EKONOMİ - 15 Ekim 2021 Cuma 13:42

Sağlık hizmetleri ihracatının artırılması için uluslararası hastalara vize kolaylığı sağlanacak

A
A
A
Sağlık hizmetleri ihracatının artırılması için uluslararası hastalara vize kolaylığı sağlanacak

Sağlık hizmetleri ihracatının sürdürülebilir şekilde artırılabilmesi için uluslararası hastalara vize kolaylığı sağlanması amacıyla Ticaret Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı arasında ‘Sağlık Vizesi İş Birliği Protokolü’ imzalandı.

Sağlık hizmetleri ihracatının sürdürülebilir şekilde artırılabilmesi için uluslararası hastalara vize kolaylığı sağlanması amacıyla Ticaret Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı arasında ‘Sağlık Vizesi İş Birliği Protokolü’ imzalandı.


Türkiye’ye sağlık turisti akışının ve sağlık hizmetleri ihracatının sürdürülebilir şekilde artırılabilmesini teminen, sağlık hizmeti almak üzere yurt dışından gelen uluslararası hastalara vize kolaylığı sağlanması amacıyla Ticaret Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı arasında anlaşmaya varıldı. Bu kapsamda sağlık vizesinin başvuru kabulü aşamasında Hizmet İhracatçıları Birliği’nin (HİB) yetkilendirilmesine dair bakanlıklar adına Ticaret Bakan Yardımcısı Mustafa Tuzcu ve Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, “Sağlık Vizesi İş Birliği Protokolü”nü imza attı. Söz konusu protokol, HİB tarafından kurulacak yazılımın sağlık turistlerinin randevusunu göstererek vize alması kolaylığı sağlıyor. Buna göre, yazılıma randevusunu gösteren sağlık turistine HİB tarafından en geç 24 saat içerisinde dönüş yapılacak. Ardından HİB yazılımı tarafından bilgiler Dışişleri Bakanlığı sistemine yönlendirilecek. Dışişleri Bakanlığı tarafından ise en geç 24 saat olmak üzere dönüş yapılarak sağlık turistinin refakatçileri ile vize almasının hızlandırılması sağlanacak.


Ticaret Bakanlığı binasında düzenlenen programda konuşan Bakan Yardımcısı Tuzcu sağlık turizminin kilit sektörlerden biri haline geldiğini belirterek, “Dünya küresel ticaret ve küresel diplomaside çok değişik bir dönemde geçiyor. Özellikle sağlık alanında. Bizim sağlık alanında kurduğumuz yapıyı uluslararası sağlık turizmi ile çok daha yukarılara taşımamız mevzu bahis olacak. Bizim son 10 yılda üç katına ulaşarak yaklaşık bir milyona ulaşan hasta sayımızın inşallah çok daha ileri taşımayı hasta misafir etmeyi amaçlıyoruz. Ölçülen bir milyar doları aşan döviz girdisi de inşallah çok daha yukarılara çıkarmayı hedefliyoruz” dedi.


Uluslararası hizmet ticareti anlamında önem verdikleri sağlık turizminin en büyük paydaşlarından birinin Hizmet İhracatçıları Birliği diğerinin ise Dışişleri Bakanlığı olduğunu söyleyen Tuzcu, “Dışişleri Bakanlığımız özellikle ülkemize gelen hastaların geliş süreçlerini olabildiğince kolaylaştırıyor. Biz bu pandemi sürecinde Dışişleri Bakanlığımızın katkılarıyla dünyanın birçok ülkesinde yardımlarda da bir marka haline geldik. Bizi sadece ülkemizde aldıkları hizmetlerle değil, ülkemizin onlara sağladığı hizmetlerle de bu ülkeler tanıyorlar. Tabii sağlık hizmetinin dokunduğu insanlarda bu hizmetler geçici hizmetler olmuyor, kalıcı hizmetler oluyor” diye konuştu.


Tuzcu, “Bu konuda güzel bir mutabakata vardılar. Hizmet İhracatçı Birliği’ni de işe katarak vize alım süreçlerini sağlık turistleri için nasıl kolaylaştırırız sorusunun üzerine bir yol haritasını talimatlandırdı. Hizmet İhracatçılar Birliğimiz de çok kısa sürede çok pratik bir çalışma yaptı” dedi.


Protokolün adını verdiği şekilde Sağlık Vizesi, mevcut hükumetin 2023, 2053 ve 2071 hedeflerine yönelik çok kıymetli bir adım olduğunu dile getiren Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, “Aslında bu adımın kıvılcımlarını uzun süredir bütün ilgili kurumlarımızla birlikte ele alıyoruz. Çok geniş çaplı bir istişare süreciyle değerlendiriyoruz. Bugün nihayete erdirmiş bir şekilde önümüzdeki günlerde de uygulamaya geçecek şekilde bütün hazırlıklarımızı tamamlamış durumdayız” ifadelerine yer verdi.


Türkiye’nin sağlık sektöründe elde ettiği konumu Ticaret Bakanlığı ve Hizmet İhracatçıları Birliği ile yeni bir milada evriltmek istediklerini belirten Kıran, “Sağlık Vizeleri elbette bu anlamda hızlı bir şekilde Türkiye’de tedavi görmek isteyen bir hastanın hızlı bir şekilde vizesini alması çok önemli. Bu anlayışla aslında 2017 yılında S-Tipi Vize modelini hayata geçirmiştik. Şimdi ise bu modelin dünyadaki fırsatları Türkiye’ye kazandırma konusunda yeterli olmadığını gördük. Ticaret Bakanımız ve Dışişleri Bakanımızın bir araya gelmesiyle sektörümüzle yaptığımız istişareler sonucunda da bu modeli farklı bir şekilde HİB çatısı altında bütün dünyaya gösteren bir adımı hayata geçiriyoruz” diye konuştu.


“Hastalar randevusunu gösterdiği anda en geç 48 saat içerisinde refakatçileri ile vizesini alabilecek”


Kıran, şöyle devam etti:


“İmzalanan protokol ile dünyanın bir ülkesinde Türkiye’de tedavi görmek isteyen bir hastanın HİB üzerinden randevusu gösterdiği anda en geç 48 saat içerisinde refakatçileri ile vizesini alarak bize gelmiş olacak. Bu dünyadaki sağlık turizmi pastasından ülkemizin pay alması ve aldığı payın katlanması açısından çok çok önemli. Ülkemizin turizm gelirleri içerisinde sağlık turizmi zaten çok önemli bir atılım yaptı. Ama bu atılımı biz yeterli görmüyoruz. Yüzde birden yüzde 4 buçuğa çıktı sağlık turizminin payı. Ama bu payı daha da artırmalıyız” dedi.


Mal ihracatının en büyük destekçisinin hizmet ihracatı olduğunu dile getiren Hizmet İhracatçıları Birliği (HİB) Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı ise, “Hizmet ihracatı sektörleri mal ihracatını da güçlendiren, niteliğini artıran, katma değerini artıran sektörlerden oluşmaktadır. Bu anlamda buraya büyük bir önem veriliyor. Bugün sağlık turizmi ile ilgili vize alımının kolaylaştırılması, süratlendirilmesi amaçlandı. Bir yetki paylaşımı ile Hizmet İhracatçıları Birliği sağlık vizesinin verilmesinde önemli bir aktör haline getirildi. Bu da hizmet ihracatı hususunda çalışma yapan tüm sektörlerdeki firmalarımıza hizmet ihracatında verilen destekler hakkındaki somut bir müjde olarak yansıdı” diye konuştu.


Türkiye’nin sağlık turizmi açısından yurtdışından talep gördüğünü ifade eden Aycı, şunları söyledi:


“2019’da yaklaşık 700 binlik sağlık turizmi için ülkeye gelen hasta sayısı, 2020 yılında 600 binin altında kalmıştı. Ama bu yıl ilk 8 ayda 500 bin sayısı geçildi. Görüyoruz ki yıl sonuna kadar muhtemelen 2019’un rakamı geçilecek. 2019’dan daha fazla sağlık turisti kabul edilecek. Bunun bir de vize bacağıyla hızlandırılması daha çabuk hale getirilmesiyle birlikte sağlık turizminde ülkemizi tercih edenlerin sayısı artacak. Ülkemizin sağlıktan elde ettiği gelir ve döviz artacak. 1 milyar doları aşan bir gelir elde ediyoruz sağlık turizminde. Ama çok daha büyük bir potansiyeli taşıyor. Özellikle turizm sektörü gelirlerinde yüzde 1 olan sağlık turizmi payı yüzde 4’e çıktı. Daha da artabilir. Sağlık turizminin önünde vize konusunun süratlendirilmesinin sağlanmasıyla ciddi bir ön açılması yaşandı.”


Tören, Tuzcu, Kıran ve Aycı’nın mutabık kalınan anlaşmaya attığı imzanın ardından hatıra fotoğrafı çekilmesiyle son buldu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.