EKONOMİ - 28 Temmuz 2025 Pazartesi 12:22

Ticaret Bakanlığından motorlu kara taşıtı ticaretine ilişkin yürütülen çalışmalar hakkında açıklama

A
A
A
Ticaret Bakanlığından motorlu kara taşıtı ticaretine ilişkin yürütülen çalışmalar hakkında açıklama

Ticaret Bakanlığı, motorlu kara taşıtı ticaretinde adil ve istikrarlı bir piyasa yapısı tesis etmek amacıyla, yeni ÖTV oranları sonrası fiyat değişimlerinin denetimlerine devam ettiğini duyurdu.


Ticaret Bakanlığı, Türkiye’nin ticaret hacmi içerisinde önemli bir yer tutan motorlu kara taşıtı ticaretinde, adil, rekabetçi ve istikrarlı bir piyasa yapısının tesisi ve sürdürülmesi amacıyla denetimlerini sürdürüyor.



"Yetki belgesi olmadan ikinci el taşıt ticareti yaptığı tespit edilen 220 kişiye yaklaşık 103 milyon TL idari para cezası uygulanmıştır"


Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, yeni ÖTV oranları sonrası fiyat değişimlerinin Ticaret Bakanlığı tarafından takip edildiği belirtilerek şu ifadeler yer aldı:


"Motorlu taşıt ticaretinde kamu düzeninin korunması ve tüketici haklarının gözetilmesi amacıyla ÖTV oranlarında yapılan düzenlemelerin ardından sektördeki fiyat değişimleri Ticaret Bakanlığımızca yakından izlenmektedir. Manipülatif fiyat artışları, kural dışı satış uygulamaları ve piyasayı bozucu faaliyetlerde bulunan kişi ve kuruluşlara karşı titiz incelemeler yürütülmekte, tespit edilen aykırılıklara karşı idari para cezaları uygulanmakta ve gerektiğinde yaptırımlar devreye alınmaktadır. Ticaret Bakanlığı olarak motorlu kara taşıtı ticaretine ilişkin hayata geçirdiğimiz tüm bu düzenlemeler, kayıt dışılığın azaltılması, tüketicinin korunması, fiyat istikrarının sağlanması ve piyasa dengesinin korunması amaçlarına yönelik olarak büyük bir kararlılıkla uygulanmaktadır. Yetki belgesi olmadan yapılan taşıt satışlarına idari yaptırımlar uygulanmıştır. Ticaret Bakanlığı tarafından yapılan yasal düzenlemeler uyarınca, ikinci el motorlu kara taşıtı ticareti yalnızca yetki belgesine sahip işletmeler tarafından gerçekleştirilebilmekte; bir takvim yılı içerisinde üçten fazla taşıt satışı ticari faaliyet olarak kabul edilmektedir. Bu kapsamda; yetki belgesi olmadan ikinci el taşıt ticareti yaptığı tespit edilen 220 gerçek ve tüzel kişiye yaklaşık 103 milyon TL idari para cezası uygulanmıştır. Kayıt dışı taşıt ticaretinin önüne geçmek amacıyla vatandaşlarımızın kullanımına sunulan E-Devlet tabanlı İhbar Modülü ile, yetki belgesiz faaliyet gösteren kişi ve işletmelere karşı doğrudan şikâyette bulunulması mümkün hale getirilmiştir. Böylelikle, kayıt dışı ticarete yönelik mücadele daha hızlı ve etkin şekilde sürdürülmektedir. 6 ay, 6 bin kilometre ve ilan kısıtlaması ile fiyat manipülasyonuna müdahale edilmiştir. Pandemi sürecinde artan manipülatif fiyat hareketleri ve stokçuluk gibi piyasa bozucu uygulamalara karşı Bakanlığımızca hayata geçirilen, 6 ay - 6 bin kilometre pazarlama ve satış kısıtlaması, ilan fiyatı kısıtlaması uygulamaları ile sektördeki aşırı fiyat artışlarının ve haksız kazançların önüne geçilmiştir. Bu kapsamda; 6 ay - 6 bin km düzenlemesini ihlal eden 131 yetkili bayi ve oto galericiye toplam 52 milyon 462 bin TL, ilan kısıtlamasını ihlal eden 476 kişi ve kuruluşa toplam 95 milyon 668 bin TL idari para cezası uygulanmıştır."


Taşıt satışından kaçınan, liste fiyatının üzerinde fiyat talep eden, müşteriyi aksesuar almaya veya takas yapmaya zorlayan ve vatandaşın araca erişimini engelleyen 31 yetkili bayinin yetki belgelerinin iptal edildiği belirtilen açıklamada, "Türkiye Noterler Birliği ile yapılan iş birliği neticesinde oluşturulan Güvenli Ödeme Sistemi sayesinde; ikinci el taşıt satışlarında bedelin eşzamanlı ve güvenli biçimde ödenmesi sağlanmakta, dolandırıcılık, sahtecilik, para çalınması veya satış sonrası ödeme yapılmaması gibi riskler ortadan kaldırılmaktadır. Bu sistemin kullanımı, 2024 yılı itibarıyla tüm gerçek ve tüzel kişiler için zorunlu hale getirilmiştir. Elektronik İlan Doğrulama Sistemi (EİDS) ile Kimlik ve Yetki Doğrulaması zorunlu hale getirilmiştir. Tüketicilerin korunması ve kayıt dışı galericilik faaliyetlerinin engellenmesi amacıyla, ilan platformlarına kimlik doğrulama yükümlülüğü getirilmiş, Ticaret Bakanlığınca Elektronik İlan Doğrulama Sistemi (EİDS) devreye alınmıştır. Bu sistem ile kimlik bilgilerini doğrulamayan kişilerin ilan vermesi önlenmiş, yetki belgesiz galerilerin ilan açmasının önüne geçilmiştir. Artık yalnızca, aracın sahibi, 2. derece akrabaları, eşi veya yetki belgeli işletmelerce ilan verilebilecektir. Yetkilendirme işlemleri vatandaşlarımız tarafından e-Devlet Kapısı üzerinden yapılmaktadır. Vatandaşlarımızın menfaatini önceleyen her türlü düzenleyici tedbir ve denetim bundan sonra da aynı ciddiyetle sürdürülecektir" ifadeleri kullanıldı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Manisa CBÜ en iyi 20 üniversite arasına girdi Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından yayımlanan 2025 Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu’nda elde ettiği göstergelerle dikkat çekici bir başarıya imza atarak ilk 20 üniversite arasında yer aldı. Rapora göre Manisa Celal Bayar Üniversitesi, olumlu sonuçlanan patent oranı en yüksek üniversiteler arasında Türkiye genelinde 3. sırada konumlandı. TEKNOFEST, TÜBİTAK, TÜBA ve benzeri kurumlar tarafından düzenlenen yarışmalara katılımda gösterdiği performansla da öne çıkan Manisa Celal Bayar Üniversitesi, en yüksek takım sayısına ulaşan üniversiteler arasında 11. sırada yer aldı. Erişilebilirlik envanter sayısı açısından öne çıkan üniversiteler arasında da yer alan Manisa Celal Bayar Üniversitesi, bu alanda 16. sıraya yükselerek kapsayıcı ve erişilebilir üniversite hedefi doğrultusunda yürüttüğü çalışmaların somut ve ölçülebilir bir karşılığını elde etti. Bu sonuç, erişilebilirlik çalışmalarının yalnızca belirli merkezlerle sınırlı kalmadığını; ülke genelinde yaygınlaşan bir farkındalık ve uygulama alanı bulduğunu ortaya koyarken, üniversitenin bu alandaki yatırımlarının eğitimde fırsat eşitliğini güçlendirdiğini ve toplumsal kapsayıcılık hedeflerine doğrudan katkı sağladığını gösterdi. Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan Rektör Prof. Dr. Rana Kibar, elde edilen başarının üniversitenin ortak emeğinin bir sonucu olduğunu vurgulayarak, "YÖK 2025 İzleme ve Değerlendirme Raporu’nda üç ayrı göstergede ilk 20 üniversite arasında yer almak, Manisa Celal Bayar Üniversitesi olarak doğru bir akademik ve kurumsal strateji izlediğimizin önemli bir göstergesidir. Eğitim-öğretimden araştırma ve projelere, sürdürülebilirlikten öğrenci odaklı çalışmalara kadar geniş bir yelpazede ortaya koyduğumuz bu başarıda, akademik ve idari personelimizin özverili çalışmaları ile öğrencilerimizin dinamizmi büyük rol oynamıştır. Üniversitemizi daha ileriye taşıyacak nitelikli çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz" şeklinde konuştu. Elde edilen bu sonuçlarla Manisa Celal Bayar Üniversitesi, ulusal ölçekteki konumunu güçlendirirken; bilimsel üretim, proje geliştirme ve erişilebilirlik alanlarında hedeflediği vizyonu kararlılıkla sürdürdüğünü bir kez daha ortaya koydu.
Erzurum Doğu Ekspresi Erzurum’da mola verdi Son yıllarda oldukça fazla ilgi gören ve biletleri aylar öncesinden tükenen Turistik Doğu Ekspresi, bu yılki ilk kış seferinin Erzurum durağında dört saatlik mola verdi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı TCDD Taşımacılık AŞ Genel Müdürlüğü Turistik Doğu Ekspresi, 2025-2026 dönemi ilk seferine başladı. Ankara Tren Garı’ndan bu sezonun ilk seferine başlayan Turistik Doğu Ekspresi, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun katıldığı törenle uğurlanmıştı. Turistik Doğu Ekspresi bölge turizmine ve ekonomisine önemli katkılar sağlıyor ve geçen yıllarda olduğu gibi bu yıl da Turistik Doğu Ekspresi’ne katılımın yoğun olduğu belirtiliyor. Erzurum’da dört saatlik mola Her yıl yerli ve yabancı turistler tarafından yoğun ilgi gören Turistik Doğu Ekspresi, 2025-2026 sezonunda da yolcularına Doğu Anadolu’nun doğal ve kültürel zenginliklerini keşfetme imkanı sunması hedefleniyor. Turistik Doğu Ekspresi kapsamında tren; Erzincan, Erzurum, Sivas ve Kars gibi önemli duraklarda planlı molalar veriliyor. Yaklaşık 1.360 kilometrelik güzergahta, duraklamalar dâhil yaklaşık 33 saat süren bu özel yolculuk boyunca misafirler; karla kaplı dağlar, derin vadiler ve tarihi yapılar eşliğinde unutulmaz manzaralara tanıklık ediyor. Bu yılın ilk seferi olması nedeniyle Erzurum Garı’nda bir karşılama programı yapıldı. Trenden inen yolculara karanfil verildi, Erzurum Halk Oyunları ekibi gösteri yaptı, yolculara ayran aşı çorbası, kadayıf dolması, kahve ve çay ikramı yapıldı. Tren Erzurum Garı molasının ardından seferini tamamlamak üzere son durağı olan Kars yönüne doğru hareket etti. Erzurum İl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Yer, Turistik Doğu Ekspresi yolcularını Erzurum’da en iyi şekilde misafir etmek için çaba harcadıklarını söyledi. Gençlere çekilişle Doğu Ekspresi turu 8 adet konforlu yataklı vagondan ve 1 adet yemek vagonundan oluşan Turistik Doğu Ekspresi, tren başına 160 yolcu kapasitesiyle hizmet sunuyor. Böylece yeni sezonda 10 bin 800 seyahat tutkununa, Anadolu’nun büyüsünü yaşatma imkanı sağlanacak. Doğu Ekspresi; Ankara-Kars yönünde Erzincan’da 2 saat 30 dakika, Erzurum’da 4 saat; Kars - Ankara yönünde ise İliç’te 3 saat, Divriği’de 2 saat 30 dakika ve Sivas’ta 3 saat duruşlarla, yolcularına şehirlerin tarihini, kültürünü ve lezzetlerini tanıma fırsatı veriyor. Ayrıca, popülerliği giderek artan Turistik Doğu Ekspresi’ni gençlerin deneyimlemesine imkân sağlamak üzere U-FEST kapsamında çekilişler gerçekleştiriliyor, Türkiye’nin dört bir yanındaki üniversitelerde öğrenim gören öğrenciler de bu eşsiz yolculuğu ücretsiz olarak hediye ediliyor.
Ordu HAK-İŞ Genel Başkanı Arslan: "Terörsüz Türkiye süreci yeni ve çok daha avantajlı bir süreç" Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ) ve HİZMET-İŞ Sendikası Genel Başkanı Mahmut Arslan, ‘Terörsüz Türkiye’ projesini desteklediklerini belirterek, sürecin geçmişe kıyasla daha avantajlı olduğunu söyledi. Arslan, özellikle Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) süreçte üstlendiği rolün, Türkiye açısından son derece kıymetli olduğunu vurguladı. Genel Başkan Mahmut Arslan, Ordu’da bir otelde düzenlenen programda, ‘Terörsüz Türkiye’ projesine dair açıklamalarda bulundu. Terörsüz Türkiye projesinin ülke gündeminin önemli başlıklarından biri olduğunu ifade eden Arslan, "Bu süreç hepimizi hem heyecanlandıran hem de zaman zaman endişeye ve tereddüde düşüren bir süreçtir. Ancak mevcut tabloya baktığımızda, bu sürecin geçmişe göre çok daha avantajlı olduğunu görüyoruz" dedi. "Çözüm süreci provokasyonlarla yarım kaldı" HAK-İŞ’in 2013 yılında başlatılan çözüm sürecinde aktif rol aldığını hatırlatan Arslan, "Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle elimizi değil, gövdemizi taşın altına koyarak yola çıkılan çözüm süreci maalesef provokasyonlar nedeniyle yarım kaldı. Amerika ve Batı’nın müdahaleleri, PKK ve uzantılarının bu oyunlara gelmesi süreci akamete uğrattı" diye konuştu. "Bölge halkı terörden en çok zarar gören kesim" Çözüm sürecinde ‘akil insanlar’ heyeti kapsamında Doğu Anadolu Bölgesi’nde görev aldıklarını dile getiren Arslan, "Üç ay boyunca bölge halkıyla birebir çalıştık. O dönem de gördük ki Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yaşayan vatandaşlarımız terörden en çok zarar gören kesim oldu. Terör örgütünün baskısı nedeniyle insanlar özgürce yaşayamadı, bu da ülkemize büyük kayıplar yaşattı" ifadelerini kullandı. "MHP’nin bugünkü rolü sürecin başarısı açısından kıymetli" Mevcut sürecin en önemli avantajlarından birinin siyasi tablo olduğunu belirten Arslan, "Özellikle geçmişte çözüm sürecine itiraz eden ve bugün bu sürecin başlatıcıları arasında yer alan Milliyetçi Hareket Partisi’nin rolünün farklı bir noktada olması, Türkiye açısından son derece kıymetlidir. Bu durum sürecin başarıya ulaşması için önemli bir fırsattır" dedi. "TBMM’nin inisiyatif alması önemli bir kazanım" Arslan, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) süreçte aktif rol üstlenmesini de önemli bir avantaj olarak değerlendirerek, "O günlerde en çok yapılan eleştiri, Meclis’in devre dışı bırakılmasıydı. Bugün ise TBMM’nin terörsüz Türkiye konusunda inisiyatif alması çok önemli bir kazanımdır. Neredeyse bir siyasi parti hariç, tüm partilerin komisyonda yer alması son derece değerlidir" şeklinde konuştu. "Bu fırsatı kaçırmamalıyız" Komisyona katılmayan siyasi partilerin endişelerinin de saygıyla karşılanması gerektiğini belirten Arslan, "Katılmayan partilerin Türkiye için endişe duyması ve görüşlerini dile getirmesi de kıymetlidir. Esas olan, komisyondaki yapının büyük çoğunluğunun bu süreci desteklemesidir. Bence buradan bu fırsatı kaçırmamamız gerekiyor" diyerek sözlerini tamamladı.