SAĞLIK - 22 Mayıs 2020 Cuma 09:14

Depresyon sandığınız şey bahar yorgunluğu olabilir

A
A
A
Depresyon sandığınız şey bahar yorgunluğu olabilir

Depresyon sanılan duygu durum değişikliklerinin bahar yorgunluğu olabileceğini bildiren Psikiyatri Bölümü Uzmanı Dr.

Depresyon sanılan duygu durum değişikliklerinin bahar yorgunluğu olabileceğini bildiren Psikiyatri Bölümü Uzmanı Dr. Timur Fadıl Oğuz ,"Mevsim değişiklikleri duygusal dalgalanmalara yol açıyor. Öncelikle, depresyon ve mevsimsel depresyonun olmadığına dair bir psikiyatri uzmanının değerlendirmesini almak gerekir. Çünkü bazen de depresyon gibi gözükür ama fiziksel bir sorun olabilir. Eğer depresyon tanısı konursa, genellikle tedaviler çok etkilidir" dedi.


Bahar ve yaz aylarının gelişini kimileri sevinçle karşılarken kimileri de bu hava değişikliğinin yorgunluk, halsizlik ve keyifsizlik yarattığını düşünüyor. Hatta çoğu zaman “bahar yorgunluğu” olarak adlandırılan durumla depresyon birbirine karıştırılıyor. COVID-19 salgını süreci, mevsim değişimlerine bağlı duygu dalgalanmalarının daha yaygın görülmesine yol açabiliyor. Güven Hastanesi Psikiyatri Bölümünden Uzm. Dr. Timur Fadıl Oğuz mevsim geçişlerinde yaşanan duygusal dalgalanmalar hakkında bilgi verdi.


Hava değişimi ya da mevsimsel değişimlerin duygularda dalgalanmaya yol açtığını bildiren Uzm. Dr. Oğuz, "Mesela bazı insanlar kış aylarında depresyona girer, kışın bitmesiyle beraber de toparlarlar. Bu durum daha çok batı ülkelerinde böyledir. Geçmişte psikiyatrik bilgiler batıdan geldiği için, ülkemizde de durumun böyle olduğunu düşünüyorduk. Son yıllarda, Türkiye’den doğuya doğru gidildiğinde, Asya ülkelerinde durumun böyle olmadığına dair veriler ortaya çıkmaktadır. Asya ülkelerinde depresyonun daha çok bahar ve yaz aylarında ortaya çıktığı görülmektedir. Bazı kişilerde bu durum her zaman aynı şekilde ortaya çıkar yani; kasım ayı gibi bir depresyon başlar ve bahara doğru düzelir. Türkiye’de de kış depresyonu oldukça yaygın görülmektedir. Coğrafi olarak Asya ve Avrupa’nın ortasındayız, bu nedenle ülkemizde iki mevsim geçişinde de depresyon vakaları ortaya çıkıyor. Hatta Kıbrıs’ta çalıştığım bir dönem, yaz aylarında depresyonun daha yaygın olduğuna dair bir gözlemim oldu ama bir yere oturtamamıştım o zamanlar. Mevsimsel olarak kış aylarında olan depresyonla, yaz aylarında olan depresyon arasında da bazı farklar var. Kış aylarındaki depresyonda iştah çok artabilmekte ve aşırı uyuma isteği görülebilmektedir. Yaz aylarında olan depresyonda ise iştah azalması ve uykusuzluk daha çok kendini gösterir. Bunlar biraz da farklı depresyonlar aslında ve bunların farklarını zaman içinde daha iyi anlamaya başlayacağız. Bahar sonu ve yaz başlangıcı, özellikle bipolar bozukluklarda mani ya da hipomani denilen maninin hafif versiyonunun daha sık görüldüğü aylardır. Bu aylar bipolar hastalarımızda tetikte olduğumuz aylardır; hastalıkları konusunda bilinç kazanmış bipolar hastalarımız da bu aylarda manik ya da hipomanik ataklar geçirebileceklerini bilirler. Yine bipolar hastalarımızda, kış aylarında depresyon ihtimalinin biraz daha fazla olduğunu söylemek mümkündür” dedi.


Mevsimsel farklılıkların neden duygu değişimleri meydana getirdiğinin kesin olarak bilinmediğini kaydeden Oğuz sözlerine şöyle devam etti: "Sebebi tam olarak bilinmemekle birlikte, birkaç şeyle bağlantılı olabilir. Bir tanesi, kış aylarında güneş kendini daha az gösterdiği için ve günler daha kısa olduğu için ışığa daha az maruz kalınmaktadır. İkincisi, kış aylarında kişi daha hareketsiz olduğu için bu durum depresyonu tetikleyebilmektedir. Çok emin olmadığımız birkaç durum daha var. Kış aylarında D vitamininin kanda çok azaldığını bilinmekte ve bunun da tetikleyici olduğuna dair bazı görüşler mevcut. Bazıları da omega-3’ün önemli olabileceğini düşünmekte ama bu iki sebep de hâlâ büyük soru işaretleri taşıyor"


Halk arasında bahar yorgunluğu olarak adlandırılan durumun fizyolojik bir uyum durumundan kaynaklanabileceğini bildiren Timur Fadıl Oğuz, "Bu durum vücudun, yeni mevsimsel duruma adaptasyon sürecinde geçirdiği bir sıkıntı gibi duruyor. Ancak, psikiyatrik sorunlarla bir bağlantısı olduğuna dair bir veri yok. Bahar yorgunluğu, büyük ihtimalle psikiyatrik bir sorun değil. Ancak yorgunluk ve o enerjisizlik hali depresyona benzetildiği için ‘Acaba depresyon mu?’ gibi düşünülüyor olabilir. Bununla birlikte; tabii ki bir kişi hem depresyonda olup hem de bahar yorgunluğu yaşayabilir” diye konuştu.


Bu durumda depresyon ve bahar yorgunluğu nasıl ayırt edileceğine ilişkin konuşan Oğuz şunları kaydetti; "Bahar yorgunluğu; genellikle birkaç hafta sürer, en fazla bir ay sonra geçer. Ama depresyon uzar; bu ayrıştırmak için bir kriter olabilir. İkincisi; sadece enerjisizlik değil de belirgin bir keyifsizlik, neşesizlik, hayattan alınan zevkte büyük bir azalma depresyon olabileceğini işaret eder. Aşırı sinirlilik, şiddetli uyku sorunları, aşırı kaygılar görülürse bunun bahar yorgunluğu değil de depresyon olabileceğini yorumlamak mümkündür. Geçmişte bir depresyon hikayesi varsa, böyle bir durumda da bir depresyon tekrarı olabileceği ve bahar yorgunluğu ile açıklanamayacağı anlamına gelebilir. Burada kritik nokta şudur ki; kişi yorgun, enerjisiz olabilir ancak, “O kadar da kötü değilim, şunu yapmaktan bunu yapmaktan hala zevk alıyorum” gibi şeyler söylüyorsa muhtemelen o bahar yorgunluğudur.”


Depresyonun sadece bedenen değil, zihnen de bir çöküntü durumu olduğunu ifade eden Oğuz, bu ayrımı iyi yapmak gerektiğine dikkat çekerek,” Kişi bahar yorgunluğundayken halsiz ve keyifsizdir ama arkadaşlarıyla buluştuğunda gayet neşelidir. Kişi, yorgun hissetmesine rağmen bir yandan hayattan zevk almaya devam eder. Depresyon ile bahar yorgunluğu arasındaki en önemli fark, depresyonun zihinsel bir durum yaratmasıdır” dedi.


Bipolar bozukluğu olanların bu dönemde çok dikkatli olması gerektiğine vurgu yapan Dr. Oğuz, "Mevsim geçişleri hastalıkları tetikleyebilir. Zaten bu kişiler bir süre sonra bilinçlenir ve daha dikkatli olurlar. Bipolar bozukluğu olanların yüzde 90’ı sürekli ilaç kullanmak zorunda. İlaç kullanıyor olsalar da kış aylarında yine de depresyonun ortaya çıkabileceğini bilmeleri lazım. Bahar sonu ve yaz başında, mani ve hipomani durumuyla karşılaşabilecekleri konusunda bilgili olmaları ve dikkatli olmaları lazım” şeklinde konuştu.


Mevsimsel depresyon ve bahar yorgunluğu için alınabilecek önlemlere ilişkin bilgiler veren Oğuz,” Öncelikle, depresyon ve mevsimsel depresyonun olmadığına dair bir psikiyatri uzmanının değerlendirmesini almak gerekir. Çünkü bazen de depresyon gibi gözükür ama fiziksel bir sorun olabilir. Eğer depresyon tanısı konursa, genellikle tedaviler çok etkilidir. Kişi kendinde duygusal olarak bir farklılık görüyorsa, “eskisi gibi değilim, keyfim yok, neşem yok” gibi tespitler yapıyorsa bir psikiyatriste başvurabilir. Bunun mevsimsel bir sebepten ötürü olup olmadığı zaten görüşmede ortaya çıkar” dedi.


Mevsimsel depresyonla ilgili bilimsel araştırmalar olduğunu belirten Oğuz şunları söyledi; “ABD’de ve Avustralya’da yakın zamanda yapılan büyük bir araştırma var. Bunun sonucunda, bu ülkelerde depresyon ve birkaç önemli hastalığın mevsimlerle bağlantısı çok belirgin bir şekilde ortaya çıktı. Bu bizim için önemli bir bilgi. En fazla mevsimsellikle bağlantısı olan psikiyatrik hastalığın yeme bozuklukları olduğuna dair bir veri ortaya çıktı. İlk sırada yeme bozuklukları ikinci sırada ise depresyon var. Bu iki ülkede, bu sorunlar en çok kış aylarında görülüyor. Yine mevsimsel bağlantısı olan ama diğerlerine göre en az olan psikiyatrik hastalık ise; kaygı bozuklukları olarak gözüküyor. Kaygı bozuklukları da bu ülkelerde kış aylarında, yaz aylarına göre daha fazla görülüyor ancak bu fark daha az belirgin.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Bayburt’ta ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’ dolayısıyla etkinler düzenlendi Her yıl 26 Nisan’da kutlanan ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri’ günü dolayısıyla Bayburt’ta da çeşitli etkinlikler yapıldı, alanında uzman isimler ve öğrenciler Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’nü düzenledikleri programla kutladılar. Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Eczane Hizmetleri öğrencileri tarafından ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’ münasebetiyle panel, tiyatro, söyleşi ve stanttan oluşan etkinlikler organize edildi. Düzenlenen program, panelle başladı. ’Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp: Fitoterapi’ paneline konuşmacı olarak katılan Karadeniz Teknik Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ufuk Özgen ve Akademisyen/Yazar Doç. Dr. Kenan Taştan, bitkilerin tedavi süreçlerindeki temel ve yardımcı fonksiyonlarını anlatan çok yönlü sunumlarını katılımcılarla paylaştılar. Doç. Dr. Kenan Taştan konuşmasında Geleneksel tedavi yöntemlerinin önemine vurgu yaptı. Halk arasında çok fazla bilinen ve kullanılan hacamat yöntemine özellikle ayrı bir parantez açan Taştan, “Hacamat mutlaka işin uzamanı bir hekim tarafından ve gerekli tahliller yapıldıktan sonra uygulanmalıdır. Aksi halde özellikle kan hastalıkları olan bireylerde ya da enfeksiyondan kaynaklanan problemler ciddi rahatsızlıklara yol açması söz konusu olabilir” diyerek konuştu. Prof. Dr. Ufuk Özgen ise konuşmasında birçok ilacın hammaddesini oluşturan bitkilerin şifalı özelliklerine değindi. Ancak ilaçlarla birlikte kullanılan bitkisel çayların ya da bilinçsizce kullanılan bitkisel ürünlerin çok ciddi yan etkileri olabileceğine vurgu yaptı. Etkinliğin ikinci ayağında Eczane Hizmetleri öğrencileri Şehit Recep Eşiyok Ortaokulunda öğrencilerle bir araya geldiler. Öğrenci Ecem Şahin’in kaleme aldığı tiyatro oyunu ile ortaokul öğrencilerine akıllı ilaç kullanımının önemine ve gerekliliğine dikkat çektiler. Ardından Eczane Hizmetleri öğretim elemanlarından Dr. Öğr. Üyesi Ümit Karakaş, öğrencilere ilaçlar ve akılcı ilaç kullanımı konulu söyleşisini gerçekleştirdi. Etkinlik Bayburt şehir merkezinde Yakutiye Camisi önünde kurulan stant ile son buldu. Stantta ’Doğru İlaç Kullanımı’ konusunda vatandaşla buluşan gençler, konu ile ilgili el broşürü, ilaç zamanlama ve taşıma kutusu dağıttılar. Öğrenciler, vatandaşlara ilaç ile ilgili sorular sorarak, doğru ilaç kullanımına yönelik farkındalık kazandırmaya çalıştılar. Konu ile ilgili olarak düzenleme komitesi başkanı öğrenci Nazım Onur Bulut, akıllı ilaç kullanımı hakkında bilgiler vererek, "Akıllı ilaç kullanımı konusunda toplumun bilgilendirilmesi için oldukça önemli nedenler bulunmaktadır. Bu gerekçelerin ilki modern sağlık bakımındaki kimyasal ajanların önemli rolünün olmasıdır. İkincisi bireylerin sağlıkları ile ilgili sorumluluk alabilmelerini ve uygun tedavi edici stratejilerin belirlenmesini sağlamaktır. Üçüncüsü, bireylerin tedavi edici kararlarında rol almaları ve sonraki dozlar ve süreç ile ilgili bilgilendirilme haklarının olmasıdır. Dördüncüsü ise bireylerin akılcı ve güvenli ilaç teminini ve etik olmayan ticari tanıtımdan zarar görmemelerini sağlamaktır" dedi.