EKONOMİ - 18 Ekim 2025 Cumartesi 17:40

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "2026 bütçesinde gıda, tarım ve hayvancılık sektörüne 824 milyar lira ödenek ayrıldı"

A
A
A
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "2026 bütçesinde gıda, tarım ve hayvancılık sektörüne 824 milyar lira ödenek ayrıldı"

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "2026 Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifimizde, Kırsal Kalkınma Programı, Tarım Programı, Toprak ve Su Kaynaklarının Kullanımı ve Yönetimi Programı ile bitki sağlığı, hayvan sağlığı ve refahı, gıda güvenilirliği bileşeni için toplam 824 milyar lira ödenek ayrılmıştır" dedi.


Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Türk Akademisi Siyasi Sosyal Stratejik Araştırmalar Vakfı (TASAV) tarafından düzenlenen ‘Tarım Gıda ve Hayvancılık Sempozyumu’na katıldı. Tarım ve Hayvancılık sektöründen birçok katılımcının yer aldığı program çerçevesinde tarım ve hayvancılık sektöründeki sorunları ve bu sorunlara ilişkin çözüm önerileri ele alındı.


Program çerçevesinde bir konuşma gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, sempozyumun tarım, gıda ve hayvancılık alanlarında mevcut durumun çok boyutlu biçimde ele alınması ve politika yapım süreçlerine akademik katkı sağlanması açısından büyük önem taşıdığını ifade etti. Tarımın, stratejik bir sektör olduğuna vurgu yapan Yılmaz, geçmişte özellikle belgesel savaşların ve pandeminin gıda alanındaki oluşturduğu krizlerin bunun en büyük kanıtı olduğunu ifade etti.



"Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla benim başkanlığımda hükümet içinde bir su komisyonu oluştu"


Yılmaz, iklim değişikliği, su kıtlığı ve artan nüfus baskısının önemine de değinerek, son yıllarda farklı yağış rejimiyle karşı karşıya olunduğunu aktardı. Yılmaz, bu değişimin Türkiye’de oldukça fazla hissedildiğini söyleyerek, "Bu gerçekler ışığında politikalarımızı şekillendirmek durumundayız. Su ile ilgili şöyle bir bilgi arz edebilirim. Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla hükümet içinde de bir su komisyonu oluştu benim başkanlığımda. Bir iç çalışma başlatmış durumdayız. Önümüzdeki dönemde özellikle su meselesi ile ilgili çok daha bütüncül, uzun soluklu bir politika setini milletimizin önüne getirmeyi planlıyoruz" açıklamasında bulundu.



"Türkiye’de başarılarımızı küçültmeye gayret eden ciddi bir kesim olduğunu görüyoruz"


Yılmaz, Türkiye’nin 206’dan fazla tarım ürününü üreten güçlü bir tarım potansiyeline sahip olduğunun altını çizerek, "Sorunlarımız elbette var. Dünyada sorun olmayan bir ülke var mı? Bütün ülkelerde sorunlar var. Ama şunu da ifade etmek isterim. Türkiye’de sürekli bir şekilde karamsarlık gelmeye çalışan, başarılarımızı küçültmeye gayret eden ciddi bir kesim olduğunu da görüyoruz. Tarım sektörüyle ilgili bunu çok daha yoğun bir şekilde yaptıklarını görüyoruz. Onlara verilecek en güzel cevap, ‘Halep oradaysa Arşın buradadır’ demektir" diye konuştu.



"Türkiye, sebze ve meyve üretiminde dünyada 4’üncü, bitkisel üretimde 11’inci sırada yer almakta"


Türkiye’nin tarımsal üretimdeki başarısına da değinen Yılmaz, "Türkiye, sebze ve meyve üretiminde dünyada 4’üncü, bitkisel üretimde 11’inci sırada yer almaktadır. Hayvansal üretimde de benzer bir başarı söz konusudur. Sığır eti, tavuk eti ve yumurta üretiminde Avrupa’nın lideri, su ürünleri yetiştiriciliğinde Avrupa’da 2’inci, dünyada ise 16’ıncı sıradayız. Bu gerçekleri de bilmemiz gerekiyor" bilgilerini paylaştı.



"IMF’nin tahminlerine göre Türkiye ekonomisi 16’ıncı büyük ekonomisi konumuna yükselecek"


Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) Dünya Ekonomik Görünümü Raporu’nu açıkladığını hatırlatan Yılmaz, "Bu tahminlerin gerçekleşmesi arasında bu yıla ilişkin yaptıkları tahminlerin, dünyaya ilişkin, bütün ülkelere ilişkin yaptıkları tahminlerin gerçekleşmesi arasında sıralamadaki yerimizi bir üst basamağa taşıyacağız gibi görünüyor. Geçen yıl dünyanın 17’inci büyük ekonomisiydik nominal dolar bazında. Satın alma gücüne göre 12’inci büyük ekonomiydik 2024 yılında. İMF’in bu tahminlerinin gerçekleşmesi arasında 2025 itibariyle Türkiye ekonomisi dünyanın nominal dolar bazında 16’ıncı büyük ekonomisi, satın alma gücü palitesine göre ise 11’inci büyük ekonomisi konumuna yükselmektedir. Avrupa’da da 4’üncü büyük ekonomide olacağız" dedi.



"Son 22 yılda Türkiye 110 milyar doları tarımsal dış ticaret fazlası vermiştir"


Yılmaz, milli gelir içinde tarımsal hasılasının payının zaman içinde düşmesinin yanlış değerlendirildiğini, hizmet sektörünün geliştikçe pay olarak tarım sektörünün payının gerilediğini ve bunun tarımsal hasılamızın geri gittiği anlamına gelmediğini dile getirdi. Yılmaz, şu ifadelere yer verdi:


"Bakın 2002’de az önce de söylendi. 24,5 milyar dolarmış toplam tarımsal hasılamız. 22 yılda yaklaşık 3 kat artış göstermiş ve geçen yıl itibariyle 74 milyar dolara ulaşmış durumda. İnşallah yakın bir gelecekte 100 milyar doları da aşan tarımsal hasılayı ülke olarak başaracağız. Aynı dönemde tarım ihracatımız 2002’de sadece 3,8 milyar dolarken geçen yıl 32,6 milyar dolara yükselmiş. 2002’de bizim toplam ihracatımız 36 milyar dolar. Yani neredeyse tarımsal ihracatımız geçmişteki toplam ihracatımıza yaklaşmış durumda. Son 22 yılda Türkiye 110 milyar doları tarımsal dış ticaret fazlası vermiştir. Hani bazen muhalefet söylüyor da tarımda bilmem şuna muhtaç olduk mu rakamlar ortada. Son 22 yılda elbette ithal ettiğimiz ürünler olmuş. Elbette ihtiyaç duyduğumuz arzımızda bir sıkıntı olduğunda onu telafi edici ithalatlarımız olmuş. Bu gayet doğal. Bütün dünyada bunu yapıyor. Ama toplam yaşına baktığımızda son 22 yılda 110 milyar dolar tarımsal dış ticaret fazlası vermişiz."



"Tarımda kendi ihtiyacımızı da yüzde 90’dan fazla karşılar haldeyiz"


Son dönemde tarımsal alanda büyük gelişmeler yaşandığını dile getiren Yılmaz, "Bugün 186 ülkeye 2 binden fazla tarım ürünü ayrıca 104 ülkeye yerli tohum ihraç ediyoruz. Bu yerini tohum meselesinin üzerinde de biraz durmak istiyorum. Biz hep savunma sanayideki başarımızı anlatıyoruz. Yüzde 20’lerdeyken geldiğimiz üretimiz yüzde 80’e aştık diyoruz. Oradaki başarımızın bile üzerinde bir performans var burada. Yüzde 20’lerin altından bugün ihracatçı bir konuma gelmiş durumdayız. Kendi ihtiyacımızı da yüzde 90’dan fazla karşılar haldeyiz" şeklinde konuştu.


Su alanında da önemli bir dönüşüm sağlandığını ifade eden Yılmaz, toplamda 3 milyon 350 milyar lira tutarında yatırım yapıldığını ve bu yatırım ile Cumhuriyet tarihinde yapılan toplam baraj sayısının 3 katı kadar yeni baraj inşa edildiğini kaydetti.



"Gıda, tarım ve hayvancılık ve su yönetimini kapsayan program ödeneklerimizde yüzde 26’lık bir artış gerçekleştirildi"


"Türkiye’nin Yüzyılını üretimin ve üreticinin yüzümü yapma hedefini benimsediklerini ve bu doğrultuda çalışmalarını sürdürdüklerini vurgulayan Yılmaz, "Gıda, tarım ve hayvancılık ve su yönetimini kapsayan program ödeneklerimizde önümüzdeki yıl için yüzde 26’lık bir artış gerçekleştirildi. Gelecek yıl beklediğimiz enflasyon yüzde 20’nin altında. 2023’te 65’li yıllık enflasyonumuz, 2024’te 44’e geriledi. Bu yıl sonu itibariyle 30’un altını tahmin ediyoruz. İnşallah o civarda gerçekleşecek. Gelecek yılda ise 20’nin altında bir enflasyon ödüyoruz. Dolayısıyla bu 26’lık artış değer olarak önemli bir artışa tekabül ediyoruz" ifadelerine yer verdi.



"2026 bütçesinde gıda, tarım ve hayvancılık sektörüne 824 milyar lira ödenek ayrıldı"


Yılmaz, gıda, tarım ve hayvancılık ve su yönetimini kapsayan program ödenekleri kapsamında 2026 Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifinde artış yaptıklarını dile getirerek, şu ifadelere yer verdi:


"Bütçemizden de bu alanlara kaynak ayrılmaya devam ediyoruz. Meclisimize gönderdiğimiz bütçe teklifimizden Kırsal Kalkınma Programı, Ormanların ve Doğanın Korunmasıyla Sürdürülebilir Yönetimi Programı, Tarım Programı, toprak ve su kaynaklarının kullanımı ve yönetimi programı ile bitki sağlığı, hayvan sağlığı ve refahı gıda güvenliği birleşimi için toplamda 824 milyar lira ödemek ayırmış bulunmaktayız. Meclisimizin takdiriyle inşallah bu ödenekleri halkımız, çiftçimiz berekete dönüştürecek."


Yılmaz, suyla ilgili çok daha geniş bir hazırlık içinde olduklarına dikkati çekerek, "Deniz suyunun tatlı suya çevrilmesinden açık sistem sulamaların kapalıya dönüştürülmesine, yapay zekanın kullanımına varıncaya kadar çok sayıda eylemi, bitki desenini dönüştürücü çalışmaları hayata geçirmeye kararlıyız. Bu yeni normale Türkiye olarak kendimizi hazırlamak ve buradaki riskleri bertaraf etmek durumundayız. Bu çalışmalarımız belli bir aşamaya geldiğinde kamuoyuyla daha geniş bir şekilde paylaşacağız. Burada da yine akademik dünyanın, tüm ilgili tarafların yine düşünce kuruluşlarının ortaya koyacakları fikirler, bizim için yol gösterici olacaktır" diye konuştu.



"23,5 milyar Türk lirasını dondan etkilenen çiftçilerimize tahsis ettik"


Yılmaz, doğal afetlerin üretim üzerindeki etkilerini azaltmak amacıyla Tarım Sigortaları Havuz İşletmesi (TARSİM) sistemiyle tarım ve hayvancılık üreticilerinin güvence altına alındığını vurguladı. Çiftçilerin sigorta sistemlerine katılımının önemine vurgu yapan Yılmaz, "Bu sene maalesef tarımda hem don hem kuraklık, aynı yıl ikisini birden yaşadık. Bunun hem büyüme üzerinde hem enflasyon üzerinde bir miktar olumsuz etkileri oldu. Ancak biz bu dönemde de ’TARSİM var.’ demedik. Devlet bütçemizden de yanlış hatırlamıyorsam 23,5 milyar Türk lirasını bu destek için ayırdık. Özellikle çiftçilerimizin gelecek üretim sezonuna yönelik girdi tedarikini güvence altına alacak şekilde 23,5 milyar Türk lirasını da dondan etkilenen çiftçilerimize tahsis ettik" açıklamasında bulundu.



"Tarım sektörü; üretimden pazarlamaya, yönetimden finansmana kadar çok boyutlu ve disiplinler arası bir yapıya sahiptir"


TASAV Başkanı İsmail Faruk Aksu ise, insanoğlunun temel ve eski faaliyet alanlarından birinin tarım uygulamaları olduğuna dikkati çekerek, medeniyetlerin doğması ve gelişmesinde önemli etkenlerden birisi olduğunu kaydetti. Tarım ve hayvancılık, ekonomik faaliyetler olmasının yanında öncelikli stratejik sektörler olduğunu dile getiren Aksu, "Tarım varsa hayat vardır ve hayat kalitesi, aldığımız gıdanın niteliğiyle yakından ilişkilidir. Tarımın sürdürülebilirliği ise doğal kaynakların rasyonel kullanımıyla doğru orantılıdır. Nitekim iklim değişikliği, su kaynaklarının azalması, pandemi gibi küresel sorunlar karşısında tarımın stratejik önemi daha iyi anlaşılmakta, yeniden fark edilmektedir. Tarım sektörü; üretimden pazarlamaya, yönetimden finansmana kadar çok boyutlu ve disiplinler arası bir yapıya sahiptir. Teknoloji tabanlı, yüksek verimlilikte ve kaliteli ürün üreten, doğal kaynakların dengeli kullanımını gözeten bir yapı; tarım sektöründe çağdaş dönüşümün anahtarıdır. Tarıma ilişkin hedeflere ulaşılması; etkin tarım politikalarının yanında şehircilik, kırsal kalkınma, ticaret, sanayi ve istihdam politikalarıyla uyumlu entegre programların uygulanmasını da gerektirmektedir" ifadelerini kullandı.


Konuşmasının ardından Yılmaz’a, TASAV Mütevelli Heyeti ve Vakıf Başkanı İsmail Faruk Aksu tarafından, adına dikilen fidanın sertifikası takdim edildi.



Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "2026 bütçesinde gıda, tarım ve hayvancılık sektörüne 824 milyar lira ödenek ayrıldı"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Çameli’nin titrek kavak ormanları bulutların arasında görsel şölen sunuyor Denizli’nin Çameli ilçesi, zengin florası ve yüksek endemik tür çeşitliliğiyle dikkat çekiyor. İlçenin önemli doğal alanlarından biri olan titrek kavak ormanları ise özellikle ziyaretçilerine görsel bir şölen sunuyor. Sarı, kızıl, turuncu ve yeşilin tonlarıyla oluşan renk cümbüşü havadan görüntülendi. Denizli’nin Çameli ilçesi, zengin florası ve yüksek endemik tür çeşitliliğiyle dikkat çekiyor. Yaklaşık 750 ile 2 bin 300 metre rakımda yer alan ilçe; vadileri, meraları ve yüksek dağlarıyla çok sayıda bitki türüne ev sahipliği yapıyor. Çameli florasında 200’a yakın endemik bitki türünün bulunması, bölgenin coğrafi yapısının sağladığı doğal zenginlikten kaynaklanıyor. İlçenin önemli doğal alanlarından biri olan titrek kavak ormanları ise özellikle sonbahar ve kış aylarında ziyaretçilerine görsel bir şölen sunuyor. Sarıdan kahverengiye uzanan tonların hâkim olduğu bölgede yüksek ağaçların oluşturduğu renk cümbüşü doğaseverler tarafından yoğun ilgi görüyor. Türkiye’de bu denli yoğunlukta görülen titrek kavak topluluklarına nadiren rastlandığını belirten uzmanlar, Çameli’nin bu açıdan önemli bir ekolojik değere sahip olduğuna dikkat çekiyor. Bölge hem biyolojik çeşitlilik hem de doğal güzellik açısından eşsiz bir zenginlik sunuyor. "Bu orman Çameli orman sınırları içerisindedir ve titizlikle korunmaktadır" Titrek kavak ağaçlarının titizlikle korunduğunu ifade eden Endemik Bitkiler Araştırmacısı Rıfat Özdemir, "Bu gördüğünüz titrek kavak ormanları sonbahar ve kış aylarında renk cümbüşü oluşturuyor. Bütün renkleri hemen hemen görürsünüz. Türkiye’deki dağılımı oldukça seyrektir. Bu saha, Çameli orman sınırları içerisindedir ve titizlikle korunmaktadır. Çameli ilçemiz flora açısından çok zengindir" dedi. "Yapılan çalışmalar sonucunda 200’ün üzerinde endemik tür bitki tespit edildi" Çameli’de 200’ün üzerinde endemik tür bitki tespit edildiğini ve çalışmaların devam edeceğini belirten Çameli Belediye Başkanı Cengiz Arslan ise, "Çameli ilçemiz endemik türler bakımından en zengin bölgelerden bir tanesi. Özellikle Gargın Yaylası bölge dediğimiz rakamı 2 binin üzerinde olan bir bölgemiz var. Bu bölgemizde şu anda Hasan Hocamızla beraber yapmış olduğumuz çalışmalarla 200’ün üzerinde endemik tür bitki tespitini yaptık. İnşallah yakın bir zamanda da bunların kitap basımını açıklamasını yapmış olacağız. Şu anda özellikle Fethiye-Çameli arasında Akta bölgesi dediğimiz bölgede bir Akkavak orman bölgemiz var. Gerçekten doğanın bir harikası, güzel bir şekilde orada yetişmiş çoğalmış bu ormanımız özellikle sonbahar ve kış aylarında trekking yapmak isteyen yürüyüş yapmak isteyen gruplar için çok güzel bir görsel şölen sunuyor" ifadelerini kullandı. "Vatandaşlarımızı bu güzel doğa harikasını görmeye Çameli’ye davet ediyoruz" Vatandaşları bu güzel doğa harikasını görmeye Çameli’ye davet eden Başkan Cengiz Arslan, "Orman İşletme ile beraber bu bölgenin korunması ile ilgili yerel yönetimler belirli olarak elimizden gelen çabayı sarf ediyoruz. İnşallah buranın doğa turizmine kazandırılması ile ilgili de güzel düşüncemiz projemiz var. Bu bölge bizim yürüyüş rotalarımız alanında en güzel rotalarımız bir tanesi. Bütün bizi izleyen vatandaşlarımızı bu güzel doğa harikasını görmeye Çameli’ye davet ediyoruz" dedi.
Düzce Fındıkta verim ve kalite artırılıyor DÜZCE(İHA) – Düzce’de Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından fındık budama eğitimleri, merkez ve ilçelerde devam ediyor. Düzce’de fındıkta verim ve kaliteyi artırmaya yönelik çalışmalar aralıksız devam ediyor. Düzce İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından yürütülen Fındık Budama Eğitimleri, merkez ve 7 ilçede, 90 köy ve mahallede toplam bin 200 üreticiye ulaşması hedefleniyor. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Düzce İl Tarım ve Orman Müdürü Esra Uzun, fındığın Düzce için stratejik bir ürün olduğunu vurgulayarak şu ifadeleri kullandı: "İlimizde yaklaşık 75 bin hektar tarım arazisi bulunmakta olup, bunun yüzde 85’i, yani yaklaşık 63 bin hektarı fındık alanlarından oluşmaktadır. Fındık, Düzce’nin ana ürünüdür. Bu nedenle verim ve kaliteyi artırmaya yönelik eğitim çalışmalarımıza büyük önem veriyoruz. Merkez ve 7 ilçemizde yürüttüğümüz budama eğitimleriyle bir budama seferberliği başlattık ve bugüne kadar yaklaşık 1.000 üreticimize eğitim verdik. Amacımız, üreticilerimizin daha kaliteli ve daha yüksek verim elde etmesini sağlamak ve bu yolla gelirlerini artırmaktır." Fındığın dünya markası bir ürün olduğunu da belirten Uzun, Düzce’den yıllık yaklaşık 20 bin ton fındık ihracatı gerçekleştirildiğini ifade ederek, "Üreticilerimizin bol ve bereketli bir üretim sezonu geçirmesini istiyoruz. İl Müdürlüğü olarak teknik ekibimizle birlikte fındık verimini artırmaya yönelik çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz" dedi. Eğitim programları kapsamında üreticilere doğru budama teknikleri uygulamalı olarak anlatılarak, fındık bahçelerinde verim ve kalite artışının sağlanması hedefleniyor.
Düzce Avrupa’daki okullar arasında işbirliği DÜZCE(İHA) – Düzce Üniversitesi’nde "ELT Days: Mesleki Gelişim ve Farkındalık Eğitimleri" atölye çalışması gerçekleştirildi. Düzce Üniversitesi Eğitim Fakültesi Yabancı Diller Eğitimi Bölümü, Kariyer Geliştirme ve Mezun İzleme Uygulama Araştırma Merkezi ile İngilizce Topluluğu iş birliğinde, Gençlik ve Spor Bakanlığı Üniversite Öğrenci Toplulukları İş Birliği ve Destek Programı (ÜNİDES) tarafından desteklenen "ELT Days" projesi kapsamında düzenlenen "ELT Days: Mesleki Gelişim ve Farkındalık Eğitimleri" başlıklı atölye çalışması İstiklal Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. "eTwinning: Fikirden Projeye" başlığıyla düzenlenen programa; Eğitim Fakültesi Yabancı Diller Eğitimi Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Osman Dülger, Dr. Öğr. Üyesi Ammar Tekin ile çok sayıda öğrenci katılım sağlarken; programda YEĞİTEK Düzce eTwinning Proje Koordinatörü İngilizce Öğretmeni Elif Fergane ile 15 Temmuz Şehitler Ortaokulu İngilizce Öğretmeni Serdar Karadağ eğitmen olarak yer aldı. Programın ilk bölümünde konuşan Elif Fergane, eTwinning platformunun temel yapısı, amaçları ve sunduğu imkanlar hakkında katılımcılara kapsamlı bilgiler aktardı. eTwinning’in, Avrupa’daki okullar arasında iş birliğini teşvik eden, Millî Eğitim Bakanlığına bağlı Ulusal Destek Servisi tarafından denetlenen güvenli bir çevrim içi öğrenme platformu olduğunu ifade eden Elif Fergane, proje tabanlı öğrenme yaklaşımıyla öğretmen ve öğrencilerin aktif etkileşim içinde üretim yapabildiğini ifade etti. Başarılı bir eTwinning projesinin; pedagojik yaklaşım, iş birliği, dijital araçların etkili kullanımı üzerine inşa edildiğini belirten Fergane, bu süreçlerin öğrencilerin dijital yetkinlik, kültürler arası farkındalık ve girişimcilik gibi temel beceriler kazanmasına katkı sunduğunu dile getirerek eTwinning proje yazım sürecini uygulamalı olarak katılımcılara anlattı. Programın ikinci konuşmacısı Serdar Karadağ ise, öğretmenlik kariyerine dair deneyimlerini paylaşarak, kendi öğrencileriyle birlikte hayata geçirdiği "Friends Forever" isimli eTwinning projesini anlattı. Proje sürecinde farklı ülkelerden öğrencilerle yürütülen iş birlikleri, gerçekleştirilen etkinlikler ve elde edilen kazanımlar hakkında bilgiler veren Karadağ, öğrencilerinin proje sürecinde hem akademik hem de sosyal becerilerinin geliştiğini vurguladı. Program, plaket takdimi ve fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.