EKONOMİ - 29 Ağustos 2025 Cuma 16:10

Eğitim Bir-Sen, sendikal tecrübesini Suriye ile paylaşacak

A
A
A
Eğitim Bir-Sen, sendikal tecrübesini Suriye ile paylaşacak

Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim Bir-Sen), sendikal tecrübelerini aktarmak üzere Suriye Öğretmenler Sendikası’yla eğitim ve sendikal alanda iş birliği kararı aldı.


Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, merkezi Şam’da bulunan Suriye Öğretmenler Sendikası heyeti ile Ankara’da bir araya geldi. Ziyarette, eğitim ve sendikal alanda iş birliği kararı alındı.


Ziyarette konuşan Ali Yalçın, ülkelerinin özgürleşme sürecinin ardından ilk yurt dışı ziyaretini gerçekleştiren Suriye Öğretmenler Sendikası Genel Başkanı Muhammed Mustafa başkanlığındaki heyeti, Eğitim-Bir-Sen Genel Merkezi’nde ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti ifade etti.


Esad rejimine karşı, ayrım gözetmeksizin tüm Suriye halkının yanında olduklarını vurgulayan Yalçın, bu kapsamda Memur-Sen’e bağlı sendikaların da katkısıyla İdlib’de çadır kentlerin yanı sıra 400 briket ev, bir cami, okul ve oyun parkından oluşan Mehmet Akif İnan Mahallesi’ni kurduklarını hatırlattı.


Ayrıca Çobanbey’de yaptırdıkları 20 derslikli Fen ve Teknoloji Lisesi’ni Maarif Vakfı’na devrettiklerini belirten Yalçın, "Yaklaşık 8 yıldır eğitim faaliyeti gösteren okuldan mezun olan gençlerin yeni Suriye’nin inşasına katkı sunmaya başlamasından gurur duyuyoruz" dedi.


Rejimden ötürü Türkiye’ye sığınan Suriyelilerin özellikle eğitim alanında karşılaştıkları sorunların çözümü için yoğun çaba gösterdiklerini dile getiren Yalçın, Arapça ve İngilizce yayımladıkları "Türkiye’de Suriyeli Çocukların Eğitimi: Güçlükler ve Öneriler" başlıklı raporla konuyu dünya kamuoyunun dikkatine sunduklarını söyledi.


Yalçın, "Milletimizin tarihi yürüyüşüne yakışan, duruş ve kimliği ile bütünleşen eylem ve söylemlerimiz, emperyalist-siyonist odakların yönettiği küçük grupların sergilemeye çalıştıkları aşırılıkların önüne geçmiştir" ifadesini kullandı.



"İş birliği, ülkenin yeniden inşasına katkı sağlayacak"


Suriye Öğretmenler Sendikası Genel Başkanı Muhammed Mustafa ise savaş yıllarında ve özgürleşme sürecinde Suriye halkına verdikleri destek ile Türkiye’deki Suriyeli çocukların eğitimine yönelik çalışmaları dolayısıyla Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ve sendika yetkililerine şükranlarını sundu.


Mustafa, Suriye’de eğitim ve sendikal örgütlenme alanlarında yaşanan zorlukların aşılması için iş birliği ve ortak projelerin ivedilikle hayata geçirilmesinin önemine dikkati çekti. İki sendika arasında yürütülecek çalışmaların, Suriye’de eğitim sisteminin yeniden inşasına önemli katkılar sunacağını vurgulayan Mustafa, öğretmenler arasında başlatılacak tecrübe paylaşımının da ortak projeler için sağlam bir zemin oluşturacağını ifade etti.



Ortak komiteler kurulması planlanıyor


Ziyarette, Eğitim-Bir-Sen ile Suriye Öğretmenler Sendikası, eğitim ve sendikal alanda iş birliği kararı aldı.


İş birliği faaliyetlerinin düzenli şekilde yürütülmesi için ortak komitelerin kurulması da planlandı. Komite, öncelikli projeleri belirleyecek ve yılda en az bir kez toplanarak iş birliğinin gelişimini değerlendirecek.


Planlanan çalışmalar arasında, öğretmenlerin mesleki yeterliliklerini artırmaya yönelik ortak programlar, eğitim, yükseköğretim ve sendikal çalışmalarda bilgi ve deneyim paylaşımı, seminer, konferans ve çalıştayların düzenlenmesi, karşılıklı heyet ziyaretleriyle başarılı uygulamaların paylaşılması bulunuyor.



Türkiye’de yoğun temaslar


Suriyeli heyet, Eğitim-Bir-Sen’in katkısıyla hazırlanan program çerçevesinde, Türkiye’de çeşitli kurum ve kuruluşlarla da temaslarda bulundu.


Bu kapsamda Milli Eğitim Bakanlığı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB), Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) ile yapılan görüşmelerde, Türkiye’deki Suriyeli öğrencilerin ve eğitmenlerin durumu ele alındı, eğitim alanında iş birliği imkanları değerlendirildi.



Eğitim Bir-Sen, sendikal tecrübesini Suriye ile paylaşacak

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Ankara’daki su kesintisine vatandaştan tepki "Hıdırlıktepe’ye 2 trilyon 200 milyona kule dikeceklerine pompalarının arızalarını yaptırsalardı" Ankara’nın Sincan ilçesinde yaşanan uzun süreli su kesintileri nedeniyle vatandaşlar mağdur olduklarını belirterek yetkililere çağrıda bulundu. Sincan ilçesine bağlı Yenikent Mahallesi’nde son zamanlarda yaşanan su kesintileri vatandaşların tepkisine neden oldu. Günlerdir musluklarından su akmadığını ifade eden mahalle sakinleri, hem günlük ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandıklarını hem de yetkililerden yeterli bilgilendirme alamadıklarını iddia etti. Su kesintileri nedeniyle bazı vatandaşlar bidonlarla çevre bölgelerdeki çeşmelere giderek ihtiyaçları için bidonlara su doldurdu. Öte yandan vatandaşlar, yetkililerden soruna çözüm için çağrıda bulundu. "Faturalarımızı 2 gün geç yatırdığımızda mesaj gönderiyorlar" Yaklaşık 11 yıldır Yenikent’te yaşayan Ahmet Aslan, "Bu son 2 aydır sularımızda ciddi anlamda sıkıntı var. Basınç verilmiyor. Bununla birlikte çok ciddi kesintiler var. Cuma gününden belli suyumuz yok. Arıyoruz muhatap bulamıyoruz. Çağrı merkezleri kapalı. Biz burada yaşayanlar olarak belli bir yaşta insanlarız. Halkla ilgilenin. Faturalarımızı 2 gün geç yatırdığımızda mesaj gönderiyorlar. Şimdi suyumuz 4 gündür verilmiyor, muhatap bulamıyoruz. Bizlerle ilgilenen yok. Acil bir şekilde sorunu çözmek için ilgililerin ilgilenmesi gerekiyor. Bu ne kadar sürecek? Ne zaman gelecek? Hiçbir bilgi sahibi değiliz. Ne yapacağız biz? Hayatımızı idam ettirmek için suya ihtiyacımız var. Önce dediler ki rutin bir kesik olacak. Daha sonra Çamlıdere’den gelen bir pompada bir arıza varmış, daha sonra söylüyorlar bunu. Onunla ilgiliymiş. Peki sırf burayla mı ilgili? Fatih’de, Sincan’da akıyor, hatta ve hatta Yenikent’te benim kızım 300 metre aşağıda oturuyor. Çok da az olsa akıyor. Burayı özellikle cezalandırmak mıdır, nedir, ne söyleyeyim artık? İlgilenen yok" ifadelerini kullandı. "Eğer arıza varsa Hıdırlıktepe’ye 2 trilyon 200 milyona kule dikeceklerine pompalarının arızalarını yaptırsalardı" Aynı zamanda suyu parayla aldıklarını ve emekli olduklarını ifade eden Aslan, "Biz burada belli bir gelir seviyesi olan insanlarız. Ne zamana kadar karşılayacağız biz bunu? İnanın şimdi komşumdan rica ettim. Eğer bulabilirsek 50-60 kilometre uzaklıkta hayrata gideceğiz. Bidon toparladık ama kaç gün gidecek bu? Bunu kaç gün yapacağız, biz genç değiliz ki. Çoluğu çocuğu olanlar var burada. Büyükşehir’in bu sorunu çözeceğine inancımız kalmadı. Çünkü halktan kopuk hareket ediyorlar. Eğer arıza varsa Hıdırlıktepe’ye 2 trilyon 200 milyona kule dikeceklerine pompalarının arızalarını yaptırsalardı. Atıl orada duruyor, bu halkın sorunlarını çözün öncelikle. Bizim bu su ihtiyacımızın bir an evvel çözülmesini talep ediyoruz" diye konuştu. "Gece uyanıp nöbet tutar gibi banyo mu edeceğim?" Yenikent’e 6 ay önce taşındığını belirten Gökhan Arslan, "Son 4 gündür bayağı sıkıntı yapmaya başladı. Çünkü sular sürekli kesiliyor. Gelip gittiği oluyor ama çok az geldiği için hiçbir şekilde kullanamıyoruz. Bize faydası yok. Mesajları takip ediyoruz ya da sosyal medyadan bakıyoruz. Saat 11.00’de gelecek diyorlar, gece 3.00’e kayıyor. Bu sefer hani gece uyanıp nöbet tutar gibi banyo mu edeceğim? Çamaşırları mı, bulaşıkları mı yıkayacağım diye bekliyor insan. Su çok az geldiği için hiçbir şeyi de yapamıyoruz. İhtiyaçlarımıza gidilemiyoruz. Takdir edersiniz ki taşıma suyuyla da değirmen dönmüyor. Marketten al, şuradan al, buradan al. Sonuçta bu mağduriyetin giderilmesi lazım. Mesajlarda ya da aradığımızda söyledikleri işte ya boru hattında sıkıntı var diyorlar. Tamirat, tadilat diyorlar ya da basıncı düşük diyorlar. Yeni taşındık, yuvamız oldu diye sevindik ama bu sefer de sıkıntılar bitmiyor" şeklinde konuştu. "Geliyoruz saatlerce burada soğukta bekliyoruz" Bidonlara su doldurmak için Sincan’ın Kesiktaş ilçesinde bulunan bir çeşmeye gelen Sultan Kayabaşı, "Buranın bahçeleri bu suyu alıyorlar. 1 ay önce geldim gürül gürül akıyordu. Bu halk böyle mağdur oluyor. Geliyoruz saatlerce burada soğukta bekliyoruz. Bir belediyenin el atmasını isterim yani. Bu suya bir bakmasını isterim. Gelemeyen işte çeşmeden kullanıyor, hep içme suyu alıyor ama biz geliyoruz. Böyle saatlerce bekliyoruz işte. Belediye başkanımız buna bir el koysun. Burada bir milleti mağdur etmesin" dedi. "15-20 bidonumuz var, bittiğinde yine geliyoruz" Ellerinde bidonlarla su doldurmak için gelmiş bir diğer vatandaş Duran Aydoğdu ise şu ifadelere yer verdi: "Cuma gününden beri suyumuz yok. Çok sıkıntıdayız. 15-20 bidon götürüyoruz. Yemek yapıyoruz, içmeye kullanıyoruz, abdest almaya kullanıyoruz. Sıkıntımız böyle. 15-20 bidonumuz var, bittiğinde yine geliyoruz. Tadilat varmış, ondan kesikmiş. Kurtboğazı’ndan şebeke gelecekmiş. Buraya 2 gün daha su gelmeyecek diyorlar."
Kastamonu Binanın 14’üncü katından düşerek ölen kadının nişanlısı beraat etti Kastamonu’da apartmanın 14’üncü katından düşerek hayatını kaybeden kadının nişanlısı, cinayet şüphesiyle hakkında açılan davada beraat etti. Olay, 27 Şubat 2025 tarihinde Kuzeykent Mahallesi Kazım Karabekir Caddesi’nde bulunan bir sitede meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, 30 yaşındaki Eser Mumcuoğlu, sitede oturduğu apartmanın 14’üncü katından düşerek hayatını kaybetti. Olayın ardından aynı evde ikamet eden ve olay sırasında birlikte alkol aldıkları tespit edilen Eser Mumcuoğlu’nun nişanlısı S.Ö., gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından tutuklanan S.Ö. hakkında Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesi’nde ’kadına karşı kasten öldürme’ suçundan dava açıldı. Davanın görülen karar duruşmasında tutuksuz yargılanan S.Ö. ve avukatı hazır bulundu. "Hayatımın hiçbir aşamasında bir kadına ne de bir canlıya zarar vermedim" Duruşmada son kez savunma yapan S.Ö., "Mütalaayı kabul etmiyoruz. Hayatımın hiçbir aşamasında bir kadına ne de bir canlıya zarar vermedim. Önceki beyanlarını tekrar ediyorum, beraatımı talep ediyorum" dedi. Sanık S.Ö.’nün avukatı ise, "Eser, olay günü not bırakmıştır, intihar edeceğini belirtmiştir. Sosyal medya platformları üzerinden de sürekli ölümden bahsetmiştir. Ayrıca telefonu incelendiğinde öldükten sonra dahi nereye gömüleceğini, organlarının bağışlanmasını istediği görülmektedir. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde bu şahsın intihara meyilli olduğu, bugün değilse bile yarın bir gün intihar etmesinin beklendiği dosyadaki delillerle sabittir. Dosyada müvekkilimizin cinayet işlediğine dair tek bir delil dahi yoktur. Dolayısıyla müvekkilimizin ’kadına karşı kasten öldürme’ suçunu işlediğine dair başından itibaren dosyada tek bir delil dahi yoktur. Bu yüzden müvekkilimiz hakkında daha fazla mağduriyete sebebiyet vermemesi açısından derhal beraat kararı verilmesini talep ediyoruz" diye konuştu. "Eser ölmek istememiştir, Eser ölüme sürüklenmiştir" Eser Mumcuoğlu’nun ailesinin avukatı ise, "Bu dosya sanığın geçtiğimiz celsede bahsettiği gibi basit bir intihar dosyası değildir. Psikolojik şiddete sürüklendiği ağır bir travma geçirmiştir. Eser’in daha öncesinde intihar girişimi olmuştur. Bunu yapmış olması psikolojik hasta olduğunu göstermez. S.Ö. baştan itibaren tutarsız ifadelerde bulunmuştur. Her ne kadar bir önceki celsede taleplerimiz reddedilmişse de dosyadaki deliller manipüle edilemez. Olay günü sabah başlayan tartışma, akşama kadar devam etmiştir. Akşam da Eser’in hazırladığı yemeği S.Ö. yememiştir. Eser, bunun üzerine ilaç içmiş ve bunu da nişanlısı görmüştür, duymuştur. Bu kadar yaşanan olayın içerisinde S.Ö., temizlik yaparak evdeki delilleri karartmıştır. Eser, S.Ö. ile 1,5 ay kadar beraberken ölmüştür. Eser’in paylaştığı notta ’her şeyden S.Ö. sorumludur’ yazmaktadır. Eser, S.Ö.’nün evinde ölmüştür. Buna da sağlıklı bir ilişki olmadığı bellidir. Olay gününe ait sanığın beyanları çelişkilidir. Komşusu, ‘ölmek istemiyorum’ şeklinde söz duyduğunu demiştir. Keşif istedik reddedildi, tekrardan istiyoruz. Psikolojik rapor alınmasını istiyoruz. Eser ölmek istememiştir, Eser ölüme sürüklenmiştir. Bu nedenlerle sanığın en üst seviyeden cezalandırılarak tutuklanmasını talep ederiz" şeklinde konuştu. Savunmaların dinlenmesinin ardından mahkeme heyeti S.Ö.’nün beraatına karar verdi.