GENEL - 21 Mayıs 2020 Perşembe 17:37

Prof. Dr. Kerem Alkin: “ABD, Covid-19 meselesini ikinci bir Pearl Harbor Baskını gibi kullanma eğiliminde”

A
A
A
Prof. Dr. Kerem Alkin: “ABD, Covid-19 meselesini ikinci bir Pearl Harbor Baskını gibi kullanma eğiliminde”

İstanbul Medipol Üniversitesi İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.

İstanbul Medipol Üniversitesi İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kerem Alkin, korona virüs (Covid-19) ile mücadelede dünya genelinde ekonomide gelinen durumu, petrol fiyatlarındaki düşüşü, Doğu Akdeniz ve Libya meselesini “Jeopolitik Diyalog” programında değerlendirdi. Alkin, ABD’nin Covid-19 meselesini ikinci bir Pearl Harbor Baskını gibi değerlendirme eğiliminde olduğunu söyledi.


İlk dijital online Türk üniversitesi olma özelliği taşıyan ve merkezi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde bulunan Netkent Akdeniz Araştırma ve Bilim Üniversitesi, alanında uzmanlaşmış kişileri sosyal medya hesabı üzerinden, çeşitli programlarla canlı yayına alıyor. Bu yayınlarla katılımcılar hem meraklarını gideriyor hem de sorularını alanında uzman kişilere yöneltme şansı buluyor. İstanbul Medipol Üniversitesi İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kerem Alkin de, Netkent Akdeniz Araştırma ve Bilim Üniversitesi Instagram hesabında yayınlanan “Jeopolitik Diyalog” programında Yeliz Hacıosmanoğlu’nun konuğu oldu. Dünyayı etkisi altına alan korona virüs (Covid-19) salgını ile mücadele sürecinde alınan çeşitli tedbirlerin yumuşatılması ve adım adım “normalleşme” sürecinin başlamasına yönelik değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Kerem Alkin, “İnşallah aceleye getirmiyoruzdur. Bir yandan Avrupa Birliğinde (AB) ihracat partnerimiz olan pek çok ülkenin kademeli olarak normalleşmeye geçtikleri bir dönemde bizim de normalleşme dönemine geçmemiz Türkiye için çok önemli bir avantaj. Çünkü, biz bu dönem içerisinde imalat sanayisinde, tarım ve gıdada Avrupa’nın ekonomisini açmaya başlaması itibarıyla artacak olan taleplerini Çin ve başka ülkeler işin içerisine karışmadan, Avrupa’ya en yakın ve en önemli üretici olan ülke olarak karşılarsak bizim için büyük avantaj olur. Belki bir miktar riski alsak da bizim de Avrupa ile aynı zaman diliminde kademeli olarak normalleşmeye geçmemiz önemli ve gerekli” ifadelerini kullandı.



“IMF’nin öngörüsü over doz bir öngörü”


Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) Türkiye için öngördüğü yüzde 5 daralmayı overdoz yani “doz aşımı” bir öngörü olarak adlandıran Alkin, şunları aktardı:


“Uluslararası kuruluşlar bir süreden beri, özellikle 2008 ‘Küresel Finans’ krizinde, krizi görememiş ve üyesi olan ülkeleri uyaramamış olmaları nedeniyle, ‘sütten ağzı yanan, yoğurdu üfleyerek yer’ mantığıyla böyle şeyler yaşandığı zaman, Dünya Bankası ve IMF’de halen 2008 kriziyle ilgili o dönemdeki raporlarına o uyarıları koyamamaları itibariyle bir anlamda onu telafi etmek için ‘Biz en kötüsünü söyleyelim. Daha iyi olursa zaten kimse bize bir şey sormaz, ama biz daha iyi bir tablo ortaya koyup da daha kötü olursa sorgulanırız’ şeklinde olabilecek en kötü senaryoya göre analizleri yapmayı tercih ediyorlar. Dünya Bankası, Dünya Ticaret Örgütüyle birlikte biraz daha iyi bir şey yapmış. İki tane senaryo var; iyimser ve kötümser senaryo, IMF ise tek senaryo üzerinden gitmeyi ve ülkeler için böyle bir şey yapmayı tercih etti. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) belki de 1960’tan bu yana Marshall Yardım Planı’nın ilk dağıtıcısı kurumu olup, sonradan yeniden yapılanan bir kurum olması itibariyle aslında üyesi olan ülkeler ve dünya ekonomisi için hepsinden daha vurucu, daha doğru analizleri yapan kurumdur. Ben genelde OECD’ye bakarım, onun raporlarına da dikkat etmek gerekiyor.”



“Türkiye, yakın vadede birtakım özelleştirmeleri gündeme getirmeyecektir”


Türkiye’nin stratejik sektörlerde milli yatırım hamlelerine ağırlık verdiği bir dönemde olduğunu anımsatan Alkin, ülkelerin açıkladığı stratejilerden bahsederek şunları kaydetti:


“Tarım, gıda ve savunma gibi alanlarda sıkıntımız yok ama şimdi anlaşılıyor ki siber güvenlik, altyapı, biyoteknoloji, aşı gibi konularda milli projelere ağırlık vermemiz gereken bir dönemin içinden geçeceğiz. Bununla ilgili olarak Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı birkaç hafta önce yeniden yapılandırıldı ve bir Milli Teknoloji Genel Müdürlüğü kuruldu ama bütün yaşananlardan sonra Türkiye de yakın vadede birtakım özelleştirmeleri gündeme getirmeyecektir. Çin başta olmak üzere bazı ülkeler Türkiye’de bazı şirketleri satın almaya kalktığında, Türkiye bunları muhakkak sorgulayacaktır. ABD bu konuda çok daha hassas, Almanya’nın da hassas olacağını düşünüyorum. Her Avrupa ülkesi bazı nedenlerle aynı derecede hassas olmayabilir. Çin, dünya kamuoyuna bir süre önce ‘Sanayi 2025’ stratejisi açıkladı ve aslında buna baktığımız zaman şunu söylemeye çalıştı; ‘ABD, Almanya gibi sanayi üretiminde ve sanayi üretiminde gerekli olan teknolojide iddiası olan ülkelerden çok daha büyük iddia ortaya koyacağım’ Almanya bir ‘Sanayi 2030’ stratejisi açıkladı. ABD’de benzer bir sanayi stratejisi açıkladı. Millet şunu demek istiyor; ‘Çin olarak bütün her şeyi sen toplayacağını düşünüyorsan öyle bir dünya yok.’ Bundan dolayı ticaret savaşlarında Çin’e, ‘Benim teknoloji şirketlerimi para koyup alamazsın’ demek durumunda kaldı.”



“ABD, Covid-19 meselesini ikinci bir Pearl Harbor Baskını gibi kullanma eğiliminde”


ABD’nin Covid-19 meselesini ikinci bir Pearl Harbor Baskını gibi kullanma eğiliminde olduğunu düşündüğünü aktaran Alkin, 3-4 hafta önce yayınlanan bir makalede Amerika Ordusu Ulusal Tıbbi İstihbarat Merkezi’ne Kasım ayında Asya’daki Amerikan karargahlarından dünyanın bir küresel virüs salgınıyla karşı karşıya kalabileceğine dair istihbaratların geldiğinin bahsedildiğinin altını çizerek, “Amerika Ordusu Ulusal Tıbbi İstihbarat Merkezi bu istihbaratı alır da Amerika bir hazırlık yapmaz mı? Amerika bilhassa tedbir almadı. Muhtemelen Covid-19 patlak vermeseydi Çin ile başlaması gereken ikinci faz ticaret savaşları müzakeresinde Çin’den daha büyük şeyler koparmak için nedir mesela; İlk fazda Çin’i 200 milyar dolar ithalat yapmaya ikna etti. Şimdi diyecek ki; ‘Benden 300 milyar dolar daha mal alacaksın.’ Çin, ABD’den 500 milyar dolar daha mal almayı taahhüt edecek. Dolayısıyla ABD ve Çin arasındaki ticaret açığı da kapanacak mı?” şeklinde konuştu.



Doğu Akdeniz ve Libya


Doğu Akdeniz’de süren sondaj çalışmaları hakkında da bilgiler veren Alkin, sondaj çalışmalarının Türkiye’nin kendi yer altı zenginliği olması nedeniyle bunların Türkiye ekonomisine kazandırılmak için yapıldığını belirterek, “Bizim bu coğrafyada sondaj yapmamız Türkiye’nin her anlamda en doğal hakkı” diye konuştu.


Fransa’nın petrol çıkarları için darbeci Hafter’e destek verdiğini ve bir sürü insanın ölmesinin yanlış bir strateji olduğunu ifade eden Alkin, “Bizim Osmanlı’dan Cumhuriyet’e dünyanın birçok yerinde takdir görmemizin, sevgi görmemizin sebebi, 300-400 yıllık hikayemizde insanları katlettiğimiz, çeşitli doğal kaynaklar için bir yerleri sömürmeye kalktığımız bir hikayemiz yok” şeklinde konuştu.


Türkiye’nin Libya’da mutabakat hükümetine yardımının uluslararası bir sorumluluk olduğunu da belirten Alkin, Türkiye’nin Birleşmiş Milletler (BM) tarafından meşru kabul edilen bir mutabakat hükümetini desteklediğini hatırlattı. Doğu Akdeniz meselesinin sadece petrol ve doğalgazla ilgili bir oyun olmadığının altını çizen Alkin, “Doğu Akdeniz, 2100’e doğru Afrika ile Asya arasında 63 trilyon dolar olacağı tahmin edilen dev bir küresel ticaretin koridorlarıyla ilgilide büyük bir savaş ve kapışmanın da tam merkezinde yer alan bir geçiş bölgesi” ifadelerini kullandı.


Türkiye’nin bulunduğu coğrafyada Türkiyesiz politika, strateji oluşturmanın ve bir şeyler yapmaya kalkmanın ihtimal dahilinde olmadığını aktaran Alkin, “Biz Türkiye olarak diyoruz ki biz kimsenin kendi yer altı zenginliğinin peşinde değiliz. Türkiye olarak kapsayıcı büyümenin peşindeyiz. Afrika’ya bu nedenle elimizi uzatıyoruz” diye konuştu.


Türkiye’nin gücünü pekiştirmesi için dijital alanda büyümesinin önemli olduğunu vurgulayan Alin, Netkent Üniversitesinin dijital alanda yaptığı yatırımlarla verdiği eğitime dikkat çekti.


İlk dijital online Türk üniversitesi olma özelliği taşıyan Netkent Akdeniz Araştırma ve Bilim Üniversitesi’nin merkezi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde bulunuyor. YÖDAK tarafından tanınan Netkent Akdeniz Araştırma ve Bilim Üniversitesi, Türkiye’nin 1 milyon yazılımcı projesine büyük önem veriyor ve yazılım mühendisi yetiştirilmesi adına yüzde 100 olacak şekilde 200 öğrencilik burs avantajının olacağı bir platform oluşturuyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Samsun’da uyuşturucu operasyonunda 5 kişi tutuklandı Samsun’da narkotik polisi tarafından özel harekat polislerinin de desteği ile düzenlenen uyuşturucu operasyonunda gözaltına alınan 5 kişi tutuklanırken, 2 kişi ise mahkemece adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Edinilen bilgiye göre, Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde uyuşturucu ile mücadele kapsamında çalışma yapan Samsun Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, özel harekat polislerinin de desteğiyle önceki sabah saat 06.00 sıralarında önceden tespit edilen adreslere eş zamanlı operasyon düzenledi. "Uyuşturucu madde ticareti" yaptıkları tespit edilen 10 şüpheli gözaltına alındı. Gözaltına alınan şahısların ikametinde yapılan aramalarda 477,43 gram eroin, 402,40 gram metamfetamin, 402 adet sentetik ecza, 25,99 gram sentetik kannabinoid, 12,55 gram esrar, 1 adet esrarlı sigara, 1 adet hassas terazi, 15 adet uyuşturucu kullanma aparatı, suçtan elde edildiği değerlendirilen 228 bin 300 TL para, 3 adet tüfek, 59 adet tüfek kartuşu ve 111 adet tabanca mermisi ele geçirildi. Polisteki sorgusu tamamlanan 1 kişi serbest bırakılırken, S.Ç. ve H.Ç. dün Samsun Adliyesine sevk edildi. S.Ç. çıkarıldığı mahkemece tutuklanırken, H.Ç. ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Narkotik Şube Müdürlüğündeki sorguları tamamlanan H.K., E.K., E.Ö., E.K., H.S., A.C.K. ve E.C.K. de bugün Samsun Adliyesine sevk edildi. Nöbetçi mahkemeye ifade veren H.K., E.K., E.Ö., E.K. ve H.S. tutuklanarak Samsun T Tipi Kapalı Cezaevine gönderilirken, A.C.K. ve E.C.K. ise mahkemece adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Kahramanmaraş Tebrik çiçekleri depremzedelerin yuvalarını süslüyor Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Fırat Görgel, makamına gönderilen tebrik çiçeklerini kalıcı konutlarda yeni evlerine taşınan depremzede ailelere hediye etti. Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Fırat Görgel, başkanlık vesilesiyle tebrik çiçeği göndermek isteyen vatandaşlara AFAD’a destek çağrısında bulunmuştu. Çağrıya rağmen gönderilen çiçekleri kalıcı konutlarına taşınan depremzedelere hediye edildi. Başkan Görgel’in “Vatandaşlarımızın, belediye başkanlığı görevimizi tebrik etmek için gönderdikleri çiçeklerin yeni evlerinize daha fazla yakışacağını düşündük. Haneleriniz şen, huzurunuz daim olsun” notuyla tek tek ailelere ulaştırılan çiçekler vatandaşların yüzünde tebessüm oluşturdu. Yeni evlerine hayırlı olsun çiçeği için Büyükşehir Belediye Başkanı Fırat Görgel’e teşekkür eden Vakkas Lokmacı, “Fırat Görgel başkanımız sağ olsun çok ince düşünmüş. Teşekkür ederiz, Allah razı olsun. İnşallah bir gün Fırat Başkanımızı yeni evimizde misafir etmek isteriz” dedi. Murat Türkmen ise, “Deprem sonrası yeni evimize taşındık. Devletimize, belediyemize teşekkür ediyoruz. Konteynerden sonra yeni evimize taşınmak çok farklı bir duygu. Büyükşehir Belediye Başkanımız da evimize hayırlı olsun çiçeği göndermiş sağ olsun. Nazik hediyelerinden dolayı teşekkür ediyoruz” diye konuştu.
Düzce Bilim Merkezi ilk etkinliğe ev sahipliği yaptı DÜZCE (İHA) – Uluslararası alanda en çok bilinen bilimsel farkındalık tarihlerinden biri olan "Stem Keşif Haftası" tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de ve Düzce’de çeşitli etkinliklerle kutlandı. Stem Düzce ekibinin ilk kez düzenlediği sergisine Düzce Belediyesi Bilim Merkezi ev sahipliği yaptı. Özellikle çocukların ve gençlerin bilimsel çalışmalara ilgilerinin artırılması ve yeni keşiflerin desteklenmesini öngören “Stem Keşif Haftası” dolayısıyla Düzce’de bir ilke imza atıldı. Düzce’de bir grup gönüllü öğretmen tarafından kurulan “Stem Düzce Ekibi” ilk etkinliğini Düzce Belediyesi Bilim Merkezi’nde düzenledi. Okul öncesinden lise çağlarına kadar bilimsel çalışmalara ilginin artırılması amacıyla il genelinde etkinlikler düzenleyen ekip, Bilim Merkezi’nde kurulan sergide liseli gençlerin icatlarını ziyaretçilerin beğenisine sundu. Sergi hakkında açıklama yapan Düzce Stem Grubu Koordinatörü Ayşe Arslan serginin fırsat eşitliğini amaç edindiğini belirterek, "Tüm dünyada özellikle Avrupa’da eş zamanlı olarak kutlanan Stem Keşif Haftası dolayısıyla bugün buradayız. İlimiz genelini kapsayan bu sergide pek çok öğretmen arkadaşımızın gönüllü katılımı ile bir çalışma yaptık. Burada amacımız her çocuğumuzun bilime yakınlaşmasıdır. Düzce Stem ekibi olarak çocuklarımızı, bilimsel çalışmalar, keşifler için destekliyoruz. Okul öncesi dönemden lise çağlarına kadar geniş bir yelpazesi olan çalışma yürütüyoruz. Önümüzdeki yıllarda daha büyük etkinliklere imza atacağımıza inanıyoruz" dedi. Bilim merkezi misyonuna yakışır bir organizasyonu ağırladı Düzce Belediyesi Bilim Merkezi’nde bir gün açık kalan serginin geniş kitlelere duyurulmasında Başkan Dr. Faruk Özlü’nün desteği olduğunu ifade eden Arslan, "Stem etkinliklerini yaygınlaştırma, paydaşlar ve akranlar arasında paylaşılmasını da desteklemeye çalışıyoruz. Düzce Stem ekibimizin ilk etkinliği bu sergi oldu. Buradaki icatlarda kullandığımız malzemeleri kendimiz temin ettik ancak İl Milli Eğitim Müdürümüz ve Belediye Başkanımız bize her konuda destek oldu. Bu sergi için Bilim Merkezi’nden büyük ilgi ve destek gördük, kendilerine çok teşekkür ediyoruz. Kendimizi ifade etme ve geniş kitlelere ulaşma fırsatı bulduk bu sayede. Her seviyeye uygun etkinliklerimiz var" diye konuştu. Sergide en çok dikkat çeken çalışmalar ise liseli öğrencilerin öğretmenlerinin destekleriyle geliştirdikleri işitme engellilerin iletişim sağlamasını kolaylaştıracak dijital komut eldiveni, minyatür drone, bilek hareketleri ile hareket eden robot araçlar oldu.