EKONOMİ - 15 Mayıs 2025 Perşembe 13:22

HAK-İŞ Başkanı Arslan: "(KÇP) Teklifin bir an evvel verilmesi için dün görüşmeler yapıldı"

A
A
A
HAK-İŞ Başkanı Arslan: "(KÇP) Teklifin bir an evvel verilmesi için dün görüşmeler yapıldı"

Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ) Genel Başkanı Mahmut Arslan, Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) görüşmelerine ilişkin, "Teklifin bir an evvel verilmesi için dün görüşmeler yapıldı. Sayın Bakan’la koordinasyon kurulu üyelerimiz bu görüşmelerin sonucunda yarın için bir toplantı olacağı hususu bize de geldi" dedi.


HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, konfederasyonunun Cezayir İşçi Sendikaları Konfederasyonu (UGTA) ile gerçekleştirdiği ‘Filistin ile Ortak Dayanışma İşbirliği Protokolü’ İmza törenine katıldı. Program çerçevesinde Filistin ile İsrail arasındaki olaylarda Filistin halkının yaşadığı sıkıntılar ve bu sıkıntıların ulusal ve uluslararası kamuoyuna aktarılması ele alındı.


Burada bir konuşma gerçekleştiren Arslan, HAK-İŞ olarak Filistin’deki işgalin Filistin topraklarında yaşanan katliamların, sürgünlerin kuruluşlarından beri karşısında durduklarını belirtti.


Arslan, 7 Ekim’de başlayan çatışmaların ardından Türkiye’de ilk kez HAK-İŞ bünyesinde Filistin ve Kudüs’ü Destekleme Komitesi kurulduğunu anımsattı.



"HAK-İŞ, Filistin’le ilgili duyarlılığın arttırılması için büyük gayret içerisinde olmuştur"


HAK-İŞ olarak 4 yıl süreyle Uluslararası Filistin ve Kudüs’ü Destekleme Sendikalar Birliği’nin başkanlığını yürüttüklerini kaydeden Arslan, "O dönemde gerek ülkemizde gerekse değişik ülkelerde Filistin konusunu gündemde tutmaya devam ettik. Bütün bu faaliyetlerimizin içerisinde ülkemizde HAK-İŞ, belli bölgelerde yine Filistin’le ilgili duyarlılığın arttırılması Mescid-i Aksa’ya yönelik saldırıların durdurulması Aksa’nın işgalinin ve Aksa’nın Müslümanların ziyaretine kapatılmasına karşı büyük bir çaba ve gayret içerisinde olmuştur" açıklamasında bulundu.



"HAK-İŞ olarak nefesimiz yettiği müddetçe katliamlara karşı mücadeleyi devam ettireceğiz"


Arslan, İsrail’in bir an evvel hesap vermesi, katliamların durdurulması ve ateşkesin yeniden sağlanarak Filistin’de kalıcı bir barışın sağlanması konusunda çabalarını sürdürmeye devam edeceklerini ifade ederek, şu ifadeleri kulandı:


"Bugün UGTA başkanıyla imzalayacağımız Filistin deklarasyonunda bunun daha geniş bir şekilde ifadesini bulacaksınız. Biz konfederasyonumuz HAK-İŞ olarak sesimiz çıktığı sürece nefesimiz yettiği müddetçe bu katliamlara karşı bu gerçekten insanlığın gözü önünde yapılan soykırıma karşı sonuna kadar devam ettireceğiz. Mücadelemizi engellemek isteyenlere karşı daha da güçlü ses vermeye devam edeceğiz. UGTA’yla birlikte ülkemize gelip ikili işbirliği anlaşmalarıyla Filistin Deklarasyonu’nu imzalayan ülke sendikalarına da ayrıca teşekkür ediyorum. Güney Afrika’dan Balkanlar’a Arnavutluk’a kadar pek çok ülkedeki sendikacı kardeşlerimizle ortak deklarasyonları yayınlayarak daha sonra da bunu inşallah bir bütün olarak ülkemizde daha geniş bir ortak çalışmayı da HAK-İŞ olarak gerçekleştirme umuduyla bugün bu toplantımızla Filistin’e desteğimizi bir kez daha ifade etmek imkanımız oldu."



"En kısa zamanda Cezayir’de bu çalışmaların ikinci aşamasını gerçekleştirme umudunu taşımaktayız"


HAK-İŞ ve UGTA arasında köklü bir iş birliğini de temellendirmek istediklerini söyleyen Arslan, yapılacak işbirliğinin iki ülke çalışanları ve sendikaları için de güzel ve başarılı çalışmalara vesile olmasını temennisinde bulundu. Arslan, "En kısa zamanda inşallah bu birlikteliğimizin bir sembolü olarak Cezayir’de de bu çalışmaların ikinci aşamasını gerçekleştirme umudunu taşımaktayız. Sendikalarımız arasındaki ilişkileri geliştirmek, konfederasyonlar arasındaki ilişkileri her alanda olduğu gibi geliştirmek, üyesi bulunduğumuz Uluslararası (40:55) Sendikalar Konfederasyonu ve diğer bölgesel örgütlerde de iş birliğimizi devam ettireceğimizi ifade etmek istiyorum" ifadelerini kullandı.



"TÜHİS konfederasyonlarımıza ve koordinasyon kurulumuza bir teklif sunmadı"


Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü’ne ilişkin sorulan soruları da yanıtlayan 600 bin kamu işçisinin toplu sözleşme müzakerelerinin Ocak ayından beri devam ettiğini hatırlattı.


Toplu Sözleşme Sürecinin tarafları olarak HAK-İŞ ve TÜRK-İŞ Konfederasyonu’yla ortak yürütülen müzakerelerde HAK-İŞ’in de yaklaşık 400 bin üyesinin bulunduğunu söyleyen Arslan, "Bizim tarafımızdan işçiler tarafından biz üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirdik. Çalışanlarımızın talepleri doğrultusunda pastaklarımızı hazırladık. Daha sonra ortak olarak taleplerimizi TÜHİS’e ve Bakanlığa sunduk. Görüşmelerde başladı ancak bugüne kadar maalesef görüşmelerde bizim arzu ettiğimiz sonuçlara henüz ulaşamadık. Hala TÜHİS konfederasyonlarımıza ve koordinasyon kurulumuza bir teklif sunmadı" açıklamasında bulundu.



"Teklifin bir an evvel verilmesi için dün görüşmeler yapıldı"


Arslan, çalışanların ciddi bir beklenti içerisinde olduğunun altını çizerek, "Bu müzakerelerin artık bir an evvel sona ermesi çalışanların ve konfederasyonlarımızın taleplerinin dikkate alınarak Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü’nün bir an evvel sonuçlanmasını istiyoruz. Teklifin bir an evvel verilmesi için dün görüşmeler yapıldı. Sayın Bakan’la koordinasyon kurulu üyelerimiz bu görüşmelerin sonucunda yarın için bir toplantı olacağı hususu bize de geldi. Umarım yarın TÜHİS’te yapılacak toplantıda teklifler kamuoyuyla bizlerle paylaşılır ve bu konuda yeni bir aşamaya geçilmiş olur" diye konuştu.



"Taleplerimizi karşılayacak bir teklifle bize gelmelerini umut ediyoruz"


Arslan, görüşmeleri HAK-İŞ ve TÜRK-İŞ olarak beraber yürüttüklerini anımsatarak, "Ortak yürüttüğümüz projelerde geçtiğimiz yıllarda da başarılı toplu sözleşmelere imza attık. Bu seferde yaşadığımız zorluklar yüksek enflasyon, hayat pahalılığı ve benzeri sorunlardan dolayı çalışanların mağduriyetleri yükseldi, talepleri de yükseldi. Bu doğrultuda hükümetimizin Bakan’ın mutlaka kısa zamanda bizim taleplerimizi karşılayacak bir teklifle bize gelmelerini ve bu işi sonuçlandırmayı umut ediyoruz. Buradaki çağrılarımız bütün çalışanlarımızın bu konudaki çabalarımızın mücadelemizin onların ekmeğini daha da büyütmek onların sosyal ekonomik ihtiyaçlarını daha da geliştirme konusundadır" şeklinde konuştu.



"İstediğimiz teklif gelirse amacımız bir an evvel toplu iş sözleşmesini sonuçlandırmak"


Bize gelen bilgiler yarın bir toplantı yapılacağı ama bu toplantı yarın değil de bir gün sonra olur veya bugün olur. Bizim için esas olan TÜHİS’in tekliflerini bize sunmasıdır. Bu teklifleri sunarken de bizim taleplerimizi karşılayacak bir teklif istiyoruz, bekliyoruz. Eğer onlar gerçekleştirirse tabii ki amacımız bir an evvel toplu iş sözleşmesini sonuçlandırmak. Ama bu taleplerimizin karşılanmasıyla ilgili bir konu. Sonuçta nihai kararı çalışanlarımız verecek. Biz çalışanlarımızın bizden talep ettiği teklifleri taslaklara koyduk ve hükümetimizden, kamudan, TÜHİS’ten bu taleplerimizin karşılanmasını istiyoruz. Bu taleplerimizin karşılanması için de iki konfederasyon ortak hareket ediyoruz" değerlendirmesinde bulundu.


Konuşmaların ardından program UGTA Başkanı Amar Takdjout ve HAK-İŞ Başkanı Mahmut Arslan, ortak bildirgeyi imzalamasıyla son buldu.



HAK-İŞ Başkanı Arslan: "(KÇP) Teklifin bir an evvel verilmesi için dün görüşmeler yapıldı"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Karabük 40 yılda biriktirdiği Türk boy damgaları Safranbolu’da sergiledi Koleksiyoner emekli öğretmen Mustafa Gezici’nin 40 yılda topladığı Türk boyu damgalarının bazıları Safranbolu’nun UNESCO’ya kabul edilişinin 31. yılı etkinlikleri kapsamında açılan sergide ziyaretçilerle buluştu. Karabük’ün Safranbolu ilçesinin UNESCO Dünya Miras Listesi’ne kabul edilişinin 31. yılı, düzenlenen çeşitli etkinliklerle kutlanmaya başlandı. Kutlamalar kapsamında, Tarihi Safranbolu Sempozyumu ile başlayan programda günün anlam ve önemine ilişkin konuşmalar yapıldı. Etkinlikler çerçevesinde koleksiyoner ve emekli öğretmen Mustafa Gezici (61), 40 yılda topladığı 90 Türk boyu damgasından 39’unu katılımcılarla buluşturdu. "Türk Dilinin Sessiz Tanıkları: Türk Boy Damgaları" adıyla açılan sergide, Türk kültür ve tarihine ışık tutan damgalar ziyaretçilerin beğenisine sunuldu. Serginin, Safranbolu’nun kültürel miras kimliğine katkı sağlamasının yanı sıra Türk boylarının tarihsel izlerinin tanıtılmasına da önemli katkı sağlıyor. Gezici, gazetecilere yaptığı açıklamada, "Anadolu’da artık son aşamada hayvanlara vurulan damgalardır bunlar. Hayvancılığın artık çiftliklere çevrilmesi, köy hayvancılığının da çok azalması nedeniyle bunlar son 50 yıldır kullanılmaz oldu. Ama tarihin sessiz tanıklarıdır bu hayvan damgaları, Türk boy damgalarıdır" dedi. Şu ana kadar yaklaşık 90 adet topladıklarını ifade eden Gezici, "Bunlar, Türklerin Anadolu’ya 1071’den daha önce geldiğine dair belgelerdir. Sessiz tanıklarıdır. Yılda yaklaşık 4 tane falan bulabiliyoruz. İşte 40 yıllık bir emektir bu yani. Kastamonu, Yozgat, Kayseri, Erzurum, Elazığ, Erzincan; bu bölgelerden topladık. Moğolistan’dan da gelen var. Bir arkadaş gönderdi; 3–4 tane de oradan var. Karşılaştırma açısından Moğolistan’dan geldi" diye konuştu. Gezici, "Büyükbaş hayvanların butlarına, küçükbaş hayvanların da kulaklarına vurulurdu. Yani Türkler ilk defa, şunu söyleyelim, hayvanlara kulak küpesinin ilk mucididir. Kime ait olduğu belli oluyor böylece. Ova ova, boy boy bellidir bunlar. Hatta iki kardeş boyun bile damgaları ayrıdır" ifadelerine yer verdi.
Hakkari Hakkâri’nin hafızası kütüphanede yaşıyor Hakkâri’nin ilk öğretmenlerinden ve matbaacılarından olan İbrahim Hatipoğlu’nun mirası gelecek nesillere emanet edildi. Hakkârili emekli öğretmen ve yazar Aziz Hatipoğlu, Hakkâri’nin eğitim ve kültür tarihine ışık tutan anlamlı bir bağışa imza attı. Hakkâri’nin ilk üç öğretmeninden biri ve aynı zamanda kentin ilk matbaa kurucularından olan merhum babası İbrahim Hatipoğlu’na ait kişisel kütüphanede bulunan kitaplar, Hakkâri Sosyal Bilimler Lisesi Emin Özatak Kütüphanesi’ne bağışlandı. Bağış kapsamında, İbrahim Hatipoğlu’nun Hakkâri’nin kurtuluşunun 30. yıl dönümü dolayısıyla 1947 yılında kutlama programında yaptığı konuşmanın orijinal metni de gün yüzüne çıktı. Tarihî belge niteliği taşıyan bu metin, dönemin ruhunu ve Hakkâri’nin kültürel birikimini yansıtması açısından büyük önem taşıyor. Rahmetli babası gibi kendisi de öğretmen ve yazar olan Aziz Hatipoğlu, 1931 doğumlu babasının hatıralarını paylaşırken duygulu anlar yaşadı. Hakkâri’nin geçmişten bugüne bir ilim ve kültür şehri olduğunu vurgulayan Hatipoğlu, bu kimliğin oluşmasında emeği geçen eğitimcileri ve aydınları saygıyla andı. Hakkâri İl Millî Eğitim Müdürü Nurettin Yılmaz’ı makamında ziyaret eden Hatipoğlu; bu anlamlı bağışın kütüphaneyle buluşmasına vesile olan İl Müdürü Yılmaz’a teşekkür ederek, gençlerin tarihî ve kültürel mirasla buluşmasının önemine dikkat çekti. İl Millî Eğitim Müdürü Nurettin Yılmaz, Hakkâri’nin eğitim tarihine yön veren isimlerin yaşatılmasının büyük önem taşıdığını vurgulayarak, "Şehrimizin ilk öğretmenlerinden ve eğitim öncülerinden merhum İbrahim Hatipoğlu’nun aziz hatırasını gelecek nesillere aktarmak adına, isminin bir okul kütüphanemize verilmesini kararlaştırdık. Bu anlamlı bağışla birlikte öğrencilerimizin hem kitaplarla hem de Hakkâri’nin köklü eğitim geçmişiyle buluşmasını son derece kıymetli buluyoruz. Eğitime gönül vermiş büyüklerimizi rahmet ve şükranla anıyor, bu değerli mirası bizlere ulaştıran emekli öğretmenimiz ve yazar Aziz Hatipoğlu’na teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.
Muğla Büyükşehir’den Menteşe’ye nefes aldıracak bir proje daha Muğla’nın Menteşe ilçesinde, kente nefes aldıracak ve yaşam kalitesini yükseltecek önemli projelerden biri olan Cengiz Bektaş Kent Belleği yanında bulunan parkta yürütülen çalışmalarda sona yaklaşıldı. Muğla Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Tayfun Yılmaz, teknik ekiplerle birlikte alanda incelemeler yaparak çalışmaların son durumunu değerlendirdi. Yaklaşık 8 bin 300 metrekare alan üzerine inşa edilen Cengiz Bektaş Kent Belleği yanında bulunan park sadece bir yeşil alan olmanın ötesinde, her yaştan yurttaş için güvenli ve estetik bir buluşma noktası olarak tasarlandı. Proje kapsamında, 900 metrekarelik güvenli çocuk oyun alanı, doğal taş amfi ve süs havuzları ile birlikte 3 bin 500 metrekarelik yeşil alan ve yürüyüş yollarına yer verildi. Parkın, sunduğu bu donatılarla Menteşe’de sosyal yaşamı canlandıracak nitelikli bir kamusal alan olma özelliği taşıdığı belirtildi. Genel Sekreter Tayfun Yılmaz: "Bu projeler kent kültürünü güçlendiriyor" Muğla Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Tayfun Yılmaz, proje alanındaki incelemeler sırasında yaptığı açıklamada, çalışmaların planlandığı şekilde ilerlediğini belirterek "Cengiz Bektaş Kent Belleği yanında inşa ettiğimiz parkımız Muğla’nın kültürel kimliğini, kamusal yaşamını ve sosyal etkileşimini güçlendiren çok değerli bir proje. Büyükşehir Belediye Başkanımız Ahmet Aras’ın vizyonu doğrultusunda, kentin merkezinde herkesin rahatça nefes alabileceği, bir araya gelebileceği alanlar oluşturuyoruz. Teknik ekiplerimizle birlikte titizlikle yürüttüğümüz bu çalışmayı, Menteşe’ye yakışır şekilde tamamlamaktan mutluluk duyuyoruz." Dedi. Başkan Aras: "Kentler betonla değil, insanla güzelleşir" Kıyı Ege Belediyeler Birliği ve Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras ise yaptığı değerlendirmede, kentsel projelerde insan odaklı yaklaşımı benimsediklerini vurgulayarak, "Bizim anlayışımızda kentler sadece yollarla, binalarla değil; parklarıyla, meydanlarıyla ve insanların bir araya gelebildiği ortak yaşam alanlarıyla güzelleşir. Cengiz Bektaş Kent Belleği yanında inşa edilen parkımız da bu anlayışın somut bir örneğidir. Menteşe’de yeşil alanları artırmak, çocuklarımıza güvenli oyun alanları, yurttaşlarımıza nefes alabilecekleri sosyal mekanlar sunmak en temel önceliklerimizden biri. Muğla’yı doğasına, tarihine ve insanına yakışır şekilde birlikte büyütmeye devam edeceğiz." diye konuştu.
Mersin Minikler Togg’la tanıştı, yerli üretimi öğrendi Mersin’in Anamur ilçesinde Yerli Malı Haftası kapsamında minik öğrenciler yerli üretim Togg’u yakından görme fırsatı buldu. Geleneksel Yerli Malı Haftası kutlamaları, bu yıl Anamur’da yerli üretim ve milli teknoloji bilinci temasıyla farklı bir boyut kazandı. Akdeniz Camii Müberra Mert, Yunus Emre ve Değirmencik Burnu 4-6 Yaş Kur’an kurslarında eğitim gören öğrenciler, ev yapımı ürünlerle stantlar kurarak yerli üretimin önemini öğrenirken, yöresel kıyafetlerle Türkiye’nin farklı bölgelerinde yetişen yerli ürünleri tanıttı. Etkinlik alanında sergilenen Türkiye’nin yerli ve milli otomobili Togg ise miniklerin yoğun ilgisini çekti. Öğrencilere Togg’un üretim süreci ve özellikleri hakkında bilgi verilerek, milli markaların ülke ekonomisine katkısı anlatıldı. Etkinlik kapsamında çocuklar, AKINCI, TCG Anadolu, Gökbey, Hürkuş, Kirpi, Göktürk ve Togg gibi Türkiye’nin yerli ve milli projelerini resmetti. Çocukların çizimleri, yapay zeka destekli bir video ile canlandırılarak katılımcılara izletildi. Programda konuşan Anamur İlçe Müftüsü Mehmet Fidan, yerli ve milli bilincin küçük yaşlarda kazandırılmasının büyük önem taşıdığını vurguladı. Fidan, "Yerli Malı Haftası, çocuklarımıza kendi değerlerimizi tanıtmak ve yerli üretimin gücünü anlatmak açısından son derece anlamlıdır. Yerli ve milli aracımız Togg’u yakından inceleyen evlatlarımız, yarının mühendisleri, tasarımcıları ve üreticileri olacaktır. Kendi markalarına sahip çıkan bir nesil, ülkemizin geleceğini daha güçlü kılacaktır" dedi. 4-6 yaş Kur’an kurslarında çocuklara yalnızca dini eğitim verilmediğini ifade eden Fidan, aynı zamanda tutumlu olma, bilinçli tüketim, israftan kaçınma ve milli değerlere sahip çıkma bilincinin de kazandırıldığını belirtti. Fidan, "Yerli ve milli bilinç, güçlü bir gelecek demektir. Bu bilincin erken yaşta verilmesi, çocuklarımızın öz benliklerini koruyarak yetişmelerine katkı sağlar" diye konuştu.