EKONOMİ - 03 Mayıs 2021 Pazartesi 09:02

Sigorta Tatbikatçıları Derneği, “Sigortacılığın Gelişiminde Çatı Kanun İhtiyacı” adlı panel düzenledi

A
A
A
Sigorta Tatbikatçıları Derneği, “Sigortacılığın Gelişiminde Çatı Kanun İhtiyacı” adlı panel düzenledi

Sigorta Tatbikatçıları Derneği (STD), “Sigortacılığın Gelişiminde Çatı Kanun İhtiyacı” adlı bir panel gerçekleştirdi.

Sigorta Tatbikatçıları Derneği (STD), “Sigortacılığın Gelişiminde Çatı Kanun İhtiyacı” adlı bir panel gerçekleştirdi. STD Başkan Yardımcısı Menekşe Uçaroğlu’nun açış sunumunu yaptığı ve Sektörün deneyimli isimlerinin yer aldığı panel gerçekleşti.


Moderatörlüğünü Quick Sigorta Genel Müdürü Ahmet Yaşar ‘ın yaptığı panele, Axa Sigorta Genel Müdürü Yavuz Ölken, Piri Reis Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Samim Ünan ve STD Başkanı Fahri Altıngöz konuşmacı olarak katıldı.



Sigorta sektörünün acı kaybı


STD Başkanı Fahri Altıngöz, sözlerine Sigorta Tatbikatçıları Derneği Kurucu Üyesi ve sigorta sektörünün duayen ismi İlham Saner’in yaşamını kaybettiğine dair haberle başladı ve üzüntülerini dile getirdi. İlham Saner’in çıkacak kitabının son halini görmediğini belirten panelistler, paneldeki tüm katılımcılara, İlham Saner’in son kitabını armağan edeceklerini de duyurdular.



“Sigortacılık stratejik bir sektör”


Türk sigorta sektöründeki organizasyonel ve mevzuat anlamındaki dağınıklığı hatırlatan Panelin moderatörü, Quick Sigorta Genel Müdürü Ahmet Yaşar, organizasyonel dağınıklığın Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK)’nın kuruluşu ile ortadan kalktığını, mevzuat anlamındaki dağınıklığın ise sektörün önünü açacak bir çatı kanunla mümkün olacağını söyledi. Cumhuriyet tarihinde geçmişteki kanun hazırlıklarından da söz eden Yaşar 16 Şubat 1938 tarihli dönemin önemli gazetesi Ulus ‘ ta yer alan manşeti paylaşarak, konunun öteden beri önem arz ettiğini belirterek sigortacılık kanununun öneminden bahsetti. Yaşar, çok eski yıllardan bu yana konuyla ilgili çalışmalar olduğunu ancak düzenleme konusundaki dağınıklığın bir türlü giderilemediğini söyledi. Ekonomi Reform Paketinde yer alan, "Müstakil bir Katılım Finans Kanunu hazırlanarak, çeşitli kanunlar altında düzenlenen katılım finans sektörü tek bir çatı altında toplanacak" maddesini hatırlatarak sigortacılar olarak uzun yıllardır bekledikleri düzenlemeyi "yeni yapılanan katılım finansın" tek bir madde ile reform paketine soktuğunu söyleyen Yaşar, geçtiğimiz yıllarda hem Cumhurbaşkanlığının programlarında hem yeni Ekonomi Programlarında hem de strateji planlarında sigortacılığın stratejik sektör olduğunu vurgulayarak ilk sözü STD Başkanı Fahri Altıngöz’e verdi.



“Sektördeki en önemli konu büyüme”


STD Başkanı Fahri Altıngöz, öncelikle bu panelin amacına dair bir konuşma gerçekleştirdi. Altıngöz, sigortacılık sektöründeki en önemli konunun büyüme olduğunu söyledi ve şunları kaydetti: “Benim gördüğüm birkaç tane ana konu var. Bunlardan bir tanesi ve en önemlisi sektörün büyümesi, penetrasyonlar ve bir şekilde Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’dan almış olduğu pay. Bu yaklaşık 1.4 seviyesinde. Yani sektörün aslında gerek gelişmekte olan gerek OCD piyasalarındaki diğer birtakım ülkelere kıyasla aslında iki- iki buçuk kat hatta üç kat gidebileceği bir potansiyel ve yolu var. Dolayısıyla sektörün bugünkü en önemli konu başlığı ve sorunu bence büyümedir. Burada da büyümeyi sağlayacak birtakım itici güçlere ihtiyacımız var. Bu açıdan büyüme en önemli konu başlığı. İkinci önemli başlık ise regülasyon. Gelişmiş ve gelişmekte olan pazarlarda regülasyonun günün koşullarına cevap verilecek nitelikte olması gerekiyor, alt başlık içerisinde ben hem finansal istikrarı sayıyorum hem dijitalleşmeyi sayıyorum hem teknoloji ve yeni dünyayı sayıyorum. Mevcut uluslararası yatırımcının buradaki yatırım iştahının devamlılığı ve aynı zamanda yeni yatırımcının da ülkeye gelebilmesi çok önemli. Mevcut düzenlemede bir dağınıklığın mevcut olduğunu aktaran STD Başkanı Fahri Altıngöz, “Dağınık yapı içerisinde herhangi bir ihtiyaca cevap verecek yasal düzenleme gecikebiliyor, proaktif şekilde ve zamanında ihtiyaca cevap verilemiyor. Çağı yakalama anlamında tüm yasal düzenlemelerin günün koşullarına cevap verecek nitelikte olması gerekir. SEDDK yönetimi proaktif yaklaşımla birçok girişimde bulunuyor ama ilgili birçok taraf var. Tarım Bakanlığından Sağlık Bakanlığına, Çevre ve Maliye Bakanlığına kadar dağınık bir tablo söz konusu. Sigortacılık yasalarının yanı sıra tüketicinin korunması, kara yolları, afet, sivil havacılık, borçlar, SGK, medeni kanun, icra iflas gibi birçok kanundan besleniyoruz. Bu yüzden gecikmeler olabiliyor ve zamanında ihtiyaca cevap maalesef alınamıyor. Bu bir bariyer olarak duruyor sektörde. Bu yüzden sigortacılık sözleşmeleri ve sigortacılık faaliyetine ilişkin düzenlemelerin ortak çatıda buluşması gerekli.”


Reform paketi içerisinde bir çatı kanun olarak toplanması konusu makro ekonomik istikrara, kamu finansmanına katkı sağlayacak ve mevzuatta bir eşgüdüm sağlanacak. En önemli konu ise tek bir kamu otoritesinin yetkisi dahilinde düzenlemeler hızla sağlanabilecek. Almanya, Fransa, İngiltere gibi gelişmiş ülkelerde iyi örnekler görülüyor” dedi. Altıngöz, “Yetkinlik ve uzmanlık sigortacılıkta önemli. Derinlik kazanmak için bunları artırmak gerekiyor. Yeni dünyanın ve teknolojinin getirdiği yenilikler ile birlikte sektörde derinliğe ve uzmanlığa ihtiyaç var. Bu yüzden mevzuatta ve ikincil düzenlemelerde SEDDK’nın çok hızlı aksiyon alabileceği imkana sahip olması gerekiyor. Çatı kanun ile öngörüleblir bir pazar oluşurken ayrıca derinlik kazanıp büyüme sağlayabileceğiz” diye konuştu.



“Düzenlemeler var ama yeterli değil”


Altıngöz’ün ardından sözü alarak sigortacılığın çok itibarlı bir meslek olduğunu vurgulayan Axa Sigorta CEO’su Yavuz Ölken, 2011’den bu yana sigortacılıkla ilgili kanunda herhangi bir düzenleme yapılmadığını söyledi. Ölken, birtakım düzenlemelerin olduğunu fakat bunların da yeterli olmadığını belirtti. Axa Sigorta CEO’su Yavuz Ölken, “Sigortacılığın özünde güven meselesi var. “Müşterilerimize sözleşme satıp tazminat ödüyoruz ama öyle bir noktadayız ki, dağıldık. Güven tesis ederken en önemli konumuz hasarı zamanında ve düzgün ödemek. Bunun için Sözleşmeler öyle kurulmalı ki basit, sade ve anlaşılır olmalı ve kimsede soru işareti oluşmamalı. Anayasa mahkemesi bir karar alıyor, bu kararın yeniden düzenlenebilmesi için trafik kanununun değişmesi gerekiyor. Değişene kadar tazminatı borçlar kanununa göre hesaplamamız gerekiyor. İşin içinden çıkması zorlaşıyor. Her konuda uzlaşma olmuyor ve tüketici hakem heyetleri, tüketici mahkemeleri, sigorta hakemleri devrede ama hangisinin ne karar verdiğini bilmiyorsunuz. Başka bir sorun da portföy mülkiyetiyle ilgili. Bu sorunu borçlar kanununda mı yoksa sigortacılık kanununda mı çözeceksiniz? Diyen Ölken: "Dijital bir dünyadayız ve düzenleme yetersiz, 1423 ile yürüyemeyeceğimiz ortada. Alacağın takibi, tahsili, devri büyük sorun. Sigortacılık sistemi, dışarıdaki farklı bir yönetim tarzı geliştiriyor. Tahkim Komisyonun uygulamalarını düzenlemelerini, çerçevelerini çok iyi tanımlamamız lazım. Neden bunları yapıyoruz? Çünkü sistemi korumamız lazım, müşteri hakkını korumamız lazım, acentelerimizin haklarını korumamız lazım, sigorta şirketlerine sürdürülebilir finansal yapı ve öngörülebilir doğru fiyatlama yapması için bütün düzenlemeleri baştan aşağıya toplamamamız lazım" dedi. “Bugün değişiklik konuşuyorsak bunun bir tane hedefi var: Bu işi büyütmek, geliştirmek” şeklinde sözlerini sürdüren Ölken “Çok güçlü organlarımız var. SEDDK da bizim için çok önemli bir kaldıraç; sektörün lokomotifi olarak önünü açacak. Gelişmiş ülkelerin ilerisine geçecek bir fırsata sahibiz. Nüfusun yüzde 40’ı, 25 yaşın altında. Onlara çok sağlıklı bir ortam hazırlama görevimiz var. Bugün dijital çağa büyüyen bir çocuğun sigorta sözleşmesini okuyup, anlaması, uzlaşmazlık durumlarda bu kadar kompleks meseleleri kabul etmesi mümkün değil. Geleceğe umutla bakmak adına yasal değişikliklerin zamanını geldiğini düşünüyorum” Yani çatı kanuna doğru mutlaka gitmemiz lazım” ifadelerini kullandı.



“Murakebe kanunu delik deşikti”


Yavuz Ölken’in ardından söz alan Piri Reis Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi


Prof. Dr. Samim Ünan, 2007 yılında Sigortacılık Kanunu’nun yürürlüğe girdiğini hatırlattı ve bunun öncesinde yürürlükte olan Murakebe Kanunu’nu "delik deşik" olarak tanımladı. Bu kanunun uygulanamaz hale geldiğini, sonrasında çıkan Sigortacılık Kanunu’nun da can yeleği haline geldiğini söyledi.


Prof. Dr. Samim Ünan, “Hukuk arkadan gelen bir kurum. Hukukun önden gittiği haller çok nadir, bu sebeple birçok hukuki problem gelecekte de karşımıza çıkacak” diyerek sözlerine devam etti: “Bizim çabuk hareket eden, acele ve uygun çözüm üretebilen, çelişen menfaatleri en iyi şekilde dengeleyen çözümlere ihtiyacımız var” “Sigortacılığa ilişkin, çok çabuk hareket etme ihtiyacımız var. Çünkü bu evrensel bir faaliyet. Dijitalleşmeye ayak uydurabilmek için çok çabuk hareket etmek, çok çabuk çözüm üretmek icab ediyor. Ama bu çözümlerin bir kısmının da kanuna dayalı olarak yapılması lazım ki kanun buna engel oluyor diye ikincil mevzuatın tartışmaya açılması önlenebilsin. Yani kanunda yer alması gereken bazı hususları bizim mutlaka bu kanuna aktarıyor olmamız lazım. Aksi halde yaptığımız ikincil düzenlemeler birçok kanunun hükümlerine uygun düşmediği için tartışma konusu oluyor hatta iptalde uygulanamazlık noktasına kadar gidiyor.”



“Mutfak çalışmasını SEDDK yapmalı”


Sigortacılık alanındaki çatı kuruluş olan SEDDK’nın sigorta sözleşmelerine ilişkin hukuki düzenlemelerin önemli bir bölümünü ikincil düzenleme olarak yaptığını kaydeden Ünal, şöyle devam etti: “Sigorta Genel Şartları’nı SEDDK düzenliyor, buna karşılık sigortacılık alanında uygulanacak yasa kuralları bakımından SEDDK’nın, yasayı değiştirebilmesi , buna müdahale edebilmesi, acele hareket edebilmesi mümkün olmuyor çünkü Adalet Bakanlığı var; birçok kanuna dağılmış durumdaki sigortacılık düzenlemeleri var. Türk Ticaret Kanunu, sigorta sözleşmesine ilişkin hükümleri içeriyor. Ayrıca, tüketici mevzuatında sigorta sözleşmesine uygulanabilecek bir sürü hüküm var. Keza, Karayolları Trafik Kanunu’nda Çevre Kanunu gibi birçok kanunlara dağılmış vaziyette sigorta sözleşmesine ilişkin düzenlemeler var. Bunlar da bazen gereken ihtiyaçları karşılayabilecek ve çözümleri üretebilecek şekilde pozisyon almamızı engelliyor. Kanunun ayak bağı olmaktan çıkması ve yeniliklere açık hale gelmesi lâzım ama bunu yaparken de taraflardan birine avantaj sağlamaması lazım. Burada acele hareketle, Sektörü tanıma, dengeleri gerektiği gibi takdir edebilme ve koordinasyonu sağlama bakımından dengelerin korunarak SEDDK’nın patronajı altında bütün mevzuatın toplanması gayet doğru ve uygun bir çözüm olur. Ama buna itiraz gelecektir; mesela tüketici düzenlemeleriyle ilgili. Ama sigortacılık çok özel bir alan ve özel düzenlemelere ihtiyaç var. Sektör kendi düzenlemelerini hazırlayıp önermeli. Tabi ki TBMM’nin önüne geçecek değil ama en azından mutfak çalışmasını SEDDK’nın yapması hızı arttırıp kolaylık sağlayacaktır.”



Katılımcılar için ağaç ve kitap


Toplantının sonunda sözü alan Axa Sigorta CEO’su Yavuz Ölken, dünyadaki iklim krizine de vurgu yaptı. Ölken’in önerisiyle panele katılan 250 katılımcı adına da toplam 750 ağaç dikilecek. Yakın zamanda yaşamını yitiren İlham Samer için de yeni çıkan kitabı yine katılımcılara hediye edilecek.



Öngörülebilirlik ve sürdürülebilirlik için sektörün ihtiyacı çatı kanun


Toplantının kapanış konuşmasında paneli kısaca özetleyen panel moderatörü Quick Sigorta Genel Müdürü Ahmet Yaşar, "Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (SEDDK) nun sektörün çatı kurumu olduğunu belirterek, kurulmasının herkesi memnun ederek organizasyonel dağınıklığa son verdiğini şimdi bu çatı kuruma bir çatı kanunun yakışacağını bunun da öngörülebilir ve sürdürülebilir bir sigortacılık için şart olduğunu, Samim Hoca’nın sözleriyle hukuk bunun için var , kuralı bunun için koyuyoruz "dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Benzin yüklü tanker kaza yaptı: Patlama riskine karşı D-130 Karayolu trafiğe kapatıldı, evler tahliye edildi Kocaeli’nin Gölcük ilçesi D-130 Karayolu’nda seyir halinde olan benzin yüklü tanker, önce üst geçit köprüsüne ardından ise 3 araca çarptı. Tankerin çekici kısmı koparken benzin ise yola saçıldı. Patlama riskine karşı yolun iki şeridi de trafiğe kapatılırken, çevredeki evlerde tahliye edildi. Edinilen bilgiye göre, Gölcük ilçesi D-130 Karayolu Yalova istikametine seyir halinde olan benzin yüklü tanker sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde araç, refüjdeki demir korkuluklara çarparak karşı şeride geçti. 150 metre boyunca duramayan tanker üstgeçit köprüsünün ayağına, ardından park halindeki iki kamyonete çarptı. Daha sonra karşı şeritten gelen hafif ticari araca çarpan tankerin çekici kısmı koptu. Kopan çekici, D130 Karayolu’ndan karşı sokağa uçtu. Kazada tanker sürücüsü hafif şekilde yaralanırken benzin ise yola saçıldı. İhbar üzerine olay yerine sağlık, polis, itfaiye ve AFAD ekipleri sevk edildi. Kısa sürede olay yerine gelen sağlık ekipleri yaralı hastaneye kaldırırken, polis ekipleri ise patlama riskine karşı D130 Karayolu’nun Yalova ve İzmit istikametini trafiğe kapattı. Ayrıca çevrede bulunan binalardaki vatandaşlar da tahliye edildi. Şehir merkezinden trafik akışı sağlanıyor. Ayrıca itfaiye ve polis ekipleri vatandaşları bölgeden uzaklaştırmaya devam ediyor. İtfaiye ekipleri, patlama riskine karşı bölgeyi köpüklüyor. Patlamaya karşı tehlike olduğu için evler tahliye edildi. Çok korktuk" Patlama riskine karşı evden çıkarılan Aysel Sütlüce, “Polisler anons etti ve korkarak hemen dışarı çıktık. Kaza yapan tanker araçları ezmiş. Patlamaya karşı tehlike olduğu için evler tahliye edildi. Çok korktuk" dedi. Ömer Çengel ise "Tanker 3 aracı çarpmış. Tankerden devamlı benzin akıyor. Polisler evi boşalttı. Şu an dışarıda bekliyoruz" diye konuştu.
Ankara Mevsimlik tarım işçilerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesine yönelik yeni düzenlemeler Resmi Gazete’de Çalışmak için bulundukları ilden başka illere giden mevsimlik tarım işçileri ve ailelerinin yaşadıkları sorunların giderilmesine yönelik yapılacak çalışmalar ile ilgili Cumhurbaşkanlığı Genelgesi Resmi Gazete’de yayımlandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından imzalanarak Resmi Gazete’de yayımlanan ’Mevsimlik Tarım İşçileri ile İlgili 2024/5 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi’ ile mevsimlik tarım işçilerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesine yönelik yeni düzenlemeler getirildi. Genelge kapsamında, mevsimlik tarım işçileri ve aileleri için geçici yerleşim alanları oluşturulacak ve bu alanlarda eğitim, sağlık, ulaşım ve sosyal hizmetler sunulacak. Genelgeye göre, valilikler tarafından mevsimlik tarım işçilerinin yoğun olarak çalıştığı yerlerde iklim şartlarına uygun, emniyetli ve estetik prefabrik yapılar kullanılarak geçici yerleşim alanları kurulacak. Bu alanlar sel, su baskını gibi doğal afetlere karşı güvenli lokasyonlarda planlanacak ve yerleşim yerlerine elektrik, su ve kanalizasyon hizmetleri sağlanacak. Valiliklerce hazırlanan eylem planlarında belirlenen alanlara ilişkin tahsis veya protokol belgesi Mevsimlik Tarım İşçileri Bilgi Sistemi’ne (e-METİP) aktarılacak. Sağlık hizmetleri Genelgede sağlık hizmetleri kapsamında, il sağlık müdürlükleri tarafından mevsimlik tarım işçileri ve ailelerine yönelik aşılama, kronik hastalık taramaları ve mobil sağlık ekipleri ile sağlık hizmetleri sunulacak. İl sağlık müdürlüklerince mevsimlik tarım işçiliğinin yoğun olduğu bölgelerde yeterli sayıda personelinin istihdamının sağlacağı belirtilen genelgede, ”İl sağlık müdürlüklerince mevsimlik tarım işçiliğinin yoğun olduğu bölgelerde yeterli sayıda sağlık personelinin istihdamı sağlanacak ve hizmet ihtiyacına göre personelin çalışma saatleri düzenlenecektir. Çalışan sağlığının korunması ve geliştirilmesi kapsamında il sağlık müdürlüklerince gerekli bilgilendirme faaliyetleri yapılacaktır” ifadelerine yer verildi. Eğitim hizmetleri Genelgeye göre çocukların eğitimi için geçici yerleşim alanlarında eğitim merkezleri oluşturulacak ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından eğitim hizmetleri koordine edilecek. İl milli Eğitim Müdürlüklerince; geçici yerleşim alanlarında eğitim ve sosyal faaliyetler için oluşturulan merkezin, öncelikle çocuklar için etkin bir eğitim merkezi olarak kullanılmasının sağlanacağına dikkati çekilen genelgede şu ifadelere yer verildi: "Çocukların eğitimi için geçici yerleşim alanlarında eğitim merkezleri oluşturulacak ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından eğitim hizmetleri koordine edilecek. Mevsimlik tarım işçilerinin zorunlu eğitim çağındaki çocuklarının eğitimlerini devam ettirmek üzere konu hakkında Milli Eğitim Bakanlığının ilgili yönerge/genelge hükümleri uygulanacaktır. Bu hususta şartlı nakit transferi gibi özendirici tedbirler etkin şekilde uygulanacak, çocukların okul kıyafetleri ve malzemeleri valiliklerce sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları aracılığıyla temin edilecektir. İl milli eğitim müdürlüklerince; mevsimlik tarım işçilerinin çocuklarının daimi ikametgahlarındaki okullarına döndüklerinde öğrenme kayıplarına yönelik telafi/yetiştirme eğitimleri yapılacaktır. Mevsimlik tarım işçileri, daimi ikamet ettikleri illere geri döndüklerinde çalışma ve iş kurumu il müdürlükleri, halk eğitimi merkezleri ve mesleki eğitim merkezlerince; işçiler arasında yaygın eğitim ihtiyacı olanlar tespit edilerek eğitim ihtiyaçları karşılanacak, yetişkinlere okuma-yazma ve/veya meslek edindirme kursları, iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri ile sosyal-kültürel faaliyetler düzenlenecektir. Özel eğitim ihtiyacı bulunan çocuklar rehberlik araştırma merkezi müdürlükleri tarafından eğitim imkanlarından faydalandırılacaktır. Mevsimlik tarım işçisi ailelerin çocuklarının eğitime erişimlerinin sağlanması amacıyla il/ilçe milli eğitim müdürlükleri bünyesinde kurulan ekiplerin görevleri süresince ulaşım ihtiyaçlarının giderilmesi için gerekli tedbirler Valiliklerce alınacaktır." Genelgeye göre, İçişleri Bakanlığı, mevsimlik tarım işçilerinin güvenli bir şekilde seyahat etmeleri için gerekli trafik denetimlerini artıracak ve gece saatlerinde yolculuk yapmamaları sağlanacak. Geçici yerleşim alanlarının korunması ve asayişin sağlanması için kolluk kuvvetleri tarafından düzenli devriyeler yapılacak. Sosyal hizmetler Aile ve sosyal hizmetler il müdürlüklerince sosyal hizmetler kapsamında, mevsimlik tarım işçileri ve ailelerinin bilgilendirilmesi sağlanacağı kaydedilen genelgede kadın, çocuk, engelli ve yaşlıların sunulan hizmetlerden yararlanacağı vurgulandı. Okul çağına gelmemiş çocuklar için ise aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlükleri ve İl Milli Eğitim Müdürlükleri tarafından geçici yerleşim alanlarında eğitim ve bakım hizmetleri için personel görevlendirilebilecek. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından sunulan gezici kütüphane, gezici müze ve benzeri hizmetlerin geçici yerleşim alanlarında faaliyet göstermesi amacıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile koordineli çalışmalar yürütüleceği aktarılan genelgede şunlar yer aldı: "Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından mevsimlik tarım işçisi ailelerin çocuklarına yönelik sosyal ve sportif faaliyetler yürütülecektir. İl Müftülüklerince mevsimlik tarım işçilerinin ve ailelerinin inanç ve ibadet ihtiyaçlarının karşılanması için gerekli tüm tedbirler alınacak; çocuk işçiliğinin önlenmesine ve çocukların zorunlu eğitime devam etmelerinin sağlanmasına ilişkin olarak ailelerin bilgilendirilmesine yönelik çalışmalara destek verilecektir." Mevsimlik Tarım İşçileri Bilgi Sistemi (e-METİP) Mevsimlik tarım işçisi olarak daimi ikametgahı dışında bir başka ilde çalışmak amacıyla geçici olarak yer değiştirenlerin ve ailelerinin kimlik bildirimleri, bu kişilerin yaşadıkları geçici yerleşim alanlarındaki kolluk kuvvetlerince alınacağı vurgulanan genelge şu şekilde devam etti: "Bu bildirimler Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile elektronik ortamda paylaşılacaktır. Bu bilgilerin e-METİP’e sürekli ve eksiksiz şekilde aktarılması için teknik altyapıya yönelik gerekli her türlü düzenleme Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı tarafından yapılacaktır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı; Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığına e-METİP’e kayıtlı olan mevsimlik tarım işçilerinin ve aile bireylerinin kimlik numaralarını bildirecektir. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kullanılmakta olan Milli Eğitim Bakanlığı e-Okul Yönetim Bilgi Sistemi’nde yer alan mevsimlik tarım işçilerinin çocuklarına ilişkin kayıtlar e-METİP’e aktarılacaktır. Bu bilgilerin e-METİP’e sürekli ve eksiksiz şekilde aktarılması için altyapıya yönelik gerekli her türlü düzenleme Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılacaktır. Mevsimlik tarım işçilerinin ve ailelerinin kimlik numaraları her sağlık hizmeti sunumunda alınarak, sunulan hizmetlere ilişkin bilgiler kişisel verileri içermeyecek şekilde e-METİP’e aktarılacaktır. Bu bilgilerin e-METİP’e sürekli ve eksiksiz şekilde aktarılması için altyapıya yönelik gerekli her türlü düzenleme Sağlık Bakanlığı tarafından yapılacaktır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı gerekli gördüğü takdirde e-METİP’in etkinliğinin artırılması amacıyla diğer kamu kurum ve kuruluşlarından protokole gerek duymadan kişisel verileri içermeyecek şekilde veri talebinde bulunabilecektir. Tarım alanlarının geniş bölgelere yayılması nedeniyle mevsimlik tarım işçilerinin kayıt altına alınması sürecinde kolluk kuvvetlerine kolaylık sağlamak amacıyla Tarım ve Orman Bakanlığı taşra teşkilatı başta olmak üzere ilgili kamu kurum ve kuruluşları, muhtarlar ile ziraat odaları birlikleri ve mevsimlik tarım işçisi çalıştıran tarla veya bahçe sahipleri/işleticileri ve işverenler tespit ettikleri/çalıştırdıkları mevsimlik tarım işçilerini kolluk kuvvetlerine bildirecektir.
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.