POLİTİKA - 14 Ocak 2020 Salı 13:08

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Suriye’de, Libya’da, Akdeniz’de macera peşinde değiliz”

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Suriye’de, Libya’da, Akdeniz’de macera peşinde değiliz”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Biz Suriye’de, Libya’da, Akdeniz’de macera peşinde değiliz.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Biz Suriye’de, Libya’da, Akdeniz’de macera peşinde değiliz. Hele hele emperyal heveslerimiz hiç yoktur. Gözümüz petrol ve para hırsıyla kör olmuş değildir. Tek amacımız, kendimizin ve kardeşlerimizin hakkını, hukukunu, geleceğini korumaktır” dedi.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısında önemli açıklamalarda bulundu. Türkiye’ye diz çöktürmek, milletin zihnine ve bedenine pranga vurmak için her şeyi denediklerini ancak başaramadıklarını kaydeden Erdoğan, “Başka bir ülkenin başına gelse asla altından kalkamayacağı nice badireyi etkisiz hale getirdik. Bölgemizde Türkiye’yi dışarıda bırakmaya, hakkımızı ve hukukumuzu gasp etmeye yönelik her oyun çok daha büyük hamlelerle boşa çıkarmayı sürdürüyoruz. Suriye’den Libya’ya kadar sınırlarımız dışında attığımız adımlarda kendi güvenliğimiz ve çıkarlarımızı korumaya, dostlarımızın ve kardeşlerimizin mağduriyetini engellemeye yöneliktir. Tarihin hiçbir döneminde sömürge, zulüm, katliam, mazlumu ezme ilkesi bulunmayan bir millet olan bize yakışan tavır neyse onu ortaya koyuyoruz. Askeri güç kullanımının adeta açık artırmaya çıkartıldığı bir dönemde böyle bir duruş sergilemek kolay değildir. Kadın, çocuk demeden milyonlarca masumun hayatının milyar dolarlar karşılığında pazara çıkarıldığı bu utanç tablosundan Türkiye haysiyet sembolü olarak ayrışmıştır. Bunun için Suriye’de, Libya’da son dönemdeki gelişmelerle hem de Irak’ta tarihimizin, medeniyetimizin, ahlakımızın ve ülkemizin bekasının gerektirdiği her şeyi yapmakta kararlıyız” ifadelerini kullandı.


“Biz Suriye’de, Libya’da, Akdeniz’de macera peşinde değiliz. Hele hele emperyal heveslerimiz hiç yoktur. Gözümüz petrol ve para hırsıyla kör olmuş değildir. Tek amacımız, kendimizin ve kardeşlerimizin hakkını, hukukunu, geleceğini korumaktır” diyerek sözlerini sürdüren Erdoğan, “Türkiye’nin güvenliğinin Libya’nın, Suriye’nin, Irak’ın, Balkanlar’ın güvenliğinden geçtiğini hala anlamamış olanlara diyecek bir sözümüz bulunmuyor. Cumhur İttifakı’ndaki ortağımız MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye, izlediğimiz politikaya verdiği güçlü destek için teşekkürlerimi sunuyorum. CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal’a da Libya konusunda gösterdiği devlet adamı tavrı için ayrıca teşekkür ediyorum. Daha dün Doğu Akdeniz’de herkes var Türkiye yok diyen birileri bugün ülkemizin Doğu Akdeniz’de attığı adımlara karşı çıkıyorsa işte böyle vicdanlı siyasetçiler yapılan işin hakkını maalesef ancak teslim edebiliyor. Külliyeye giden CHP’li veya Putin İstanbul Havalimanına inemedi yalanına sarıldıkları kadar ülkenin menfaatlerine sahip çıkmayanları milletimize havale ediyorum. Hayata geçirdiğimiz milli politikalara destek olan herkese teşekkürlerimi sunuyorum. Tarih bu kritik dönemde kimin nerede durduğunu, kimin ülkenin ve milletin bekası için fedakarlık yaptığını, kimin zalimlerin ve hainlerin safında yer aldığını kaydediyor” açıklamasını yaptı.


Suriye’de gerçekleştirilen harekatlarla sınırlarımız boyunca kurulmaya çalışılan terör koridorunu parçalayıp attıklarını belirten Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:


“Amerika’dan Rusya’ya, İran’dan Avrupa ülkelerine kadar herkesin içinde olduğu Suriye sahasında en küçük bir kazanım için dahi büyük mücadeleler vermek gerekiyor. Terör örgütünü sınırlarımızdan uzaklaştırmakla sorunu tümüyle çözmediğimizin farkındayız. İlk aşamayı başarıyla tamamladık. Şimdi hem kazanımlarımızı takip etmek hem de terör örgütünü tamamen ortadan kaldırmak için çalışıyoruz. Barış Pınarı Harekatı bölgesinde terör örgütü küçük çaplı da olsa hala saldırılarını sürdürüyor. Türkiye olarak imzaladığımız mutabakat metinlerinde bize verilen sözlerin tam anlamıyla yerine getirilmesi şartıyla biz ahdimize bağlıyız. Maalesef bize verilen sözler ile sahadaki durum arasında yer yer oldukça ciddi düzeylere varan farklılıklar bulunuyor. Muhataplarımıza ülkemize yönelik tehditlerin sürmesi halinde harekatlarımıza kaldığımız yerden devam edeceğimizi söylüyoruz. Türkiye’nin Suriye’deki varlığı, kendi güvenliği yanında bu ülkenin toprak bütünlüğünü ve halkın tamamının huzurunu sağlamaya yöneliktir. Bu ülkede konjonktürel çıkarları için bulunanlarla bizim aramızda böylesine temel bir fark vardır. Suriye’deki gelişmeler bizim için beka meselesi vasfını sürdürdüğü müddetçe geri adım atmamız mümkün değildir. Son dönemde İdlib’te yaşanan gelişmeler bölgedeki her adımın ülkemizi nasıl doğrudan ilgilendirdiğini bir kez daha gösterdi. Rejimin artan saldırılarından kaçan ve sayıları 400 bini bulan İdlibli kardeşlerimiz ülkemiz sınırlarına doğru harekete geçti. 3, 4, 5 yaşında, kadın, yaşlı demeden o çocuklar çırılçıplak ayaklarıyla o çamur yollarda nasıl çırpındıklarını televizyon ekranlarında hep birlikte izliyoruz. Vicdanı olanların bu tabloya seyirci kalması mümkün mü? Ama vicdansızlar var mı bu dünyada? Var. Türkiye gibi, bizler gibi vicdan sahibi olanlar da var. Bizler Kızılay, AFAD ile bu bölgede şu anda bir taraftan çadırları dikiyor diğer taraftan gıda yardımlarını gönderiyoruz ve diğer taraftan da onların güvenliği için ne yapabiliriz bunun gayreti içindeyiz. Onları tek başına bırakamayız. Bu bizim insani, vicdani, ahlaki, hepsinden öte İslami görevimizdir.”


Türkiye’nin yaklaşık 4 milyon Suriyeliye ev sahipliği yaptığını ifade eden Erdoğan, güvenli bölge konusunda şunları kaydetti:


“‘Biz geldiğimizde bunları Suriye’ye göndereceğiz’ diyenlere sesleniyorum: İşte bu ifadeler sizlerin vicdanının kilometre taşlarıdır. Biz bu kardeşlerimizi kendi evlerine göndermenin ama bütün altyapıyı yapmak suretiyle hani güvenli bölge denildi ya Obama’ya bu teklifi yapmıştım, Trump ile de bunları konuştuk ama hep lafta. Hadi yapalım diyoruz ama adım atılamıyor. Bunu, Putin’e, Merkel’e, Macron’a da söyledim. Bunlarla ilgili yaptığımız hazırlıkları kendilerine takdim ettik. Gelin bu plan, proje noktasında hep birlikte adım atalım. Henüz olumlu bir netice yok. Olsa da olmasa da bizim şu anda da zihinsel bir arka planımız var. Şöyle biraz daha mesafe alalım ondan sonra onunla ilgili adımı atacağız.”


Dünyanın İdlib’te seyirci olduğuna dikkat çeken Erdoğan, “Bir çözüm arayışı içinde değil. Bunların tek çözümü varil bombalarını bu savunmasız insanlara atmak. Yaptıkları hep bu. Bunlar senin vatandaşın. 4 yaşındaki çocuktan terörist mi olur? Gelin bu işi birlikte çözelim dediğimizde cevap aynı, bunlar terörist. Öyle veya böyle bugün TBMM’de bizim şu andaki bu grup toplantı salonumuzdan dünyaya sesleniyorum: Nereye kadar bu duyarsızlığınız devam edecek. El ele verip bu mazlumların, mağdurların yanında ne zaman yer alacaksınız. BM ne zaman bu konuda görevinin bilincinde bu konuda adım atacak. Bütün bunlara rağmen atılan bir adım yok. Karşımızda halkının tamamını temsil eden meşru bir yönetim olmadığı için İdlib’deki süreci Rusya ile yürütüyoruz. Geçtiğimiz günlerde Rus muhataplarımızla hem telefonla hem yüz yüze hem heyetlerimiz vasıtasıyla gerçekleştirdiğimiz yoğun görüşmeler neticesinde İdlib’te yeni bir ateşkes ilanına muvaffak olduk. İnşallah kalıcı bir ateşkes olur. Bundan önceki ateşkesi bozan hep rejimdi ancak bu defa durum farklı. Ateşkesin sınırlarımıza yığılan 400 bin insanın yeniden kendi evlerine dönecek şekilde yürütülmesi şarttır. Siyasi sürecin ilerlemesini engellemeye çalışan rejimi, şiddete ve kan dökmeye dayalı yöntemlerden vazgeçirmek herkesin sorumluluğudur. Gerekirse rejimin ateşkesi bozma girişimlerini bizzat önlemekte kararlıyız. Artık herkes bu işin şakasının olmadığını, Türkiye’nin yaparım dediği bir şeyi mutlaka yapacağını görüp kabul etmeli” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Başkan Bozbey, "İnegöl mobilyasını dünyada tanıtmak hepimizin sorumluluğudur" Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Türkiye’nin en köklü mobilya ve dekorasyon fuarı olan ve bu yıl 50’ncisi düzenlenen Uluslararası İnegöl Mobilya Fuarı’nı (MODEF) ziyaret etti. Bozbey, "İnegöl mobilyasını dünyada tanıtmak hepimizin sorumluluğudur" dedi. Türkiye’nin önemli mobilya üretim merkezlerinden biri olan İnegöl İlçesinde düzenlenen fuar, yurt içi ve yurt dışından gelen mobilya profesyonellerini bir araya getirdi. 171 firmanın yeni sezon ürünlerini sergileme imkanı bulduğu fuarı ziyaret eden Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, fuar alanındaki esnafı gezerek fuarın hayırlı olması temennisinde bulundu. Mobilya üretiminde çalışan tüm emekçileri ve firma yetkililerini tebrik ederek söze başlayan Başkan Bozbey, “Dile kolay 50 yıldır gerçekleşen, gelenekselleşmiş bir fuardayız. Mobilya denilince artık akla sadece Türkiye’de değil, Avrupa’da değil, dünyanın birçok yerinde İnegöl geliyor. İnegöl, Bursa’nın çok önemli bir ilçesi. Fuarlar aracılığıyla İnegöl mobilyasını dünyada tanıtmak hepimizin sorumluluğudur. Çünkü İnegöl mobilyasını tanıttığımız sürece ihracat artacaktır. İhracat arttığı sürece de hem kentimiz hem de ülkemiz kazanacaktır” diye konuştu. Firma sorumlularının İnegöl mobilyasını tanıtmak noktasında duyarlı ve özverili olduğunu belirten Başkan Bozbey, kent yöneticileri olarak arzu ettikleri ve hedefledikleri hizmetleri yerine getirmekten sorumlu olduklarını ve bu manada yapılması gereken çalışmaları takip edeceklerini ifade etti. İnegöl Ticaret ve Sanayi Odası (İTSO) Başkanı Yavuz Uğurdağ, fuarı ziyaretlerinden dolayı Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’e ve Cumhuriyet Halk Partisi İlçe Teşkilatı’na teşekkür etti. Tüm esnafa hayırlı işler dileklerinde bulunan Başkan Bozbey, firma yetkilileri ve fuarı ziyarete gelen vatandaşlarla fotoğraf çektirdi.
Manisa CHP Genel Başkanı Özel memleketi Manisa’nın Sarıgöl ilçesinde halka seslendi: “Kimse istiyor diye kimseyle kavga etmem" CHP Genel Başkanı Özgür Özel memleketi Manisa’nın Sarıgöl ilçesinde halka seslendi. Özel, “Seçmen kavga istemiyor, çalışmak istiyor. Kimse istiyor diye kimseyle kavgam etmem. Kimseyi beni eleştiriyor diye gündeme getirmem. Kavgayı elbette ederim, cesaretle ederim. Kavgayı çiftçi için, esnaf için emekliler için ederim.” dedi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel memleketi Manisa’nın Sarıgöl ilçesini ziyaret etti. İlçe ziyaretinde Kent Meydanında coşkulu bir kalabalığa hitap eden CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Bugün ilk kez yıllardır gelip gittiğim Sarıgöl’de CHP Genel Başkanı olarak kucaklaşıyorum, hepinize çok teşekkür ediyorum. CHP’nin Genel Başkanı olacağıma ilk inanan ilçe bunu ilk söyleyen ilçe yıllardır Sarıgöl’dür. Biraz önce onlarca büyüğüm ‘Ben sana 10 sene önce ne dedim, 8 sene önce ne dedim’ diye hatırlattılar. Biliyorsunuz büyük bir kötülükle mücadele ettik, siz de ettiniz, hala ediyoruz, edeceğiz. Bizim gücümüz iyiliktir, iyi insanlardır. Hepinize yürekten teşekkür ediyorum. Biz bir zaman bu belediyeyi çok hak etmeyerek hepimizin ufak tefek kusurlarıyla kaybettik. Yıllarca MHP’nin elinde kaldı biz sabrettik ama üzdüler bizi. Sarıgöl’ün en yardımsever insanını otobüs üstlerinde yuhalattılar. Tek suçu partisine sahip çıkmaktı. Hüseyin abinin elini tuttum o ağladı ben ağladım dedim ki ‘Merak etme bir gün bu belediyede seninle birlikte oturacağız’ dedim. Şimdi belediyede beni bekliyor. Aramızda olmayanları rahmetle olanları minnetle anıyorum Allah onlardan razı olsun. 23-24 köyümüz var, 35 mahallemiz var. Hepsini tek tek gezdik. Belediye Başkanımız Tahsin Akdeniz güzel anons yapar. Biz çok zorluk çektik. MHP belediyesi çok eziyet etti. Dışlandık. Bugün biz geldik ama gün bize edileni etme günü değildir. Tahsin Başkanım ve CHP’lilerin hepsi ne kadar MHP’li varsa ne kadar AK Parti’li varsa kucaklıyoruz. Ben milletvekili oldum, çok çeşitli görevler yaptım, genel başkan oldum. Herkes hemşehrimize sahip çıkacağız diyerek oy verdiler. Verenlerden de vermeyenlerden de Allah razı olsun. Atatürk’ün partisi kin gütmez, intikam almaz, affeder, kapısını açar buyur eder. Bu parti baba evidir. Herkesin bir zamanlar baba evi burasıydı. Herkes bilir ki baba evinin bacası tütmektedir. Bu CHP’liler o bacayı tüttürenlerdir. AK Parti’lilere, MHP’lilere, Gelecek’lilere, İYİ Partililere bütün partililere kapımız her zaman açıktı. Baba evinin tapusu ne Özgür Özel’dedir ne de bir başkasında bir kişiye kayıtlıdır o da Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür. O yüzden ‘Ben MHP’liyim şimdi ne çekeceğim’ demeyin. Biz sana hizmet edeceğiz, hürmet edeceğiz, saygı sevgi göstereceğiz. Madem ki kutuplaştırmaları kaldıracağız, Sarıgöl’den başlatacağız, kucaklaşacağız” dedi. "Seçmen kavga istemiyor, çalışmak istiyor" Seçimlerde halkın hem iktidara hem de kendilerine önemli mesajlar verdiğini dile getiren Özel, "Biz bu seçimde Sarıgöl’de Manisa’nın 15 ilçesinde Türkiye’de yüzde 38 oyla bir zafer kazandık ama şımarmadık, biz büyük bir görev üstlendik. Sırtımızda eşit ve ayrımsız hizmet etmenin, çiftçilere, emeklilere, emekçilere ve gençlere sahip çıkmanın sorumluluğu vardır. Onların sorunlarını dile getirmenin yükümlülüğü vardır. Onlarla birlikte yürüyüp onların dertlerini çözecek CHP’yi iktidar yapma sorumluluğumuz vardır. İşte bunun için çok çalışacağız. Sorumluluğun farkında olacağız ve yakaladığımız fırsatı değerlendireceğiz. Bu fırsat evlatlarımızı işe sokma fırsatı değil, yandaşları zengin etme fırsatı değildir. Bu fırsat Türki’nin tarihini yeniden yazma, Atatürk’ün partisini yeniden iktidar yapma fırsatıdır. bu nedenle tüm kadrolarımız çok çalışacak. Örgütümüz başkanlara sahip çıkacak. Başkanlarımızda tüm partilerin belediye başkanları orada üzerine düşen sorumluluğu yerine getirecek. Önümüzdeki seçimler için CHP’nin iktidarı için herkes sabredecek, herkes fedakârlık yapacak, kusur görürse üstünü örtecek, yanlış görürse uyaracak, doğruyu alkışlayacak, herkese anlatacak hepimiz bu ülkenin makûs tarihini yeneceğiz, yoksulluğu, işsizliği yeneceğiz, çiftçiyi, ‘Al ananını da git’ dediklerini yine Gazi’nin dediği gibi milletin efendisi yapacağız. Bugün burada sizinle birlikte geldiğimiz oturduğumuz sohbet ettiğimiz bu şirin ilçeden bütün ülkeye bir kez daha seslenmek istiyorum. 31 Mart seçimleri yeni bir siyasi hat, yeni bir siyasi iklim, yeni bir sorumluluk, yeni bir dönem başlattı. İktidara da mesaj verdi bize de mesaj verdi. Bizi 47 yıl sonra kullandığımız pozitif dili bizim halkın gerçek sorunları ışında sorunlarla ilgilenmeyeceğimize ilişkin irademizi, istedikleri kadar hakaret etsinler, küfretsinler buna karşı sadece gerçek meseleleri konuşma iradesini ödüllendirdi. Bize bir kredi açıldı. Bu kredi Türkiye’nin geleceğine yatırım yapan bir yatırım kredisiydi. Bugün tüketmek için verilen bir tüketici kredisi değil. Eğer iyi yönetirsek seçmen bize yönünü döndü. Seçmen kendisinden oy alıp onu unutanlara, zenginlerle paylaşanlara, bir avuç zengin için hepimizin cebine el atanlara da sırtını döndü. Önümüzde sorumluluklarımız var. Seçmen kavga istemiyor, çalışmak istiyor. Bizden mücadele ederken müzakereyi de sürdürmemizi istiyor. Şunu biliyor ki Özgür Özel konuşurken suni gündemlere takılmaz, birilerinin isteklerinin peşine düşmez ama kendi gündeminden de birilerini düşürmez, kimi düşürmez, çiftçiyi, atanmayan öğretmenleri, staj mağdurları, esnafı dilinden düşürmez, Özgür Özel 10 bin Liraya geçin dedikleri emeklinin derdini dilinden düşürmez. Kimse istiyor diye kimseyle kavgam etmem. Kimseyi beni eleştiriyor diye gündeme getirmem. Kavgayı elbette ederim, cesaretle ederim. Kavgayı çiftçi için, işçi için, esnaf için, halk için, emekliler için ederim. İlk günden bugüne bana sahip çıkan Sarıgöl’e minnet ediyorum. Belediye Başkanımızı örgüte, Başkanımızı Sarıgöllülere, Sarıgöllüleri de Allah’a emanet ediyorum. Yine görüşeceğiz. Hepinizi çok seviyorum.” şeklinde konuştu. Özel, halka hitap etmesinin ardından CHP’li Sarıgöl Belediye Başkanı Tahsin Akdeniz’i ziyaret için belediyeye geçti.