EĞİTİM - 08 Aralık 2025 Pazartesi 16:59

Öğretmene ve akrana şiddeti uzmanı değerlendirdi

A
A
A
Öğretmene ve akrana şiddeti uzmanı değerlendirdi

Uzman eğitimci ve yazar Şemsettin Ceran, okullarda öğretmene şiddet ve akran zorbalığına karşı çözüm önerilerini sunarak, "Birinci defa suç işlendiği zaman verilecek ceza çözüm değil. Bu yüzden ben okul disiplin kurulunun kaldırılmasını ve onun yerine değerlendirme kurulunun kurulmasını öneriyorum" dedi.


Uzman eğitimci ve yazar Şemsettin Ceran, geçtiğimiz günlerde Ankara’da ve İstanbul’da okullarda yaşanan akran zorbalığı ve öğretmene şiddet konularına değindi. Ceran, Ankara’da bir lisede öğretmenleriyle dalga geçen ve saygısızca davranışlarda bulunan öğrencilerin ve İstanbul Erkek Lisesi’nde bir grup öğrencinin, 9. sınıf öğrencilerini okul kampüsündeki yatakhanede darp etmesi üzerine İhlas Haber Ajansı’na (İHA) özel açıklamalarda bulundu. Ceran, okullarda öğretmene şiddet ve akran zorbalığının vahim duruma ulaştığını, sorunun sadece liselerde değil, ortaokullarda da yaygınlaştığını belirtti. Bu iki konunun çözülmediği sürece okullarda eğitim öğretimin sağlıklı yürütülmesinin mümkün olmadığını vurgulayan Ceran, öğretmenine hakaret eden, akranlarına zorbalık yapan çocukların, hayatı gırgır, şamata ve şov olarak gören, değerlerinden uzak, ruhsuz kimseler olduğunu ifade etti. ’Mevcut Ortaöğretim Kurumları Disiplin Yönetmeliği’nin öğrencileri bu tarz eylemlerinden caydıracak, farkındalık kazandıracak durumda olmadığının da altını çizen Ceran, cezaların ceza olmadığını, tam aksine bir ödül niteliğinde olduğunu vurguladı. Ceran, suça karışmaya meyilli öğrencilerin mizaçları gereği, yine okulda ve çevresinde arkadaşlarını rencide etmeye devam edeceklerini ifade etti. Ceran, mevcut disiplin cezalarının bu sıkıntıların çözümü olmadığını, bunun yerine bu suçları işleyen öğrencilere farkındalık kazandıracak, rehabilite edecek, onları hayatın gerçekleriyle tanıştıracak yeni uygulamaların getirilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.



"Mevcut sistem sadece ceza veriyor"


Uzman eğitimci ve yazar Şemsettin Ceran, okullarda suça karışmış öğrencilere verilen cezaların caydırıcı olmadığını ve bu cezaların sadece ’ceza’ olarak kaldığını belirterek, "Disiplin kurulları, soruna karışan öğrencilere gerekli cezaları veriyor. Ancak mevcut sistem sadece ceza veriyor. Diyelim ki kınama cezası veriyor, okuldan uzaklaştırma cezası veriyor. Ya da okul değişikliği cezası veriyor. Ama bu cezalar maalesef öğrenci için bir ödül niteliği taşıyor. Çünkü artık bu cezayı alan öğrenciler, arkadaşları içinde mimleniyor. Kabadayı ve elebaşı konumuna geçiyor ve ona daha da fazla zarar veriyor. Bundan dolayı benim teklifim çok farklı. Artık birinci defa suç işlendiği zaman verilecek ceza çözüm değil. O halde ne yapmamız gerekiyor? Bunun için ilk olarak çocuğun suçunu değerlendirmek lazım. Bu yüzden ben okul disiplin kurulunun kaldırılmasını ve onun yerine değerlendirme kurulu kurulmasını öneriyorum. Değerlendirme kurulunda bu tarz öğrenciler geldiği zaman onlara ilk önce ceza vermemek lazım. Öncelikle öğrenciler, değerlendirme kurulunda 3 farklı seçenekle karşı karşıya kalacak. Eğer öğrencinin psikolojik sorunları varsa psikiyatristlere gidip tedavi olunması istenecek. Öğretmene şiddet ya da arkadaşına şiddet uygulamışsa ya da akranına zorbalık yapmışsa bu tarz hareketler yapan öğrencileri de uygulama merkezi dediğimiz merkezlere gönderilecek. Burada farkındalık kazanacak, kişilik bulmaya çalışacak ve bir şekilde uyum sağlamasını öğrenecek. Eğer çocuk ondan sonra yine aynı hareketleri yapmaya devam ederse, o zaman da çocuğun örgün eğitimi ile ilişiği kesilecek" diye konuştu.



"Öğrenciler rehabilite edilecek, tedavi edilecek ve ondan sonra okula gelecek"


Okullarda suça karışmış öğrencilerin topluma kazandırılması için çeşitli yerlerde sosyal projelere katılmasını sağlamayı hedeflediklerini vurgulayan Ceran, "Öğrenciler rehabilite edilecek, tedavi edilecek ve ondan sonra okula gelecek. Mesela yaşlı bakım evleri. Suça karışan çocuk 10-20 gün yaşlı bakım evlerinde yaşlılara hizmet edecek. Onların psikolojisini, onların geldiği noktayı, kendisinin de en son oraya geleceğini farkında olması için kendine bir farkındalık oluşturacak ya da hastanelerin onkoloji ve psikiyatri bölümünde hastalarla ilgilenecek, hayatı anlayacak. Kendisinin de bir gün oralara düşebileceğini, orada da insanların yaşadığını, yani kendisinin bu şekliyle kalmayacağını, yaşlanacağını idrak edecek. Bir diğeri de özel eğitim okullarıdır. Özel öğrencilerimiz, güzel yavrularımız var. Onlarla beraber vakit geçirmelerini, onlarla arasındaki şeyin ne olduğunu, duygusal bir bağ kurmasını, insan olmasını hatırlatacağız. İşin özü bu. İnsan olmasını, şuurlu bir insan olmasını, değerlere saygılı bir insan olmasını, erdemli bir insan olmasını öğreteceğiz. Bir de bu süreçte mutlaka Türk tarihini, Orta Asya’dan başlayıp günümüze kadar olan Türk tarihini okumasını öneriyoruz. Eğitim evde başlar ama maalesef velilerimiz bazen duyarsız kaldıkları için, sosyal medyaya daldıkları için, çocuklar da sosyal medyaya daldıkları için evde bir ilgisizlik söz konusu. Bu da maalesef aile hayatımızı olumsuz yönde etkiliyor, iletişimi olumsuz yönde etkiliyor" şeklinde konuştu.



Öğretmene ve akrana şiddeti uzmanı değerlendirdi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sinop Sinop’ta turizmi canlandıracak projelerde imzalar atıldı Sinop’ta Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı (KUZKA) tarafından yürütülen 2025 Yılı Destinasyon Geliştirme Teknik Destek Programı kapsamında destek almaya hak kazanan projeler için imza töreni ve bilgilendirme toplantısı düzenlendi. Sinop Valiliği Toplantı Salonunda Vali Mustafa Özarslan başkanlığında gerçekleştirilen toplantıya, İl Genel Meclis Başkanı Ersin Yaman, KUZKA Genel Sekreteri Serkan Genç, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürü Salih Livaoğlu, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Yahya Çınkıl, Sinop Merkez İlçe Köylere Hizmet Götürme Birliği Müdürü Hasan Altıntaş, İl Kültür ve Turizm Müdürü Fatih Güzel ve ilgili kurum temsilcileri katıldı. Vali Mustafa Özarslan, Sinop’un turizm altyapısını güçlendirmeyi hedefleyen projelerin, ilin doğal ve kültürel değerlerini sürdürülebilir şekilde geleceğe taşıyacağını vurguladı. Özarslan, planlanan çalışmalarla Sinop’un destinasyon çeşitliliğinin artacağını, turizm sezonunun ise daha uzun bir döneme yayılacağını belirtti. Vali Özarslan, "Bugün ilimiz için 4 adet KUZKA’daki TR82 bölgesi Turizm Eylem Planı içerisinde yer alan bazı hedeflerin gerçekleştirilmesi amaçlı valimiz koordinesinde ve valimizin de yönlendirmesiyle daha önce bir şimdi de 3 adet Kalkınma Ajansımızın 2025 yılı Destinasyon Geliştirme Destek Programı kapsamında 3 adet sözleşmemizi imzalayacağız ve Balatlar yapı topluluğu ile ilgili de daha önce imzaladığımız sözleşmenin ayrıntıları hakkında da sizlere bilgi vereceğiz. Öncelikle bu yapacağımız inşa edeceğimiz projelerimize altlık teşkil eden daha öncesi fikirde, düşüncede olan, sonra tasarladığımız ve bilahare de uygulayacağımız ve en önemlisi de bu düşünce aşamasında, fikir aşamasında olup da tasarlayıp projelendirdiğimiz Sinop’umuzun yerel kaynaklarını doğal güzelliklerinin gerek Sinop turizmimize gerekse ülke turizmimize kazandırmak amaçlı yapacağımız projelerin devamlılığını sürdürebildiğini sağlamak amaçlı bir organizasyon kuruyoruz. Bu son ifade ettiğim konu en önemlisi. Yani bizim tabii ki ilimizin kalkınması, gelişmesi için kıymetli güzel fikirlerimiz var. Burada yaşayan bütün kurumsal yapıların, kamu kurum ve kuruluşların, derneklerin, vakıfların, siyasi partilerimizin ve her bir vatandaşımızın ilimizin kalkınması, gelişmesi gerek sanayide, gerek hizmet sektöründe, gerek ormancılıkta, gerekse tarım ve hayvancılıkta ve gerekse şu an içinde bulunduğumuz toplantının konusu olan turizmden kalkınıp gelişmesi ve turizm sektörünün bünye Turizm sektörü içerisinde yeterli payının alması için fikirleri, kıymetli görüşleri var. Biz bunlara önem veriyoruz, kıymet veriyoruz. Kurumlarımızla bir araya geldiğimiz zaman onların görüşlerini alıyoruz, değerlendiriyoruz" dedi. Toplantıda, Sinop’un turizm altyapısını güçlendirmeyi ve sürdürülebilir destinasyon yönetimini geliştirmeyi amaçlayan dört proje hakkında bilgilendirme yapıldı. Konuşmaların ardından, Akliman Karavan Park Konsept Danışmanlığı Projesi, Abalı Köyü Kurt Kuyusu Halk Plajı ve Peyzajı Tasarım Danışmanlığı Projesi, Hamsilos Tabiat Parkı Alan Düzenleme ve Proje Geliştirme Danışmanlığı Projesi için protokoller imzalandı.
Düzce Türkiye’nin en genç şehri 26 yaşında Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü, 9 Aralık 1999 tarihinde Düzce’nin il statüsüne kavuşmasının yıl dönümü dolayısıyla bir kutlama mesajı yayımladı. Başkan Özlü, 26 yıl boyunca şehre hizmet eden tüm kurum ve STK temsilcilerine teşekkür ederek Düzce’nin hak ettiği birlik ve dayanışma içinde gelişmeye devam edeceğini vurguladı. Başkan Faruk Özlü, 26 yılda önemli adımların atıldığını belirterek "Düzce; tarih boyunca Anadolu’nun geçiş yolları üzerinde bir medeniyet köprüsü olmuş, bereketli toprakları, çalışkan insanları ve güçlü değerleriyle her dönem öne çıkmıştır. Ancak 1999 depremleri ile yaşadığımız büyük acı, bizlere dayanışmanın, birlik olmanın ve yeniden ayağa kalkmanın ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha göstermiştir. İl oluşumuz, işte bu zorlu dönemin tam ortasında Düzce’ye verilen büyük bir söz, büyük bir destektir. Aradan geçen 26 yılda; Düzce’miz eğitimden sağlığa, ulaşımdan spora, sanayiden turizme kadar her alanda önemli adımlar atmış; modern şehircilik standartlarına kavuşma yolunda güçlü ilerlemeler kaydetmiştir" dedi. "Türkiye’nin yükselen şehri" "Düzce hem bölgesine değer katan hem de Türkiye’nin yükselen şehirlerinden biri olarak anılmaktadır" diyen Özlü açıklamasına şöyle devam etti; "Bu başarı, siz kıymetli hemşehrilerimin azmi, gayreti ve şehrine olan sevgisi sayesinde mümkün olmuştur. Bizler, Düzce’ye yakışır bir gelecek inşa etmek için durmadan, yorulmadan çalışıyoruz. Altyapıdan üstyapıya, sosyal hizmetlerden kültür-sanat faaliyetlerine, çevre yatırımlarından gençlerimize ve çocuklarımıza yönelik projelere kadar her adımı büyük bir titizlikle planlıyor ve hayata geçiriyoruz. Amacımız; daha yaşanabilir, daha güvenli, daha yeşil, daha düzenli bir Düzce’yi hep birlikte inşa etmektir. Bugüne kadar şehrimize hizmet etmiş tüm kamu kurumlarına, sivil toplum kuruluşlarına ve Düzce’nin gelişimi için emek veren herkese teşekkür ediyorum. Aynı zamanda, il olmamızda büyük emeği geçen tüm devlet büyüklerimizi saygı ve rahmetle anıyorum. Düzce’nin geleceğine olan inancımız tamdır. Bizler, geçmişin tecrübesiyle bugünü inşa ederken, geleceği daha güçlü bir Düzce hazırlamak için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. Çünkü Düzce yalnızca bir şehir değil; hepimizin ortak değeridir, yuvamızdır, istikbalimizdir. İşte bu bakış açımızla; Düzce’mizin il oluşunun 26. yıl dönümünü bir kez daha kutluyor; tüm hemşehrilerime sağlık, huzur ve esenlik diliyorum. Birlik ve beraberlik içinde, daha nice yılları hep birlikte karşılamayı temenni ediyorum. Unutmayalım ki; Düzce bizim evimiz, sevdamız, geleceğimizdir."