POLİTİKA - 03 Aralık 2025 Çarşamba 16:42

Bakan Uraloğlu: "10 milyondan fazla engelli yolcumuz ücretsiz seyahat hakkından yararlandı"

A
A
A
Bakan Uraloğlu: "10 milyondan fazla engelli yolcumuz ücretsiz seyahat hakkından yararlandı"

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, "Son 10 yılda YHT ve ana hat trenlerinde 10 milyondan fazla engelli yolcumuz ücretsiz seyahat hakkından yararlandı" dedi.


Engelliler, Yaşlılar ve Hareket Kısıtlı Bireylere Destek ve İletişim Eğitimi Programı lansmanı, Ankara’da bulunan Yüksek Hızlı Tren (YHT) Garı’nda gerçekleşti. Lansmana Bakan Uraloğlu, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) Taşımacılık ile Türkiye Sakatlar Federasyonu yetkilileri, personel ve engelli bireyler katıldı. Konuşmasında ‘Engelliler, Yaşlılar ve Hareket Kısıtlı Bireylere Destek ve İletişim Eğitimi’nin meyvelerinin toplandığını vurgulayan Bakan Uraloğlu, "2023’ten bu yana gişe, kabin ve Turuncu Masa’da görev yapan toplam 256 personelimiz bu eğitimi almıştı. Şimdi de 83 arkadaşımız daha bu eğitimi tamamlayarak aramıza katıldı. Toplamda 339 arkadaşımız artık yalnızca görevini yapmıyor; engelli bir vatandaşımızın gözüne bakarak ‘Size nasıl yardımcı olabilirim?’ diyebiliyor, işaret dilinde ‘Hoş geldiniz’ diyebiliyor. Bir tekerlekli sandalye kullanıcısına en güvenli ve saygın şekilde refakat edebiliyor. İşte bu, farkındalığın somut halidir" ifadelerini kullandı.



"Turuncu Masa hizmetimizi havalimanlarımızda da başlattık"


Erişilebilir Ulaşım Stratejisi ve Eylem Planı ile herkes için erişilebilir bir ulaşım sisteminin yol haritasının oluşturulduğunu belirten Uraloğlu, "Bu plan, 6 stratejik amaç, 14 hedef ve 33 eylemle toplumda farkındalığı artırmaktan altyapı iyileştirmelerine, teknoloji tabanlı çözümlerden ulaşım türleri arasındaki entegrasyona kadar kapsamlı bir vizyon sunuyor. 2019 yılından bu yana Turuncu Masa Erişilebilir Ulaşım Hizmet Noktası uygulamamız da engelli vatandaşlarımızın YHT garlarında güvenli ve destekli yolculuk yapmalarını sağlıyor. Yerli ve Milli Elektrikli Tren setlerimizi ise baştan sona erişilebilir tasarladık, 26 YHT garımızda Turuncu Masa hizmeti veriyoruz. Bugüne kadar da 82 binin üzerinde yolcumuza destek olduk. TCDD Genel Müdürlüğümüz de 2017 yılından beri yürüttüğü ‘Engelsiz Demiryolu’ yaklaşımıyla gar, istasyon ve peronlarda kapsamlı bir erişilebilirlik dönüşümü gerçekleştirdi. 2025 itibarıyla 113 gar ve istasyonda erişilebilirlik projesi hazırlandı, 92’sinde uygulamalar tamamlandı ve 9 binaya Erişilebilirlik Belgesi alındı. Havalimanlarımızda da erişilebilirlik standartlarını yaygınlaştırdık. Turuncu Masa hizmetimizi havalimanlarımızda da başlattık. 38 havalimanımız ‘Engelsiz Havalimanı Kuruluşu’ unvanına, 41 havalimanımız ise Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’ndan Erişilebilirlik Belgesi’ne sahiptir" diye konuştu.



"10 milyondan fazla engelli yolcumuz ücretsiz seyahat hakkından yararlandı"


Bakan Uraloğlu, son yıllarda verilen hizmetlerle ilgili şu bilgileri verdi:


"Son 10 yılda YHT ve ana hat trenlerinde 10 milyondan fazla engelli yolcumuz ücretsiz seyahat hakkından yararlandı. Karayolu ulaşımında da 2024’te 1,8 milyon, 2025 yılı ilk 11 ayında ise 1 milyon 671 bin engelli vatandaşımız şehirlerarası otobüslerde yüzde 40’a varan indirimlerden faydalandı. Herkes İçin Hareketlilik mobil uygulaması ile engelli bireylerin ulaşım süreçlerini kolaylaştıracak dijital çözümler de geliştiriyoruz. ‘Herkes için Engelsiz Ulaşım’ temalı 12 Ar-Ge projesine 100 milyon lira destek sağladık. Bu projeler, yapay zeka ve görüntü işleme tabanlı trafik sinyalizasyon sistemlerinden gerçek zamanlı rehberlik sistemlerine kadar yenilikçi çözümler sunuyor. Denizcilik sektöründe de ‘Engelsiz Denizler Projesi’ ile yolcu gemilerinde rampalı girişler, asansörler ve engelli tuvaletleri zorunlu hale getirdik. Haberleşme sektöründe, e-Devlet Kapısı’nda işaret diliyle destek sunan Engelsiz Çağrı Merkezi’ni hayata geçirdik. PTT eliyle 2024 yılında 467 bin, bu yıl ekim ayı sonu itibarıyla da 315 bin engelli vatandaşımız aylıklarını evlerinde teslim aldı. Ayrıca ülkemizdeki tüm internet servis sağlayıcıları tarafından yüzde 40 ve üzeri engel oranı bulunan engelli vatandaşlarımıza internet hizmetlerinde yüzde 25 indirim sunuyoruz. Türkiye Kart ile engelli ve gazi vatandaşlarımıza ulaşımda da yeni imtiyazlar sağlıyoruz."


Bakan Uraloğlu, yarın TCDD’nin 169’uncu kuruluş yıl dönümüne ithafen 169 engelli vatandaşın YHT ile Konya’ya uğurlanacağını ve bu tür projelerin artarak devam edeceğini dile getirdi. Bakan Uraloğlu, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nü en içten duygularıyla kutladığını ifade ederek konuşmasını sonlandırdı.



Bakan Uraloğlu: "10 milyondan fazla engelli yolcumuz ücretsiz seyahat hakkından yararlandı"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul L’oréal Türkiye genç bilim kadınlarını ödüllendirmeye devam ediyor Tekno-güzellik şirketi L’Oréal Türkiye’nin UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliğiyle yürüttüğü "Bilim Kadınları İçin" programı 23 yıldır devam ediyor. Program, bugüne kadar Türkiye’den 128 bilim kadınını destekledi. Bu yıl Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nden Doç. Dr. Banu İyisan, Üçlü Negatif Meme Kanseri için tamamen doğal biyomalzemelerle akıllı ve hedefli nanoilaç teknolojileri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle ödüllendirildi. Türkiye’nin önde gelen kurumsal sosyal sorumluluk programlarından biri olan "Bilim Kadınları İçin" programında, bu yıl ödül alan bilim kadınları L’Oréal Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen tören ile duyuruldu. Bu kapsamda Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü öğretim üyesi Doç. Dr. Banu İyisan, tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri (ÜNMK) tedavisinde hedefli ve akıllı nanoilaç sistemleri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle öne çıkıyor. Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanserinin agresif alt türlerinden Üçlü Negatif Meme Kanseri’ne yönelik bu çalışma, mevcut tedavilerin sınırlılıklarını aşmayı hedefleyen önemli bir yaklaşım sunuyor. Eğitim ve araştırma yolculuğu: Almanya’dan Türkiye’ye uzanan bilim kariyeri Programın uluslararası ayağı olan L’Oréal-UNESCO For Women in Science, 140’dan fazla ülkede 4 bin 700’den fazla bilim kadınını desteklemiş ve bu isimlerden 7’si daha sonra Nobel Ödülü’ne layık görülmüştü. Türkiye, bu programın en aktif yürütüldüğü ve en çok destek veren ilk beş ülkeden biri olarak öne çıkıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünde lisans ve yüksek lisansını tamamlayan Doç. Dr. Banu İyisan 2012 yılında doktora eğitimi için Almanya’ya taşındı. Leibniz Polimer Enstitüsü’nde biyomedikal nanomalzemeler, kontrollü ilaç salım sistemleri, sentetik biyoloji ve biyosensör uygulamaları üzerine çalıştı; 2016’da Dresden Teknik Üniversitesi’nden doktora derecesini aldı. Doktora sürecinde International Helmholtz Research School for Nanoelectronic Networks (IHRS NANONET) programında nanoteknoloji ve malzeme bilimi üzerine eğitim alan araştırmacı, 2017-2020 yılları arasında Max Planck Polimer Araştırma Enstitüsü’nde yürütülen bir AB projesinde, meme kanseri teşhisi için nanofotonik sistemler geliştirmeye yönelik doktora sonrası çalışmalar yaptı. 2023 yılında Max Planck Partner Grup Lideri seçilerek, MPIP ile uluslararası iş birliğini güçlendirdi. Üçlü negatif meme kanserine yönelik yenilikçi tedavi yaklaşımı Yürüttüğü akıllı hibrit nanoilaç teknolojisi projesiyle, meme kanserinin en agresif alt türlerinden biri olan Üçlü Negatif Meme Kanseri’nin hedefli tedavilere yanıt vermemesi ve mevcut kemoterapi ilaçlarının ciddi yan etkilere yol açması nedeniyle ortaya çıkan ihtiyaca çözüm sunmayı amaçlayan İyisan, proje kapsamında tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri hücrelerini seçici biçimde hedefleyebilen ve pH gibi çevresel uyarılara duyarlı çalışan akıllı hibrit nanoilaç taşıyıcılarının tasarlanmasını hedefliyor. Bu yaklaşım, tedavi etkinliğinin artırılmasına ve yan etkilerin önemli ölçüde azaltılmasına katkı sağlamayı amaçlarken, sürdürülebilir teknolojilerle geliştirilen sistemin gelecekte farklı agresif kanser türlerinde de uygulanabilir olması hedefleniyor. 2020 yılından bu yana Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nde görev yapan Doç. Dr. Banu İyisan aldığı fonlarla Biyofonksiyonel Nanomalzeme Tasarım Laboratuvarı’nı kurarak araştırmalarını burada sürdürmeye devam ediyor.
Erzincan Erzincan’da 111 bin tuz çalısı toprakla buluşturuldu Erzincan’da 3 köyde 1000 dekarlık mera alanına dikilen tuz çalısı, erozyonla mücadele ve hayvancılıkta kaba yem ihtiyacına katkı sunacak. Erzincan İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından yürütülen proje kapsamında, kent genelinde mera kalitesini artırmak ve hayvancılıkta kaba yem açığını azaltmak amacıyla bir çalışma hayata geçirildi. Bu kapsamda Erzincan’da 3 köyde toplam 1000 dekarlık mera alanına 111 bin adet Atriplex Halimus (Tuz Çalısı) fidanı dikildi. Son yıllarda hem hayvan beslenmesinde hem de erozyonun önlenmesinde etkin şekilde kullanılan tuz çalısı bitkisi, özellikle kurak ve tuzlu topraklara uyum sağlamasıyla dikkat çekiyor. Erzincan Tarım ve Orman İl Müdürlüğü de bu özelliklerinden dolayı tuz çalısını meraların ıslahında yaygınlaştırarak, hayvancılığın sürdürülebilirliğine katkı sağlamayı hedefliyor. Proje kapsamında Mollaköy Mahmutlu Mahallesi’nde 300 dekarlık alana 33 bin 300 adet, Pınarönü köyünde 450 dekarlık alana 49 bin 950 adet ve Aydoğdu köyünde ise 250 dekarlık alana 27 bin 750 adet tuz çalısı fidanı toprakla buluşturuldu. Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü tarafından finanse edilen projenin toplam maliyeti ise 2 milyon TL olarak açıklandı. Proje sahasında incelemelerde bulunan Erzincan Tarım ve Orman İl Müdürü Alper Koçaker, Erzincan’ın yüzölçümünün yaklaşık üçte birinin meralardan oluştuğunu belirterek, bu alanların verimliliğinin artırılmasının hayvancılık açısından büyük önem taşıdığını ifade etti. Hayvancılık sektörünün ihtiyaç duyduğu kaba yemin önemli bir bölümünün meralardan karşılandığını vurgulayan Koçaker, özellikle küçükbaş hayvancılığın meralara bağımlı olduğuna dikkat çekti. Erzincan’da her yıl ortalama 3 meranın ıslah ve amenajman projelerine dahil edildiğini belirten İl Müdürü Koçaker, tuz çalısı projelerinin de bu çalışmaların önemli bir parçası olduğunu söyledi. Tuz çalısının derin ve kazık kök yapısı sayesinde toprağı tutma kapasitesinin yüksek olduğunu ifade eden Koçaker, bu özelliğiyle erozyonla mücadelede etkili bir bitki olduğunu kaydetti. Koçaker açıklamasında, "Tuz çalısı kuraklığa dayanıklı, iklim değişikliği ve çölleşmeye karşı dirençli, sorunlu ve tuzlu topraklarda bile yetişebilen çok önemli bir bitkidir. Kış mevsiminde yaprağını dökmemesi ve yoncaya eş değer besin değerine sahip olması hayvancılık açısından büyük avantaj sağlamaktadır. Hayvanlar tarafından sevilerek tüketilen tuz çalısı, tuzlu yapısı sayesinde hayvanların tuz ihtiyacını da doğal yoldan karşılamaktadır. Mahmutlu, Pınarönü ve Aydoğdu köylerimizde 111 bin adet tuz çalısı fidanını toprakla buluşturduk" ifadelerini kullandı. Hayata geçirilen proje ile birlikte Erzincan’da meraların verimliliğinin artırılması, erozyonun azaltılması ve hayvancılıkta sürdürülebilir yem kaynaklarının güçlendirilmesi hedefleniyor.