EĞİTİM - 14 Ekim 2021 Perşembe 18:36

TBMM Başkanı Şentop: “Türkiye’de vesayetçi sistem dediğimiz sistem, parlamenter sistem içerisinde kolay işliyor”

A
A
A
TBMM Başkanı Şentop: “Türkiye’de vesayetçi sistem dediğimiz sistem, parlamenter sistem içerisinde kolay işliyor”

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, başkanlık sistemi tartışmalarının 1960’lı yılların ikinci yarısından itibaren olduğunu belirterek, “Bu tartışmaların bir sebebi var.

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, başkanlık sistemi tartışmalarının 1960’lı yılların ikinci yarısından itibaren olduğunu belirterek, “Bu tartışmaların bir sebebi var. Niye? Türkiye’de bizim vesayetçi sistem dediğimiz sistem, parlamenter sistem içerisinde kolay işliyor” dedi.


TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi (AYBÜ) 2021-2022 Akademik Yılı Açılış Programına katıldı. Üniversitenin Esenboğa kampüsünde gerçekleşen açılış törenine Şentop’un yanı sıra Ankara Valisi Vasip Şahin, Üniversite Rektörü İbrahim Aydınlı, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, akademisyenler ve çok sayıda öğrenci katıldı.



“İnşallah öğrencilerin okuma hasretini bir enerjiye, enerjiyle beraber verimli bir öğretim yılına çevireceğiz”


Öğrencilerin okullarında yüz yüze eğitim yapma imkanına kavuştuklarını hatırlatan Prof. Dr. Şentop, “Bunun için hepsinin ayrı bir heyecan ve mutluluk içerisinde olduğuna inanıyorum. Ben de üniversite kökenli birisi olarak hocalarımızla öğrencilerle ve zaman zaman yöneticilerle de görüşüyorum. Birçok üniversitede derslere devamın aşırı derecede yüksek olduğunu, öğrencilerin sınıfları hemen hemen tam kapasite ile doldurduğunu söylüyor arkadaşlarımız. Bu bir buçuk yıllık bir ayrılık. Büyük bir hasret meydana getirmiş. İnşallah bu hasreti bir enerjiye, enerjiyle beraber verimli bir öğretim yılına çevireceğiz” diye konuştu.



“Türkiye’nin sayılar itibarıyla dünyada üniversite öğretimi bakımından çok iyi bir yere sahip olduğunu gösteriyor”


Türkiye’nin üniversite olarak güzel bir noktada bulunduğunu dile getiren Şentop, “Türkiye’de 131’i devlet, 78’i de vakıf üniversitesi olmak üzere toplam 209 üniversitemiz var. Türkiye üniversite sayısı itibarıyla dünyada 15. sırada yer alıyor. Üniversitelerimizde toplam 8 milyon 400 bin öğrencimiz var. Bu nüfusumuzun yüzde 10’u ediyor. Dünyadaki toplam üniversite öğrencileri içerisinde Türkiye’deki öğrencilerin sayısını oranladığımız takdirde de yüzde 4 civarında bir orana sahibiz. Bu verdiğim sayılar ve oranlar Türkiye’nin sayılar itibarıyla dünyada üniversite öğretimi bakımından çok iyi bir yere sahip olduğunu gösteriyor” dedi.



“Türkiye’de üniversiteler olarak çok büyük bir iddiayı ortaya koyma imkanımız var”


Türkiye’nin bilim alanındaki iddialarının tek dayanağının geçmişteki birikimin olmadığını dile getiren Prof. Dr. Şentop, “Bugün de bu alanda övünüp iftihar edebileceğimiz birçok husus var. Akademisyenlerimiz var. Çoğu zaman atıf yaptığımız Nobel ödüllü Prof. Dr. Aziz Sancar hoca ve onunla beraber korona virüse karşı aşıyı ilk geliştiren Özlem Türeci ve Uğur Şahin gibi hocalarımız var. Bunun gibi birçok alanda yurtiçinde yurtdışında çalışan akademisyenlerimiz var. Bu bakımdan söylediğim sayılar verileri bilimsel anlamda bir kaliteye dönüştürme bakımından hem geçmiş birikimimizin bize verdiği özgüven hem de bugün bunu yapabileceğimizi gösteren akademisyenler ve çalışmalar var. Bütün bunların toplamından hareketle bizim Türkiye’de üniversiteler olarak çok büyük bir iddiayı ortaya koyma imkanımız var. Bununla ilgili her türlü veri bizim elimizde” diye konuştu.



“Üniversitelerin öğrencilere bir perspektif, bir bakış açısı kazandırmak gibi bir görevi var”


Üniversitelerin temel amacının önce bilim üretmek olduğunu belirten Şentop, “Ancak son zamanlarda ortaya çıkan gelişmeler bilgiye ulaşmanın imkanlarını ve mecralarını çok artırdı. Ancak bilgiye ulaşmak için hocalardan elimizdeki kitaplardan daha fazla imkan var elimizde. İnternet başta olmak üzere. Birçok alanda yazılmış makale ve kitapların internet üzerinden temini söz konusu. Kütüphanelere internet üzerinden ulaşmak mümkün. Dolayısıyla bilgiye ulaşmanın ve bilgiyi aktarmanın dışında üniversitelerin öğrencilere vermesi gereken başka şeyler var. Bunlardan birisi bence bir perspektif, bakış açısı kazandırmak. Bilgiyi ve bilgi kaynaklarını bulabilme ve onlara ulaşabilme noktasında kendilerine bir imkan sunabilmek. İkincisi ise elde edilen bilgilerin doğruluğu değerlendirme materyalleri sunabilmek. Çünkü artık bilgi kıtlığı değil bilgi bombardımanı var. Bu bilgilerin hangilerinin doğru bilgi olduğunu tespit etme konusunda sıkıntılar var” ifadelerini kullandı.



“Türkiye’de bizim vesayetçi sistem dediğimiz sistem, Parlamenter Sistem içerisinde kolay işliyor”


Başkanlık sistemi hakkında konuşan Şentop şunları kaydetti:


“Hükümet sistemi tartışmaları, birkaç gün içerisinde düşünülmüş ya da talep edilip hazırlanmış bir değişiklik değil. Bizim 2012’de Meclis’teki uzlaşma komisyonuna sunduğumuz metin başkanlık sistemi üzerineydi. O metin yüzde 95 itibarıyla 16 Nisan 2017 referandumunda kabul edilen metindir. 1970’te Milli Nizam Partisi’nin parti programında var başkanlık sistemi. 1960’lı yılların ikinci yarısından itibaren bu tartışmalar var. Bu tartışmaların bir sebebi var. Niye? Türkiye’de bizim vesayetçi sistem dediğimiz sistem, parlamenter sistem içerisinde kolay işliyor. Nasıl? 12 Mart’ta bir muhtıra veriliyor. Bu muhtıra ile hükümet istifa ediyor. Ama Meclis kapatılmıyor. Bir hükümet kuruluyor. Meclis içerisinden bir milletvekiline görev veriliyor. O milletvekili hükümet kuruyor. Teknokrat hükümeti. Bazı bakanlar meclis dışından. Bu hükümet güvenoyu alıyor Meclis içerisinden. Nasıl alıyor? Hükümet Meclis içerisinden çıktığı için Parlamento içi dengelere bağlı oluyor. Kurulması da düşürülmesi de. Dolayısıyla Parlamento içerisindeki dengeleri değiştirdiğinizde hükümet düşürüp hükümet kurdurabiliyorsunuz. Daha yakın bir zaman olan 28 Şubat’ta aynı şeyi yaşadık. Sayısal çoğunluğu olmadığı düşünülen bir hükümet zaman içerisinde kurulabildi. Milletvekilleri istifa ettirildi. Başka bir parti kuruldu o istifa eden milletvekilleriyle. Meclis-Parlamento aritmetiği değişti ve hiç tahmin edilmeyen bir hükümet çıkabildi meclisten. Yani uzaktan kumanda ile hükümet kurdurabilmek, hükümet düşürebilmek mümkün.


Cumhurbaşkanlığı seçimi için 1973’te istedikleri adayı seçtirmek isteyen asker içerisindeki bir cunta parlamento içerisinde uçaklara alçak uçuş yaptırıyor. Daha da alçalarak parlamentoyu bombaladılar 15 Temmuz’da, cuntacılar darbeciler. Ama parlamento kararlarını etkilemek üzere hükümet kurdurup hükümet düşürmek üzere parlamento aritmetiği ile oynamak mümkündü. Türkiye’de vesayetçi sistemin işleyişi ile ilgili böyle bir gerçeklik var. Bundan dolayı o tarihlerden itibaren, parlamento içi dengelere bağlı olmayan doğrudan halkın kendisi belirlediği hükümetlerin oluşacağı bir sistem düşüncesi vardı. Parlamentoyu ayrı, hükümeti ayrı seçtiği bir sistem vardı. Bu sadece 3-5 kişinin karar verdiği bir konu değil. 1961 Anayasası yürürlüğe girdiği andan bu yana böyle bir tartışma var Türkiye’de. Başta hükümetlerin zayıflığı ve oluşumu ile ilgili sıkıntılar dolayısıyla. Bu bakımdan sadece bugünün kararları ile bu hükümet sistemi meselesinin var olduğunu düşünmek arka planını ve derinliğini değerlendirme dışı tutmak bizi yanlış tartışmalar yapmaya götürür. Onun için bugün bunun bir siyasi tartışma olduğunu düşünmüyorum.”



“Parlamenter Sistem, Parlamento’yu güçlendiren değil, hükümeti güçlendiren bir sistemdir”


Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ve yeni anayasa çalışmaları hakkında değerlendirmelerde bulunan Şentop şöyle devam etti:


“Mevcut Anayasa’daki sistemi savunuyorum. Güçlendirilmiş veya iyileştirilmiş parlamenter sistem denilen sistem somut olarak ortaya konulmadığı için bunu birçok kişi görmüyor ama literatürde benzer ifadelerle bu sistemden bahsediliyor. Ama bu sistemin özelliği ‘Güçlendirilmiş Parlamenter’ deyince herkesin aklına parlamentoyu güçlendiriyor gibi geliyor ama aslında öyle değil. Bu sistem yürütmeyi, hükümeti güçlendiren sistemdir. Klasik Parlamenter Sistem’in hükümet kurmadaki zorlukları hükümeti düşürmedeki zorlukları, çabukluklar, hükümetlerin kendi getirdikleri metinleri karara Parlamento’da dönüştürememesinin ortaya çıkardığı yönetmeme problemi sebebiyle iyileştirilmiş veya güçlendirilmiş parlamenter sistem adıyla hükümetin kurulmasını güçlendiren, kolaylaştıran, hükümetin düşürülmesini zorlaştıran, hükümetin getirdiği kararların meclisten daha kolay geçmesini sağlayan, öneriler içeren bir modeldir bu. Yani kısaca, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem, Parlamento’yu güçlendiren değil, hükümeti güçlendiren bir sistemdir. Bugün zaten güçlendirilmiş bir yürütme var. Güçlendirilmiş yürütmeden şikayetçi olup da dönüp dolaşıp yürütmeyi güçlendiren bir sistem önerisinde bulunmayı biraz ilgi çekici buluyorum.


Dolayısıyla Türkiye’nin gerçekleri ile özellikle 1961 Anayasası dönemi itibarıyla başlayan siyasi tartışmalar bağlamında konuya bakmak bu konuyla ilgili öneriler, ayakları yere basan ve bu sistem tartışmaları içerisin de makul yere oturan öneriler üzerinden tartışmak lazım. O yüzden ben yeni anayasa tartışmalarını çok büyük bir heyecanla ve memnuniyetle takip ediyorum. Bunların Türkiye’ye fayda sağlayacağını düşünüyorum.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Beşiktaş, Tayyip Talha Sanuç ile 3 genç futbolcusunun sözleşmesini yeniledi Beşiktaş, savunma oyuncusu Tayyip Talha Sanuç’un sözleşmesini 2026-2027 sezonu sonuna kadar sözleşme uzattı. Siyah-beyazlılar ayrıca Beşiktaş Futbol Akademisi’nden yetişen Serkan Emrecan Terzi, Göktuğ Baytekin ve Yakup Arda Kılıç’ın da sözleşmesini yeniledi. Yeni sezon planlaması kapsamında Beşiktaş ilk olarak iç transfere yöneldi. Siyah-beyazlılar bu kapsamda savunma oyuncusu Tayyip Talha Sanuç’un sözleşmesinin 2026-2027 sezonu sonuna kadar uzatıldığını açıkladı. Siyah-beyazlıların resmi internet sitesinden konuyla ilgili yapılan açıklamada, "Kulübümüz, 2022-2023 sezonundan bu yana Futbol A Takımımızın kadrosunda bulunan profesyonel futbolcumuz Tayyip Talha Sanuç’la 2026-2027 sezonu sonuna kadar sözleşme uzattı. BJK Nevzat Demir Tesisleri’nde Futbol Takımları Genel Koordinatörümüz Samet Aybaba ile bir araya gelen futbolcumuz Tayyip Talha Sanuç, yeni sözleşmeyi imzaladı. Samet Aybaba, yeni dönemde Kulübümüze önemli hizmetlerde bulunacağına inandığımız Tayyip Talha Sanuç’a başarılar diledi" ifadeleri kullanıldı. Serdar Topraktepe ile yeniden forma şansı bulmaya başladı 2022-2023 sezonu başında Adana Demirspor’dan transfer olan Tayyip Talha Sanuç, siyah-beyazlı forma ile oynadığı 2 sezonda 27 maçta görev aldı ve 2 gol kaydetti. Tayyip Talha, yaşadığı uzun süreli sakatlığın ardından Teknik Sorumlu Serdar Topraktepe ile birlikte yeniden forma şansı bulmaya başladı. Genç futbolcuların da sözleşmeleri yenilendi Beşiktaş, Futbol Akademisi’nden yetişen genç futbolcuların sözleşmelerini de yeniledi. Siyah-beyazlılar, Serkan Emrecan Terzi ve Göktuğ Baytekin ile 2026-2027 sezon sonuna, Yakup Arda Kılıç ile de 2027-2028 sezonu sonuna kadar sözleşme imzaladı. BJK Nevzat Demir Tesisleri’nde düzenlenen imza törenine Beşiktaş Futbol Takımları Genel Koordinatörü Samet Aybaba katıldı.
İstanbul Sarıyer’de öğretmeni yumruklayan velinin ifadesi ortaya çıktı: ‘’Çocuğumun da yanımda ağlamasından dolayı bir anlık ebeveynlik duygusuyla vurdum’’ Sarıyer’deki bir ortaokulda oğlunun okul davranışlarıyla ilgili olarak görüşmeye davet ettiği öğretmenini, yüzüne yumruk atmak suretiyle darp eden ve tutuklanarak cezaevine gönderilen şüpheli velinin ifadesine ulaşıldı. İfadesinde, okul yönetiminden ve veliden olaydan 1 ay önce şikayetçi olduğunu belirten şüpheli, ‘’Bir anda istem dışı, çocuğumun da yanımda ağlamasından dolayı bir anlık kızgınlık ve ebeveynlik duygusuyla hocaya vurdum’’ dediği öğrenildi. Sarıyer’deki bir ortaokulda 25 Nisan 2024’de iddiaya göre Türkçe öğretmeni olarak görev yapan Necla Ö., öğrencisi E.S.Ç.’nin okul davranışlarıyla ilgili olarak velisi olan şüpheli Ali Ç.’yi (51) görüşmeye davet etmiş, okula gelen şüpheli veli Ali Ç. ise müşteki öğretmeni okul koridorunda görerek herhangi bir diyaloğa girmeden öğretmenin yüzüne yumruk atmıştı. Olayın ardından gözaltına alınan şüpheli, emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edildi. Şüpheli veli Ali Ç., Savcılık işlemlerinin ardından çıkarıldığı nöbetçi hakimlikçe ‘kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten yaralama’ suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi. ‘’Oğlum ‘baba çabuk gel, beni bir odaya kapattılar kaçtım, bana bir şeyler imzalatmaya çalışıyorlar’ dedi’’ Öte yandan şüphelinin ifadesine ulaşıldı. Kimlik tespitinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) İSBAK A.Ş.’de dijital arşiv personeli olarak çalıştığını söyleyen şüpheli Ali Ç. ifadesinde, "Okul yönetimi ve sınıf öğretmeni Necla Ö.’den 26 Mart 2024’de Sarıyer Çocuk Büro Amirliği’nde ’kötü muamele’ konusundan adli olarak şikayetçi olmuştuk. 25 Nisan günü Kaymakamlık müfettişleri ile konuyla ilgili görüşmedeydim. Bu sırada eşim Neslihan Ç. beni aradı, kendisini okulun bir hizmetlisinin aradığını ve oğlumuzla ilgili bir sıkıntının olduğunu söyledi. Ardından eşimden hizmetlinin numarasını alarak durumun ne olduğunu sordum. Bana oğlumun atak geçirdiğini, öğretmenlerin yukarı almaya çalıştığını ancak oğlumun çıkmak istemediğini söyledi. Oğlumu telefona isteyince, ‘baba çabuk gel, beni bir odaya kapattılar kaçtım, bana bir şeyler imzalatmaya çalışıyorlar’ dedi. Sonrasında hizmetli ‘müdür bey geliyor’ diyerek telefonu yüzüme kapattı’’ dedi. ‘’Dalga geçer gibi ‘beni şikayet etmenin bedelini ödeyeceksin’ dedi, bir anlık sinir harbi ile vurdum’’ İfadesinin devamında, okula gittiğinde hizmetliye çocuğunun nerede olduğunu sorduğunu söyleyen şüpheli, ‘’Hizmetli bana, müdür beyin oğlumu yukarı çıkardığını söyledi. Ben de müdürün odasına çıktım. Bu sırada oğlum yanıma panik halinde ağlayarak geldi. Bana ‘baba buradan çabuk çıkalım, eve gidelim’ dedi. Korkusundan sürekli aynı şeyleri tekrarlıyordu. Müdür beyi odasına doğru yürürken Necla hocanın elinde çay bardağı ile gülerek bize doğru geldiğini gördüm. Dalga geçer gibi ‘beni şikayet etmenin bedelini ödeyeceksin’ dedi. Ben de o anda istem dışı çocuğumun da yanımda ağlamasından dolayı bir anlık kızgınlık ve ebeveynlik duygusuyla hocaya vurdum. Sonra okulun dışına çıktım, çok pişmanım. Bir anlık sinir harbi ile vurdum, bu sinir harbini ise hem şahsın tahrik edici eylemlerinden hem de babalık içgüdüsünden dolayı yaşadım’’ şeklinde konuştu.
Sakarya Kaldırımda yürüdüğü esnada otomobilin çarptığı adliye personeline acı tören Sakarya’nın Karasu ilçesinde kaldırımda yürüdüğü esnada otomobilin çarpması neticesinde hayatını kaybeden Karasu Adliyesi personeli Zahide Saatçi (58) için adliye önünde tören düzenlendi. Saatçi’nin ayakta durmakta zorluk çeken yakınları Türk bayrağına sarılı tabutuna sarılarak gözyaşı döktü. Kaza, sabah saat 08.49’da Kocaali-Karasu D-010 duble yolu Aşağı Aziziye Mahallesi mevkiinde meydana geldi. Yolun kenarında bulunan kaldırımda yürüyen ve adliye personeli olduğu öğrenilen 58 yaşındaki Zahide Saatçi’ye, yolda hızla ilerlediği esnada lastiği patlayarak kontrolden çıkan E.E. idaresindeki 54 AGG 236 plakalı Tofaş marka otomobil çarptı. Çarpmanın etkisi ile metrelerce savrulan talihsiz kadın, olay yerinde hayatını kaybetti. Taklalar atarak durabilen ve hurdaya dönen otomobilin sürücüsü de kazada yaralandı. Adliyede düzenlenen törende gözyaşları sel oldu: Cenazesi Sinop’a gönderildi Hayatını kaybeden talihsiz kadın için Karasu Adliyesi’nde bir tören düzenlendi. Törene; Sakarya Cumhuriyet Başsavcısı Osman Köse, Karasu Cumhuriyet Başsavcısı Eba Nevfel Uçar, hakimler, savcılar ve adliye personeli ile Saatçi’nin yakınları katıldı. Saatçi’nin yakınları, Türk bayrağına sarılı tabuta sarılarak gözyaşı döktü. Karasu Cumhuriyet Başsavcısı Eba Nevfel Uçar, törende yaptığı konuşmada, “Kıymetli mesai arkadaşımız Zahide Saatçi’ye Allah’tan rahmet, kederli ailesine, Karasu Adliyemize ve tüm yargı camiasına başsağlığı diliyorum” ifadelerini kullandı. Zahide Saatçi’nin cenazesi, yapılan duaların ardından toprağa verilmek üzere memleketi olan Sinop’a gönderildi. Şehit edilen kardeşinin ardından adliyede göreve başlamış Zahide Saatçi’nin, kardeşi Cevdet Özdemir’in teröristlerce şehit edilmesinin ardından 2015 yılında İstanbul Adliyesi’nde göreve başladığı ve 2022 yılından itibaren de Karasu Adliyesi’ne atanarak görevine devam ettiği öğrenildi. Öte yandan, feci kazanın araç içi kamerası görüntüleri de ortaya çıkmıştı. Görüntüde, kontrolden çıkarak savrulan otomobilin kadına çarparak takla attığı anlar yer aldı.