- 14 Temmuz 2020 Salı 09:47

(Özel) 15 Temmuz Şehidi Cengiz Polat’ın annesi Fatma Sanal: “Rabbim onu çağırmasaydı uykudan kalkıp gitmezdi”

A
A
A
(Özel) 15 Temmuz Şehidi Cengiz Polat’ın annesi Fatma Sanal: “Rabbim onu çağırmasaydı uykudan kalkıp gitmezdi”

15 Temmuz Şehidi Cengiz Polat’ın annesi Fatma Sanal, “Rabbim onu çağırmasaydı uykudan kalkıp gitmezdi” dedi.

15 Temmuz Şehidi Cengiz Polat’ın annesi Fatma Sanal, “Rabbim onu çağırmasaydı uykudan kalkıp gitmezdi” dedi.


Hain darbe girişimi gecesinde şehit olan Cengiz Polat’ın annesi Fatma Sanal, o gece yaşadıklarını İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine anlattı. Şehit annesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın vatandaşları sokağa davet etmesinin ardından oğlu Cengiz Polat’ın abdestini alıp sokağa çıkarak soluğu Genelkurmay Başkanlığı önünde aldığını ve orada şehit düştüğünü dile getirdi. Şehit Annesi Fatma sanal ayrıca hain darbe girişiminden seneler önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı rüyasında gördüğünü, Erdoğan’ın elinde bulunan Türk Bayrağını vermemek için mücadele ettiğini de anlattı.



“Cumhurbaşkanı ‘Vatandaşlarımızı meydanlara davet ediyorum’ deyince hemen kalktı ve içeri gidip abdest aldı”


Darbe girişiminin olduğu gece oğlu Cengiz Polat ile yaşadıklarını anlatan Fatma Sanal, “O günü hiç unutmadım. Her şey bugün gibi aklımda. Cengiz işten geldi. ‘Anne sabah erken işe gideceğim beni namaza kaldır’ dedi. Ben tamam dedim. Yatsı namazını kıldıktan sonra erkenden yattı. Kızımla balkonda oturuyordum. Akşam saat 9 buçuk 10 gibiydi sesler gelmeye başladı. İnsanlar yürüyüşe geçti, uçaklar falan, dedik; ‘Allah Allah bu neyin nesi?’ Yani ortada hiçbir şey yok. O gürültüye Cengiz uyanıp, ‘Anne ne oluyor’ dedi. Babası televizyon izliyordu. ‘İstanbul’da köprüleri falan kapattılar çıkarma varmış’ dedim. Babasının yanına oturdu. Televizyon izlerken, o esnada Cumhurbaşkanı ‘Vatandaşlarımızı meydanlara davet ediyorum’ deyince hemen anında kalktı ve içeri gidip abdest aldı. Üstünü giyindikten sonra ‘Ben çıkıyorum’ dedi. Araban yok neyle gideceksin dediğimde ise ‘Anne, Arabaya gerek yok arkadaşım araba getirecek. Ben gitmezsem o gitmezse kim gidecek anne? Bu vatan da bizim bu devlette bizim. Mecbur gideceğim’ dedi. Zaten o bunu dediyse kimse onu durduramaz çok da vatansever bir insandı. O şekilde çıktı ve gitti” ifadelerini kullandı.



“Gittiğimizde morgdaydı. Ağzını burnunu yokladım yüzünden öptüm”


Gece saat 3’e kadar beklediklerini dile getiren Sanal, şöyle devam etti:


“O arada jetler, savaş uçakları çok, biz de şaşırdık. Yani darbe olsa biz böyle bir darbe görmedik. Ben 1970 yılından beri Ankara’da oturuyorum. Kaç kere darbe oldu böylesi görülmedi. Telefon ettik cevap veren olmadı. Kızım da devamlı arıyormuş kardeşini. Sonra diğer kızım aradı. Kızım Cengiz daha gelmedi dedim. Kızımda ‘Anne merak etmeyin. Cengiz ayağından vurulmuş. Biz aradık biri aldı telefonu, kardeşiniz ayağından vuruldu Yüksek İhtisas Hastanesinde dedi. Biz gidiyoruz anne seni de alacağız hazır ol’ dedi. Yüksek İhtisas Hastanesine gittik. Kapıdan sorduk, ‘Cengiz Polat buraya gelmiş. Ayağından vurulmuş yaralıymış’ dedik. Kapıda durup listeye bakanlar göz göze geldi. Bir işaret verdiler benim içim o anda yandı. Dedim ki, ‘Yaralıysa da bir göreyim’ bizi içeri almadılar. O arada bir münakaşa oldu ve babası içeri girdi. Kızımla damadım ayağım kötü olduğu için beni bir yere oturtup Cengiz’i aramaya gittiler. Aramadıkları yer kalmadı. Tüm katları, yoğun bakımları, ameliyathaneleri... Yoktu hiçbir yerde. Orada oturduk biraz. En son doktorun biri damada, ‘Tanıyor musun sen? Benle morga gelir misin?’ demiş. ‘Ben görmeden gitmem yavrum oradaysa bir kez olsun göreyim’ dedim bende. Beni de götürdüler. Gittiğimizde morgdaydı. Ağzını burnunu yokladım yüzünden öptüm. Burnu falan buz gibi olmuştu. Yüzünde hiç bir şey yoktu. Eli göğsündeydi. Gidiş o gidiş oldu.”



“Rabbim onu çağırmasaydı uykudan kalkıp gitmezdi”


Yaşandıkları olayın Allah’ın emri ve takdiri olduğunu belirten Şehit Annesi Fatma Sanal, “Eve geldik. Dünyam karardı. O an insan ne yapacağını bilmiyor. Kendi kendime ‘Yavrum seni 1 saat görmesem. Sesini duymasam ben dayanamam. Nasıl dayanacağım?’ dedim. Ama rabbim sabrını veriyor. Mecbur dayanmak zorundaydık. Yapacak bir şey yok hepsi rabbimin emri takdiri. Rabbim onu çağırmasaydı uykudan kalkıp gitmezdi. Sabahları zor uyandırırdım. Ama o gece kendiliğinden kalktı gitti” dedi.



“Oğlum, Genelkurmay’ın önüne ilk gidenlerden”


Oğlunun nasıl şehit edildiğini anlatan Fatma Sanal, “Oğlum, Genelkurmay’ın önüne ilk gidenlerden. Orada merdivenlerde beklerken Genelkurmay içinde askerleri görmüşler. ‘Bu askerler bizim askerler Genelkurmayı aldılar’ diye yanındaki iki polis ile beraber çıkarken içerideki askerler bunlara ateş açarak taramışlar. O kurşunlardan biri kalbine gelmiş sanırım öyle vefat etti yavrum” ifadelerini kullandı.



“Rüyamda, Cumhurbaşkanımızın elinden bayrağı almak istemişler. Fakat vermemiş. Çok sıkı tutuyordu bayrağı”


Darbe girişiminden önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı rüyasında Türk Bayrağı’nın elinden alınmak istediğini gören Şehit Annesi Fatma Sanal, şöyle devam etti:


“2014 ya da 2015 yılıydı. Ben Cumhurbaşkanımızı, Başbakanken 2 defa Cumhurbaşkanı olduktan sonra ise 3 defa rüyamda gördüm. En son rüyamda Cumhurbaşkanı evimize gelmişti. Fakat evde eşya yoktu. Eskiden priketleri koyup üzerine tahta koyarlardı. Öyle bir haldeydi evimiz. Cumhurbaşkanımız orada oturmuş sağ tarafında eşi vardı. Etrafında da bir kaç kişi vardı. Cumhurbaşkanımızın elinde sopaya takılı bir bayrak vardı. Dizlerinin üzerinde tutuyordu. Diyorum ki, ‘Başkanım seni çok mu üzdüler?’ olsun hiç önemli değil diyordu. Beyaz bir gömlek giyinmişti. Ellerinin iç tarafları yüzülmüş ve çizilmişti. ‘Çok mu acıyor başkanım?’ dedim. ‘Olsun hiç önemli değil’ diyordu. Bayrağı elinden almak istemişler. Fakat vermemiş. Çok sıkı tutuyordu bayrağı. O dönem çok uğraşıyorlardı Cumhurbaşkanımız ile.”



“Cumhurbaşkanı’nın evime gelmesini çok isterim”


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı evinde ağırlamayı çok isteyen Fatma Sanal, “Rüyamda gördüm. İnşallah evime de gelir diye bekledim. Gelmesini çok isterim. Onun sıkıntısının olduğunu biliyorum. Çünkü başından sıkıntı hiç eksik olmadı. Gelirse de çok memnun kalırım” diyerek açıklamasını sonlandırdı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Özgür Özel’e 9 yaşındaki adaşından sürpriz Manisa’nın Alaşehir ilçesinde vatandaşlarla bir araya gelen CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e kalabalığın içinde ulaşan 9 yaşındaki adaşı Özgür Sarı hayatının en mutlu gününü yaşadı. Doğum öncesi kan uyuşmazlığı tespit edilen ve Özgür Özel’in girişimleriyle kan değişimi sağlanan minik bebeği 9 yıl sonra karşısında adaşı olarak gören Özel, çocukla yakından ilgilendi. Manisa’nın Alaşehir ilçesi Şahyar Mahallesi’nde oturan 9 yaşındaki adaşı Özgür Sarı, kalabalığa rağmen, Özgür Özel’e ulaşıp ’hoş geldin’ demeyi başardı. Özgür Özel’in milletvekili olduğu dönem olan 31 Aralık 2015 yılında doğan Özgür Sarı, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde dünyaya geldi. Kan uyuşmazlığı nedeniyle, doğar doğmaz kanının değişmesi gereken ve 31 Aralık Yılbaşı tatili nedeniyle doktorların tatilde olabileceğini düşünen anne Raziye ve baba Serkan Sarı’nın, Özgür Özel’e ulaşıp yardım istemesiyle sağlıklı bir şekilde dünyaya gelen ve Özgür adını verdikleri evlatları 9 yıl sonra kendisinin hayata bağlanmasına vesile olan adaşıyla buluşmanın mutluluğunu yaşadı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Alaşehir’e geleceğini duyan anne Raziye ve dede Osman Sarı, tüm kalabalığı delerek, Özgür Özel’e ulaşmayı başardı. Özgür Özel de adaşıyla yakından ilgilenerek sevdi. Anne Raziye Sarı, "Oğlum karnımdayken kan uyuşmazlığı tespit edildi. Çocuk doğar doğmaz kanının değişmesi gerekiyordu. Doğum 31 Aralı gününe denk geldi. 31 Aralık yılbaşı olduğu için doktor bulamayacağız diye korktuğumuz için eşim Serkan ve dedemiz Osman Sarı, Özgür Özel’e telefon ederek yardım istedi. Özgür Özel bize hemen hastaneye gitmemizi ve danışmanının yardımcı olacağını söylemiş. Bizde hemen yola çıktık. Doktorlar bizi kapıda karşıladı. Hemen hastaneye yatırdılar ve öğlen üzeri doğum oldu. Çocuğumun kanı değişti. Eğer kanı değişmeseydi, bu gün belki hayatta olmayacaktı. Biz telefonla konuştuktan sonra yolda giderken, çocuğumuzun adını ’eli bol, ikram’ anlamına gelen Kerem adını verecektik. Özgür Özel’in ilgisi ve yardımlarından dolayı, çocuğumun sağlıklı bir şekilde doğması üzerine adını Özgür koymaya karar verdik. Çocuğumuz sağlıklı doğdu, kanı değişti, hayata tutundu, bizde adını Özgür koyduk. Bu günde Özgür Özel’le buluşturduk." dedi. Özgür Sarı da adını aldığı CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e kavuştuğu ve konuştuğu için çok mutlu olduğunu söyledi.
Tekirdağ Teleferikte ailesiyle mahsur kalan makine teknisyeni: "Kazadan 10 dakika önce arayıp uyarmıştım" Antalya’da yaşanan teleferik kazasında ailesiyle birlikte mahsur kalan ve Çorlu ilçesinde yaşayan Makine Teknisyeni Cezmi Türkyılmaz, “Henüz olay yaşanmamıştı, ben arayıp uyardım ama maalesef 10 dakika sonra kaza meydana geldi. Çok üzücü bir olay fakat önüne geçilebilirdi” dedi. 12 Nisan tarihinde Antalya’nın Konyaaltı ilçesindeki Sarısu-Tünektepe teleferik hattında bulunan bir teleferik direği devrilip seyir halindeki bir kabine çarptı. Kabinin parçalanması sonucu Avukat Memiş Gümüş hayatını kaybederken, 17 kişi de yaralanmıştı. Kaza sonrası tamamen duran teleferik kabinlerinde mahsur kalan 174 kişi, yaklaşık 1 gün süren çalışmalardan sonra tahliye edildi. Çorlu ilçesinde yaşayan Cezmi Türkyılmaz, üniversitede okuyan kızını ziyaret için gittiği Antalya’da yolculuk için bindiği teleferikte, kabinlerde mahsur kalan 174 kişi arasında yer aldı. Türkyılmaz ve ailesiyle yaklaşık 7 saat sonra helikopter vasıtasıyla mahsur kaldığı kabinden kurtarıldı. Olayla ilgili konuşan Makine Teknisyeni Cezmi Türkyılmaz, “Gezi amaçlı teleferiğe bindik ve geziyi tamamladıktan sonra dönüş için teleferiğe bindik. Bu sırada direklerden bizim kabinin üzerine kıvılcım sıçradı. Bunu kızım fark etti ve bana da söyledi. Ben de bu konulara karşı bilgisi olan bir makine teknisyeniyim. Kafamı kaldırıp baktığımda direğin üzerinde makaralar kilitlenmiş dönmüyordu. Hemen kabinde yazan irtibat numarasını arayarak, görevlilere ulaştım ve kazaya sebebiyet verilmesin diye teleferiği durdurmalarını ifade ettim. Arayıp, ‘direğin üzerindeki makaralar dönmüyor. Bu yüzden çelik halat kıvılcım çıkarıyor, teleferiği hemen durdurun’ dedim. Telefonu kapattılar 5 dakika sürdü, herhangi bir durdurma olmadı. 5 dakika sonra tekrar aradım ve ‘sakın yolcu almayın, teleferiği hemen durdurun, kıvılcım ve duman çıkıyor’ dedim. 3-4 dakika sonra teleferik tekrar start alınca bir baktım arkaya etrafı toz bulutu kapladı. Telefon kayıtlarına bakılabilir muhtemelen ilk ben arayıp uyardım. Benim aradığımda stop edilip bırakılsaydı bu olay yaşanmazdı” diye konuştu.
Antalya Deniz kaplumbağaları ilk yuvayı yaptı Antalya’nın Manavgat ilçesi Sorgun-Side sahilinde ilk yetişkin deniz kaplumbağası yuvası tespit edildi. Manavgat’ta nesli tükenme tehlikesi altındaki deniz kaplumbağalarının yuvalama alanlarından Sorgun- Side sahilinde, yeni sezonun ilk kaplumbağa yuvası tespit edildi. Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan aldığı araştırma izinleriyle izleme faaliyetlerini yürüten DEKAFOK Kıyı Koruma Derneği tarafından belirlenen kaplumbağa yuvası, korumaya alındı. Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve genelgelerle nesli koruma altına alınan deniz kaplumbağalarının yuvalama alanları, her yıl olduğu gibi bu yıl da çeşitli uyarı ve tedbirlerle korunacak. Bunların başında yuvalama alanlarından motorlu araçların geçmesi, sahilde ateş yakılması, yavruların deniz yönüne gitmesini engelleyebilecek yapay ışıklar, havai fişekler ve çöpler gibi faktörlerin yasaklanması geliyor. İlk yuva, geçtiğimiz yıldan 18 gün önce tespit edildi DEKAFOK Kurucu Başkanı Seher Akyol, bu yıl beşinci koruma ve izleme sezonuna hazırlandıklarını belirterek, "2020 yılında bu işe başladığımızda bize ’Burada caretta mı olur?’ demişlerdi. İlk yıl burada carettaların olduğunu, ikinci yıl ise deniz analarının en büyük avcısı carettaların aslında buradaki en büyük çalışma alanı olan turizm için ne kadar önemli olduğunu gösterdik. Üçüncü yıldan itibaren ise çevreye duyarlı halkımızın muhteşem çabalarıyla daha da güçlendik. Bu yıl beşinci sezonumuza hazırlanırken çok daha müsterihiz çünkü vicdani duyguları son derece gelişmiş olan halkımız artık ne yapması ve yapmaması gerektiğini çok iyi biliyor. Geçmiş dönemlere bakarak duyarlılığıyla beni çok etkileyen off-road sürücülerimiz ekim ayının ortalarına kadar sahillerimizde araçla geçmemesi gerektiğini, kampçılarımız ateşin deniz kaplumbağalarına ne gibi zararlar verdiğini çok iyi biliyor. Bölgedeki otellerimiz bu konuda tam destekçimiz ve bu dönemde onlarla ve duyarlı personelleriyle muhteşem bir uyum yakalıyoruz" dedi. DEKAFOK tarafından yapılan açıklamada; ilk yuvanın geçtiğimiz yıldan 18 gün önce tespit edildiği belirtilirken, yetişkin deniz kaplumbağalarının ağustos ortalarına kadar yuvalamaya devam etmesinin beklendiği, yavruların ise ilk yuvadan yaklaşık 50 gün sonra çıkmaya başlayacağı ve geçen yıl olduğu gibi ekim ayının ortalarına kadar çıkışlarını sürdüreceği kaydedildi.