SAĞLIK - 15 Ocak 2020 Çarşamba 10:56

Meme kanseri hastalarında antioksidan ve vitamin tehlikesi

A
A
A
Meme kanseri hastalarında antioksidan ve vitamin tehlikesi

Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof.

Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Uğur Coşkun, meme kanseri hastalarında koruma amaçlı olarak verilen ve günümüzde de kullanılan kemoterapi ajanları ile birlikte hastaların tedavi programı dışında kullanmış oldukları bazı antioksidan ve vitaminlerin meme kanserinin tekrarlamasında ve ölüm oranlarında artışa yol açtığına dair yeni bulguların ortaya çıktığını söyledi.


2019 yılı Aralık ayının sonunda ABD’de onkoloji alanında en önemli dergilerinden biri olan Journal of Clinical Oncology Dergisi’nde meme kanseriyle ilgili bir çalışma yayınlandığını kaydeden Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Uğur Coşkun, bu çalışmanın başlangıcının 2003 yılı olduğunu anlatarak, çalışmanın 17 yıl öncesine dayandığını dile getirdi. Coşkun, kanser hastalarına çevrelerinden ve yakınları tarafından sosyal medya ve gazetelerden elde ettikleri birtakım sağlıksız bilgiler doğrultusunda çok fazla önerilerin geldiğini söyledi. "Şu ilacı, şu vitamini kullanın, şu gıdaları alın, yeni bir antioksidan ilaç çıktı bunu kullanın, kansere iyi geliyormuş" şeklinde söylentilerin olduğuna dikkati çeken Coşkun, "Biz, yıllardır hastalarımıza bilinçsiz olarak insanlar üzerinde etkisi ispatlanmamış destekleyici ilaçları, vitaminleri veya antioksidan gibi ürünleri doktorlarının bilgisi dışında kullanmamalarını söyleriz, özellikle uyarırız“ dedi.


Bu çalışmada sonuçların yeni ortaya çıktığını aktaran Coşkun, meme kanseri hastalarında koruyucu kemoterapi ile birlikte kullanılmış olan A, C ve E vitamini ile Koenzim Q10 gibi antioksidanların meme kanserinin tekrarlaması ve meme kanserinden ölüm oranlarını artırdığına dair bulguların saptandığını söyledi. Prof Dr. Coşkun, bunlardan herhangi birini kullanan hastalarda hastalığın tekrarlanmasının kullanmayanlara göre yüzde 41 daha fazla olduğunu belirterek, "Yine bunları kullananlarda ölüm oranı, kullanmayanlara göre yüzde 40 daha fazla" diye konuştu.


Reçetesiz olarak alınabilen antioksidanların meme kanseri hastalarının tedavisinde kullanılmasının sonuçları olumsuz etkilediğinin ortaya çıktığını anlatan Coşkun, "Yine bu çalışmada hastaların kullanmış oldukları vitamin B12, demir tedavisinin, Omega3 yağ asitlerinin meme kanseri hastalarının seyrini olumsuz etkilediği ortaya çıktı. Tedavi esnasında veya öncesinde bunlar kullanıldığında kullanmayan hastalara göre neredeyse yüzde 80’lere varan daha fazla tekrarlama oranı saptandığı bu çalışmada bildirildi. Yine hastalıktan ölüm oranı daha fazla bulundu. Dolayısıyla hastalarımızın çok dikkatli olması gerekiyor" ifadelerini kullandı.


Coşkun, hastaların rastgele kulaktan duyma birtakım bilgilerle, yakınlarının önerilerine göre şu ilaç faydalıymış gibi söylemlere inanarak doktorlarına danışmadan kesinlikle bu ilaçları kullanmamaları gerektiğine işaret etti. Bu ilaçların hastaya verilen kemoterapi ilaçlarının etki mekanizmasını azalttığını, ortadan kaldırdığını, bazı kemoterapi ilaçlarının oksijen radikalleri aracılığıyla etkili olduğunu anlatan Coşkun, "Bu ilaçlar, bu mekanizmalara engel oluyor. Dolayısıyla verdiğimiz kemoterapi ilacının etkilerini aslında fayda görelim diye ortadan kaldırmış oluyoruz" dedi.


Sadece meme kanseri değil tüm kanserlerde sadece kemoterapi değil ışın tedavisi veya akıllı ilaçlar, aşı tedavileri gibi diğer tedavi yöntemlerinde de bu tür destek tedavi kullanımlarının zararlı olabileceğine vurgu yapan Prof. Dr. Uğur Coşkun, bilinçsiz olarak kullanılan bitkisel tedavilerin de benzer etkileşimlerde bulunarak aynı olumsuz sonuçlara yol açabileceğine dair endişelerinin bulunduğunu söyledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara HÜRJET’in Test Pilotu Orhan Boran, Dünya Pilotlar Günü dolayısıyla konuştu HÜRJET’in Test Pilotu Orhan Boran Dünya Pilotlar Günü dolayısıyla konuştu. Boran, “HÜRJET’in ilk uçuşunu yaptığım zaman bacaklarımın heyecandan titrediğini hatırlıyorum” dedi. Türkiye’nin ilk jet motorlu uçağı olan HÜRJET’in test pilotlarından Orhan Boran, 26 Nisan Dünya Pilotlar günü kapsamında İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine özel açıklamalarda bulundu. HÜRJET’in ilk uçuş anlarında neler yaşadığını aktaran Boran, test pilotluğunun önemine de dikkati çekti. “Şimdi bu sonuçları biz yazıyoruz” Test pilotluğuna geçiş sürecini anlatan Orhan Boran 2021 yılından bu yana TUSAŞ’ta test pilotu olarak görev yaptığını belirterek, “Pilotluk mesleği genel olarak disiplin isteyen bir meslek. Sürekli konsantre olmak zorundasınız, dikkatli olmak zorundasınız. Hata yapma şansınız çok fazla olmayabiliyor. Test pilotluğu özelinde ayrı bir eğitim gerektiriyor. Yıllarca operasyonel pilot olarak görev yaptık. Fakat TUSAŞ’ta ilk test pilotu olarak görev yapmaya başladığımızda ön şartlardan bir tanesi test pilotluğu eğitimi almamızdı. Bunun için şirketimiz 1 yıl süren kategori 1 test pilotluğu kursuna gönderdi. Oradaki eğitimimizi tamamladıktan sonra 2022 yılında tekrar döndükten sonra HÜRJET’e geliştirme safhasında yerdeki işlerinde, simülatörlerinde, motor çalıştırma ve taksi faaliyetlerinde görev aldım. Test pilotu olarak aslında daha önce hiç uçmamış bir uçağın, neler yapacağını bilmediğiniz bir uçağın, farklı dinamikleri olan bir uçağı test ediyorsunuz. Biz yıllarca bize hangi uçak geldiyse, hangi uçakla uçmamız istendiyse o uçaklarla uçtuk. Bunların hepsinin testleri yapılmıştı, sonuçları biliniyordu. Şimdi bu sonuçları biz yazıyoruz. İnşallah Hava Kuvvetleri envanterine de sonuçlarından emin olarak vermeyi planlıyoruz” ifadelerini kullandı. “HÜRJET’in ilk uçuşunu yaptığım zaman bacaklarımın heyecandan titrediğini hatırlıyorum” HÜRJET’in ile gerçekleştirdiği ilk uçuştan bahseden Boran, “HÜRJET’i takip uçağındayken gördüm. Tabi ayrı bir gurur. Şirketteki herkesin gözleri doldu. Çünkü Türkiye’nin ilk milli jet uçağıydı. Onun bu denli stabil uçması görmek, yer testleriyle birebir örtüştüğünü görmek çok güzeldi. Daha sonra kendim ilk uçuşu yaptığımda o bambaşka bir heyecan. 2000 yılında ilk yaptığım uçuşu hatırlarım. Bir de HÜRJET’in ilk uçuşunu yaptığım zaman bacaklarımın heyecandan titrediğini hatırlıyorum. Büyük bir sorumluluğun üzerimizde olduğunu biliyorum. Gerçekten Türkiye’nin ürettiği ilk milli jetle uçmanın apayrı bir gurur olduğunu söyleyebilirim. Bununla alakalı söylenecek en güzel söz ‘İstikbal göklerdedir’ sözü” diye konuştu.
Ankara GÖKBEY’in Test Pilotu Arif Ateş, Dünya Pilotlar Günü dolayısıyla konuştu GÖKBEY’in Test Pilotu Arif Ateş, Dünya Pilotlar Günü dolayısıyla konuştu. Ateş, “Helikopter uçaktan çok farklı, size çok daha fazla keyif verir” dedi. Türkiye’nin pek çok alanda helikopter ihtiyacını karşılamak amacıyla üretilen GÖKBEY’in test pilotu Arif Ateş, 26 Nisan Dünya Pilotlar günü kapsamında İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine özel açıklamalarda bulundu. Helikopter pilotluğunun detaylarını aktaran Bayram, helikopterle uçmanın uçağa göre daha keyif verdiğini söyledi. “Tasarıma uygun şekilde oldukça iyi bir platform olduğunu gördük” TUSAŞ’da Döner Kanat Uçuş Test ve Eğitim Müdürü olarak görev yapan test pilot Arif Ateş, GÖKBEY’in ilk uçuşunu 6 Eylül 2018’de gerçekleştirdiğini belirterek, “Bütün dünyada hava araçlarının ilk uçuşları çok önemlidir, çok kritiktir. Çünkü tasarlanan ve üretilen hava aracının gerçek çevresel koşullarda tasarlandırıldığı ve üretildiği gibi uçuyor mu, uçabiliyor mu, uçamıyor mu? Bunun testini gerçekleştiriyoruz. Oldukça heyecan vericiydi ve çok başarılı, son derece beklendiği gibi tasarıma uygun şekilde oldukça iyi bir platform olduğunu gördük” ifadelerini kullandı. “Yakın zamanda teslimatlara başlayacağız” İlk uçuşun öncesinde simülatör üzerinde testler gerçekleştirildiğini belirten GÖKBEY’in Test Pilotu Arif Ateş, “Çok çeşitli bölgelerde 4 tane helikopterimizle; Adana, Erzurum en Kocaeli’nde ve TUSAŞ’ta burada olmak üzere testler gerçekleştirdik. En kritik testleri tamamladık. Şu ana kadar bin saatin üzerine bir uçuş gerçekleştirdik. Yakın zamanda da kısmetse ilk olarak Jandarma Genel Komutanlığımız olmak üzere teslimatlara başlayacağız” diye konuştu. “Benim hayalim helikopter pilotu olmaktı” Helikopter pilotluğuna nasıl başladığını anlatan GÖKBEY test pilotu Arif Ateş, “Benim hayalim helikopter pilotu olmaktı. Gerçi pilot ve hava aracı denince uçak akla geliyor ama ben 1991 yılında Kara Harp okulundan mezun olduktan sonra Kara Havacılık okulunda ilk sınıf okuluna başladığımda normalde kura ile yapılan uçak ve helikopter ayrımı o dönem isteğe göre yapılmıştı ve ben de helikopteri tercih etmiştim. Bu isteğim ve bu arzum doğrultusunda olacak ki kursu da birinci bitirmiştim. Dolayısıyla helikopteri olan sevgim beni bu noktalara getirdi” açıklamasında bulundu “Helikopter uçaktan çok farklı, size çok daha fazla keyif verir” Ateş konuşmasını şöyle sürdürdü: “Dolayısıyla helikopter uçaktan çok farklı, size çok daha fazla keyif verir. Alçak uçarsınız, arazinin yükseltilerine uyarak uçarsınız. Kendince farklı teknikleri vardır. Uzun yıllar silahlı kuvvetlerde de görev yapmış olmamdan dolayı hem genel maksat helikopterlerimiz hem de taarruz helikopterimiz halen de silahlı kuvvetlerimizin en önemli unsurlarıdır. Uçaklar nispeten çok daha yüksek irtifalarda uçarlar. Uçakların öncelikli görevi düşman uçaklarına, tehditlerine karşı veya uzak diğer sınır dışı daha uzak hedeflere angajman olurlarken helikopter çok daha yer birliklerinin yakınında onlara destek sağlamak maksadıyla kullanılır. Dolayısıyla bizler çok daha kara unsurlarımızla birlikte operasyon yaptığımız için onlarla birlikte daha iş birliği çerçevesinde görevlerimizi icra ediyoruz.” “Dünya Pilotlar Günü’nü kutluyorum” Tüm pilotların Dünya Pilotlar Günü’nü kutlayan Arif Ateş, “26 Nisan Dünya Pilotlar Günü bu çerçevede öncelikle Silahlı Kuvvetlerde vatan görevlerini icra eden pilotlarımız, hem helikopter hem uçak pilotlarımız aynı zamanda sivil camiada uçan, gerek özel uçan pilotlarımız ya da ticari olarak Airline’da, ulaştırmada, kargoda bir çok alanda havada görev yapan tüm pilotların Dünya Pilotlar Günü’nü kutluyorum" diye konuştu.
Aydın Öğrencilerin bilim projeleri sergilendi Aydın’ın Nazilli ilçesinde Nazilli Anadolu Lisesi Bilim Fuarı’nda 13 projeyi sergiledi. Nazilli’de 2023-2024 eğitim öğretim sezonunun ilk Bilim Fuarı Nazilli Anadolu Lisesi’nde açıldı. Okul karşısındaki kapalı pazar yerinde Okul Müdürü Zakir Tali’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen fuarın açılış törenine Nazilli Kaymakamı Sedat Sırrı Arısoy, İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Mehmet Atay, İlçe Milli Eğitim Müdürü İsmail Şimşek, okul müdürleri, veliler ve öğrenciler katıldı. 13 proje sergilendi Nazilli Anadolu Lisesi danışman öğretmen ve öğrenciler tarafından bu yılın teması olan; Kültürel Miras, Çevre ve Çevreyi Koruma ve Sürdürülebilir Şehirler ve Toplumlar konuları içeren 5’i tasarım ve 3 tanesi inceleme olmak üzere toplam 13 proje yer aldı. Proje koordinatörlüğünü İngilizce Öğretmeni Aydın İmrak’ın yaptığı bilim fuarında 13 öğretmen ve 45 öğrenci görev aldı. Ziyaretçilere projeler anlatıldı Açılışta konuşan Okul Müdürü Zakir Tali, fuarda emeği geçen öğretmen ve öğrencilere ve açılışta kendilerini yalnız bırakmayan protokol üyelerine teşekkür etti. Açılış kurdelesi kesimi öncesi de Kaymakam Sedat Sırrı Arısoy, bilim fuarlarının çok önemli olduğuna dikkat çekerek hayırlı olması dilekleriyle kurdeleyi kesti. Ardından stantları gezen Kaymakam Arısoy ve beraberindekiler sorumlu öğretmenler ve öğrencilerden bilgi aldılar. Fuarda sergilenen halk oyunları ve yakın döğüş tekniklerinin sergilendiği gösteriler ise heyecanla izlendi.