EĞİTİM - 01 Nisan 2020 Çarşamba 09:32

(Özel) Atılım Üniversitesi ‘Canlı Platform’ ile uzaktan eğitim sürecine başladı

A
A
A
(Özel) Atılım Üniversitesi ‘Canlı Platform’ ile uzaktan eğitim sürecine başladı

Atılım Üniversitesi Rektörü Prof.

Atılım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yıldırım Üçtuğ, “Üniversitelerde örgün eğitime ara verildiği noktada hemen harekete geçtik. Tüm öğretim elemanlarımıza yönelik lisanslı bir canlı yayın platformu satın aldık. Canlı platform da eklenince uzaktan eğitime başlayabilir hale geldik. Bütün öğretim elamanlarımız, normal ders saatlerinde canlı yayınla öğrencilere bağlanıp derslerini işlemeye başladılar” dedi.


Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan ve kısa sürede yayılım göstererek tüm dünyayı etkisi altına alan yeni tip Korona virüs (Covid-19) salgınının Türkiye’de de görülmesiyle birlikte eğitim öğretime ara verildi. Yükseköğretim Kurulu Başkanı (YÖK) Prof. Dr. M. A. Yekta Saraç’ın, yaptığı açıklamayla 23 Mart tarihinde, eğitim öğretimin kesintiye uğramaması ve uygulamada birlik düşüncesiyle verilen bu ara sonlandırıldı ve uzaktan eğitime geçildiği açıklandı. Yaşanan süreci ve konu hakkında Atılım Üniversitesi’nin aldığı kararları değerlendiren Rektör Prof. Dr. Yıldırım Üçtuğ, tüm öğretim elamanlarının kendi ders saatlerinde canlı platform yoluyla öğrencileriyle ders işlediğini açıkladı.


Üniversitelerde örgün eğitime ara verildiği süreçte hemen harekete geçerek canlı yayın platformu satın aldıklarını aktaran Atılım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Üçtuğ, “Üniversitelerde örgün eğitime ara verildiği noktada hemen harekete geçtik. Tüm öğretim elemanlarımıza yönelik lisanslı bir canlı yayın platformu satın aldık. Zaten kullanmakta olduğumuz bir yardımcı platform vardı. Canlı platform da buna eklenince uzaktan eğitime başlayabilir hale geldik” diye konuştu.



“Okuldaki derslere göre daha çok katılım oldu”


Canlı yayın platformu üzerinden derslerin 30 Mart itibariyle başladığını söyleyen Üçtuğ, “30 Mart itibariyle bütün öğretim elamanlarımız, normal ders saatlerinde canlı yayınla öğrencilere bağlanıp derslerini işlemeye başladılar. Herhangi bir sıkıntı olmadı. Doğrusunu isterseniz, okuldaki derslere göre daha çok katılım oldu. Belki de öğrencilerimiz evlerinde sıkılıyorlardı, okulu özlediler. Bu ortam kendilerine sunulunca çok yoğun bir katılım oldu, teknik bir problem yaşanmadı. Tabii uygulamalı laboratuvar dersleri çok mümkün değil ama teorik derslerinin tamamında, ders saatlerinde aksaklık yaşanmadan, tüm üniversite çapında ve her düzeyde, lisans, yüksek lisans olarak canlı derslerle ilerliyoruz” ifadelerini kullandı.



“Platformu bulduk, satın aldık ve adapte ettik”


Satın alınan canlı yayın platformunun kullanımının kolaylığından da bahseden Üçtuğ, “Bir iki tane uzaktan eğitim, lisansüstü programımız vardı. Onun haricinde kapsamlı bir deneyimimiz yoktu. Diğer üniversiteleri ve dünyayı araştırdık ve söz konusu platformu bulduk. Çok hızlı bir şekilde satın aldık, adapte ettik. Çok kolay kullanılabilen bir yazılım. Dünyada bu tür canlı, uzaktan toplantılar için kullanılan bir platform. Bu tür uygulamalara çok az aşina olan öğretim elemanlarımız bile çok kolay bir şekilde kullanmaya başladılar” şeklinde konuştu.



“Uzaktan eğitim, sınıf eğitiminin yerini üniversite düzeyinde alamaz”


Uzaktan eğitimin üniversitelerde yüz yüze eğitimin yerini tutamayacağını belirten Üçtuğ, virüs salgınının ortadan kalkıp örgün eğitime geçileceği süreçte ders tekrarlarının hızlıca tamamlanıp, sınavların kısa sürede yapılacağını aktardı. Öğrencilerin sene kaybına izin vermek istemediklerini aktaran Üçtuğ, sürecin belirsizlik taşıdığının da altını çizdi. Üçtuğ, “Tabii ki uzaktan eğitim, sınıf eğitiminin yerini üniversite düzeyinde alamaz. Üniversitenin farklı amaçları da var. Üniversite sadece ders görülen ortam değildir. Üniversite bir sosyalleşme ortamı, kişinin farklı biçimlerde kültür ve spor topluluklarıyla birlikte kendini geliştireceği bir ortamdır. Bu süreçte sadece uzaktan öğretim yapılabilir, uzaktan eğitim yapılamaz. Şu anda bir zorunluluk var. Bu zorunluluk karşısında da öğrencilerimizin dönem ve yıl kaybını göze alamayız. Bunu YÖK de bu şekilde açıkladı zaten. Umut ediyorum çok uzun sürmeyecek bir sürede uzaktan eğitimle devam edeceğiz. Şu an için sınavları bu kanalla yapmayı öngörmüyoruz. Bilebildiğim kadarıyla sınav güvenliğini sağlayacak bir uzaktan erişim platformu mevcut değil. O nedenle sadece derslerimizi işliyoruz, ödev verebiliyoruz, küçük değerlendirmeler, sözlüler yapıyoruz fakat asıl değerlendirmeye yönelik sınavı, üniversiteler açıldığında yapmayı öngörüyoruz. Umarım Haziran gibi salgın hafifler ve okullar açılırsa birkaç hafta tekrar yapmayı, teorik derslerde de kısa bir tekrar yapmayı öngörüyoruz. Uygulamalı dersleri, laboratuvarları, proje derslerinin tamamlanmasını öngörüyoruz. Eğitime yeniden başlandıktan sonra birkaç hafta içinde önce ara sınavların tamamlanmasını, sonrasında da yılsonu sınavlarını yaparak dönemi bitirmeyi düşünüyoruz. Şu an için bu bir öngörü. Haziran ayına geldiğimizde nasıl bir durumla karşı karşıya kalacağımızı hiçbirimiz bilmiyoruz” dedi.



“Atılım Üniversitesi olarak alabileceğimiz tüm önlemleri aldık”


Atılım Üniversitesinde görev alan öğretim elamanlarının da evden çalışma sistemine döndüklerini vurgulayan Üçtuğ, Türkiye’nin de içinde bulunduğu sıkıntılı süreçte YÖK Başkanı Saraç’la da zaman zaman görüştüklerini, “Kendisiyle çok fazla görüşme imkânımız olmuyor. Herkes bir yerlere kapanmış durumda. Ancak mesajlaşma üzerinden bilgi alabiliyoruz. Sık sık yayınlanan duyurular bize geliyor. O konuşmalardan da aldığımız izlenim mümkün mertebe teorik derslerin uzaktan eğitim yoluyla gerçekleştirilmesi. Daha sonra yapılamayan teorik dersler ile uygulamalı derslerin üniversite açıldıktan sonra yapılması. Bir belirsizlik var. Bu bizim için de dünyadaki herkes için de geçerli. Kimse 2-3 ay sonrasını öngöremiyor. İyimser bakmaya çalışıyoruz. Şu anda sadece bugünü yaşamak durumundayız. Atılım Üniversitesi olarak alabileceğimiz tüm önlemleri aldık. Öğretimimize yüzde 95’in üzerinde bir oranda devam ediyoruz. Yaz aylarına geldiğimizde neler olacağını hep birlikte yaşayarak göreceğiz” şeklinde aktardı.



“Öğrenciler uzaktan eğitimden mutlular”


Uzaktan eğitim sürecinde öğrencilerinin mutlu olduğunu aktaran Üçtuğ, bu süreçte ders çalışmayı ihmal etmemelerini de öğütledi. Öğrencilerinden, yaz aylarında yeniden kampüste buluşacakları günleri düşünerek moral depolamalarını isteyen Üçtuğ, “Öğrencilerimizden ilk aldığım intiba uzaktan eğitimden mutlular. Zaman kaybı yaşamayacaklar gibi görünüyor. Onlara vereceğim en önemli mesaj: ‘Canlı dersleri izlemeye devam edin, sıkılmayın, vazgeçmeyin. Umut ediyorum ki örgün eğitime döndüğümüzde hızlıca sınavları yapıp, dönemi kapatma yoluna gideceğimiz için ders çalışmaktan vazgeçmeyin. Nasıl olsa sınava çok var düşüncesine kapılmayın. Oluşan durumlara bir an önce adapte olarak derslerinize çalışmanızı istiyorum. Bizlerden gelecek açıklamaları bekleyin’. Öğrencilerimden, yaz aylarında yeniden kampüsümüzde, sınıflarımızda buluşabileceğimizi düşünmelerini istiyorum” aktarımında bulundu.


Öte yandan, dünyanın da içinde bulunduğu Covid-19 salgınıyla ilgili Üçtuğ, “Bütün ülkemize ve dünyaya sağlıklı mutlu huzurlu günler dilemek istiyorum. Bunun ötesinde yapabilecek başka bir şeyimiz yok gibi gözüküyor” mesajını verdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kars Sarıkamış Kayak Merkezi’nde hafta sonu yoğunluğu Dünyada sadece Alpler’de ve Sarıkamış’ta görülen eşsiz kristal kar yapısı ve sarıçam ormanları arasındaki güvenli pistleriyle ünlü Sarıkamış Kayak Merkezi, Aralık ayının son hafta sonunda yerli ve yabancı turistlerin akınına uğradı. Son yağan kar ile birlikte pistlerinde 80 santim kar bulunan Sarıkamış Kayak Merkezi yerli ve yabancı kayak severleri ağırlıyor. 2 bin 634 rakımlı kayak merkezinde vatandaşlar bir taraftan kayak kayarken, diğer yandan da güneşli havanın tadını çıkarıyor. Sarıkamış Kayak Merkezi’nde kar kalitesinin kayak ve snowboard için en üst seviyede olması, çevre iller başta olmak üzere İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyükşehirlerden gelen tatilcilerin akına uğradı. Hafta sonunu değerlendirdiklerini ifade eden kayak severler, "Dünya da nadir görülen kristal karın yağdığı Sarıkamış’a geldik. Pistler çok güzel, orman içinde kaymak çok güzel, tatilin keyfini çıkarıyoruz" dediler. Sarıkamış’ta çığ tehlikesi olmadan kaydıklarını belirten kayak severler, "Ortam çok kalabalık, çok güzel, çok güzel bugün burası, herkesi de bekleriz" şeklinde konuştular. Öte yandan kayakseverler, 5 telesiyej ve toplam 30 kilometreyi bulan farklı zorluk derecelerindeki 10 pistte güneşli havanın tadını çıkardı. Sadece kayakçılar değil, çocuklarıyla gelen aileler de kızak pistlerinde yoğunluk oluşturdu. Bölgedeki otellerin doluluk oranlarının hafta sonu itibarıyla yüzde 90 seviyelerine ulaştı. Bazı otellerde ise akşam saatlerinde meşaleli kayak gösterileri ve Kafkas halk oyunları performansları sergileniyor.
Diyarbakır Bakan Yumaklı: ’’Silvan Projesi tamamlandığında 305 bin kişiye istihdam sağlamış olacak’’ Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde bulunan Babakaya iletim tüneli inşaatında incelemelerde bulundu. Bakan Yumaklı burada yaptığı açıklamada, ’’2002 yılına kadar GAP’ta 200 bin hektarlık bir alan sulamaya açılmışken son 23 yılda yapılan yatırımlarla 683 bin hektarlık alan sulamaya açıldı’’ dedi. Bakan Yumaklı, bir dizi incelemelerde bulunmak üzere Diyarbakır’a geldi. Bakan Yumaklı, daha sonra Silvan ilçesinden yapımı devam eden Babakaya iletim tüneli inşaat alanına geçti. Bakan Yumaklı’ya Diyarbakır Valisi Murat Zorluoğlu, AK Parti Diyarbakır milletvekilleri Galip Ensarioğlu, Mehmet Sait Yaz ve Suna Kepolu Ataman, kamu kurum müdürleri ve STK temsilcileri katıldı. İnceleme sonrası açıklamalarda bulunan Bakan Yumaklı, Türkiye için tarımsal yatırımların çılgın projesi, Silvan Projesinin kalbi Babakaya tünel açılımı için toplandıklarını söyledi. 17 Nisanda Cumhurbaşkanının himayelerinde Silvan Tünelinin tünel kazı çalışmasını başlattıklarını belirten Bakan Yumaklı, burada çok ciddi bir çalışmanın devam ettiğini dile getirdi. Çalışmaların Dicle havzasının berekete, üretime, emeğe dönüşmesi için gerekli olan yatırımlar olduğunu kaydeden Bakan Yumaklı, ’’İnşallah bunun sonunda hem ülkemiz için Hem bölge için, hem bölge insanı için ve ülkemiz tarımı için çok önemli bir sonuca ulaşmış olacağız. Kıymetli basın mensupları, ülkemizin en büyük projelerinden birisi GAP. Cumhuriyetimizin en büyük kalkınma hamlelerinden bir tanesi. 2002 yılına kadar GAP’ta 200 bin hektarlık bir alan sulamaya açılmışken son 23 yılda yapılan yatırımlarla 683 bin hektarlık alan yani 6 milyon 830 bin dekarlık alan sulamaya açıldı ve bu bereketli topraklar suyla buluştu. Şu anda 380 bin hektarlık alanda planlama çalışmaları, proje çalışmaları, yatırım çalışmaları devam ediyor. GAP’ın en önemli projelerinden birisi de Silvan projesi. Silvan projesi 8 barajıyla 23 sulama tesisiyle çok önemli bir bileşenden oluşmakta’’ diye konuştu. ‘’Babakaya tüneli tamamlandığında saniyede 212 metreküp suyu taşıyacak’’ Babakaya sulama tünelinin de Silvan Projesinin omurgalarından biri olduğuna değinen Bakan Yumaklı, ’’Tünel 7 metre çapında ve 5 bin 320 metre uzunluğunda iki ayrı tüpten oluşuyor. Bu tüplerden bir tanesinin çalışması hemen hemen bitmiş durumda. Ama bugün düğmesine bastığımız dualarla, hayır dualarla tamamlanması için harekete geçirmiş olduğumuz tünel açma işlemi de inşallah ikinci tüp olarak çalışmaları bittiğinde artık Silvan Barajı’nın suları önce bu iki tüpten Babakaya tünelinden 150 metrelik bir açıklık alana, oradan da Silvan tüneline ve oradan da 2 milyon 350 bin dekarlık bir alanın sulaması için bereketli topraklara kavuşmuş olacak. Babakaya tüneli tamamlandığında saniyede 212 metreküplük bir suyu taşıyacak. Bu şu demek hafızalarda canlanması için bir olimpik havuzu sadece ve de Sadece 13 saniyede doldurabilir bir debi ile akıyor olacak. Yani ülkemizin en büyük ve en hızlı debisiyle akan Çoruh Nehrini düşündüğümüzde oradaki debiden, oradaki hızdan çok daha yüksek bir hızla akıyor olacak. Yani bu tünellerin içerisinden devasa nehirler akacak inşallah. Bugün kazı çalışmalarına başladığımız bu tünelin maliyeti 8.8 milyar lira’’ şeklinde konuştu. Tünelin hizmete girmesi ile Silvan Barajında su tutulacak Tünelin 2027 yılında bütün bileşenleriyle birlikte tamamlanacağını ve kullanıma hazır hale geleceğini bildiren Bakan Yumaklı, şunları söyledi: ’’Babakaya tünelinin devreye girmesi ile Silvan Barajında da su tutmaya başlamış olacağız inşallah. Silvan Barajı ile ilgili birkaç bilgi vermek istiyorum. Silvan Barajı 7 milyar metreküp su tutma kapasitesine sahip. Yani ülkemizin bir yıllık bütün içme suyunu, bütün kullanma suyunu karşılayacak bir kapasiteye sahip. Dolayısıyla bu kadar önemli 175.5 metre yüksekliğindeki bu baraj su tuttuğu andan itibaren Silvan ovası da dahil olmak üzere yani bu bahsetmiş olduğumuz 2 milyon 350 bin dekarlık alan da dahil olmak üzere çok önemli bir alanı sulamış olacak. Silvan Projesinin toplam maliyeti bugünkü rakamlarla 300 milyar liraya ulaşmış olacak. Değerli arkadaşlar, birçok yatırım yapılıyor ülkemizde. Ancak yine altını çizerek ifade etmek istiyorum bu proje tamamlandığında sulayacağı alan 330 bin futbol sahası büyüklüğünde olacak. Buradaki tarımsal ürünler sadece ülkemiz için değil, ülkemizin etrafında bu gıda ürünlerine ihtiyaç duyacak ülkelerin de tedariği için çok önemli olacak. 305 bin kişiye istihdam sağlamış olacak bu proje inşallah. Bu projenin hayata geçirilmesi için herkes omuz omuza vermiş durumda. Ben inanıyorum ki Allah herhangi bir kaza bela vermesin. İnşallah bu proje tam zamanında takvimine uygun olarak tamamlanmış olacak. Ben ülkemiz için büyük hayalleri gerçeğe dönüştürme adına Bakanlığımıza düşen kısmıyla gece gündüz çalışmaya devam edeceğiz.’’
Eskişehir Prof. Dr. Yahya Özsoy Toplum Hizmetleri Ödülleri sahiplerini buldu Türkiye Toplum Hizmetleri Vakfı Prof. Dr. Yahya Özsoy Toplum Hizmetleri Ödülleri 2025 Töreni, Anadolu Üniversitesi Öğrenci Merkezi Yunus Emre Salonu’nda gerçekleştirildi. Törene Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Özel Eğitim Bölümü Başkanı Prof. Dr. Yasemin Ergenekon, Özsoy Ailesi, Türkiye Toplum Hizmetleri Vakfı (TOVAK) Akademi Bilim Kurulu ve Kurultay Üyesi Prof. Dr. Atilla Cavkaytar, Özel Eğitimciler Derneği Genel Başkanı Gazi Acar, Türkiye’nin farklı üniversitelerinden ödül alan ekipler ve proje danışmanları ile çok sayıda akademisyen ve öğrenci katılım sağladı. "Prof. Dr. Yahya Özsoy özel eğitim alanında ilk lisans programının üniversitemizde kurulmasına ve öğretmen yetiştirilmesine öncülük etti" Törenin açılış konuşmasını yapan Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Özel Eğitim Bölüm Başkanı ve Organizasyon Başkanı Prof. Dr. Yasemin Ergenekon, 1997 yılında anma toplantıları olarak başlayan etkinliğin 2008 yılında ödül törenine dönüştüğünü ve ödül töreninin 2008 yılından bu yana 18 yıldır aralıksız sürdürüldüğünü belirtti. TOVAK’ın 1993 yılında Prof. Dr. Tahir Özgü tarafından kurulduğunu hatırlatan Prof. Dr. Ergenekon, Anadolu Üniversitesi’nin 2006 yılından bu yana vakfın kurumsal üyesi olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Ergenekon konuşmasını şöyle sürdürdü: "Değerli hocamız Prof. Dr. Yahya Özsoy, Türkiye’de ilk kez lisans programları yoluyla özel eğitim alanında öğretmen yetiştirme programının kurulmasına öncülük etmiştir. Bu yıl 13 farklı üniversitenin 8 farklı fakültesinden ve 10 farklı bölümünden toplam 23 proje başvurusu aldık. Titiz bir değerlendirme süreci sonunda 4 proje ödüle layık görüldü." "Öğrencilerimizi topluma hizmete teşvik ediyoruz" Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Veda Aslım Yetiş konuşmasında Prof. Dr. Yahya Özsoy’u ebediyete intikalinin 29. yılında andıklarını belirtti. Prof. Dr. Yetiş, "Hocamız, özel eğitim alanının kurucularından biri olarak bizlere daima ilham veriyor. Bu törenin amacı, tüm lisans öğrencilerimizi topluma değer katan projeler geliştirmeye teşvik etmektir" dedi. "Eğitim bir toplum hizmetidir" TOVAK Akademi Bilim Kurulu ve Kurultay Üyesi Prof. Dr. Atilla Cavkaytar, eğitimin bir toplum hizmeti olduğunu ve gönüllülük esasına dayalı sivil toplum kuruluşlarının bu noktada kritik rol üstlendiğini ifade etti. Prof. Dr. Cavkaytar, Prof. Dr. Yahya Özsoy’un son doktora öğrencisi olmaktan gurur duyduğunu belirterek projelerde emeği geçen gençlere teşekkür etti. Ödüller sahiplerini buldu Törende dört farklı kategoride verilen ödüller şu isimlere takdim edildi: Prof. Dr. Yahya Özsoy Toplum Hizmetleri Ödülü: Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Türk Dili Edebiyatı Bölümü öğrencileri tarafından hazırlanan "Bir İdik Bin Olduk - Yeni Bir Sen" adlı proje. TOVAK Prof. Dr. Tahir Özgü Toplum Hizmetleri Teşvik Ödülü: Necmettin Erbakan Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Özel Eğitim Bölümü öğrencileri tarafından gerçekleştirilen "İrem ve Maşallah Oktan Yaşayan ve İlham Veren Kütüphane" adlı proje. ÖZDER Özel Eğitimciler Derneği Özel Ödülü: Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Özel Eğitim Bölümü öğrencileri tarafından hazırlanan "Nefes Alan Aileler, Sosyalleşen Bireyler: Otizm Spektrım Bozukluğu Dostu Mola-Moral Destek Modeli" adlı proje. Anadolu Üniversitesi Eğitimi Destekleme Vakfı (EDEV) Rektörlük Teşvik Ödülü: Maltepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Özel Eğitim Bölümü öğrencisi tarafından hazırlanan "Engelsiz Hareket: Engelli Bireyler İçin Temel Motorik Hareket Gelişimi ve Aktif Yaşam Projesi" adlı proje. Ödül kazanan isimlere ödülleri; Özsoy ailesi adına oğlu Bekir Özsoy ve torunu Beril Özsoy, TOVAK adına TOVAK Akademi Bilim Kurulu ve Kurultay Üyesi Prof. Dr. Atilla Cavkaytar, ÖZDER adına Özel Eğitimciler Derneği Başkanı Gazi Acar ve EDEV adına Prof. Dr. Veda Aslım Yetiş tarafından takdim edildi. Ödüllerin sahiplerine verilmesinin ardından ödüllerin parasal yönünü karşılayan Özsoy Ailesi adına Bekir Özsoy’a, TOVAK adına Prof. Dr. Atilla Cavkaytar’a ve ÖZDER adına Gazi Acar’a teşekkür belgeleri ve plaketleri takdim edildi. Ödül töreni toplu fotoğraf çekimi ile son buldu.
Ankara Bakan Memişoğlu: "Sağlık uygulamalarımızla, etkin ve güvenli çözümler sunuyoruz" Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, "Sağlıkta dijital dönüşümü yerli ve milli teknolojilerimizle güçlendiriyor; vatandaşlarımızın sağlık hizmetlerine erişimini hızlandıran mobil sağlık uygulamalarımızla, etkin ve güvenli çözümler sunuyoruz" dedi. Bakan Memişoğlu, sosyal medya hesabından sağlıkta dijital dönüşümün yerli ve milli teknolojilerle güçlendirildiğini, vatandaşların sağlık hizmetine erişimi hızlandıran mobil sağlık uygulamaları ile etkin ve güvenli çözümler sunduğunu belirtti. Aynı zamanda Memişoğlu, 2025 yılında 79 milyonu aşkın vatandaşa hizmet veren e-Nabız Kişisel Sağlık Sistemi’nin kullanıcı dostu bir ara yüzle yenilendiğini ifade etti. "Sağlık uygulamalarımızla, etkin ve güvenli çözümler sunuyoruz" Bakan Memişoğlu tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: "Sağlıkta dijital dönüşümü yerli ve milli teknolojilerimizle güçlendiriyor; vatandaşlarımızın sağlık hizmetlerine erişimini hızlandıran mobil sağlık uygulamalarımızla, etkin ve güvenli çözümler sunuyoruz. Bu kapsamda 2025 yılında, 79 milyonu aşkın vatandaşımıza hizmet veren e-Nabız Kişisel Sağlık Sistemi’ni kullanıcı dostu bir ara yüzle yeniledik. Dijital Organ Bağışı düzenlememizi hayata geçirerek, son 2 ayda 45 binden fazla vatandaşımızı e-Devlet ve e-Nabız üzerinden güvenli dijital bağış sürecine dahil ettik. Annelik Yolculuğu Mobil Uygulaması ile gebelikten doğuma, lohusalık ve bebek bakımına kadar tüm süreçlerde on binlerce anne ve aileye rehberlik ediyoruz. NeyimVar? Uygulaması ile 5,9 milyon vatandaşımızın klinik bulgularına göre ihtiyaçlarına uygun branşa hızlı ve doğru şekilde yönlendirilmesini sağladık. ESİM Mobil Uygulaması üzerinden son bir yılda 109 binin üzerinde işitme engelli vatandaşımıza erişilebilir sağlık hizmeti sağladık. Sağlıkta dijital dönüşüm hamlelerimizle, Türkiye Yüzyılı’nda geleceğin sağlık teknolojilerini insanı merkeze alan, sürdürülebilir ve tam bağımsız bir yapıda kararlılıkla inşa etmeye devam ediyoruz."