POLİTİKA - 12 Ağustos 2018 Pazar 16:18

MHP’den Meral Akşener’e sert cevap

A
A
A
MHP’den Meral Akşener’e sert cevap

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, “MHP’nin her işe yaradığı doğrudur çünkü MHP büyük bir liyakat ve ehliyetle milletin vicdanını, sağduyusunu temsil etmektedir.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, “MHP’nin her işe yaradığı doğrudur çünkü MHP büyük bir liyakat ve ehliyetle milletin vicdanını, sağduyusunu temsil etmektedir. İP ise Pensilvanya’dan tüyo alıp erbab-ı fitneye yaslanan, sermayesi yalan, fesat ve iftira olan, okyanus ötesinde kurgulanmış örgütlenmelerle FETÖ stüdyolarında montajlanmış kafalardan oluşan bir siyasi partidir" dedi.


İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in kurultayda yaptığı konuşmasına yazılı bir açıklama ile cevap veren MHP Genel Başkan Yardımcısı Yalçın, "Siyasetin düzmece Mustafalar ve süsleme sultanlar partisi İP’in başında bulunan Meral Akşener, bugünkü evlere şenlik konuşmasının ana eksenine millete vaat yerine MHP’yi oturtmuş ve partimize en ağır ifadelerle yüklenmiştir. Bahse konu hanımın; 24 Haziran hezimetinden sonra partisinin başında kalabilmek için tezgâhlamadığı oyun, takınmadığı ikiyüzlü tavır, denemediği taktik kalmamıştır. Öyle anlaşılmaktadır ki seçim sürecindeki ‘merkez partisi’ siyaseti tutmayıp kötü bir kopya olduğu ayyuka çıkınca İP’te planlar değişmiştir. Bundan böyle İP, yine Meral Akşener’in idaresinde ama MHP düşmanlığından nemalanmaya çalışan marjinal parti görünümüne bürünecektir" diye konuştu.


MHP Genel Başkan Yardımcısı Yalçın, "Geçmişte ve günümüzde birçok muarız partinin yaptığı gibi MHP düşmanlığının prim yaptığını, hatta bir tür reklam getirisi sağladığını gören biçare hanımcağız, bunun aynı zamanda eteğine tutunan siyaset artığı güruhu da bir arada tutmanın yolu olduğunu fark etmiştir. 24 Haziran seçimleri öncesinde İP, önemli bir medya desteğini arkasına alarak ortaya çıkmıştır. Bu suni ve kurmaca parti; sadece bir kısım medya değil, okyanus ötesi ve uluslararası güçler tarafından alternatif fitne projesi olabileceği düşünülerek desteklenmiştir, desteklenmeye de devam edilmektedir. Ancak, bu projenin dikiş tutmasının mümkün olmadığı 24 Haziran seçimlerinin hemen ardından anlaşılmıştır. Her şeyden önce yola çıktıkları kimselerin siyasi geçmişine ve başarısızlıklarına bakıldığında, ne merkez sağda, ne muhafazakâr çevrelerde bazı küçük istisnalar dışında rağbet görmedikleri açıktır" şeklinde konuşu.


Yalçın, açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı:


"Ayrıca söz konusu partinin genel başkanının yavan ve itici hitabeti de fiyaskoyu büyütmüştür. Hanımefendinin konuşmaları; siyasi ve entelektüel birikimden ne kadar yoksun bulunduğunu, Türkiye’nin meselelerini kavramaktan ve ülke gerçeklerinden ne kadar uzak olduğunu ele vermiştir. Partisinin verdiği görüntü o kadar sakil ve o kadar yetersiz kalmıştır ki bundan böyle siyasette bol bol mizah malzemesi olacaklardır. Böyle bir tablodan gündeme damga vuracak çıkış, Türkiye’nin meselelerine hâkimiyet ve iktidara alternatif oluşturacak vizyon beklenebilir mi? İstisnaların dışında burada toplananların kimi reddimirasçı, kimi de mirasyedidir. Kin biriktiren, nefsini ve beklentilerini tatmin edemeyenler burada bir araya gelmiştir. Geçmişlerine sünger çekenler, geçmişini inkâr edenler, dava adamı olamadıkları için hava adamı olanlar, sahte bir güneşin altında toplanmışlardır. Sahte bir iyilik rüzgârı estirmeye çalışan ne kadar denenmiş, kötü huylu, kötü tabiatlı huysuz politikacı varsa burada toplanmıştır. Bu partide bir araya gelmiş ne kadar erbab-ı şenaat ve timsal-i denaet varsa, fitne kazanını fokur fokur kaynatmaktadır. Böyle âlâyıvâlâyla kurulup sonra da siyaset mezarlığına gömülmüş çok siyasi parti vardır. Sonuncunun durumu ise sözde dava partisinden abla partisine düşüş vaziyetidir. Abla sevgisi davaya sadakatten üstün gelmiştir. Meral Akşener de eteğine tutunmaya çalışanların ve İP’in 24 Haziran sonrasında düştüğü dramatik vaziyeti ‘iyi’ bildiği için, bu zaaflarını olağanüstü kongrede kullanıp tepkileri kendi lehine çevirme ve gücünü arttırma hesapları peşine düşmüştür. Bunun üzerine sele giden kütüğü kurtarmak üzere Afyon Sandıklı’da ucuz bir senaryo kurgulanarak İstanbul ve Ankara’da sahneye konulmuş ve bugün son bölümü oynanmıştır."



"Lakin millet, tezgâhı görmüştür.”


Akşener’in konuşmasında MHP’yi yancılıkla suçladığını kaydeden Yalçın, "Bir zamanlar aynı safta bölücübaşı Öcalan ve FETÖ’nün oturduğunu söyleyerek partimize çirkin iftiralarda bulunan hanımefendinin, seçim kampanyası sırasında ayrılıkçı ve bölücü Kürtçülerin yuvalandığı HDP’yi ‘Kürt siyasi hareketinin temsilcisi’ diye nitelendirdiği unutulmamıştır. Aynı hanımefendinin, Selahattin Demirtaş’ın tahliyesini isteyerek bölücülere göz kırpması da unutulmamıştır. 24 Haziran öncesinde FETÖ, HDP ve CHP ile aynı safa ip gibi dizilen İP’tir ve bu kirli siyasetin mimarı da onun başındaki hanımdır. Millet, bunu fark ettiği için Meral Akşener’e prim vermemiştir. Şüphe yok ki MHP’nin FETÖ ve PKK ile aynı safta olduğunu söylemek hezeyandır. Böyle bir çarpık iddiayı dillendirebilmek için hem saf ve bön, hem de şaşkın ve çaresiz olmak gerekir. MHP hakkında olmayacak iftiralar sıraladığına göre, kanaatimizce bütün bu özellikler hanımefendinin şahsiyetinde mündemiçtir. Cumhurbaşkanı adayıyken 24 Haziran’da partisinden bile az oy olmasına rağmen ar etmeden çeşitli hile ve entrikalarla İP’in başında kalmanın yollarını arayan hanımefendinin son konuşması; ne kadar pişkin, ne kadar da yüzsüz olduğunu gözler önüne sermiştir. Türk milliyetçisi ve muhafazakâr kesimden geldiğini böbürlenerek söyleyen bu hanımefendinin, kendisinden beklenmeyecek kadar ağzı bozuk ve seviyesiz bir politikacı görüntüsü vermesi de pek manidardır" ifadelerini kullandı.


Yalçın, sözlerini şöyle tamamladı:


"Hanımefendi, Türkiye’nin uluslararası aktörlere karşı verdiği bağımsızlık mücadelesine katkı vermek yerine hızını alamayıp ‘ekonominin canlanması imkânsız’ demek suretiyle yeniden ‘felaket tellallığına’ da soyunmuştur. MHP’nin çakıya benzetilmesine gelince İşte orada Meral Akşener’e, ‘yavaş ol bakalım’ demek icap etmektedir. MHP İsviçre çakısı değildir ama Türk’ün egemenlik kılıcını temsil etmektedir. O kılıç hem adalet dağıtır hem de bozguncuların, fesat ve fitne çıkaranların, tefrika yaratanların boynunu vurur. MHP’nin her işe yaradığı doğrudur çünkü MHP büyük bir liyakat ve ehliyetle milletin vicdanını, sağduyusunu temsil etmektedir. Egemenlik kayıtsız şartsız milletin olduğuna göre MHP, ilhamı ve ışığı milletten almaktadır. İP ise Pensilvanya’dan tüyo alıp erbab-ı fitneye yaslanan, sermayesi yalan, fesat ve iftira olan, okyanus ötesinde kurgulanmış örgütlenmelerle FETÖ stüdyolarında montajlanmış kafalardan oluşan bir siyasi partidir. Türk milliyetçilerinin sırtına vurulmuş kalleş bir hançer olan bu hanımefendinin partisinin foyası artık meydana çıkmıştır. Takke düşmüş, kel görünmüştür. Zaten parti kurucularının bazılarının istifası da bu partinin fenerinin pek çabuk söndüğünü ve İP’in fazla sürmeden dağılma sürecine gireceğini ortaya koymuştur. Velhasıl MHP düşmanlığı üzerinden politika İP’i yok olmaktan kurtaramayacak, Türk milleti iki defa aldatılamayacaktır.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bartın Adalet Bakanı Tunç, çocuklarla birlikte tezahürat yaptı Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Bartın’da AK Partili belediye başkanlarını ziyaretti. Bakan Tunç, kendisini karşılayan sporcu çocuklarla birlikte "Şampiyon Kozcağızspor" tezahüratı yaptı. Bakan Tunç’a futbolcu olmak istediklerini söyleyen çocuklardan bazıları Kerem Aktürkoğlu, bazısı da irfan Can gibi futbolcu olmak istediklerini söyledi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Ulus ilçesini ziyaretinin ardından önce Abdipaşa beldesine ardından Kumluca beldesine geçti. Tunç, Abdipaşa Belediye Başkanı Belediye Başkanı Yaşar Dönmez ve Kumluca Belediye Başkanı Mustafa Bozkurt’u makamında ziyaret etti. Belediye başkanları ve belediye meclis üyelerini tebrik eden Bakan Tunç, kendisini karşılamaya gelen vatandaşlarla da tek tek tokalaşarak, destekleri nedeniyle teşekkür etti. Daha sonra ise Kozcağız beldesine geçen Yılmaz Tunç, burada meşalelerle karşılandı. Tunç, kendisini karşılamaya gelen Kozcağız Belediyespor Futbol Okulu oyuncuları ile de bir süre sohbet etti. Çocuklarla sohbet eden Tunç, sporculara taleplerini sordu. Bakan Tunç’un, "Neye ihtiyacınız var" sorusuna ise bir çocuk ise "Her şeye" cevabını verdi. Bu cevap Bakan Tunç’u, beraberindekileri güldürdü. Bakan Tunç, çocuklara yapmak istedikleri meslekleri de sordu. Bakan’ın, "Futbolcu olmak isteyen var mı" sorusuna ise tüm çocuklar el kaldırdı. Bir çocuk, "Kerem Aktürkoğlu gibi olacağım", başka bir çocuk da ’’Ben de İrfan Can" dedi. Zonguldakspor’un lisanslı futbolcusu olan bir çocuğu örnek gösteren Bakan Tunç, "Olmaz, öncelikle okulunuzu bitirmelisiniz. Okulu bitirip meslek sahibi olmak lazım, ayrıca sporcu da olursunuz" şeklinde konuştu. Tunç, çocuklarla birlikte "Şampiyon Kozcağızspor" tezahüratı yaparak, onlara hem derslerini çalışmaları hem de spor yapmaları konusunda tavsiyelerde bulundu. Bakan Tunç, kendisini karşılamaya gelen vatandaşlara yönelik yaptığı konuşmada destekler için teşekkür ederek, Kozcağız Beldesi’ne ilçe belediyelerinden daha fazla hizmet gelmesi için çalışacaklarını ifade etti. Bakan Tunç, seçilen tüm belediye başkanları, meclis üyeleri ve muhtarlara görevinde başarılar dileyerek, "Zorlu bir seçim süreci, büyük bir rekabet içerisinde Kozcağız’da bu Ak Partili belediyecilik anlayışı devam etsin dediniz. Buradaki ışık hiç sönmesin dediniz. Biz de sizin o güven layık olabilmek için gece gündüz çalışacağız inşallah" diye konuştu
Ankara TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu: "Türkiye’de üretilen diziler, 500 milyona yakın bir nüfus tarafından izleniyor" Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Mehmet Rifat Hisarcıklıoğlu, "Türkiye’de üretilen diziler, 500 milyona yakın bir nüfus tarafından izleniyor" dedi. Türkiye Kreatif Ekonomi Zirvesi, Ankara’da gerçekleştirildi. TOBB İkiz Kuleler’de düzenlenen zirveye Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Zekeriya Coştu, Ticaret Bakanı Yardımcısı Ö. Volkan Ağar, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Serdar Çam, TOBB Başkanı Mehmet Rifat Hisarcıklıoğlu, TOBB Türkiye Kreatif Endüstriler Başkanı Ali Ata Kavame ve Meclis Başkan Yardımcısı Berat Kuzu katıldı. Zirvede konuşan Hisarcıklıoğlu, Türkiye’deki dizi sektörü potansiyelinin ekonomiye katkısı için harekete geçilmesi gerektiğini kaydetti. Konuşmasında, "Kreatif endüstriler sadece dizi ve film sektöründen ibaret değil. Diğer 15 alt sektörü de aynı önemle dikkate almalı ve desteklemeliyiz" diyen Hisarcıklıoğlu, küratörler, sanatçılar ve içerik üreticiler gibi alanlarda da Türkiye’nin önemli bir potansiyele sahip olduğunu ifade etti. Pandemiyle birlikte hızlanan dijitalleşmenin iş yapma şekillerini tamamen değiştirdiğini aktaran Hisarcıklıoğlu, yenilikçi endüstrilerin bu dönüşümün merkezinde yer aldığını söyledi. Yenilikçi endüstrilerin ihracatının 30 milyar dolar seviyesine taşınması gerektiğini söyleyen Hisarcıklıoğlu, hedefin oyun ve yazılım sektörüyle birlikte kreatif endüstrilerin ihracatını 30 milyar dolar seviyesine taşımak olmasını gerektiğini vurguladı. "Eğitim ve destek programları ön planda" Yenilikçi endüstrilerin gelişmesi için eğitim ve destek programlarının ön plana çıkarılması gerektiğini belirten Hisarcıklıoğlu, şunları söyledi: "Bu potansiyeli daha da yukarı taşımak için eğitim ve destek programlarını ön plana çıkarmalıyız. Özellikle dijital iletişim kanallarıyla, dünya geneline yayılan içerik ekonomisinin lideri olmak için, eğitim ve destek programlarına odaklanmalıyız." "Türkiye’de üretilen diziler, 500 milyona yakın bir nüfus tarafından izleniyor" Devletin öncülük ettiği ve desteklediği dizi ve sinema sektörlerindeki projelerin başarılı olduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, "Türkiye’de üretilen diziler, Yeni Zelanda’dan Brezilya’ya kadar 150 ülkede, 500 milyona yakın bir nüfus tarafından izleniyor" diye konuştu. Dizi ve filmlerin, dünyanın en büyük platformlarında rahatlıkla kendine yer bulduğunu söyleyen Hisarcıklıoğlu, "Hızla gelişen teknoloji ve yapay zeka, kreatif endüstrilerin değer zincirini önemli ölçüde farklılaştırdı. Diğer bir ifadeyle, yeni ürün ve iş modeli geliştirme, yeni dağıtım kanalı, pazar fırsatları keşfetme ve daha düşük maliyetle üretim için kullanılan dijital teknolojiler, kreatif endüstriler sektörümüze çok önemli fırsatlar sunmaya başladı. Dünyanın her yerinde Türk küratörler, sanatçılar, içerik üreticiler görüyoruz. Kreatif endüstrilerin alt sektörlerin tamamına devlet desteklerini yönlendirerek, sektörün ürettiği katma değeri artırmalıyız. Zira bu sektörler, soyut varlıklardan elde edilen katkıyla ekonomimizi çeşitlendiriyor" dedi. Küresel ekonomide çevreyi kirletmeyen ve katma değerli ürünler üretmeyi sağlayan, fikri mülkiyet, telif, patent gibi unsurların öneminin her geçen gün arttığını vurgulayan Hisarcıklıoğlu, "Bakın dünya genelinde sektörün toplam büyüklüğü 2 trilyon doları geçiyor. Türkiye kreatif endüstriler sektörü ise büyüklük olarak gelişmekte olan ülkeler arasında 8. Sırada yer alıyor. Yani bizim dünya pazarından aldığımız pay, okyanusta bir damla. Bir diğer önemli husus da şu. Pandemiyle birlikte hızlanan dijitalleşme, iş yapma şekillerimizi tamamen değiştirdi. Ne yapıyorsak yapalım, işimizi mutlaka dijitale taşımak zorundayız. Bütün şirketler artık dijitalde var olmak zorunda" ifadelerini kullandı. Bu zirvenin her girişim gibi bir hayalle başladığını söyleyen TOBB Türkiye Kreatif Endüstriler Meclisi Başkanı Ali Ata Kavame, "Biz inandığımız bir hikaye anlatmaya karar verdik. Hikaye anlatıcılığı ne kadar güzel şey. ’Hikaye anlatma bana’ diye başlayan cümleler duyarsınız hayatınızda. Bu kürsü bugün hikayeni anlat diyenlerin. Bu salon bu hayatta bir hikayesi olanların. En ön sıradan son koltukta oturana kadar sorsak neler anlatır. Bizim hikayemiz bu ülkenin geleceği ile ilgili. Bu kadar kreatif zekanın buraya toplanmasının sebebi bu. Türkiye’nin iş dünyasının kalbinde bize burayı açmalarının sebebi bu, devletin en önemli kurumlarının zamanlarını ayırıp bize kıymet vermelerinin sebebi bu. Tek bir hikayeyi beraber örmek için birlikteyiz" dedi.