KÜLTÜR SANAT - 19 Kasım 2019 Salı 13:42

Girne’de “Yeni Dünya Düzeni: Doğu Akdeniz’de Mavi Savaşlar Konferansı”

A
A
A
Girne’de “Yeni Dünya Düzeni: Doğu Akdeniz’de Mavi Savaşlar Konferansı”

Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu bünyesindeki Türk Tarih Kurumu ve Bahçeşehir Kıbrıs Üniversitesi Deniz Hukuku Araştırma ve Uygulama Merkezi iş birliğiyle 18-19 Kasım’da Girne’de “Yeni Dünya Düzeni: Akdeniz’de Mavi Savaşlar Uluslararası Konferansı” düzenlendi.

Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu bünyesindeki Türk Tarih Kurumu ve Bahçeşehir Kıbrıs Üniversitesi Deniz Hukuku Araştırma ve Uygulama Merkezi iş birliğiyle 18-19 Kasım’da Girne’de “Yeni Dünya Düzeni: Akdeniz’de Mavi Savaşlar Uluslararası Konferansı” düzenlendi.


Konferans, KKTC Ekonomi ve Enerji Bakanı Hasan Taçoy, Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Murat Başçeri, Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Refik Turan, Jandarma Sahil Güvenlik Akademisi Güvenlik Enstitüsü Başkanı Albay Gökhan Sarı, Bahçeşehir Kıbrıs Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Zafer Ağdelen, Koç Üniversitesi Denizcilik Forumu Başkanı Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz, Siyaset Bilimci Alexandr Dugin ve Bahçeşehir Kıbrıs Üniversitesi Deniz Hukuku Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Emete Gözügüzelli tarafından gerçekleştirilen açış konuşmalarıyla başladı. KKTC Ekonomi ve Enerji Bakanı Hasan Taçoy, konuşmasında adada bulunan Rumların silahlanmaya devam ettiğine dikkat çekerek, Türkiye’nin garantörlüğünün sona erdirilmesi çabalarının asla karşılık bulmayacağını belirtti. Kıbrıslı Türklerin hem adadaki Türk askerinin mevcudiyetini hem de Türkiye’nin garantörlüğünü desteklediğini dile getiren Taçoy, Türklerin adada ilelebet var olacağını ifade etti.


Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Murat Başçeri konuşmasında Doğu Akdeniz’de uluslararası nizamın yeniden inşa edildiğini belirtti. İnşaat alanlarındaki “baretini giy” uyarısının nizam inşası sürecinde de karşılığını bulduğuna dikkat çeken Başçeri, Türkiyesiz oluşturulmaya çalışılan uluslararası nizam çabaları karşısında Türkiye’nin uluslararası hukuka uygun hareket edilmesi çağrılarının zafiyet olarak algılandığını söyledi. Türkiye’nin bu tavrının zafiyetten değil samimiyetten kaynaklandığını belirten Başçeri, Türkiye’nin uluslararası hukuktan doğan haklarını sonuna kadar kullanmakta kararlı olduğunu ifade etti.


Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof Dr. Refik Turan konuşmasında, kıymetli kültür ve medeniyetlere ev sahipliği yapan Akdeniz’in bir bakıma tarihin başladığı yer olduğunu ifade etti. Bozkırın ordularının bin yıl önce Akdeniz’e ulaşarak bu bölgeye ismini verdiğini dile getiren Prof. Dr. Turan, Akdeniz’in bu tarihten itibaren Türk milletinin gönlünde var olduğunu ifade etti. Osmanlıların 1571’de Kıbrıs’ı fethederek uluslararası bir devlet haline geldiğini belirten Prof. Dr. Turan, tarih boyunca çeşitli mücadeleler ve bedellerle bölgede varlığını sürdüren Türkler için Doğu Akdeniz’in “vatan”, Kıbrıs’ın “bayrak” anlamına geldiğini belirtti. Dinlerin ve bilimin doğduğu, sanatın geliştiği, Roma, Osmanlı ve İngiltere gibi dünya güçlerinin muazzam bir kuvvete ulaştığı bu bölgede bugün de olağanüstü bir mücadelenin sürdürüldüğünü söyleyen Prof. Dr. Turan, Kıbrıs’ın hem tarih hem de gelecek olduğunun altını çizdi.


Jandarma Sahil Güvenlik Akademisi Güvenlik Enstitüsü Başkanı Albay Gökhan Sarı bölgede güvenlik anlayışında yaşanan dönüşüme dikkat çektiği konuşmasında Doğu Akdeniz’in bugün bölgenin turnusol kağıdı olduğunu belirterek söylemler ve eylemler arasındaki çelişkiye dikkat çekti.


Bahçeşehir Kıbrıs Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Zafer Ağdelen ise yaptığı konuşmada, Türkiye ve KKTC’nin haklarını bütün dünyaya duyurması açısından bilimsel etkinliklerin önemine değindi. Türkleri kimsenin masada ayak oyunlarıyla saf dışı bırakıp haklarını gasp edemeyeceğini ifade eden Ağdelen, “Bizler bu adada sonsuza dek var olacağız” dedi.


Koç Üniversitesi Denizcilik Forumu Başkanı Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz ise Türkiye ve KKTC’nin Doğu Akdeniz devletleri olarak bu yüzyılın kilit ülkeleri olduğunu ifade etti. Küresel düzenin tektonik kırılmalarla değiştiğini belirten Gürdeniz, “Atlantik Çağı sona ererken geri dönülmez bir biçimde Asya Çağı başlıyor. Türkiye Asya’yı yeniden keşfediyor” dedi. Atlantikçi çözüm modelinin önerisi olan federal devletin yerini Asya yüzyılında bağımsız Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne bırakacağını dile getiren Gürdeniz, KKTC’nin Lübnan ve Suriye ile deniz sınır belirleme görüşmelerine başlamasının önemine işaret etti.


Siyaset Bilimci ve siyasi danışman Alexandr Dugin, konuşmasında dünyada tek merkezlilikten çok merkezliliğe doğru bir değişim süreci yaşandığını vurguladı. Bu sürecin henüz tamamlanmadığını belirten Dugin, geçiş döneminin bazı tehlikeler barındırdığının altını çizdi. Bu süreçte “Türkiye’nin yeri neresidir?” sorusunun önem kazandığını belirten Dugin, Rusya, Çin, İran, Suriye, Pakistan ve Hindistan’ın da bulunduğu çok kutuplu dünyadaki en büyük değişimin Türkiye’nin kararına bağlı olduğunu belirtti.


Bahçeşehir Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Emete Gözügüzelli ise konuşmasında, kritik bir merkez haline gelen Doğu Akdeniz’de yetki alanlarının sınırlandırılmasıyla ilgili ihtilafların derinleştiğini vurgulayarak bu bölgedeki riskleri çeşitlendiğini ifade etti. Korsanlık, deniz ulaşımı, taşımacılık, enerji, faaliyetleri, güvenlik meselelerinin özellikle deniz yetki alanları üzerinde daha da öne çıktığını dile getiren Gözügüzelli, bu bölgede tasarlanan projelerin geçiş güzergahının Türkiye’nin deniz yetki alanları içerisinde kaldığını hatırlatarak Türkiye dahil edilmeksizin herhangi bir adım atılmasının mümkün olmadığının altını çizdi.


Türkiye ve KKTC’nin yanı sıra Rusya, ABD, Pakistan, Endonezya ve Suriye’nin de aralarında bulunduğu çok sayıda ülkeden tarihçi, siyaset bilimci ve gazeteciyi bir araya getiren konferansta enerji güvenliği başta olmak üzere Doğu Akdeniz’de yaşanan güncel sorunlar ve bu sorunların tarihi arka planı ele alındı. Doğu Akdeniz’in jeopolitiğinde yaşanan değişimin ve farklı ülkelerin bu bölgede yürüttüğü faaliyetlerin ele alındığı konferansta, Türkiye ve KKTC’nin Doğu Akdeniz’deki faaliyetleri ve uluslararası hukuktan doğan haklarına da ışık tutuldu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan EBYÜ’de “Klinik Nütrisyon Sempozyumu” düzenlendi Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi (EBYÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü ev sahipliğinde “Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3-Multidisiplinler Bakış Açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu” düzenlendi. Prof. Dr. Erdoğan Büyükkasap Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleşen sempozyuma Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Akın Levent, İl Sağlık Müdürü Dr. Cihan Tekin, Türkiye Diyestisyenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ayhan Dağ, Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mutlu Doğanay, Rektör Yardımcıları A. Ercan Ekinci, Prof. Dr. Adem Başıbüyük, Prof. Dr. Çağrı Çırak, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nadiye Özer, Erzincan Mengücek Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Ufuk Kuyrukluyıldız, sağlık çalışanları, akademik ve idari personel, öğrenciler ve çok sayıda davetli katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından başlayan sempozyum programı, açılış konuşmaları ile devam etti. İlk olarak konuşma yapan EBYÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nadiye Özer, Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3- Multidisiplinler bakış açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu’na ev sahipliği yapmanın mutluluğunu ifade etti. Beslenmenin bir yaşam aktivitesi olduğunu ve hastalık durumunda bu aktivitenin sürdürülmesinin multidisipliner bir yaklaşım gerektirdiğini belirten Prof. Dr. Özer, Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği’nin bu konuda en güzel örneklerden biri olduğunu söyledi. Programa Erzurum, Sivas, Bayburt, Gümüşhane, Malatya, Van, Bingöl, Trabzon, Tokat ve Samsun gibi illerden gelen öğrenci, mezun hekim, hemşire, diyetisyen ve eczacılardan oluşan 750 katılımcıyı ağırlamaktan mutluluk duyduklarını ifade eden Prof. Dr. Özer, sempozyumun hayata geçirilmesinde katkıda bulunan herkese teşekkürlerini sundu. Daha sonra konuşmalarını yapmak için kürsüye gelen Prof. Dr. Mutlu Doğanay, organizasyon için teşekkürlerini ileterek bu sempozyumun bilgileri güncellemek adına önemli bir fırsat olduğunu belirtti. Türkiye Diyetisyenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ayhan Dağ ise sempozyumun gerçekleşmesindeki çabalar için üniversite ve diyetetik bölümüne teşekkürlerini iletti. Son olarak nütrisyon tedavisinin önemine vurgu yapan Dağ, sempozyumun başarılı geçmesi temennisinde bulundu. Erzincan İl Sağlık Müdürü Dr. Cihan Tekin, beslenme ve diyetetiğin önemine vurgu yaparak bu tür bilimsel sempozyumların sağlık alanlarına önemli katkılar sağlayacağını belirtti. Sağlık alanında yapılan bilimsel etkinliklerin, sağlık hizmetlerinin gelişimine ve toplumun bilinçlenmesine büyük faydalar sağladığına değinen Dr. Tekin, Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3 - Multidisipliner bakış açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu’nun bu anlamda önemli bir platform olduğunu ekledi. Rektör Prof. Dr. Akın Levent ise konuşmasında nütrisyonun, malnütrisyonun tedavisi yani yetersiz beslenme tedavisi olduğuna değinerek kötü beslenmenin hayatı olumsuz etkilediğini ve bilinçlenme adına bu tür programların düzenlendiğini söyledi. Günümüzde beslenmenin sağlık üzerindeki etkileri giderek daha fazla önem kazandığına değinen Rektör Levent, son zamanlarda özellikle hanımların beslenmeye özen göstermelerine dikkat çekti. Son olarak Rektör Levent, Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3 - Multidisipliner bakış açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu’nun katılımcılara çok yönlü bir perspektif sunarak değerli bilgiler aktaracağını belirtti. Protokol konuşmalarının ardından Türkiye Diyetisyenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ayhan Dağ, Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mutlu Doğanay’ a katkılarından dolayı Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nadiye özer tarafından plaket takdimi yapıldı. Sempozyum programında Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Eğitimi Anabilim Dalı öğretim üyelerinden Dr. Öğr. Üyesi Taner Uluçay önderliğinde öğrenciler tarafından Erzincan yöresine ait türkülerden oluşan müzik dinletisi gerçekleştirildi. Program dört oturum şeklinde devam etti ve panelistlere program sonunda teşekkür belgeleri takdim edildi.
Erzincan Jandarmadan üniversitede fidan dikimi etkinliği Jandarma Genel Komutanlığının kuruluşunun 185’inci yıl dönümü kutlamaları kapsamında Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesinde fidan dikimi etkinliği gerçekleştirildi. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Yalnızbağ Yerleşkesi’nde düzenlenen etkinliğe Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Akın Levent, Erzincan Vali Yardımcısı Mehmet Emre Canpolat, Erzincan Jandarma İl Komutanı Veysel Yanık, çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı. Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı ile başlayan programa ilişkin günün anlam ve önemini belirten konuşma Jandarma Üsteğmen Buğra Kocaş tarafından yapıldı. Kocaş, ağaçlandırmanın ve fidan dikmenin önemine değindiği konuşmasında, “İklim değişikliği ve erozyonu önlemek gibi fidan dikmenin birçok önemi var. Burada yetişecek her bir fidan bizlere en büyük miras olacaktır. Yeşil görmeyen gözler zevkten mahrumdur. Erzincan Jandarma İl Komutanlığı olarak şehrimizin yeşiline katkı sunmaktan gurur duyuyoruz” dedi. Konuşmanın ardından Erzincan İl Jandarma Komutanlığına bağlı eğitim köpekleri ile bomba arama gösterisi ve itaat eğitimi gösterileri yapıldı. Jandarma Asayiş Komando Bölük Komutanlığı tarafından hazırlanan tüfekli hareketler gösterisi katılımcılardan büyük beğeni topladı. Gösterinin ardından konuşmasını icra eden Erzincan Jandarma İl Komutanı Veysel Yanık, “Kültürümüz, tüm bitkiler ve hayvanlar dâhil canlıların tamamına karşı sevgi ve şefkatle yaklaşmamızı öğütler. Atalarımızdan, babalarımızdan devraldığımız ağaç, çevre, yeşil sevgisini yeni nesillere aktarmak en başta gelen görevlerimizden biridir. Orman varlığımızın arttırılması hususunda dün olduğu gibi bugün de, yarın da Jandarma Teşkilatı olarak daima yerimizi alacağız” dedi. Jandarma Genel Komutanlığının kuruluşunun 185. yılı münasebetiyle üniversitemizde düzenlenen törende konuşan Rektör Prof. Dr. Akın Levent, “Bu etkinliğin Jandarma tarafından okulumuzda düzenlenmesinden mutluluk duyduk. Jandarma Genel Komutanlığının kuruluşunun 185. yıl dönümünü kutluyorum. Bu vesile ile başta Cumhuriyetimizin Banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere şehitlerimize rahmet, gazilerimizi de hayırlı uzun ömür diliyorum” ifadelerini kullandı. Fidan dikimi etkinliğinde konuşan Vali Yardımcısı Mehmet Emre Canpolat, “Jandarma Genel Komutanlığının 185. yıl dönümü kutlamaları kapsamında düzenlenen fidan dikimi etkinliği, kurumumuzun köklü tarihine ve doğaya olan saygısını simgelemektedir. Bugün dikilecek fidanlarla hem geçmişimizi onurlandıracak hem de geleceğe sağlam bir miras bırakmış olacağız” dedi. Etkinliklerin icra edilmesinin ardından fidan dikim faaliyeti gerçekleştirildi. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Yalnızbağ Yerleşkesi, Erzincan İl Jandarma Komutanlığı tarafından mavi ladin, Avrupa ladin, dişbudak; akağaç, akasya, yapraklı ve ibreli türlerinden fidanlarla ağaçlandırıldı. Rektör Prof. Dr. Akın Levent, ağaç dikim alanında öğrencilerle sohbet edip fotoğraf çektirdi. Ağaç dikim alanından sonra Rektör Levent Erzincan İl Jandarma Komutanlığı tarafından düzenlenen sergiyi Jandarma Alay Komutanı Veysel Yanık ve öğrenciler eşliğinde gezdi.
Erzincan Çayırlı’da küçükbaş hayvanlarda aşılama kampanyası Çayırlı İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü’ne bağlı teknik ekipler, mesai mefhumu gözetmeden, küçükbaş hayvanlara yönelik bakanlık tarafından programlı olarak yürütülen aşılama kampanyasını sürdürüyor. Aşılama esnasında yeni doğan kuzulara küpeleme çalışması da yapılıyor. Hayvan sağlığı ve refahı için görev başında olan ekipler, çiftçilere ve Erzincan’a katma değer sağlamak, küçükbaş hayvancılık sektörünün gelişmesine katkıda bulunmak amacıyla yayla yayla, mera mera gezerek ağıllarda küpeleme ve aşılama çalışmalarını sürdürüyor. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından programlı bir şekilde yürütülen çalışmalarda küçükbaş hayvanlara çiçek, veba ve brucella hastalığına karşı aşılanıyor. Küçükbaş hayvancılık sektörünü daha ileri seviyelere çıkarmak için Erzincan genelinde çalışmalarını sürdüren tarım teşkilatı, Çayırlı’nın Gelinpınar Köyü’nde bir yandan programlı aşılama kampanyasını sürdürürken diğer yandan yeni doğan kuzularda küpeleme çalışmalarını sürdürüyor. Küçükbaş hayvancılık sektörüne büyük zarar veren çiçek, veba ve brucella hastalığına karşı tetikte olan tarım teşkilatı mera ve ağıllarda sabahın erken saatlerinde çalışmaya başlıyor. Aşılama kampanyası hakkında bilgi veren Çayırlı İlçe Tarım ve Orman Müdürü Emrah Demir, “Hayvan sağlığı ve hayvan refahının korunmasının yanı sıra, hastalıkların önlenerek halk sağlığının korunması amacıyla, il genelinde hazırlanan plan, program ve projeleri uygulayarak, hayvan hastalık ve zararlılarına karşı koruyucu hizmetler yürütmeye devam ediyoruz. Bakanlığımız tarafından programlanan aşılama kampanyasında dahilinde İl Müdürlüğümüzün talimatlarına uygun olarak ilçemiz genelinde küçükbaş hayvanlarda aşılama ve küpeleme çalışmalarımız aralıksız sürdürülüyor. Ayrıca küpeleme çalışmaları ile yeni doğan hayvanlar kayıt altına alınarak kimliklendirilirken, çiftçilerin de devlet desteklerinden faydalanması için bilgilendirme yapıyoruz. İlçe Müdürlüğü olarak büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliği başta olmak üzere yetiştiricilerimizin, çiftçilerimizin her zaman yanındayız. Hem sahada hem kurumda her türlü ihtiyaçlarına ve beklentilerine cevap verebilmek için çalışıyoruz. Üreticilerimizin ürünü bol kazancı bereketli olsun” diye konuştu.