ÇEVRE - 19 Eylül 2023 Salı 11:57

Ildır Körfezi’nde endemik taş mercan türü görüldü

A
A
A
Ildır Körfezi’nde endemik taş mercan türü görüldü

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi tarafından İzmir’de yürütülen “Karaburun-Ildır Körfezi Özel Çevre Koruma Bölgesi Denizel Biyolojik Çeşitliliğin Tespiti Projesi”nde birçok yeni türün yanı sıra endemik taş mercan türü olarak bilinen Cladocora caespitosa türüne rastlanıldı.


Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca Cumhurbaşkanlığı kararı ile Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edilen alanlarda doğal, kültürel, tarihi, eğitsel ve estetik değerleri koruma ve fiziki planlama çalışmalarına altlık oluşturulması amacıyla biyoçeşitlilik çalışmalarına devam ediliyor. Tabiat Varlıkları Koruma Genel Müdürlüğü ve İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi tarafından İzmir’de Özel Çevre Koruma Bölgesi olarak ilan edilen Karaburun-Ildır Körfezi’nde yürütülen ‘Karaburun-Ildır Körfezi Özel Çevre Koruma Bölgesi Denizel Biyolojik Çeşitliliğin Tespiti Projesi’nde sona gelindi. Karaburun Halk Eğitim Merkezi’nde projenin kapanışı nedeniyle düzenlenen toplantıda, projeden elde edilen verilere göre Karaburun bölgesinde birçok yeni tür ve endemik taş mercan türlerinden olan Cladocora caespitosa türüne rastlandığı açıklandı. Proje ile denizdeki biyolojik çeşitlilik elementleri, köpek balıkları, vatozlar ve yabancı türlerin envanteri çıkarıldı. Karaburun bölgesindeki deniz çayırları ve habitatları, Akdeniz fokları ve deniz memelilerinin dağılımı tespit edilerek, haritalara aktarıldı.



“İlim ve teknolojiyle ortak evimiz dünyamıza hizmet edeceğiz”


Karaburun Ildır Körfezi’nde yürütülen projeye ilişkin bilgiler aktaran Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Hasan Suver, “Tabiat deyince bütün canlıları kast ediyoruz. İnsan da bu büyük ailenin bir parçası. İnsan elde ettiği bilim ve teknolojik imkanları doğayı daha verimli hale getirmek için kullanıyor. Ya da tahrip ederek, kirleterek, bozarak hayatını sürdürüyor. Dünyamız uzayda biricik ve yegane gezegenimizdir. Bilim ve teknolojiyle kol kola yürüyerek, dünyaya, insana ve geleceğe saygılı bir değer anlayışıyla ilim ve teknolojiyi kullanarak ortak evimiz dünyamıza hizmet edeceğiz” dedi.



Karaburun bölgesi hassasiyetle incelendi


Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürü Dr. H. Abdullah Uçan da, 2021 yılında başlatılan proje ile yaklaşık 181,70 kilometrelik deniz kıyı şeridi ile 40 metre derinliğe kadar biyolojik açıdan kıyı ve deniz ortamının değerlendirildiğini söyledi. Uçan, “Bakanımız Sayın Mehmet Özhaseki’nin önderliğinde yetki ve sorumluluğumuzda bulunan korunan alanlarda doğal yaşamı korumak, iklim değişikliğinin etkilerini en aza indirgeme ve daha yaşanır hale getirebilmenin gaye ve çabası içerisindeyiz. Karaburun Ildır Körfezi Özel Çevre Koruma Bölgesi denizel alanı, Genel Müdürlüğümüzce koruma ve izleme faaliyetlerini sürdürdüğümüz, nesli kritik derecede tehlikede olan Akdeniz fokunun önemli yaşam alanıdır. Bölgede bulunan bir diğer hassas tür ise Akdeniz endemiği olarak adlandırılan deniz çayırlarıdır. Deniz çayırları en önemli karbon yutak alanlarından olup, fotosentez yolu ile oksijen üretmesinin yanı sıra birçok canlının yaşam, yumurtlama ve barınma alanıdır. Aynı zamanda kıyı erozyonuna engel olabilmekte, sudaki askı yükleri ve sedimentasyonu tutup zemin hareketlerini düzenlemekte ve iklim değişikliği ile mücadelede önemli rol almaktadır” ifadelerini kullandı.


Toplantıya Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Hasan Suver, Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürü Dr. H. Abdullah Uçan, Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdür Yardımcısı Dr. Beyhan Oktar, Karaburun Kaymakamı Eyüp Kaykaç, Karaburun Belediye Başkanı İlkay Girgin, Koruma, İzleme ve Özel Çevre Koruma Bölgeleri Daire Başkanı Mustafa Uzun, proje yürütücüsü Prof. Dr. Bayram Öztürk ile bakanlık yöneticileri, uzmanlar, akademisyenler ve STK’lar katıldı.



Ildır Körfezi’nde endemik taş mercan türü görüldü

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çankırı Yerin 150 metre altındaki bu mağara şifa dağıtıyor Türkiye’nin dört bir yanından Çankırı’ya gelen astım ve KOAH hastaları, yerin 150 metre altındaki tuz mağarasında şifa arıyor. Çankırı’da Hititler döneminden kalan ve yerin 150 metre altında bulunan ve "Yer Altı Tuz Şehri" olarak adlandırılan tuz mağarası, her yıl binlerce ziyaretçiyi ağırlıyor. İl merkezine yaklaşık 20 kilometre mesafede bulunan ve 18 bin metrekare kapalı alana sahip mağara, astım ve KOAH hastalarına da umut oluyor. Hayata geçirilen proje kapsamında, farklı illerden Çankırı’ya gelen astım ve KOAH hastalarının mağarada her gün 4 ila 6 saat boyunca tuzlu havaya maruz kalmaları sağlanıyor. Mağarada çeşitli etkinlikler yapan hastaların kanındaki oksijen seviyesinde ciddi bir artış oluyor. Mağaradaki terapiye katılan hastalar, mağarada geçirdikleri her geçen gün daha sağlıklı olduklarını hissettiklerini ifade etti. "Yürüyüşlerimde hızlı ve nefes alışverişlerimin güçlü olduğunu his ettim" Mağara sayasinde rahat nefes alabildiğini söyleyen Bünyamin Erkaya, "Buraya ağabeyim ile birlikte Erzurum’dan geliyorum. Ağabeyim ileri derecede KOAH hastası bende de başlangıcı var. Tuz mağarasını ve hastanenin faydalarını duyduk ve buraya geldik. Bugün üçüncü günüm ve yürüyüşlerimde hızlı ve nefes alışverişlerimin güçlü olduğunu his ettim. Her geçen gün sağlıklı olduğumu hissediyorum" dedi. "Daha rahat nefes almaya başladım" Sağlık probleminde belirgin azalmalar olduğunu ifade eden Yaşar Yavuz da, "Çankırı’ya Safranbolu’dan geliyorum, KOAH hastasıyım. Şehirde bulunan çeşitli etkinlikler ve tuz mağarası bana çok iyi geldi. Buraya gelmeden önce oksijen seviyem 51’di ama şu an 95’e kadar çıktı. Daha rahat nefes almaya başladım" diye konuştu. "Burası insana huzur veriyor, nefes alışını ferahlatıyor" Mağaraya gezmek için geldiğini ve rahat nefes aldığını belirten Zeliha Tekercioğlu, "Tuz mağarasına Ankara’dan gezmek için geldim. Burasının şifa kaynağı olduğunu da öğrendik. Burası insana huzur veriyor, nefes alışını ferahlatıyor. Güzel bir yer" ifadelerini kullandı. Mağaraya gezmek için geldiğini ve çok beğendiğini söyleyen Sevda Yılmaz ise, "Buraya Ankara’dan geliyorum. Daha önceden de burayı merak ediyordum. Mağara çok güzel, çok büyüleyici ve enteresan. Çok beğendik" şeklinde konuştu.
Gaziantep 75 yaşındaki Fatma teyzenin Kur’an-ı Kerim öğrenme azmi Gaziantep’te kadınlar için açılan kursa katılan 75 yaşındaki Fatma Akıcı’nın Kur’an-ı Kerim öğrenme azmi gençlere ve yaşıtlarına örnek oluyor. Şahinbey ilçesinde yaşayan, 3 çocuk ve 8 torun sahibi Fatma Akıcı, yıllar süren arzusunu 75 yaşında gerçekleştirmeyi başardı. Şahinbey Belediyesi tarafından ilçenin Bostancı Mahallesi’nde tarihi Bostancı Mektebi Kültür Evi’nde kadınlar için açılan Kur’an-ı Kerim kursuna katılan Fatma Akıcı, ilerleyen yaşına ve sağlık sorunlarına rağmen her gün düzenli olarak kursa katılıyor. Kur’an-ı Kerim’i öğrenme azmi göz dolduruyor Kursunu hiç aksatmayan ve elinde Kur’an-ı Kerim’i ile birlikte kursa gidip gelen Fatma Akıcı’nın Kur’an-ı Kerim’i öğrenme azmi göz dolduruyor. Büyük bir heyecanla Kur’an-ı Kerim öğrenmenin mutluluğunu yaşayan Fatma Akıcı, kurs eğitmeni Fehime Katırcı’nın destekleri ile her gün Kuran-ı Kerim öğrenmek için derslere katılıyor. Azmi ile hem yaşıtlarına hem de gençlere örnek olan Akıcı, Kur’an-ı Kerim’i öğrenmenin mutluluğu ile birlikte gösterdiği azim ve gayretle Kur’an-ı Kerim’i öğrenmenin yaşının olmadığını gösteriyor. "Hece hece Kur’an-ı Kerim’i öğreniyorum" Kur’an-ı Kerim kursunda gösterdiği azim ve gayretle büyük bir başarıya imza atarak eğitimde yaşın öneminin olmadığını gösteren Fatma Akıcı, her gün büyük bir sevinç ile kursa geldiğini belirtti. Kursa yeni katıldığını belirten Akıcı, "Bu kursa Kur’an-ı Kerim öğrenmeye geliyorum. Daha önce hiç Kur’an-ı Kerim öğrenmeye gitmemiştim. Şimdi sabahları erkenden kalkıp kursa geliyorum. İnşallah Kur’an-ı Kerim öğrenmeye çalışıyorum. Öğrenmediğim zaman ağlıyorum. Bildiğim ve öğrendiğim kadarıyla okuyorum. Hocamı çok takdir ettim. ’Ben Kur’an-ı Kerim öğreneceğim hocam’ dedim. ’Ben gelirsem, arkadaşlarımda gelir. Birbirimize yardımcı olalım’ dedim. Kur’an-ı Kerim öğrenmek çok güzel ve herkese Kur’an-ı Kerim öğrenmeyi tavsiye ediyorum. Kurslara gelsinler Kur’an-ı Kerim’i öğrensinler. Çocukken hiçbir yere gitmedik, Kur’an-ı Kerim öğrenemedik. Önce çok gelmek istedim. Fakat bir türlü dilim dönmedi, öğrenemedim. Şimdi hocamı çok seviyorum. Sabah hiç şey yapmazsam bile buraya geliyorum. Hece hece Kur’an-ı Kerim’i öğreniyorum. Çok şükür iyi gidiyor. Öğrenebiliyorum, hocam sağ olsun bana güzel gösteriyor. Benimle çok ilgileniyor, hep arkadaşlarıma ’siz öğrenirsiniz ama ben öğrenemem’ derdim. Ama ben de öğrendim. Çok şükür, bu kadar öğrendiğime bile seviniyorum" dedi. "Fatma teyzeyi gençlerimize de örnek olarak gösteriyorum" Kur’an kursu eğitmeni Fehime Katırcı ise, "Şahinbey Belediyemizin hanımlara yönelik açtığı Kur’an kursumuz hem gençlerimize hem de yaşlı teyzelerimize hitap ediyor. Fatma teyzemiz de bu teyzelerimizden bir tanesi. Üç ay oldu kursumuz açılalı. Üç ay içinde Kur’an-ı Kerim’i tam anlamıyla öğrenmeye çalışıyor ve yeni Kur’an-ı Kerim’e geçti. Fatma teyzeye Kur’an-ı Kerim’i öğretmeye çalışıyoruz. Hem gençler geliyor hem yaşlı teyzelerimiz kursa geliyor. Fatma teyze Kur’an-ı Kerim’i öğrenmede zorlandığı zaman ağlıyor, üzülüyor. Herkesten daha çok gayretli. Kursa en erken gelen sınıfımız öğrencilerimizden bir tanesi. Severek ve isteyerek geliyor. Kur’an-ı Kerim’i severek okuyor. Bütün öğrencilerden önce gelip bir an evvel dersini vermek için uğraşıyor. Fatma teyzeyi kendime örnek alıyorum. Gençlerimize de örnek olarak gösteriyorum" diye konuştu.
Diyarbakır Kayapınar Şehir Hastanesinde örnek hasta odası tamamlandı Diyarbakır Kayapınar Şehir Hastanesinde yapım süreci hızla ilerlerken, örnek hasta odası tamamlanarak incelemeye hazır hale getirildi. Hastanenin genel gerçekleşme oranı ise yüzde 72’ye ulaştı. Diyarbakır Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Emre Asiltürk, Kayapınar Şehir Hastanesinin yapımı ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Şehir Hastanesinde hem fiziki ilerleme hem de iç mekan standartlarının oluşturulmasının eş zamanlı sürdüğünü kaydeden Asiltürk, ’’Örnek odanın tamamlanması, konfor, güvenlik ve modern sağlık hizmeti sunumuna ilişkin hedeflerimizi somut olarak görmemizi sağladı. İki başlıklı olarak tasarlandı. Normal koşullarda tek kişilik, acil durumlarda ise iki hastaya hizmet verebilecek şekilde planlandı. Geniş ve ferah kullanım alanı bulunuyor. Yüksek hijyen standartlarıyla uyumlu malzeme seçimi gerçekleşti. Modern aydınlatma, havalandırma ve iklimlendirme sistemi var. Sağlık çalışanlarının ergonomik çalışmasına uygun düzen oluşturuldu. Acil müdahale için gerekli tüm güvenlik ve teknik donanım altyapısı bulunuyor. Fonksiyonel depolama alanları ve kompakt mobilya düzeni var. Teknik altyapı, çevre düzenlemesi ve diğer birimlerdeki çalışmalar yoğun bir şekilde devam ediyor. Hastane planlanan süre içerisinde hizmete açılması için çalışmalar aralıksız sürdürülüyor’’ dedi. Tamamlandığında Kayapınar Şehir Hastanesi, güçlü teknolojik donanımı ve kapsamlı hizmet kapasitesiyle Diyarbakır ve bölge halkına üst düzey sağlık hizmeti sunacak.