GENEL - 13 Ağustos 2019 Salı 12:44

(Özel haber) Babasıyla sırt sırta verip yerli ve milli engelli asansörü yaptı

A
A
A
(Özel haber) Babasıyla sırt sırta verip yerli ve milli engelli asansörü yaptı

Engelli havuz asansörünün yurt dışından geldiğini öğrenen Ahmet Çekirdek ve oğlu Burak Çekirdek, tamamen kendi imkanlarıyla yerli ve milli engelli asansörü üretti.

Engelli havuz asansörünün yurt dışından geldiğini öğrenen Ahmet Çekirdek ve oğlu Burak Çekirdek, tamamen kendi imkanlarıyla yerli ve milli engelli asansörü üretti. Dört kuşaktır sanayici olan baba oğul, dörtte bir fiyatına mal ettikleri engelli asansörü ile Türkiye’deki havuzları engelsiz havuza dönüştürmeyi hedeflerken, asansörü deneyimleyen engelli bireyler ise cihaza tam not verdi.


Ahmet Çekirdek, engelli havuz asansörünün yurt dışından geldiğini öğrenince makine mühendisi olan oğlu Burak Çekirdek ile birlikte harekete geçti. Tamamen kendi imkanlarıyla 2 yıl süren çalışmanın ardından yüzde yüz yerli ve milli engelli asansörü yapan baba oğul, asansörü yurt dışından gelen asansörün dörtte bir fiyatına mal etmeyi başardı. Çevre dostu olarak üretilen engelli havuz asansörü, iki saatte sarj edilebiliyor. ’Engelsiz havuzlar’ sloganıyla başladıkları çalışmalarında sona gelen baba oğul, iki yıl içinde 4 model üzerinde çalıştı. En sonunda hem fiyat olarak daha ucuza mal edilebilen, hem kısa süre içinde şarj edilebilen doğaya dost model üzerinde çalışmalarını yoğunlaştırdı. Oğlunun çizimlerini tamamladığı engelli asansörünün parçalarını büyük bir titizlikle üreten baba Çekirdek, çalışmalarını daha ileriye taşımak istediklerini belirtti. Son dönemde artan yerli ve milli projeleri çok önemli bulduklarını ifade eden Baba Çekirdek ve Makine Mühendisi oğlu Burak Çekirdek, Türkiye’de üretim kapasitesinin önemli bir potansiyeli olduğunu ifade etti.



Asansör, engelli vatandaşlardan da tam not aldı


Yerli ve milli engelli asansörünü havuz başında deneyimleyen Milli Masa Tenisi Sporcusu Nergis Altıntaş, "Deneyimledim çok hoşuma gitti. Bir engelli için bulunmaz bir nimet olduğunu düşünüyorum. Ülkemizde böyle yerli üretimlerin olması çok büyük bir gurur bizim için. Bir engelli bireyin kendini havuza bırakması özgürce çok önemli. Her havuzda mutlaka kullanılmasını isteriz. Genelde engelliler için bir alan olmadığından havuzun kenarında bacaklarımız tahriş oluyordu. Bu ürünü keşfettiğimizden beri çok büyük bir hevesle havuza giriyoruz. Bizler için büyük mutluluk. Havuza rahatça inip sandalyeme rahatça transfer olabiliyorum. Havuza inerken hiçbir sorun yaşamadım" dedi.



Oğlu çizimini yaptı, baba parçaları hazırladı


Yıllardır sanayicilik sektöründe olduğunu belirten Baba Ahmet Çekirdek, oğlunun çizimlerini tamamladığı asansörün üretim aşamasını gerçekleştirdiğini ifade ederek, "Üçüncü kuşak sanayiciyim. Oğlum makine mühendisi. Bu kuşak daha tahsilli. Türkiye’de yerli ve milli bir ürün yapalım dedik. Bu makine dışarıdan geliyordu. Dörtte bir fiyatına mal ettik. İnşallah devlete millete hayırlı olur. Türkiye’de çok fazla engelli insan var. Buna ihtiyaç var. Bu yurt dışından korkunç fiyatlara geliyor. Biz devlet desteği ile bunu daha da geliştirebiliriz. Biz bunu devlet millet için yaptık. Yüzde yüz yerli ve milli. Oğlum resimlerini çizdi,birlikte imal ettik. AR-GE çalışması iki yıl sürdü. Her ürün bir ayda çıkıyor. Talep olursa devlet desteğimizle birlikte geliştirip seri üretime geçebiliriz. Biz bunu yaparken 3 ürün denedik. 12 saate şarj oluyordu. Bu iki saatte şarj oluyor. Yerli traktörümüzün olması bizi çok memnun etti" diye konuştu.



"Umarım Türkiye’de girmediği havuz kalmaz"


Asansörün AR-GE çalışmaları sırasında çevresinde bulunan engelli bireylerin yaşadığı zorlukları göz önünde bulundurduklarını dile getiren Burak Çekirdek, "Dördüncü nesildir sanayiciyiz. Bu bilgi birikimimizi imalata dönüştürüyoruz. Aslında bu cihaz bizim imalata kapasitemizin çok altında. Bu ürünün yurt dışında yapıldığını öğrenince üzüldük. Bizim ülkemizde neden yapılamıyordan yola çıktık. Çeşitli çalışmalardan sonra bu cihazı üretmeyi başardık. Tamamen yerli bir cihaz. Yurt dışından geldiği için çok üzüldük ve yaptık. Yerli olmasından kaynaklı bazı parçaların yapımından süreç uzadı. Maliyeti düşünmek zorundaydık. Bunu alanların ucuz fiyattan görmesi gerekir ki rağbet olsun. Çevremizde engelli dostumuz çok fazlaydı. Onların çektiği sıkıntıları da bildiğimiz için fiyatı minimum tutarak her havuza bir tane verme düşüncesiyle yola çıktık. Engelsiz Havuzlar diye bir sloganımız var. Umarım Türkiye’de girmediği havuz kalmaz.


Babamla birlikte hazırladık. Onun tecrübesi çok fazla. Bizim de tecrübemiz var. Dönüşler çok olumlu . Yıllardır evinden çıkmayan insanlar havuza giriyor. Ağlayan kişiler gördük. Yurt dışından gelen üründen çok ucuz olması talebi artırıyor. Yurt dışından gelen üründen kapasitemiz daha yüksek. 200 kilogram kapasiteye kadar çıkacak bir cihaz. Biz zaten AR- GE çalışmalarını tamamladık. Türkiye’de yapılacak çok şey var ama yurt dışından alıyoruz. Bu ürünü bize geliştirmek düşüyordu bunu yaptık. Daha büyük projelerimiz için destek bekliyoruz. Biz üzerimize düşen görevi tamamladık. Daha büyük projelerimiz var. Bunları gerçekleştirmek için devletimizin desteğini bekliyoruz. Yerli traktörden çok gurur duyduk. Biz füze yapacak, uçak yapacak güçteyiz.Önünde hiçbir engel yok. İyi organize olursak, diğer ülkeleri geçeceğimize inanıyorum” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.