistem sakat olduğu için bu belli bir yerde patlıyor. Üyelerine ödeme yapacaklarsa hiçbir hukuki engel yok. O ödemelerini yapabilir. Sadece biz tespit ettiğimiz hususlarla ilgili suç duyurusunda bulunduk. Bizim sadece suç duyurusunda bulunmamız davanın açılmasına yetmez. Savcılıkta inceleme yapacak, dava açılmasına karar verirse dava açılacak. Vatandaşlarımızın çok dikkatli olması lazım. Tekrardan söylüyorum eğer sistem yöneticileri ödeme yapmak istiyorlarsa yapabilirler, durdurduğumuz bir faaliyetleri yok. Bu sistem doğru bir sistem değil ve tespitlerimizi de savcılığa ifade ettik. İdari olarak reklamlarını durdurduk daha fazla tüketicinin aldanmasının önüne geçmek adına. Bakanlığımızın idari yaptırımlarının tamamını uyguladık. Cezai noktada da cumhuriyet savcılıkları yetkilidir. Ayrıca bu konularda mevzuat eksikliğini gidermek adına çalışmalarımız devam ediyor. Para yatıranlar da cumhuriyet savcılıklarına suç duyurusunda bulunabilirler” cevabını verdi.


Tüfenkci, küçük ve orta işletmeler ile perakende esnafının bürokrasiyle uğraşma noktasında epeyce mağdur olduklarını gördüklerini söyledi. Yatırımcılarla yaptıkları toplantılarda bu tür işlerin kolaylaştırılması noktasında talepte bulunulduğunu ifade eden Tüfenkci, hükümet olarak kendilerinin de amaçlarının yatırımcıların işini kolaylaştırmak olduğunu kaydederek, “Bu anlamda esnaf tek noktadan başvursun ve bu başvurularının sonuçlarını da tek noktadan alsın diye bir çalışma yaptık. Bununla ilgili çalışmalarımız belli bir noktaya geldi. 2019’un başında bunu hayata geçireceğiz. Böylelikle 35 gün olan evrak toplama ve sektörlere göre değişmekle birlikte minimum 15 bin TL olan masrafları düşürüp süreyi de 5-6 günle kurtarmış olacağız” dedi.


Nisan ayının başında Türkiye-Irak Karma Ekonomik Komisyonu toplantısının yapılacağını anımsatan Tüfenkci, Irak’a açılacak yeni sınır kapısı konusunu tekrardan ele alacaklarını dile getirdi. Sürecin olumlu gittiğini, daha da hızlandıracaklarını paylaşan Tüfenkci, “Ovaköy’ü açacağız. Irak Merkezi Yönetimiyle görüşmelerimizde olumlu” ifadesini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Ankara’da Junıor Teknoloji festivali Buse Bilim Koleji’nin düzenlendiği 2024 Junior Teknoloji Festivali 5-11 yaş aralığındaki çocuklara eşsiz bir deneyim yaşatmaya devam ediyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın tüm okullar için ortak duyurusu olan Bilim ve Teknoloji Festivali için haftalar boyunca titizlikle değerlendirmeler yapıldı. Festivalde şehir içi ve dışından katılım gösteren yüzlerce proje arasından finale kalan projeler yarışacak ve kazananlar ödülleriyle buluşacak. Eğitim öğretimde 25 yılını tamamlayan ve Ankara Yenimahalle’nin tek IB programlı okulu olan Buse Bilim Koleji’nin düzenlediği Festival, 27 Nisan 2024 Cumartesi günü saat 11:00’da Buse Bilim Koleji bahçesinde gerçekleştirilecek. Bu festival sizi göklere uçuracak 23 Nisan haftasına denk gelen festivalde teknolojik, bilimsel, kültürel ve sanatsal aktiviteler yapılacak. Çocukların gökyüzünü yakından tanıma fırsatını yakalayacağı etkinlikte drone uçurma, İHA, teleskop gözlemi, planetaryum, survivor parkurları, robotik kodlama, fildişi macunu, volkan deneyi, dinozor avcıları, büyüteç izleme, masal dinletisi, mandala, alçı, akıl oyunları, makey makey gibi birçok etkinlik yer alacak. Eğlenerek öğrenen çocuklar, yeni bilgiler deneyimleyebilecekleri bir gün yaşayacaklar. Buse Bilim Kolej’i Bilim Kurulu Başkanlığından yaptığı açıklamada; ‘Festival için hazırlanan projelerin sahipleri, alanlarında uzman isimlerle bir araya gelecek ve onlarla birlikte yakından deneyimlerini paylaşacaklar. Bu festival ile gelecekte bilim ve teknoloji adına yeni fikirler için çocuklara ilham olmasını planlanıyor. Üniversitelerden profesörler, Yente Makine A.Ş ve Airaks Havacılık Teknolojileri mühendisleri ve daha önce Buse Eğitim Kurumları’ndan mezun olan mühendisler jüri olarak görev alacaklar. Festivalin 1’incisi olan öğrenci veya gruba “ 9 bin TL + 3 bin TL, danışman Ödülü”, 2’nci olan öğrenci veya gruba “6 bin TL + 2 bin 500 TL danışman ödülü”, 3’üncü olan öğrenci veya gruba “3 bin TL + 2 bin TL danışman ödülü” Katılımcılara ise ‘’Katılım Belgesi’’ verilecek.
Malatya MAGİNDER, kentteki çalışmaların hızlandırılmasını istiyor Malatya Girişimci İş İnsanları Derneği (MAGİNDER) olarak her süreçte Malatya’nın yanında yer aldıklarını belirten Başkan Salih Karademir, her zaman sorunları dile getirerek çözüm yollarının bulunması adına gerekli adımları attıklarını söyledi. 6 Şubat depremlerinin üzerinden yaklaşık 15 ay gibi bir süre geçtiğini ifade eden Başkan Karademir, 31 Mart’ta gerçekleştirilen yerel seçim sonuçlarına değindi. Seçimlerin üzerinden 26 gün geçtiğini ifade eden Karademir, “Belediye başkanlarımıza öncelikle MAGİNDER ailesi olarak hayırlı olsun diyoruz” dedi. Malatya’da bugün en büyük sorunlardan birinin imar sorunu olduğunu da dile getiren Karademir, “Malatya’da şu an yerinde dönüşümlerle ilgili, rezerv alanlarla ilgili ve imar noktasında belediye başkanlarımızın hızlı bir şekilde adım atmasını bekliyoruz. Çünkü bugün Adıyaman’da seçimden önce 3-4 ay öncesinden rezerv alanların tamamının ihalesi yapılmış tamamı da bugün itibari ile de devam etmektedir. Yine aynı şekilde Adıyaman’dan örnek verecek olursak yerinde dönüşümler yine 3-4 ay öncesinden başladı, şu an yerinde dönüşüm projeleri devam etmektedir. Oradaki vatandaşlar yerinde dönüşümden faydalanıp inşaatlarını tamamlama noktasına gelmiş bulunmaktadır. Aynı şekilde TOKİ bugün Adıyaman’da yıl sonuna kadar toplamda 36 bin konut ihalesi yapacağı ve 20 bin konutu yıl sonuna kadar teslim edeceklerdir. Ama biz Malatya olarak şu an çok gerideyiz. Yerinde dönüşümler ile ilgili başlayan hiçbir projemiz yok. Yine aynı şekilde rezerv alanlarımızın hiçbirinin ihalesi yapılmamıştır. Yine aynı şekilde TOKİ tarafından yapılan konut sayısı da şu an hali hazırda toplamda 10 bin konut ihalesi yapılmıştır. Ve bunun sadece 6 bini teslim edilmiştir. Malatya için toplamda 65 bin TOKİ konutunun yapılacağı belirtilmiştir. Ama biz Malatya olarak şu an çok gerideyiz. Bu da Malatya’nın en büyük sorunudur. İş dünyası bugün çok zor durumdadır. Malatya’nın hem esnafı hem tüccarı hem sanayicisi, barınma sorunu ve ticaretin yeniden canlanması için devletin bir an önce burada ki projelere hız vermesi gerektiğini düşünüyor” ifadelerine yer verdi. Buradaki en büyük sorumluluğun yeni seçilen belediye başkanları ve siyasilere düştüğünü de ifade eden Karademir, “Başkanlarımızın ve siyasilerimizin bir an önce birlik ve beraberlik içerisinde devletimiz ve hükümetimiz ile gerekli noktalarda görüşüp hızlı bir şekilde bu sorunları çözüme kavuşturması gerekiyor. Eğer bunu hızlı bir şekilde gerçekleştiremezlerse Malatya halkı gerçekten çok ciddi bir göç kaybı verecektir. Ve bu göç kaybı daha da büyüyerek devam edecektir” dedi. Her zaman Malatya’da olduklarını ve olmaya da devam edeceklerini de dile getiren Başkan Karademir, “Malatya’da çalışacağımızı ve burada yatırım yapmaya devam edeceğimizi söyledik, bugünde bu şekilde devam ediyoruz. Ama Malatya halkının da sesine kulak vermeliyiz, vermek zorundayız. Malatya halkının sorunlarını çözmek zorundayız. Biz bugün yaptığımız basın açıklamasıyla birlikte bir an önce milletvekilleri, belediye başkanlarımızı birlik ve beraberlik içinde Malatya’mız için hızlı bir şekilde çalışacaklarına inanıyoruz. Çünkü Malatya halkı bugün Türkiye’de yapılan seçimlerde üzerine düşeni fazlasıyla yapmıştır. Malatya’nın bu saatten sonra beklentileri daha fazladır. Hükümetimizin Malatya’ya daha fazla destek vermesi gerektiğine inanıyoruz. Malatya halkı hiçbir zaman devletini ve hükümetini yalnız bırakmamıştır. Bu seçimde de tekrardan bunu göstermiştir” şeklinde konuştu. Bugün diğer deprem bölgesindeki illerin daha hızlı bir şekilde toparlandığını ve yatırım aldığını da gördüklerini dile getiren Karademir, “Bununla ilgili siyasilerimizin kendi aralarında olan kısır çekişmeleri bırakıp bir an önce Malatya’nın sorunlarına odaklanıp, ‘Ben değil biz olarak’ sorunları çözmelerini istiyoruz. Çünkü birliğin olmadığı bir yerde hiçbir zaman başarı gelmez. Eğer başarılı olmak istiyorlarsa Malatya halkının sesine kulak vermeleri lazım. İstişare yapmaları lazım. Kendi aralarındaki sorunları çözmeleri lazım. Malatya’ya hizmet etmeleri lazım. Biz inşallah sürecin takibindeyiz, yine elimizden geldiği kadar Malatya’mızın sorunlarını dile getirmeye çalışacağız” diye konuştu. Malatyalıların artık dayanacak gücünün kalmadığını da vurgulayan Karademir, “Depremin üzerinden yaklaşık 15 ay geçti. Bugün Adıyaman’ın bile bu şekilde yatırım olması ve hızlı bir şekilde projelerin çözüme kavuşması Malatya halka adına üzüntü vericidir. Siyasilerimizin hızlı bir şekilde bu konuları çözmeleri gerekiyor. Yoksa burada Malatya’daki yaşayan vatandaşlarımızın umudu kalmamıştır, sabrı tükenmiştir. Bu şehri biz başkalarına bırakmak istemiyoruz, bu şehirde kalmak istiyoruz. Biz MAGİNDER ailesi olarak elimizden geldiğince bu sorunları dile getirmeye çalışmaya devam edeceğiz” dedi.
Tokat Tokat’ta minik yürekleriyle yazar oldular Tokat’ta ilkokul öğrencileri, "Dilimizin Zenginlikleri" projesi kapsamında yazdıkları öykü ve masallarla Türkiye’de bir ilke imza attı. Okulda düzenlenen Anahtar Kelimelerle Hikaye Yazma Yarışması’na katılan öğrencilerin eserleri, finale kalarak kitaba dönüştürüldü. Tokat’tın Artova ilçesinde Gazipaşa İlkokulu öğrencileri, "Dilimizin Zenginlikleri" projesi kapsamında yazdıkları öykü ve masallarla Türkiye’de bir ilke imza attı. Okulda düzenlenen Anahtar Kelimelerle Hikaye Yazma Yarışması’na katılan öğrencilerin eserleri, finale kalarak kitaba dönüştürüldü. Gazipaşa İlkokulu Okul Müdürü Göksel Taslıoğlu’nun öncülüğünde ve İlçe Kaymakamı Erkan Atam’ın desteğiyle gerçekleşen proje, ilkokul öğrencilerinin edebi yeteneklerini ortaya çıkarmayı hedefledi. Finale kalan 6 hikâye, özenle derlenerek "Minik Kalplerden Öykü ve Masallar" adıyla basılan bir kitap haline getirildi. 400 adet basılan bu kitap, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından da destekleniyor. Öğrencilerin küçük yaşta yazarlık deneyimi kazanmaları ve eserlerinin basılması, gelecekte ünlü yazarlar olma hayallerini besliyor. Projenin başarıyla tamamlanmasıyla birlikte, Artova Gazipaşa İlkokulu öğrencileri Türkiye’de ilk kez ilkokul düzeyinde kitap yazma ve yayınlama başarısına imza atmış oldu. Bu proje, öğrencilere yaratıcılık ve yazma becerilerini geliştirme fırsatı sunarken dil ve kültür zenginliğinin korunmasına da katkı sağlıyor. “Sadece Artova’da değil Türkiye’de okunması gerekiyor dedik” Proje hakkın da bilgiler veren Artova Kaymakamı Erkan Atam; “Gazipaşa İlkokulu öğrencilerimiz Anahtar Kelimelerle Hikaye Yazma yarışması düzenlemişti. Bu yarışma sonucunda öğrencilerimizin de gerçekten yetenekli olduğunu da görmüş olduk. Bu hikayelerin sadece Artova’da değil tüm Türkiye’de okunması gerektiğini düşündük. Bizler de öğrencilerimize destek olarak bu öykü ve hikayeleri kitaplaştırarak kamu kuruluşlarına ve kütüphanemize dağıttık” dedi. “Çocuklarımız projenin ruhunu kavramış” Projenin dil bilincinin gelişmesi açısından önem arz ettiğini belirten Tokat Milli Eğitim Müdürü Hüseyin Kır ise “Küçük çocuklarımızın projenin ruhunu kavramaları ve bu çerçevede de metinler hazırlamaları dil bilincinin gelişmesi açısından çok önemlidir. Ayrıca bu yapılan çalışmanın okul müdürünün gayretleri, ilçe milli eğitim müdürümüzün organizesi ve ilçe kaymakamımızın da projeye sahip çıkmasıyla kitaplaşması da çok güzel bir ürünün ortaya çıkmasına vesile olmuş” diye konuştu. “Minik yürekleriyle yazılar yazan yazarlarımız var” Kitap hakkında bilgiler veren Artova Gazipaşa İlkokulu Müdürü ve kitabın editörü Göksel Taslıoğlu, “Dilimizin zenginlikleri projesi kapsamında öğrencilerimizle bir yarışma düzenledik. Bu yarışma sonucunda güzel yazılarını ölümsüzleştirmek istedik ve bugüne geldik. Artık onların kitapları var. Minik yürekleriyle kocaman yazılar yazan yazarlarımız var” dedi. Kitabın yazarı ilkokul öğrencileri ise büyüdüklerinde ünlü bir yazar olma hayali kurduklarını ifade etti.