POLİTİKA - 23 Nisan 2024 Salı 18:37

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Çocukların hayatına kast edenlerin hesap vermesi için elimizden geleni yapmayı sürdüreceğiz"

A
A
A
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Çocukların hayatına kast edenlerin hesap vermesi için elimizden geleni yapmayı sürdüreceğiz"

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Türkiye olarak, Cumhurbaşkanımız liderliğinde, çocukların hayatına kast edenlerin hesap vermesi için elimizden geleni yapmayı sürdüreceğiz” dedi.


Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde düzenlenen “TRT 46. Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği” programına katıldı. Yılmaz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın selamlarını, sevgilerini ve 23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutlama dileklerini iletti. Yılmaz, dünyada başka örneği olmayan milli bayramı uluslararası düzeyde bir kardeşlik şölenine dönüştüren TRT’yi tebrik etti.


TRT, 1979 yılından bu yana 23 Nisan Uluslararası Çocuk Şenliği’ne ev sahipliği yaparak; kardeşlik iklimini dünyaya yayan önemli roller üstlendiğini ifade eden Yılmaz, “Bugüne kadar dünyanın 120 farklı ülkesinden 30 binin üzerinde çocuğu Türkiye’de misafir etmenin bahtiyarlığını yaşıyoruz. Türkiye’de ağırladığımız çocuklar, buradan unutulmaz anılarla ülkelerine döndüler, tüm dünyaya barış ve dostluk mesajları götürdüler. Bugün ise 29 farklı ülkeden 500’e yakın evladımızı, ‘Dünya Çocukları Barış İçin El Ele Verdi’ temasıyla Türkiye’de misafir ediyor, kucaklıyoruz. Son iki yıldır Başakşehir Millet Bahçesi’nde gerçekleştirilen Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği’nin coşkusunu, bu sene dünya çocuklarıyla birlikte Ankara’da yaşıyoruz. Çocuğun olduğu yerde neşe var. 29 farklı ülkeden Türkiye’ye getirdiğiniz bu heyecan, neşe ve güzellikler için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Bu yıl aramızda onur konuğu olarak Filistin’in cesur çocukları var. Tüm çocuklarımızla birlikte, bugün aramızda olan Filistinli evlatlarımıza da hoş geldiniz diyor, her birinin gözlerinden öpüyorum” diye konuştu.


Dünyada savaşlar, çatışmalar, düşmanlıklar, acılar, korkular hep büyükler tarafından çıkartıldığını belirten Yılmaz, “Ama bugüne kadar krizlerin kurbanı ise çoğunlukla çocuklar oldu. Büyüklerin hatalarının bedelini maalesef masum çocuklar ödedi, ödüyor. Bu acı gerçeğe son 200 gündür Filistin’de bir kez daha şahitlik ediyoruz. İşgal altındaki Filistin topraklarında, 7 Ekim’den beri son asrın en acımasız katliamlarından biri yaşanıyor. Ne yazık ki, dünyamızın barış ve huzurunu korumakla görevli kurumlar, 14 binden fazla Filistinli çocuğun hayatını kurtarmayı başaramadı. Gazze’de 200 gündür yaşananlar, açık söylüyorum, insanlık tarihine birer kara leke olarak kazınmıştır. Sizlerin böyle bir vahşete şahit olmanızı asla istemezdik. Altını çizerek ifade etmek isterim ki; savaşları bitirmek için verdiğimiz mücadelenin en önemli motivasyon kaynağı siz çocuklarımızdır. Çocukların kulakları bomba sesleriyle değil, işte bugün burada olduğu gibi, akranlarının neşeli sesleri ile çınlamalıdır” şeklinde konuştu.


Çocukların yüreklerinin tedirginlikle değil sevgiyle, coşkuyla, umutla çarpması gerektiğini belirten Yılmaz, “Çocuklar korkunun pençesinde değil, huzurun kucağında uyumalıdır. Şunu hiçbir zaman unutmayın sevgili çocuklar adalet, er ya da geç mutlaka tecelli eder. Zalimler, zorbalar ve katiller günün sonunda kaybetmeye mahkûmdur” ifadelerine yer verdi.


Çocuklardan Gazze başta olmak üzere bütün o yetim ve öksüz çocuklar için, akşam yatağa girdiklerinde dua etmenizi istediğini söyleyerek Yılmaz, “Sizlerden Gazzeli, Filistinli, Yemenli, Sudanlı, Somalili ve kalbi yaralı diğer tüm kardeşlerinizi dualarınızda unutmamanızı özellikle rica ediyorum. İsrail yönetiminin ve savaş lobilerinin baskılarına rağmen Gazze’deki katliamlara tepkisiz kalmayan herkese buradan teşekkür ediyorum. Biz de Türkiye olarak, Cumhurbaşkanımız liderliğinde, çocukların hayatına kast edenlerin hesap vermesi için elimizden geleni yapmayı sürdüreceğiz. Bunun yanında tüm dünyada barışın ve huzurun hakim olması için var gücümüzle çalışmaktan geri durmayacağız. Siz çocukların şu an burada sergilediği birlik ve beraberliğin, Türkiye’den tüm dünyaya verdiğiniz mesajların çok kıymetli olduğuna inanıyorum. Şu muhteşem kardeşlik tablonuz, inşallah Balkanlar’dan Orta Asya’ya; Afrika’dan Avrupa’ya dünyanın her köşesindeki çocuklara umut ve ilham kaynağı olacaktır. Yeryüzündeki tüm çocuklarının barış, huzur ve güvenlik içinde yaşayacağı, oynayacağı, anne ve babasından ayrı kalmayacağı aydınlık bir dünya için mücadelemizi devam ettireceğimizi bilmenizi istiyorum. Rabim sizleri her türlü sıkıntıdan korusun diyorum” açıklamalarında bulundu.


Bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının 104’üncü yıl dönümü olduğunu belirten Yılmaz, “23 Nisan 1920 tarihinde, ülkemiz işgal altındayken ‘Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir’ diyerek bağımsızlık irademizi ortaya koyduk. Meclisimizin ortaya koyduğu irade, tükendi denilen bir milletin küllerinden doğarak tarih sahnesinde adeta bir güneş gibi parlamasını ifade ediyordu. Büyük Millet Meclisi çatısı altında, ortak bir gaye etrafında kenetlenen aziz milletimiz, İstiklal Harbiyle geleceğine ve iradesine sahip çıkmıştır. Bu uğurda nice insanımızı, genç-yaşlı, kadın-erkek demeden on binlerce vatan evladını şehit verdik. Tüm imkânsızlıklara, yokluk ve zorluklara rağmen mücadelemizi zaferle taçlandırdık. Bu vesileyle bir kez daha Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ilk başkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, Kurtuluş Savaşımızı sevk ve idare eden ilk Meclis’teki tüm milletvekillerini, istiklalimizi ve istikbalimizi borçlu olduğumuz bütün kahramanlarımızı rahmetle yâd ediyorum. İstiklal Harbi’ni veren o yüce Meclis’teki ruhu, aşkı, heyecanı bizler de bugün en coşkulu halde kalbimizde hissediyoruz” ifadelerine yer verdi.


Tam 22 yıldır milli mücadele ruhuyla Türkiye ve istikbalimizin teminatı olan çocuklarla hizmet için koştuklarını vurgulayan Yılmaz sözlerini şu şekilde sürdürdü:


“Şehitlerimizin canları pahasına bize devrettiği emaneti, daha da yücelterek bizden sonraki nesillere devretmenin gayreti içindeyiz. Demokrasiyi, Cumhuriyeti, milli iradeyi güçlendirdikçe; ülkenin daha çok kalkındığını, geliştiğini, büyüdüğünü 22 yıl boyuna pek çok kez gösterdik. Bundan sonra da daha güçlü devlet, daha güçlü millet, gücünü pekiştirmiş bir demokrasi idealiyle yolumuza kararlılıkla devam edeceğiz. Devletimizin üniter yapısından, milletimizin ezeli ve ebedi kardeşliğinden, vatanımızın toprak bütünlüğünden asla taviz vermeyeceğiz. Türkiye Yüzyılını inşa edene kadar durmadan, dinlenmeden, önümüze çıkan engellere aldırmadan azimle mücadelemizi sürdüreceğiz. Rabbim yolumuzu, bahtımızı açık etsin diyorum.”


Yılmaz, çocuklardan hayatınız boyunca, hem ülkemizde, hem dünyada, kardeşliği, dostluğu ve dayanışmayı en güçlü şekilde savunmanızı beklediğini belirtti. Çocukları neşeli görmek, biz büyükleri her zaman çok mutlu ve mesut ettiğini ifade eden Yılmaz, “İnşallah, ülkemizde bulunduğunuz süre içinde hayatınız boyunca unutamayacağınız güzel hatıralar biriktireceksiniz. Sizlerden, birbirinizle iletişimizi hiç koparmamanızı özellikle rica ediyorum. Her birinizden Türkiye’deki kardeşlerinizle irtibat halinde olmanızı, mektuplar yazmanızı, e-postalar, mesajlar göndermenizi bekliyorum. Bu düşüncelerle, hepinizin 23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutluyor, her gününüzün bayram neşesi içinde geçmesini diliyorum. Kalplerimizin bir araya geldiği bu anlamlı buluşmaya vesile olan TRT’miz başta olmak üzere tüm kurumlarımıza şükranlarımı sunuyorum. Nice bayramlarda buluşmak dileğiyle, hepinizi gözlerinizden öpüyor, sevgilerimi iletiyorum. Ailelerinize, arkadaşlarınıza selamlarımızı, sevgilerimizi götürmenizi özellikle rica ediyorum. Allah’a emanet olun” dedi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çorum Nörolojik hastalıkları elektrik uyarısıyla tedavi eden cihaz geliştirildi Hitit Üniversitesinde yürütülen proje ile nörolojik hastalıkları elektrik uyarısıyla tedavi edebilen cihaz geliştirildi. Hitit Üniversitesi Tıp Fakültesi Doktor Öğretim Üyesi Güven Akçay, nörolojik hastalıkları ilaçsız tedavi edebilmek amacıyla çalışma başlattı. Makine ve İmalat Teknolojileri alanında desteklenen proje çerçevesinde hastaları ilaçların toksik doz ve yan etkisine maruz kalmadan tedavi edebilecek yerli ve milli cihaz üretildi. Cihazın geliştirilmesi için yürütülen çalışmalarda Hitit Üniversitesi Mühendislik Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Fatih Işık ve Doktor Öğretim Üyesi Serkan Dişlitaş yer aldı. Doktor Öğretim Üyesi Güven Akçay, geliştirdikleri cihaz ile beyne her hangi bir cerrahi operasyon yapılmadan beyindeki oluşacak olan elektrik uyarısıyla nörolojik rahatsızlıkları tedavi etmeyi amaçladıklarını söyledi. Nöromodülasyon (sinir dokularının yeniden düzenlenmesi) yönteminde 1950’li yıllardan itibaren ses, elektrik uyarısı ve manyetik uyarılardan faydalanmaya başlandığını ifade eden Akçay, bu tedavi yönteminin invaziv ve non-invaziv olarak iki şekle ayrıldığını kaydetti. Akçay, non-invaziv (kesi yapılmadan) olarak adlandırılan; beyne her hangi bir cerrahi operasyon yapılmayan tedavi yönteminde beyinde oluşacak elektrik uyarısıyla tedavinin amaçlandığını belirterek 2000’li yıllardan sonra bu tedavi yönteminin klinikte yer almaya başladığını ifade etti. “Beyine elektrik uyarısı vererek tedavinin gerçekleştirilmesini hedefliyoruz” Geliştirdikleri cihaz ile beyne elektrik uyarısı vererek tedavinin gerçekleştirilmesinin hedeflendiğine dikkat çeken Akçay, şunları söyledi: “Beyne elektrik uyarısı vererek yapacağımız bu tedavi yöntemini diğer tedavi yöntemleriyle kıyasladığımız zaman; örneğin ilaçlarda toksik doz veya yan etkisi gibi durumlar olurken bu tedavi yönteminde ise yan etkisi diğerlerine göre neredeyse yok denecek kadar çok az olup avantajları, tedavi etkinliği daha yüksektir. Klinik çalışmalara daha fazla ihtiyaç olduğundan dolayı ekibimizin geliştirmiş olduğu cihazla yapılan tedavi yönteminin preklinik çalışmaları tamamlanmış olup şimdi ki aşamalarımızda ise klinikteki çalışmalarımızı özellikle epilepsi, nöropatik hastalarında Hitit Üniversitesi Tıp Fakültesi Doktor Öğretim Üyesi Sinan Eliaçık hocamız ile uygulamayı amaçlamaktayız.” Yurt dışına göre 50 kat daha az maliyetle üretebiliyoruz Geliştirilen cihazın tamamen yerli ve milli olduğunu vurgulayan Akçay, “Yurt dışında üretilen cihazların Türkiye’ye maliyeti ortalama 30 bin dolar civarında. Yerli üretim olanlarda ise yaklaşık maliyet 5-6 bin dolar civarında. Biz ise cihazı yurt dışına göre 50 kat daha az maliyetle üretebiliyoruz. Yapmış olduğumuz cihazı diğerlerinden farklı olacak şekilde ürettik. Sabit bir akım vermek yerine beyindeki elektrik direnci ve kafa direnci ölçülerek bu dirence uygun olan yani tedavideki etkin ilaç diye tabir edebileceğimiz gerçek elektrik değerini verip beyne modüle ederek hastalarımızın tedavisini amaçlıyoruz. Böylelikle sabit bir tedavi değil bireye özgü elektrik uyarısı vererek tedavi hedeflenmiş oluyor. Bu amaçla da tedavinin etkinliği daha da arttırmayı sağlamış oluyoruz.” diye konuştu.
Denizli PAÜ Hukuk Fakültesinde ‘Meclis Simülasyonu’ etkinliği düzenlendi Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Hukuk Fakültesi ve Hukuk Topluluğu tarafından öğrencilerin yasama faaliyetini deneyimledikleri ve yasa yapım sürecine tanık oldukları, hoşgörü ve uzlaşma ortamında ideal meclisin nasıl gerçekleşeceğini görüp, pratikte uygulayabildikleri bir etkinlik olan Meclis Simülasyonu etkinliği düzenledi. 3-6 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşecek olan ve Denizli’de ilk kez düzenlenen Pamukkale Üniversitesi Meclis simülasyonu etkinliği Eğitim Fakültesi Melek Sözkesen Konferans Salonu’nda gerçekleşen açılış töreni ile başladı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından program açılış konuşmaları ile devam etti. Adalet Demokrasi ve Hukuk Orjinli Çalışmalar (ADHOC) Derneği Koordinatörü Şebboy Deren Güçlü yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Burada Pamukkale Üniversitesi ekibine baktığımda 5-6 aylık inanılmaz bir organizasyon sonucunda gerek divan üyeleri olsun gerek akademi ekibi organizasyon ekibimiz olsun, sponsorluk ekibimiz olsun gerçekten çok güzel bir çalışma ortaya koydular ve gerçekten çok güzel de bir organizasyon ortaya çıkaracaklar. Önümüzdeki dört gün boyunca bunu deneyimliyor olacaksınız. Dilerim ki gerçekten çok güzel bir şekilde eğlenirsiniz ve keyif alırsınız demek istiyorum. Burada dört gün boyunca hepiniz milletvekili olacaksınız. Farklı farklı partileri temsil edeceksiniz. Ancak burada unutmamız gereken bir şey var ki hiçbirimiz birbirimizi kırmadan gerçekten dostluk çerçevesinde hep beraber tanışarak ve keyifli vakit geçirerek buradaki arkadaşlığımızın baki kalacağını umut ederek ve olmasını sağlayarak da keyifli vakitler geçirmenizi istiyorum. Lütfen birbirinizi genel kurulda olsun komisyonlarda olsun birer parti için kırmayın. Gerçekten çok güzel bir organizasyona imza atılacağına eminim. Şimdiden herkese keyifli bir yasama dönemi diliyorum.” “Bu simülasyonda öğrencilerimiz, kanun tekliflerini inceleyecek, tartışacak, fikir alışverişi yapacak ve yasamanın işlevini öğrenecektir.” Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hülya Kabakçı Karadeniz yaptığı konuşmada şunları ifade etti: “Hukuk fakültesi olarak amacımız, Evrensel hukuk ilkelerini ve insan haklarını benimseyerek, hukuki sorunları teorik ve pratik anlamda çözme yetkinliğine sahip hukukçular yetiştirmektir. Bu nedenle meclis simülasyonu çok önemlidir. Bu simülasyonda öğrencilerimiz, kanun tekliflerini inceleyecek, tartışacak, fikir alışverişi yapacak ve yasamanın İşlevini öğrenecektir. Öğrencilerimizin yasama faaliyetlerinde bizzat bulunmalar ve etkin rol almaları, fikirlerini özgür bir şekilde dile getirmeleri önemlidir. Meclis simülasyonu etkinliğinde farklı fakültelerden milletvekilleri ver almaktadır. Ancak sunu da belirtmeliyim ki hukukçuların milletvekilliğine ilgisi fazladır. 28. Dönem Milletvekillerinin Meslekleri incelendiğinde; TBMM’de en fazla iş insanı, avukat ve akademisyenin yer aldığı görülmektedir. Milletvekillerinin %20’sinin hukukçu olması bu ilginin kanıtıdır. Gerek Öğrenci Topluluklarımız gerekse Dekanlığımız yıl içinde sayısız akademik, sosyal, kültürel ve benzeri alanlarda çalıştay, panel, eğitim, konferanslar ve geziler düzenlenmektedir. Fakültemizin gerçekleştirdiği eğitim faaliyetleri ve başarılı etkinlikler, üniversite ve eğitime katkı veren ilgili kamu kurum ve kuruluşların, Rektörlüğümüz ve Denizli Barosunun uyumlu iş birliği ve ortak çabanın sonucudur. Fakültemizin gerek daha iyi Fiziki alana kavuşması için gerekse akademik kadrolar noktasında verdikleri büyük destek ve etkinliklerimize gösterdiği ilgi için rektörümüz sayın Prof. Dr. Ahmet Kutluhan’a, teşekkür ederim. Hukuk Topluluğu Danışmanı Öğr. Üyesi Fatih, Yurtlu’ya ve Hukuk Topluluğu öğrencilerine böyle bir etkinliği düzenledikleri için teşekkür ediyor ve meclis simülasyonunun verimli geçmesini diliyorum.” Pamukkale Kaymakamı Uğur Bulut yaptığı konuşmada şunları dile getirdi: “Hukuk fakültelerindeki kaliteli eğitimin kamu yönetimine etkisini bizzat meslek itibariyle gören bir durumdayız. Kaliteli hâkim ve savcı yargı kararlarını okurken bizlerin içini açıyor. Yine, avukatlık hizmetinde verilen kaliteli bir hukuk eğitiminin de toplum yaşamından adaletin tecellisine katkısı hiçbir zaman yadırganamaz. Bu faaliyetin düzenlenmesinde emeği geçen tüm öğretim üyelerimizi ve öğrencilerimizi tebrik ediyorum.” “Demokrasi dediğimiz şey gerçekten meclisten geçmekte” Rektör Prof. Dr. Ahmet Kutluhan yaptığı konuşmada şunları kaydetti: “Pamukkale Üniversitesi, son akreditasyonla 208 üniversiteden 70 üniversitenin arasına girmiştir. Bu gurur, üniversitemizdeki tüm akademik-idari personelinin ve tüm öğrencilerinin katkısı ile olmuştur. Ben bu süreçte emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. Akreditasyon, Yükseköğretim Kalite Kurulu’nun vermiş olduğu bir belge. Bu belge “Kurumsal Akreditasyon” belgesi. Bu belge ile Üniversitemiz, ÖSYM kılavuzunda akredite olan üniversiteler içerisinde yer almış oldu. Bu ne demek? Bu yarın Pamukkale Üniversitesi’nden alınan diplomalar, Avrupa ve Amerika geçerli demek. Dolayısıyla, böyle bir sevinci bu etkinlikte paylaşmak istedim. Çünkü Pamukkale Üniversitesi hak ettiği yer hali hazırda bulunduğu yer değil. Daha yükseklere çıkması gereken bir üniversite. Çünkü Denizli, Türkiye’de ilk onda yer alıyor, Pamukkale Üniversitesi ilk onda yer alması abartılı olur diyorum, yirminci sırayı kollaması gerekiyor. Bunun için biz elimizden geleni yapacağız ama geleceğimiz olan bu gençler belki bu yirmili sıraları bizlere gösterirler. Çünkü yapmış oldukları etkinlikler gerçekten muhteşem. Ben, üniversitemizin öğrenci toplulukları ile çok gurur duyuyorum. Topluluklarla buluşalım dediğimizde hemen buluşabiliyoruz. Topluluk başkanları geliyor, yardımcıları geliyor. Bu bizim çok aktif bir üniversite olduğumuzu ve öğrencilerimizin çok bilinçli olduğunu gösteriyor. Şimdi mesela, Filistin yürüyüşü yapacağız. Dün yirmi iki topluluk hemen geldi iki saat içerisinde geldiler ve neler yapacağımızı beraber konuştuk. Ben çok gurur duyuyorum. Demek ki öğrencilerimiz şu andaki Pamukkale Üniversitesi’nin seviyesinden memnun değiller. Onların bu yapmış oldukları çalışmalar inşallah Üniversitemizi ilk yirmilere çıkaracak ve bizler de onlarla gurur duyacağız. Demokrasi dediğimiz şey gerçekten meclisten geçmekte. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir sözüyle kendini tescil etmiş bir kurumdur TBMM. TBMM Milli Mücadele kahramanı olduğu gibi 15 Temmuz’un da kahramanıdır. TBMM ile gurur duyuyorum, ebediyen var olsun diyorum. Diğer taraftan küçük bir anımı paylaşayım. 1996’da Amerika’ya gittim. Tabi Amerika’da gittiğimiz yerde ormanlık alanlar, şehirle doğa ile bir bütün halindeydi. Bana dediler ki: Hocam, burada yanına sincaplar gelir oturur bir şey yapma onlara. Bunlara bir şey yapmanın çok büyük cezaları vardır. Nasıl bir özgür dünyaymış burası dedim. Gerçekten hayran olmamak elde değil ama son zamanlarda gördüğümüz gibi şu anda yaşanan Amerikan üniversitelerde Filistin mitinglerinin nasıl bir karşılık bulduğunu da hepimiz gözler önünde seyrediyoruz. Bu durum, demokrasinin de yine her yerde her zaman aynı olmadığını da bize göstermiş oldu. Dolayısıyla, milletler kendi varlıklarını koruyabilmek için devletlerin idamesini sağlayabilmek için ciddi kararlar alabilmekteler” Açılış konuşmalarının ardından program, milletvekili yeminlerini gerçekleştirmek üzere simülasyonun divan başkanı PAÜ öğrencisi Aleyna Ece Sönmez’in, tüm milletvekilleri ile birlikte ettiği yemin ile sona erdi. Etkinliğin devamında program sergi salonunun gezilmesi ile sona erdi.