EKONOMİ - 13 Mayıs 2022 Cuma 12:04

SGK Başkanı Ceylan: “Covid-19 döneminde sağlık harcamalarına dolayı 18 milyar liralık bir ödeme yaptık”

A
A
A
SGK Başkanı Ceylan: “Covid-19 döneminde sağlık harcamalarına dolayı 18 milyar liralık bir ödeme yaptık”

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkanı Cevdet Ceylan, Covid-19 döneminde SGK’nin bütün imkanlarını Türkiye’deki kurumların hizmetine sunduklarını belirterek, “Bu Covid-19 dönemindeki sağlık harcamalarından dolayı 18 milyar liralık bir ödeme yaptık.

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkanı Cevdet Ceylan, Covid-19 döneminde SGK’nin bütün imkanlarını Türkiye’deki kurumların hizmetine sunduklarını belirterek, “Bu Covid-19 dönemindeki sağlık harcamalarından dolayı 18 milyar liralık bir ödeme yaptık. Covid-19 testi, tedavi-bakım hizmetleri noktasında gerçekleştirdik“ dedi.


Her yıl Mayıs ayında kutlanan “Sosyal Güvenlik Haftası” bu yıl 16-22 Mayıs arasında Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) teşkilatının bulunduğu tüm il ve ilçelerde toplumda sosyal güvenlik bilincinin oluşmasına yönelik etkinlikler kutlanacak. Bu çerçevede, SGK Başkanı Cevdet Ceylan kurum binası Neşet Ertaş Salonu’nda 16.’sı kutlanan Sosyal Güvenlik Haftası boyunca yapılacak faaliyetlerin içeriğini anlattığı bir basın toplantısı düzenledi.


SGK Başkanı Ceylan burada yaptığı konuşmasında, SGK Haftası’nda yapılacak faaliyetlere ilişkin, “Paydaşlarımızı ziyaretlerimiz, ulusal ve yerel basın kuruluşlarına SGK’nin yaptıkları konusunda bilgilendirme faaliyetleri, yerel yönetimlerle iş birliği halinde faaliyetler ve bunun yanında da fedakar personelimizin moral ve motivasyonunu yükseltecek birtakım etkinlikler yaparak bir araya geleceğiz. Yine illerimizde il müdürlüklerimiz vasıtasıyla çeşitli paneller, oturumlar ve söyleşiler gerçekleştirilecek” dedi.



“2021 yılı bütçesinde 21 milyarlık bir açıkla kapattık”


Kurumsal büyüklükten bahsetmek istediğini dile getiren Ceylan, “2021 yılında 633 milyarlık bir gelir elde ettik. 654 milyarlık da bir gider gerçekleştirdik. 2021 yılı bütçesinde 21 milyarlık bir açıkla kapattık. Gelirlerin giderleri karşılama oranı, sosyal güvenlik tarihinde en üst noktaya çıktı. Yüzde 97’lere kadar ulaştı gelirlerin giderleri karşılama oranı” diye konuştu.



“Ayda sadece 150 lira ödemek suretiyle hem kendileri hem de eş ve çocukları da sağlık yardımlarına ulaşabilir bir noktaya geldi”


Ceylan, Sosyal Güvenlik Reformu’ndan sonra yapılan en önemli düzenlemelerden birinin genel sağlık sigortası ile ilgili düzenleme olduğuna dikkati çekerek, “Daha önce nüfusun yüzde 70’i sağlık sigortası çerçevesindeyken bu düzenlemelerden sonra şu anda nüfusumuz yüzde 99,5’i genel sağlık sigortası dahiline alındı. Herhangi bir sosyal güvencesi olmayan vatandaşlarımızla ilgili de ayda sadece 150 lira ödemek suretiyle hem kendileri hem de eş ve çocukları da sağlık yardımlarına ulaşabilir bir noktaya geldi” hatırlatmalarını yaptı.


2021 yılının pandeminin devam ettiği bir süreç olduğunu hatırlatan Ceylan, “Bizim halk arasında istirahat parası olarak adlandırılan ödemelerimizin en yoğunlaştığı, en arttığı dönemdi. Pandemi dönemde 7,4 milyon sigortalımıza 3,4 milyon lira kanuni adıyla Geçici İş Göremezlik Ödeneği bilinen adıyla da rapor parası ödemiş olduk” ifadelerini kullandı.


“Covid dönemindeki sağlık harcamalarından dolayı 18 milyar liralık bir ödeme yaptık”


Covid-19 döneminde SGK’nin bütün imkanlarını Türkiye’deki kurumların hizmetine sunduklarını dile getiren Ceylan, “Bu Covid dönemindeki sağlık harcamalarından dolayı 18 milyar liralık bir ödeme yaptık. Covid testi, tedavi-bakım hizmetleri noktasında gerçekleştirdik. Covid-19 başladığında en hızlı aksiyon alan kurumların başında geldik” ifadelerini kullandı.


“Pandemide Covid-19 sebebiyle 13 milyar liralık istirahat parası ödedik”


Covid-19 döneminde yapılan teşvik ödemesi ve sosyal yardım yapılmasına ilişkin, “Bu süreçte biz Covid-19 sebebiyle 13 milyar liralık istirahat parası ödedik” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Dayıdan yeğenlerine bakırcılık mirası Gaziantep’te Bakırcılar Çarşısı’nda 22 yıldır Turistlik El Sanatları Bakır ustalığı yapan Gökhan Bilici, 4 küçük yeğenine el sanatlarının püf noktalarını öğretiyor. Geleneksel bakırcılık sanatını gelecek nesillere taşıma misyonuyla hareket eden Bilici, bu zanaatın sadece bir meslek değil, aynı zamanda bir kültür mirası olduğuna inanıyor. Çocukların her biri, dayılarının yanında hem eğleniyor hem de bakırı şekillendirmenin inceliklerini öğreniyor. Gaziantep’in tarihi çarşısında, bu 4 genç çırak, bakırcılık sanatının inceliklerini öğrenirken, aynı zamanda bu mesleğin geleceğini de şekillendiriyorlar. “Hiçbir zaman bizi aç susuz bırakmayacak bir iş yapıyoruz” Bakırcılık sanatının hiçbir zaman ekonomik sıkıntı yaşatmayacağını söyleyen Bilici, “Turistlik El Sanatları Bakır ustasıyım. 22 yıldır bu işi yapıyorum. İşimi severek yapıyorum. Yeğenlerimde benimle birlikte çalışıyorlar. Bana yardımcı oluyorlar. Yeğenlerim yaklaşık 5 - 6 yıldır benimle çalışıyor. Mesleğimiz iyi bir meslek. Hiçbir zaman bizi aç susuz bırakmayacak bir meslek yapıyoruz. Fakat temelden eleman yetişmiyor. Mecbur biz yeğenlerimizi, çocuklarımızı yetiştirmeye çalışıyoruz. Yeğenlerimde severek yapıyor işini. Zaten bir işi severek yapmazsan ondan bir verim alamazsın. Biz burada çaydanlık, sürahi, cezve ve ayran bardağı gibi birçok şey yapıyoruz” dedi. “Meslekler bir altın bileziktir” Meslek öğrenmenin gelecekte avantaj oluşturacağına değinen Bilici, “Bu mesleğin ölmemesi için herkesin kendi çocuğunu tüm meslek dallarında bir işe başlatmalı. İlerleyen zamanlarda esnaf olarak mesleğimiz ölmek durumunda. Biz son aşamasındayız. Belki bundan 5 yıl sonra hiç eleman yetişmeyecek. Okuyan kişinin mesleği oluyor. Eğer okumazlarsa ellerinde bir meslek olması onlar için gelecekte avantaj olur. Meslekler bir altın bileziktir” şeklinde konuştu. “12 yıldır bu mesleği ve severek yapıyorum” Henüz 18 yaşında olmasına rağmen 12 yıldır çıraklık yaptığını söyleyen yeğen Ahmet Kaya, “6 yaşında başladım. 12 yıldır bu mesleği ve severek yapıyorum. Ben çok sevdiğim için kardeşlerimde ilgi duymaya başladı mesleğe. Kardeşlerimde artık severek yapıyor işini. Ben bu mesleği ustaların eline bakarak öğrendim. Benim bir küçüğüm Ömer, 8 yıldır yapıyor bu işi. Onun küçüğü Mehmet, 4 yıldır yapıyor. En küçüğümüz Emre, 9 yaşında 3 yıldır da o yapıyor” diye konuştu.
Malatya Uzmanlardan ’kene’ uyarısı Malatya’nın Yeşilyurt ilçesinde görev yapan Aile Hekimi Dr. Fuat Zengin, havaların ısınması ile birlikte kenelerden bulaşan KKKA virüsü tehdidine dikkat çekerek, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi vakalarına karşı vatandaşları uyardı. Halk arasında bilinen adıyla kene ısırması olan Kırım Kongo Kanamalı Ateş (KKKA) hastalığı, Türkiye’de özellikle kırsal kesimlerde kentlere oranla daha fazla görülüyor. Vakalarda yanlış müdahale sebebiyle KKKA ateş, halsizlik, iştahsızlık, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma, ishal ve ağır vakalarda kanama gibi izler ile kendisini gösterebiliyor. “Doğru bir yöntemle bulunduğu yerden alınmalı” Kene ısırığına maruz kalan birine panik yapmadan doğru müdahalede bulunulmasının önemine dikkat çeken Aile Hekimi Dr. Fuat Zengin, "Halk sağlığını ilgilendiren önemli konulardan bir tanesi de kenedir. Kene bir parazittir. Bu parazit daha çok Nisan ve Eylül aylarında toprak ve hayvancılıkla uğraşanlarda daha çok görebildiğimiz bir parazit türüdür. Kene, daha çok hayvanlarda emdiği virüsü insana taşıyor, taşınan virüs belirli bir zamanda sonra bir takım ciddi rahatsızlıklara neden olabiliyor. Kene bir insanı ısırdıktan sonra 12 ila 24 saat gibi bir süre geçmiş olması gerekiyor ki virüs bulaşmış olsun. Isırığa maruz kalan bir kişi öncelikle endişelenmeli ve kene doğru bir yöntemle bulunduğu yerden alınmalı. Sigara ile yakmak, üzerine alkol dökmek, keneyi yakmak bunlar kesinlikle yanlış olan yöntemlerdir. Kırsal bölgede yaşayan ve kenenin ısırdığı bir kişi ne yapacağını bilmiyorsa ya pense ya da bir ipi daire şeklinde keneye geçirerek yavaşça keneyi endişelenmeden çıkaracağız. Kene çıkarma esnasında endişelendirilir ve de sıkıştırılırsa patlama durumunda sıçrayan virüs ciddi sorunlara neden olabilir” dedi. "Elbise tercihine dikkat edilmeli” Tarım ve hayvancılıkla uğraşan vatandaşların elbise tercihlerine dikkat etmesi gerektiğini belirten Zengin, "Tarım ve hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımızın vücutlarında açık yer olmamalı. Çalışırken, çorap ve çizme giymelerinin yanı sıra eldiven kullanımı önemlidir. Kene, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığına sebep olabiliyor, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi riskinden dolayı kene ısırması önem arz etmektedir. Isırma sonrası hızlıca çıkarılmalı ve kontrollerin yapılması önerilmektedir" diye konuştu.