GENEL - 02 Haziran 2020 Salı 13:13

BBP Genel Başkanı Destici: “ABD’de yaşanan olayları takip ediyoruz”

A
A
A
BBP Genel Başkanı Destici: “ABD’de yaşanan olayları takip ediyoruz”

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, “ABD’de yaşanan olayları takip ediyoruz.

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, “ABD’de yaşanan olayları takip ediyoruz. Polisin siyahi bir Amerikalıyı kameralar önünde boğarak öldürmesini dehşetle izledik. İkinci Dünya Savaşı’nın ardından dünyanın jandarmalığına soyunan ABD’nin dünyanın her tarafında gerçekleştirdiği ve neden olduğu insan hakları ihlalleri yalnızca bizim değil dünyanın şikayet ettiği, lanetlediği ve kurtulmaya çalıştığı bir olgu olarak gündemden hiç düşmedi” dedi.


Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, 48 günlük aradan sonra yeniden açılan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) bir basın toplantısı düzenledi. Toplantı sırasında BBP’nin merhum Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nu da anan Destici, “Bugün BBP’nin 2 Haziran 2002 tarihinde düzenlediği ilk olağanüstü kurultayın yıl dönümü. Rahmetli, şehit Genel Başkanımızı bir kere daha rahmetle anıyorum. Olağanüstü kurultayda da bir kez daha Genel Başkan seçilmişti” diye konuştu.


Covid-19 sürecinde yaşanan sıkıntıların altını çizen Destici, bu dönemde duyarlı davranan ve virüsün kontrol altına alınmasında büyük rol oynayan vatandaşları da unutmayarak, “Sağlık çalışanlarımız, emniyet görevlilerimiz ve duyarlı davranan vatandaşlarımız sayesinde geleceğe daha güvenle bakabiliyoruz” ifadelerini kullandı.



“ABD’nin politikalarının ve yönetim anlayışının değişmesine dünyadaki herkes kadar Amerikan halkının da ihtiyacı var”


Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) polis tarafından dolandırıcılık suçuyla yakalanan George Floyd’un polis şiddeti sonucu hayatını kaybetmesiyle ilgili konuşan Destici, “ABD’de yaşanan olayları takip ediyoruz. Polisin siyahi bir Amerikalıyı kameralar önünde boğarak öldürmesini dehşetle izledik. İkinci Dünya Savaşı’nın ardından dünyanın jandarmalığına soyunan ABD’nin dünyanın her tarafında gerçekleştirdiği ve neden olduğu insan hakları ihlalleri yalnızca bizim değil dünyanın şikayet ettiği, lanetlediği ve kurtulmaya çalıştığı bir olgu olarak gündemden hiç düşmedi” diye konuştu.


Amerika’da polis şiddeti dolayısıyla hayatını kaybeden siyahi vatandaş için rahmet dileyen Desteci, “ABD’nin politikalarının ve yönetim anlayışının değişmesine dünyadaki herkes kadar Amerikan halkının da ihtiyacı var” açıklamasında bulundu.



“Kurallar ve prensipler üzerinde tartışma mecburiyetindeyiz”


Siyasi Partiler Kanunu ile Seçim Kanunu’nda düzenleme hazırlığını değerlendiren Destici, “Bu tartışmaların uzamasının herhangi bir uzlaşma veya iyileşmeyle sonuçlanmamasının, tarafların kurallar ve prensiplerden çok kendi durumlarının avantaja çevirmeye çalışmalarından kaynaklandığını düşünüyorum. Konuyu kurallar ve prensipler üzerinde tartışma mecburiyetindeyiz” dedi.



“Baraj sıfıra indirilmeli”


Seçim barajının kalkması gerektiğini savunan Destici, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile seçime katılmaya hak kazanan bütün siyasi partiler, TBMM’de temsil edilmektedir. Temsilde adalet, vatandaşlarımızın oylarının zayi olmaması için seçim barajını doğru bulmuyoruz. Seçim barajlarının fonksiyonunu kaybettiğini bir kez daha belirtmek istiyorum. Yani baraj sıfıra indirilmelidir. Barajın yönetimde istikrara nasıl katkı sağlayacağı izaha muhtaç bir yaklaşımdır” dedi.



“Kapatılması gerekir”


HDP’nın hazineden yardım almasıyla ilgili tepkisini dile getiren Destici, “‘Terörün uzantısıdır’ denilen partilerin bugün hazineden yardım almasını birileri bize açıklasın. Hadi kapatmıyorsunuz ki kapatılması gerekir. Bir taraftan ‘PKK’nın partisi’ diyeceksiniz bir taraftan da kepçeyle para aktaracaksınız. Buna milletimiz inanmıyor” ifadelerini kullandı.



“Erken seçime ihtiyaç da talep de yok”


Erken seçim tartışmalarına da değinen Destici, devletin gündeminde olmadığını söyledi. Erken seçimin Türk milletini ayrıştıracağını vurgulayan Destici, “Erken seçime bugün için ihtiyaç da yok talep olduğunu da ben görmüyorum. Bu tartışmalar geçmişten günümüze taşınan alışkanlıklar olduğunu düşünüyorum. ‘Bugün seçim olsa’ denilerek yapılan anket çalışmaları manipülasyondur. Seçimin zamanında olacağını açıklıyoruz. Buna rağmen erken seçim mevzusu haftalardır televizyonda. Türkiye’nin meseleleri neden konuşulmuyor o televizyon programlarında. Türkiye’ye istikrar lazımdır. Erken seçim, istikrarı bozar. Akdeniz’de ciddi mücadele veriyoruz. Bu avantajı Türkiye, kararlı duruşuyla elde etti” dedi.



“Kim üretiyorsa onun alnından öper, destekleriz”


Yerli imkanlarla üretilen İHA ve SİHA’larla ilgili konuşan Destici, “Kim üretiyorsa onun alnından öper destekleriz. Terörle mücadelemiz üst seviyede devam ediyor. Ege sıkıntılı. Yunanistan’ın özellikle adalar üzerindeki hoyratça tavırları devam ediyor. Seçim demek kutuplaşma, keskin ayrışmalar demektir. Seçime daha 3 yıl varken Türkiye’yi seçim havasına sokmanın yanlışlığını ifade etmek istiyorum” şeklinde konuştu.



“En büyük sorumluluk siyasetçilerimizde”


Destici, darbelerin birbirlerini tetiklediğini hatırlatarak konu hakkında, “Bugün bakıyorum ki hala darbeyi savunanlar var. Akıl alacak gibi değil. Halbuki darbelerin hepsi birbiriyle ilintilidir. Türkiye’de 1960 darbesi olmasaydı ne 12 Mart Muhtırası ne 1980 darbesi olacaktı. En büyük sorumluluk siyasetçilerimizde. Darbe kim tarafından ve kime karşı yapılırsa yapılsın siyasetçilerimiz net bir duruş ortaya koymak zorunda” ifadelerini kullandı.



“Menfur olay ve sosyal medyada sunuluş şekli hepimizi endişelendirmiştir”


Ankara’nın Etimesgut ilçesinde meydana gelen Barış Çakan cinayetiyle ilgili Destici, “İzmir’de camilerimizden ‘Cav Bella’ okunmasıyla başlayan ve dün Etimesgut’ta yaşanan menfur olay ve bunların sosyal medyada sunuluş şekli hepimizi endişelendirmiştir. Ezan okunurken yüksek sesle müzik dinleyenleri uyardığı için öldürülen Barış Çakan kardeşimize Allah’tan rahmet, ailesine sabırlar diliyorum. Milletimizin etnik farklılıklarının nasıl istismar edildiğini gördük. Ezan okunurken, ‘Kürtçe şarkı söyledi’ denilerek ilk gün bu olayı sosyal medyada paylaştılar” dedi.



“İnternet yayıncılığı ve sosyal medya aracılığıyla işlenen suçlara acil düzenleme gerekiyor”


TBMM’nin yeni dönemde gündeminde internet yayıncılığı ve sosyal medyada yapılan paylaşımların yer alması gerektiğini söyleyen Destici, “İnternet yayıncılığı ve sosyal medyadan yapılan paylaşımlar sonucu işlenen suçlara acil düzenleme getirilmesi gerekiyor. Meclisimizin önümüzdeki dönemde özellikle çalışması gereken konulardan birinin bu olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.



“OHAL diye bir şey yok”


Basın mensuplarından gelen soruları da yanıtlayan Destici, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘Daha baskıcı bir OHAL peşindeler’ açıklamasına yönelik, “Ben böyle bir şey olacağına ihtimal vermiyorum. Kemal bey bu bilgiyi hangi duyuma göre açıkladı bunu söylemesi gerekiyor. Ne devletin ne Cumhur İttifakı’nın gündeminde OHAL diye bir şey yok” dedi.



“Çoğunlukçu sistemin değiştirilmesi lazım”


Baroların yapısı ve seçimleri hakkında gelen soruya ise Destici, “Barolarla ilgili yasal bir değişikliğe ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. Biz seçimlerin nispi sistemle yapılması lazım diye düşünüyoruz. Çoğunlukçu sistemin değiştirilmesi lazım. Bir aday bir fazla oy alınca bütün delegeleri çıkarıyor. Bunun değişmesi lazım. Bunu destekliyoruz. Çoklu baro işini ise doğru ve faydalı görmüyoruz. Baro bir siyasi parti ya da sendika değildir. Baronun yargı içinde bir konumu vardır. Demokrasi orada da işletilmelidir” açıklamasında bulundu.


BBP’nin 2 Haziran 2002’de ilk olağanüstü kurultayını gerçekleştirdiğine değinen Destici, söz konusu tarihte düzenlenen olağanüstü kurultaydan merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun yeniden seçildiğini belirtti. Eski Refah Partisi Genel Başkanı Ahmet Tekdal’ın vefatının büyük bir üzüntü oluşturduğunu söyleyen Destici, Tekdal Ailesi ve sevenlere de sabır diledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Hemşirelik adayları beyaz üniformalarını giydi Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü’nü kazanan 1. sınıf öğrencileri için “Üniforma Giyme Töreni” düzenlendi. Sağlık ordusunun yeni mensupları olmak için eğitim almaya başlayan BUÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi 1. sınıf öğrencileri gerçekleştirilen tören ile beyaz üniformalarına kavuştu. Prof. Dr. Mete Cengiz Kültür Merkezi’nde düzenlenen etkinliğe Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İrfan Kırıştıoğlu, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nurcan Özyazıcıoğlu, Hemşirelik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Neriman Akansel, akademisyenler, öğrenciler ve aileleri katıldı. En büyük gurur günü Törende konuşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İrfan Kırıştıoğlu, gelecek sene 50. yılını kutlamaya hazırlanan köklü bir üniversite olduklarını vurguladı. 23 araştırma üniversitesi arasında yer aldıklarını, akreditasyon ve kalite belgesine sahip ciddi bir yükseköğretim kurumu vizyonu ile akademik çalışmalar yaptıklarını belirten Prof. Dr. İrfan Kırıştıoğlu; “Sağlık Bilimleri Fakültemiz de bu anlamda son derece modern bir sistem içerisinde eğitim-öğretim faaliyetlerini sürdürmektedir. Üniversite sınavını başarıyla geçen ve hemşirelik bölümünü tercih eden öğrencilerimizi de bu anlamda tebrik etmek istiyorum. Anne babalara da buradan seslenmek istiyorum. Bugün sizlerin en büyük gurur günüdür. Evlatlarınızı bizlere büyük bir gururla teslim ettiniz. Onlar da eğitimdeki ilk yıllarını neredeyse tamamlamak üzereler ve birazdan üniformalarını giyecekler. Beyaz üniforma; sağlığı, temizliği ve statüyü temsil etmektedir. Dolayısıyla bu üniformaları hayatınız boyunca gururla taşımanız gerekmektedir” şeklinde konuştu. “İstekli ve azimli olun” Konuşmasında genç hemşire adaylarına da seslenen Rektör Yardımcısı Kırıştıoğlu, “Hemşire olmak zordur. Çokça özveri gerektirir. Mesleğe başladınız zaman bunun ne denli doğru olduğunu çok daha iyi anlayacaksınız. Mesleğinizi yaparken kendinizi de geliştirmeye devam etmenizi tavsiye ediyorum. Sosyal hayatınız da başarılı ve üretken olmayı hedefleyin. Hastalarla en sık iletişim kuracak mesleği yapacaksınız. Doğru iletişim sizlere her zaman kazandıracaktır. Sevgili gençler; hocalarınız olarak sağlık sektörüne katkıda bulunacak insanlar olmanız için elimizden gelen desteği vereceğimizi bilmenizi istiyoruz. Geleceğe umutla bakmanız gerekiyor. İstekli ve azimli olun. Ailenize, hocalarınıza ve vatanınıza vefa gösterin. Hepinize kolaylıklar diliyorum, yolunuz ve bahtınız açık olsun” dedi. Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nurcan Özyazıcıoğlu ise sağlık alanında yetişmiş insan gücünün bir ülkenin en önemli zenginliklerinden birisi olduğuna vurgu yaptı. Eğitimin kalitesinin sunulacak hizmetin kalitesine doğrudan hizmet edeceğini aktaran Prof. Dr. Nurcan Özyazıcıoğlu; “Fakültemiz sağlık sektörüne nitelikli personel yetiştiren, lisans düzeyinde eğitim veren saygın bir yükseköğretim kurumudur. Hemşirelik bölümümüzde teorik derslerin yanı sıra uygulamalı dersler de yer almaktadır. Teorik bilgilerin klinik alanda uygulanmasıyla derslerde yeteri kadar öğretilemeyen bazı becerilerin kazandırılması hedeflenmekte ve öğrencilerin gelişimine olumlu katkılar sağlanmaktadır. Öğrencilerimiz, yeterli oranda sağlık personeli, hemşire ve teçhizatla donatılmış, ayrıca yurtiçi ve yurt dışı kalite belgesine sahip Bursa Uludağ Üniversitesi Hastanesi’nde uygulamaya çıkmaktadır. Sevgili öğrenciler, her zaman yanınızda olacağız. Bununla birlikte insanla çalışılan önemli bir meslek dalında çalışacak olmanız nedeniyle; hastayla empati ve güven ilişkisi kurmaya gayret etmeniz, mesleğinizi sevmeniz, yeni teknolojileri kullanma konusunda istekli olmanız ve meslekteki diğer üyelerle işbirliği içerisinde olmanızı tavsiye ediyoruz. Hepinize başarılar diliyoruz” diye konuştu. Hemşirelik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Neriman Akansel ve Hemşirelik Lisans ve Lisansüstü Mezunları Derneği Başkanı Vahid Dalkızan’ın da konuşma yaptığı etkinlik, öğrencilerin sahneye davet edilmeleri ve tebrik edilmelerinin ardından sona erdi.
Ankara Ayhan Bora Kaplan suç örgütü davasında 8 sanığa tahliye kararı Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne ilişkin 28’i tutuklu 61 sanığın yargılandığı davada 8 sanık tahliye edildi. Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’nde görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile müştekiler ve taraf avukatları katıldı. Mahkeme başkanı, gizli tanığın beyanlarının doğruluğu aşamasında emniyetin çalışma yaparak evrak hazırladığını ve avukatların inceleyebileceğini söyledi. Mahkeme başkanı, savcılığın gizli tanıklardan M7’nin kontrol tedbirlerine uymadığı için dinlenmek üzere duruşmada hazır edilemeyeceği yönünde yazı gönderdiğini de belirtti. Sanık avukatları da gizli tanığın birçok insanı ilgilendirdiğini söyleyerek, M7’nin tanıklığının zedelendiğini vurguladı. Söz alan cumhuriyet savcısı, tutuklu sanıkların tutukluluğu, tutuksuz sanıkların da adli kontrol tedbirlerinin devamını talep ederek, tanıkların gelecek celse duruşmada hazır edilmesini istedi. Ara kararını açıklayan mahkeme, tutuklu sanıklar Ali Dönmez, Ali Şallı, Ferit Çelik, Muhittin Mert Koçoğlu, Murat Altay, Murat Sağlam, Mustafa Koç ve Oğuz Ercengiz’in tutuklukta geçirdikleri süreyi dikkate alarak adli kontrol şartıyla tahliyelerine karar verdi. Duruşma 20 Mayıs’a ertelendi. İddianameye göre soruşturma, 7 Eylül 2023’te Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına giderek Ayhan Bora Kaplan ve suç örgütü üyelerinden şikayetçi olan müşteki Erkan D’nin beyanları üzerine başlatıldı. Suç örgütü üyelerinin Kaplan’ın talimatı ve bilgisi doğrultusunda farklı tarihlerde Mahfuz Tatar ve Semih Arslan’ın öldürülmesi, müştekiler Altan T, Murat Y, Serhat T. ve Serdar H’nin silahla yaralanması, müşteki Erkan D’ye 2 gün boyunca alıkonularak işkence edilmesi, müşteki Mehmet Taha E’nin sahibi olduğu işletmelerin zorla alınması, müşteki Muhammed S’nin 2 otomobilinin gasbedilmesi ve zorla çek yazdırılması ile müşteki Emirhan B’nin darbedilmesi olaylarını gerçekleştirdikleri ileri sürüldü. Kaplan ve örgütün diğer yöneticileri, suç örgütünün işlediği tüm suçlardan sorumlu tutuldu. İddianamede Ayhan Bora Kaplan ve diğer örgüt yöneticileri Fethi Koyuncu, Mutlu Ayaş, Yusuf İzzet Savaş, Kanber Keskin ve Serdar Sertçelik hakkında "suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurmak ve yönetmek", "kasten öldürme", "nitelikli kasten öldürme", 7 kişiye yönelik "kasten yaralama", 2 kişiye yönelik "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma", 2 kişiye yönelik "nitelikli yağma", "eziyet", "suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme", "suç üstlenme" ve 2 kez "suçluyu kayırma" suçlarından biri ağırlaştırılmış 2’şer kez müebbet ve 169’ar yıl 6’şar aya kadar hapis cezası talep edildi. Diğer 55 sanık için de çeşitli sürelerde hapis cezası talep edildi.