POLİTİKA - 10 Ekim 2025 Cuma 19:26

Dışişleri Bakanı Fidan: "Irak-Türkiye petrol boru hattından yeniden petrol sevkiyatına başlanması memnuniyet verici bir gelişme"

A
A
A

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, "Irak-Türkiye petrol boru hattından uzun bir aradan sonra 27 Eylül’de yeniden petrol sevkiyatına başlanması memnuniyet verici bir gelişme. Bu hem dünya petrol piyasaları için hem Irak’taki gelir kaynaklarının oluşması için tekrar önemli bir gelişmeydi" dedi.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye’ye çalışma ziyareti düzenleyen Irak Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin ile ortak basın toplantısında bir araya geldi. Bakan Fidan, "Komşumuz ve kardeşimizle ilgili ilişkilerimize biliyorsunuz stratejik bir noktadan bakıyoruz. Samimi arzumuz ve önceliğimiz Irak’ın bölgemize istikrar, güvenlik ve refah üreten bir ülke olması. Irak’ın toprak bütünlüğünün korunması ve terör örgütlerinden tamamıyla arınması da Türkiye bakımından ve bölgemiz bakımından da son derece önemli. Bu anlayışla kardeş Irak’a her türlü desteği sağlamaya hükümet olarak, devlet olarak devam edeceğiz" dedi.

Irak’la ilişkilerin gelişmesi adına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Irak’a ziyaretine dikkati çeken Bakan Fidan, "Hatırlayacağınız üzere Sayın Cumhurbaşkanımızın 22 Nisan 2024 tarihinde Irak’a gerçekleştirdikleri ziyaret ikili ilişkilerimizle yakın tarihimiz açısından bir dönüm noktası teşkil etmişti. Keza Irak Başbakanı Sayın Muhammed Şiya Sabbar es-Sudani 8 Mayıs’ta ülkemizi ziyaret etmesi bu etkiyi devam ettirmişti. Bu ziyaret vesilesiyle düzenlediğimiz yüksek düzenli stratejik iş birliği konseyi toplantısı ilişkilerimizi daha da derinleştirdi. Malumunuz olduğu üzere Irak’ta 11 Kasım’da Temsilciler Meclisi seçimlerinin yapılması planlanmakta. Bu seçimler Irak demokrasisinin daha da güçlenmesi bakımından son derece önemlidir" diye konuştu.

Dışişleri Bakanı Fidan:

Terörle mücadele kapsamında Irak hükümeti ile iş birliği yapıldığına değinen Bakan Fidan, "Terörle mücadele ve güvenlik alanında son dönemde bir anlayış birliği tesis etmiş bulunuyoruz. Bu anlayış birliği Irak makamlarının terörsüz Türkiye sürecine verdikleri destekle de ifadesini bulmaktadır. Doğal ortamı olduğumuz Kalkınma Yolu Projesi’ne üyelik tam desteğimizle görüşmemizde tekrar vurgulama imkanı bulduk. Projenin bir an evvel hayata geçmesi için çalışmalarımızı daha da yoğunlaştıracağız. Bugünkü görüşmelerimizin önemli bir ayağını da su konusu oluşturdu" şeklinde konuştu.

Irak’ta yaşanan su probleminin çözülmesi için Türkiye’nin yardım ettiğini vurgulayan Bakan Fidan, "Irak’ın şu anda içinde bulunduğu su problemiyle ilgili neler yapılabilir, Türkiye bu konuda zaten yardım ediyor, daha fazla nasıl yardım edebiliriz, onun yollarını heyetlerimiz aradılar. Bugün de çalışmaya mevcut bir toplantı ile devam edeceğiz. Ama şunu söylemek istiyorum, Sayın Cumhurbaşkanımız, Iraklı kardeşlerimizin baş başa kaldığı bu sorunun çok iyi farkında. Özellikle Bağdat’taki, Musul’daki, Basra’daki kardeşlerimize buradan seslenmek istiyorum. Yaşadığınız sıkıntıları çok iyi biliyoruz, anlıyoruz. Biz bu coğrafyada kardeşiz. Fırat’ın ve Dicle’nin suları hepimizin bu konuda Devlet Su İşleri Teşkilatımız neler yapabiliyorsa, Cumhurbaşkanımızın verdiği talimatlar ile yaz boyunca yapmaya çalıştı" ifadelerini kullandı.

"Irak-Türkiye petrol boru hattından yeniden petrol sevkiyatına başlanması memnuniyet verici bir gelişme"

Irak’tan Türkiye’ye tekrar petrol sevkiyatının başlamasının önemine değinen Bakan Fidan, "Irak’la enerji alanındaki iş birliği potansiyelimizi de hayata tamamıyla geçirmek istiyoruz. İki tarafta da bu yönde bir irade olduğunu memnuniyetle kaydettik. Petrol, elektrik ve doğal gaz ticaretinin yarı sıra bu alanlardaki yatırımlar yeni iş birliği imkanları sunmakta. Irak-Türkiye petrol boru hattından uzun bir aradan sonra 27 Eylül’de yeniden petrol sevkiyatına başlanması memnuniyet verici bir gelişme. Bu hem dünya petrol piyasaları için hem Irak’taki gelir kaynaklarının oluşması için tekrar önemli bir gelişmeydi. Son iki yıldır bu konuda sıkıntımız vardı ve bu sıkıntı Irak’taki tarafların anlaşmasıyla çok şükür nihayete erdi. Petrol sevkiyatının tam kapasiteye ulaşmasının ikili ilişkilerimize ve ticaret hacmimize kaydeder katkı sağlayacağına inanıyoruz. Önümüzdeki süreçte bu iş birliğimizi yeni bir anlaşma ile taçlandırmak istiyoruz" açıklamasında bulundu.

"Bölgesel güvenlik için Irak ile Suriye arasındaki ilişkilerin güçlenmesi büyük önem arz etmekte"

Suriye ile Irak arasındaki ilişkinin önemine değinen Bakan Fidan, "Bölge ülkelerini yeni dönemdeki Suriye ile yapıcı ilişki geliştirmesi önemli. Bölgesel güvenlik ve istikrarın tesisi için Irak ile Suriye arasındaki ilişkilerin güçlenmesi büyük önem arz etmekte. Irak’ın bilhassa Suriye’nin toprak bütünlüğü ve birliğinin pekiştirmesi bağlamındaki adımlarını kıymetli buluyoruz. Bu kapsamda Suriye’nin kuzeydoğusundaki kamp ve cezaevlerinden vatandaşlarını geri alma konusunda samimi ve kapsamlı bir çalışma yürüttüklerini görüyoruz. Bu çalışmalar hem Irak vatandaşlarının selameti hem de Suriye’nin güvenliği açısından çok önemli katkı sağlamakta" dedi.

Irak Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin ise, "Türkiye Cumhuriyeti ve Irak Cumhuriyeti arasındaki ilişkiler, ikili ilişkilerimiz çok eski geçmişe dayanıyor. Ortak coğrafyamız da var aynı zamanda. İlişkilerimiz çok geniş kapsamlı. Ve bu ziyaretimiz ve Iraklı yetkililerin ziyaretleri, Ankara ziyaretleri ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve değerli kardeşim Sayın Dışişleri Bakanı’nın Irak’a ziyaretleri. Bütün bunlar bu ilişkilerin nedenli derin olduğunu ifade ediyor" diye konuştu.

"Kuzey Irak bölgesindeki petrol boru çalışmasından memnunuz"

Türkiye ile olan siyasi diyaloglardan memnun olduğunu ifade eden Hüseyin, "Biz de siyasi diyaloglardan memnunuz. Türkiye ile gerçekleşen siyasi diyaloglardan. Ve bu siyasi diyalogların sonuca ulaşmasını ve böylece bölgeye daha güvenli bir iklimin hakim olmasını temenni ediyoruz. Özellikle Irak, Suriye ve Türkiye arasındaki alanda. Ve dolayısıyla Irak hükümeti ve Irak halkı bu siyasi diyalogu, Türkiye sahasındaki bu diyalogu desteklemektedir. Ve bu diyaloglar sonuca varmasıyla beraber kesinlikle olumlu etkisi olacaktır. Irak’taki güvenlik meselesinden biz de memnunuz. Kuzey Irak bölgesindeki petrol boru çalışmasından memnunuz" şeklinde konuştu.

Dışişleri Bakanı Fidan:

"Filistin halkına, insani yardımın ulaşmasını temenni ediyoruz"

Türkiye’nin Gazze konusundaki çabalarına değinen Hüseyin, "Türkiye hükümeti, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve değerli arkadaşım Hakan Bey’in buradaki çabaları, Gazze barış planı ile ilgili ve barış için bir anlaşmaya ulaşılması. Bu bölgedeki Gazze’deki durumun sükunete ulaşmasını sağlayacaktır. Ve Filistin halkına, insani yardımın ulaşmasını temenni ediyoruz. Bu önemli bir adım ve birçok ülke burada rol aldı. Bu adımları sağlamak ve bu adımların meydana getirilmesini sağlamak için. Türkiye’nin de burada önemli bir rolü olmuştur" ifadelerini kullandı.

Bakan Fidan ve Iraklı mevkidaşı Hüseyin, basın toplantısındaki açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

"İsrail tarafından herhangi bir provokasyonun gelmemesi gerekiyor"

Bir basın mensubunun Gazze’deki son durumu nasıl değerlendirdiğini sorması üzerine Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, "İki tane husus var burada yoğunlaştığımız. Birincisi bu toplumla anlaşmanın bir kazaya uğramadan yürümesi önemli. Özellikle İsrail tarafından herhangi bir provokasyonun gelmemesi, savaşı tekrar başlatacak, soykırımı devam ettirecek, yerinden edilmeyi devam ettirecek bir hususun olmaması gerekiyor. Bu noktada Türkiye olarak hem alandaki anlaşmanın uygulanmasına teknik destek verirken, aynı zamanda global stratejik düzeyde de farkındalığı arttırmaya ve uluslararası diplomatik gayretleri buraya mobilize etmeye devam ediyoruz. Bu yöndeki çabalarımız pek de önemli" dedi.

Gazze’deki sürecin birinci ayağının ateşkes, rehine konusu ve insani yardımların bölgeye ulaşması olduğunu söyleyen Bakan Fidan, "Sonraki aşamaların aksamadan hayata geçmesi gidilecek yeni menzillerin olması, sürecin durmaması önemli. Çünkü sürecin durması demek Allah muhafaza tekrar katliamlara dönülmesi manasına gelecek. Bunun olmaması için yine uluslararası toplumla, bölgedeki paydaşlarımızla, kardeşlerimizle bir araya gelip bir sonraki aşamalarda iki devletli çözüme gidene kadar neler yapılmalı. Tabii şu anda önceliğimiz Gazze’deki aşamaların uygulanması, birinci aşama ateşkes, rehineler, insani yardım. İkinci aşama daha sonra Gazze’nin yönetimi meselesi, içerideki emniyetin ve düzenin tekrar kurulması gibi konular olmak üzere bir süreç bizi bekliyor. Bu sürekli dikkatimizi isteyen, yoğunlaşmamızı gerektiren bir konu. İnşallah bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da büyük bir dikkatle, titizlikle bu süreci yönetmeye, yürütmeye devam edeceğiz" şeklinde konuştu.

Dışişleri Bakanı Fidan:

Suriye ile Irak arasındaki iş birliğinin sorulması üzerine Irak Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin, "Terörist DAEŞ çeteleriyle mücadele konusunda da çalışmalarımız var. Irak güvenlik ve askeri makamları ve yetkililer bu çetelerin hareketlenmesini takip ediyor. Suriye sınırları içerisindeki adımlar da Suriye tarafından da ve Uluslararası İttifak tarafından da takip ediliyor. Bizim temennimiz o ki somut anlaşmalara varalım bu konudaki böylece bütün taraflar olarak bu terörist çetelere karşı koyalım. Çünkü bu terörist çeteleri sadece Suriye’nin güvenliğine değil, Irak güvenliğine, Ürdün’e ve bütün bölgeye tehlike oluşturuyor. Dolayısıyla Irak ve Suriye arasında bu iş birliği bulunuyor ve görüşmeler devam ediyor" dedi.

Furkan Doğan - Tolga Başer - Gürkan Sayın - Ahmet Özkurt

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ordu Başkan Albayrak: "İlçemizi daha ileriye taşımak için çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürüyoruz" Ordu’nun Perşembe Belediye Başkanı Cihat Albayrak, Hollanda’nın Borger kentinde düzenlenen Cittaslow Uluslararası Koordinasyon Toplantısına katıldı. Baskan Albayrak, ilçenin sakin yaşam kültürü, doğallığı ve düzenli şehir yapısının uluslararası alanda örnek gösterilmeye devam ettiğini belirterek, "Bu değerlere sahip çıkmak ve ilçemizi daha da ileriye taşımak için çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürüyoruz" dedi. Ordu’nun Perşembe ilçesi, Hollanda’nın Borger kentinde düzenlenen Cittaslow Uluslararası Koordinasyon Toplantısı’nda temsil edildi. Toplantıya katılan Perşembe Belediye Başkanı Cihat Albayrak, sürdürülebilir kalkınma ve çevre odaklı birçok konuda önemli görüşmeler gerçekleştirdiklerini belirtti. Başkan Albayrak, toplantıda sürdürülebilir enerji uygulamaları, denizlerin temizliği, turizmde kalkınmayı destekleyen yeni projeler, Avrupa hareketlilik ağı ve bisiklet altyapısının geliştirilmesi gibi konuların ele alındığını ifade etti. Ayrıca öğrencilerin Avrupa ile daha güçlü bağlar kurmasını sağlayacak dönüşüm projeleri üzerine de verimli görüşmeler yapıldığını kaydetti. Cittaslow felsefesinin Perşembe’de hayat bulduğunu vurgulayan Albayrak, "Perşembe’mizin sakin yaşam kültürü, doğallığı ve düzenli şehir yapısı, uluslararası alanda da örnek gösterilmeye devam etmektedir. Bu değerlere sahip çıkmak ve ilçemizi daha da ileriye taşımak için çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürüyoruz" diye konuştu. Başkan Albayrak ayrıca Türkiye’den Cittaslow ağına yeni katılan Demre Belediyesi’ni tebrik ederek, "Yeni üyeliği onaylanan Demre Belediyemizi ve Demre Belediye Başkanı Sayın Fahri Duran’ı kutluyor, başarılar diliyorum. Toplantıya birlikte katıldığımız Antalya Büyükşehir Belediyesi Dış İlişkiler Daire Başkanı Dr. Zeynep Tuğçe Çiftçibaşı Güç’e ve Finike Belediye Başkanı Mustafa Geyikçi’ye teşekkür ediyorum. Ülkemizden daha fazla belediyenin bu ağa katılması en büyük temennimizdir" ifadelerini kullandı.
Balıkesir Zeytin hasadıyla tatil buluştu: Ayvalık ara tatilin gözdesi oldu Öğrencilerin ara tatile girmesiyle birlikte son dönemin popüler destinasyonu Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde yoğunluk yaşanıyor. Ayvalık Ticaret Odası Başkanı Ali Uçar, ulaşım avantajı, zeytin hasadının ve sıcak hava etkisiyle deniz suyu sıcaklığının 21 derece olmasından dolayı deniz sezonunun devam etmesinin ara tatil döneminde Ayvalık’ın tercih sebebi olduğunu belirtti. Osmangazi Köprüsü’yle birlikte İstanbul-İzmir otoyolunun açılması, Çanakkale 18 Mart Köprüsü ve Edremit Kocaseyit Havalimanı’nın geçmiş yıllara göre daha aktif olmasıyla birlikte Ayvalık’ta yazın ve bayramlarda nüfus, 70 binden 1 milyona kadar çıkabiliyor. Deniz-kum-güneş ekseninin dışında gastronomi, spor, kültür gibi çeşitli olanaklara sahip olması nedeniyle yılın 12 ayı turizmin yapılmasına imkan tanıyan Ayvalık, öğrencilerin ara tatile girmesi ve sıcaklıkların devam etmesi nedeniyle ailelerin en çok tercih ettiği destinasyon oldu. Ara tatil dönemiyle birlikte Ayvalık’ta yoğunluk yaşandığını belirten bulunan Ayvalık Ticaret Odası Başkanı Ali Uçar, "Türkiye’nin nadide kentlerinden Ayvalık, her mevsim ziyaretçilerini ağırlamaktadır. Bu doğal zenginlik bize zeytinyağı dışında diğer bir gelir kaynağı turizmden faydalanmamamızı da sağlıyor. Her sene Ayvalık’ımızda 400 bine yakın misafir ağırlıyoruz. Bayramlarda bu sayı 1 milyonun üzerine çıkıyor. 14 bin 500 yatağa sahip beş yıldızlı otelden butik otellere kadar herkesin istediğine sahip konaklama seçeneklerimiz mevcut. Misafirlerimizin yüzde 70’ini yerli turist, yüzde 30’unu ise yabancı turist oluşturuyor. Turizmi bu kadar hareketlendiren konulardan bir tanesi Osmangazi ve Çanakkale köprüleriyle birlikte yeni İstanbul-İzmir otoyolu oldu. Böylece Bursa, İzmir, İstanbul gibi şehirlerle mesafelerimiz daha da azaldı. Bu sayede artık sürdürülebilir turizm konusunda daha iddialıyız. Öyle ki hafta sonları yüzde 100 doluluk rakamlarına ulaşabiliyoruz. Biz sadece deniz, kum, güneş lokasyonu değiliz. Aynı zamanda bir kültür-sanat gastronomi tatili sunuyoruz. Bu nedenle de ulaşım avantajımız, havaların sıcak olması, deniz suyu sıcaklığının da 21 olması nedeniyle deniz sezonunun devam etmesi, kültürel ve tarihi dokumuzla ara tatil döneminde ön plana çıktık. Yoğunluk yaşadığımız bu dönemde, zeytin hasadının da devam etmesiyle aileler çocuklarıyla birlikte hem zeytinlikleri dolaşıyorlar hem zeytin sıkımına şahit oluyorlar hem de yeni sezon zeytinyağlarından satın alabiliyorlar" dedi.
Diyarbakır Diyarbakır’da ekiplerin deprem tatbikatı gerçeği aratmadı Diyarbakır’da ekiplerin senaryo gereği yaptığı deprem tatbikatı gerçeği aratmadı. Lice ilçesinde meydana geldiği varsayılan, Bingöl, Tunceli, Elazığ ve Erzincan illerinde de yoğun bir şekilde hissedilen deprem senaryosu kapsamında, Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi Hastane Afet ve Acil Durum masa başı ve saha tatbikatı gerçekleştirildi. Tatbikat senaryosu gereği, deprem sonrasında Hastane Afet ve Acil Durum Yönetim Ekibi (asil ve yedek üyeler) ve tüm hastane personeli hızla harekete geçti. Hastanenin bazı bloklarında yıkım meydana geldiği, enkaz altında kalanlar olduğu ve hastanenin kullanılamaz hale geldiği canlandırıldı. Tatbikatta DÜAK, AFAD, itfaiye ve UMKE ekipleri yer aldı. Senaryo kapsamında yangın ve kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer (KBRN) olayı yaşandı. Hastalar güvenli bir şekilde yangın alanından kurtarıldı. Hastane bahçesinde, Onkoloji Biriminde Acil Müdahale Ünitesi kurulup 47 doktor ile 169 sağlık personelinden oluşan ekip tarafından hizmet verildi. Tatbikatta bin 134 vaka oldu. 87’i kırmızı kod, 361 sarı kod, 246 yeşil kod ve 440 kişi hayatını kaybetti. Tüm veriler senaryo gereği manuel formlara kaydedildi. Bu tatbikat ile afet durumlarında hastane çalışanlarının koordinasyonu, paydaş kurumlar ile koordinasyonu, arama-kurtarma, tahliye ve acil müdahale süreçlerinin işleyişi, KBRN olaylarına karşı hazırlık düzeyi, alternatif sağlık hizmet alanlarının kurulma kapasitesi test edildi. Tatbikatta, muhtemel afet ve acil durumlarda hastane çalışanlarının hazırlıklı olmasını, hızlı ve etkili müdahale yapılabilmesi hedeflendi.
Elazığ Doç. Dr. Erden: "Dünyada her yıl yaklaşık 2 buçuk milyon insana akciğer kanseri teşhisi konulmaktadır" Akciğer kanserinin en önemli risk faktörünün sigara kullanımı olduğunu vurgulayan Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ersin Şükrü Erden, "Dünyada yaklaşık her yıl 2 buçuk milyon insana akciğer kanseri teşhisi konulmaktadır. Akciğer kanseri teşhisi koyulan insanların her yıl 2 milyonu hayatını kaybetmektedir" dedi. Elazığ Medilines Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ersin Şükrü Erden, akciğer kanseri farkındalık ayı nedeniyle açıklamalarda bulundu. Akciğer kanserinin gerek dünyada gerekse de Türkiye’de giderek sayısı artan ve yüksek ölüm oranlarına sahip çok ciddi bir halk sağlığı sorunu olduğunu belirten Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ersin Şükrü Erden, "Dünyada yaklaşık her yıl 2 buçuk milyon insana akciğer kanseri teşhisi konulmaktadır. Akciğer kanseri teşhisi koyulan insanların her yıl 2 milyonu hayatını kaybetmektedir. Ülkemizde duruma bakacak olursak her yıl yaklaşık 40 bin yeni akciğer kanseri vakası tespit edilmektedir. Akciğer kanserleri, hücre tipine bağlı olarak 2 ana gruba ayrılmaktadır. Küçük hücreli akciğer kanseri ve küçük hücre dışı akciğer kanserleridir. Küçük hücreli akciğer kanseri, yaklaşık vakaların yüzde 10-15’ini oluşturmaktadır. Küçük hücre dışı akciğer kanserleri ise vakaların yüzde 85-90’ını oluşturmaktadır. Küçük hücreli akciğer kanserleri oldukça hızla seyirli ve kötü promozlu türü oluşturmaktadır. Küçük hücre dışı akciğer kanserleri ise küçük hücreli akciğer kanserine göre daha yavaş gelişim göstermektedir" diye konuştu. Çoğu vakanın erken dönemde sessiz olduğunu aktaran Erden, "Herhangi bir şikayete sebep olmaz. Akciğer kanseri; 3 haftadan fazla süren öksürük, daha önceden var olan öksürüğün karakter değiştirmesi, balgam çıkarma, kanlı balgam çıkarma, öksürükle ağızdan kan gelmesi, nefes darlığı, ses kısıklığı, yutma güçlüğü, omuz ağrısı ve sırt ağrısı gibi birçok şikayete sebebiyet vermektedir. Akciğer kanserinin teşhisinde öncelikli olarak hastanın ilgili hekime başvurması gerekmektedir. Hekim tarafından hastanın başlangıçta muayenesi yapılmakta, kan tahlilleri alınmakta ve akciğer grafisi çekilmektedir. Akciğer grafisinde herhangi bir şüphe tespit edilen hastalarda akciğer tomografisi çekilmektedir. Gerekli vakalarda pet-ct kullanılabilmektedir. Akciğer kanserinin en önemli risk faktörü sigara kullanımıdır. Vakaların yüzde 90’ında etken sigara olmaktadır. Sigara dışında yine kansere sebep olacak risk faktörleri, pasif sigara içimi, radon gazı, asbest maruziyeti, arsenik maruziyeti ve herhangi bir sebeple göğüs bölgesine daha önceden radyoterapi görmesi ve verem gibi hastalıkların bıraktığı izler akciğer kanseri açısından risk faktörlerini oluşturmaktadır" ifadelerini kullandı.