EKONOMİ - 05 Aralık 2025 Cuma 16:21

TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu: "İş dünyası olarak her şartta üretmeye, istihdam sağlamaya, ihracat yapmaya kararlıyız"

A
A
A
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu: "İş dünyası olarak her şartta üretmeye, istihdam sağlamaya, ihracat yapmaya kararlıyız"

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, "Biz iş dünyası olarak her şartta üretmeye, istihdam sağlamaya, ihracat yapmaya kararlıyız" dedi.


TOBB tarafından Ticaret ve Sanayi Odaları, Ticaret Odaları, Sanayi Odaları, Ticaret Borsaları ile Deniz Ticaret Odaları Müşterek Konsey Toplantısı yapıldı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve TOBB Konsey üyelerinin katılımıyla gerçekleşen toplantıda reel sektör ve iş dünyasına ilişkin sorunlar ele alındı. Toplantıda konuşan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, ekonomide zor bir süreçten geçildiğini aktararak, "Dünyada ticaret savaşları ve korumacılık yayılıyor. Küresel büyüme ve ticaret, eski ivmesini kaybediyor. Ülkemiz ekonomisi de tüm bu gelişmelerden olumsuz etkileniyor. Ama bizler enseyi karartmıyor, mücadeleden vazgeçmiyoruz. Biz iş dünyası olarak her şartta üretmeye, istihdam sağlamaya, ihracat yapmaya kararlıyız. Bugünkü gibi devletimizi hep yanımızda görmeyi arzu ediyoruz. Çünkü biliyoruz ki özel sektör güçlü olursa, Türkiye güçlü olur" diye konuştu.



"KOBİ’lere pozitif ayrımcılık sağlamalıyız"


Firmalara ve sektörlere ziyaretler düzenlediğini belirten Hisarcıklıoğlu, en büyük sıkıntının krediye erişim olduğunu anlattı. Hisarcıklıoğlu, "Hem kredi büyümesine getirilen kısıtlamalar ve hem de yüksek faiz oranları, özellikle KOBİ’lerimizin ayağına pranga oluyor. Piyasada ödemeler aksıyor, alışveriş azalıyor, neticede ekonominin büyümesi yavaşlıyor. Bu sıkıntıları aşmak üzere KOBİ’lere pozitif ayrımcılık sağlamalıyız. Aylık kredi büyüme sınırı dışında tutmalıyız. KOBİ kredi hacmini reel olarak büyütecek adımlar atmalıyız. KOBİ dediğimiz işletmeler, istihdamın dörtte üçünü, toplam özel sektör satış hacminin yarısını ve ihracatın yüzde 40’ını sırtlıyor. Dolayısıyla burada atılacak her olumlu adım, zincirleme biçimde tüm ekonomiye nefes aldıracaktır" dedi.



"Emek yoğun sektörlere ek destekler sağlanmalı"


İhracat için de desteklerin artırılması gerektiğine dikkati çeken Hisarcıklıoğlu, "İhracata muhakkak yeni ve proaktif destekler getirmeliyiz. Özellikle de emek yoğun sektörlere öncelik vermeliyiz. Başta tekstil, hazır giyim, deri ve mobilya olmak üzere emek yoğun sektörlere ek destekler sağlanmalı. Pandemi döneminde olduğu gibi işletmelerimizin mevcut istihdamlarını koruyabilmeleri için kısa çalışma ödeneği devreye alınıp, aktif şekilde kullanılmalı" ifadelerini kullandı.



"Yaklaşık 60 bin KOBİ’mize, 80 milyar lira kefalet temin ederek, düşük faizli krediye ulaşmalarını sağladık"


Hisarcıklıoğlu, nefes kredilerinin yeniden başlatıldığını hatırlatarak, "Kredi Garanti Fonu (KGF), bu kefaletleri tamamen kendi özkaynaklarından üreterek verdi. Böylece yaklaşık 60 bin KOBİ’mize 80 milyar lira kefalet temin ederek, onların uygun koşullarda ve düşük faizli krediye ulaşmalarını sağladık. Hükümetimizin sağladığı desteklerin boşa gitmediğini de memnuniyetle vurgulamak istiyorum" açıklamasında bulundu.



"Tarımsal üretimdeki gelişmeler kaygı verici boyuta ulaştı"


Hisarcıklıoğlu, tarımsal üretimdeki gelişmelerin kaygı verici boyuta ulaştığını vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı:


"Son olarak bir konuya özellikle dikkat çekmek isterim. Tarımsal üretimdeki gelişmeler kaygı verici boyuta ulaştı. Bu durum sadece bu seneye özgü değil. Son 5 senenin 4’ünde aynısını yaşadık. Yani giderek büyüyen ve yapısal hale gelen bir sorun var. Bir tarafta iklim değişikliği, kuraklık ve su sıkıntısı, diğer tarafta kırsal nüfusun azalması ve elbette üretim ve lojistik maliyetlerindeki artışlar. Tüm bunlar gıda enflasyonu, hayat pahalılığı, sanayi ve ihracatta yüksek girdi maliyeti demek. Bu alanlarda çözümler aramalı, tarımı tekrar nasıl cazip hale getirebileceğimizi tartışmalıyız. Tarımda ve sanayide su verimliliğini ön planda tutmalı, tarımsal üretim desenimizi buna uygun şekilde yeniden düzenlemeliyiz."


Program, Hisarcıklıoğlu’nun konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz’ın konuşmasıyla devam etti.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Hiçbir ayrım yapmadan şehrine hizmet edenin yanında, şehrini yağmalayanın karşısında olacağız" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan. belediyelere yönelik yolsuzluk operasyonlarına atıfta bulunarak, "Hizmet etmek isteyeni desteklerken, milletin malının çarçur edilmesine de yasal sınırlar çerçevesinde müsaade etmiyoruz. Bundan sonra da aynı çizgide bu yola devam edeceğiz. Hiçbir ayrım yapmadan şehrine hizmet edenin yanında olacağız, yine hiçbir ayrım yapmadan şehrini yağmalayanın karşısında olacağız" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Kadın Kolları Başkanlığı tarafından İstanbul’da düzenlenen "Uluslararası Yerel Yönetimlerde Kadın Zirvesi"ne katıldı. Programda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadının omuzlarındaki yükün her geçen gün arttığına dikkat çekerek, "Kadınlardan bir taraftan geleneksel sorumluklarını yerine getirmeleri, diğer taraftan çalışma hayatı içinde bizzat yer alarak aile bütçesine destek olmaları bekleniyor. Kadınlar eskiden olduğu gibi hem aileyi çekip çevirmeye çalışırken hem de çalışma hayatının zorluklarını omuzlamak zorunda kalıyor. Savaşların, çatışmaların, ekonomik krizlerin yükünü herkesten fazla kadınlar çekiyor. İdeal ve adil bir toplumsal hayat ancak kadınların söz ve hak sahibi olmaları ile mümkündür. Şehir hayatı ve yerel yönetimlerde de kadınların etkin olmaları önemlidir. Her şehir aynı zamanda o insanların yuvasıdır. Kadının olduğu yerde barış olur, kadının olduğu yerde birlik olur, kadının olduğu yerde dirlik olur. Kadın elinin değdiği yerde huzur ve düzen olur. Kadının güçlü olduğu yerde gelişme olur, ilerleme olur, inşa olur. Tıpkı medeniyetimiz gibi şehirlerimizin de anaç karakterde olması işte bu hakikatin tezahürüdür. Kadınların kurucu aklı o kadar kıymetli ki bunu gündelik hayatta eşlerden birinin vefat ettiği ailelerde çok net görebiliriz. Eşlerden evin erkeği rahmetli olmuşsa kadın dirayetiyle, şefkatiyle aileyi kanatları altına alarak tüm bireylere sahip çıkar. Eşi vefat ettikten sonra o ocak sönmüyorsa başında kadın olduğu içindir. O aile dağılmıyorsa kadının kurucu ve kuşatıcı fıtratı sayesindedir. Toplumun çekirdeği olan aile nasıl kadınların fedakarlıkları sayesinde ayakta duruyorsa, toplumsal hayatta da şehirler, ülkeler ve milletler kadınlar sayesinde ayakta durur. Kemal Tahir’in ifadesiyle ‘devletimizi devlet ana yapan kadınlardır’" şeklinde konuştu. "Ülkemizdeki kadınlar Avrupa’daki hemcinslerinden çok daha evvel seçme, seçilme hakkına kavuşmuşlardır" Kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınmasının 91. yıldönümü olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugün ülkemizde kadın hakları açısından önemli bir düzenlemenin 91. yıldönümüdür. 1930 yılında önce belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı elde eden kadınlar, 1934’te anayasa ve Seçim Kanunu’nda yapılan değişikliklerle milletvekili seçme ve seçilme hakkı kazanmıştır. Böylece ülkemizdeki kadınlar Avrupa’daki hemcinslerinden çok daha evvel seçme, seçilme hakkına kavuşmuşlardır. 1935 yılında yapılan ilk genel seçimlerde 17 kadın milletvekili mecliste temsil hakkına sahip olmuşlardır. Temel hak ve özgürlüklerin kullanımında eşit muamelenin önünü açan bu önemli düzenlemenin 91. yıldönümü kutlu olsun diyor, ülkemizin tüm kadınlarının 5 Aralık Kadın Hakları Günü’nü tebrik ediyorum" diye konuştu. "Kadınlara seçme ve seçilme hakkı Gazi’nin vefatından sonra gelenler tarafından sabote edilmiş, çeşitli kısıtlamalarla aşındırılmıştır" Kadınların tarihimizde de özel bir konumu olduğunu hatırlatan Erdoğan, "Uygur dönemine ait yazıtlara bakıldığında ‘ana’ sözcüğünün her zaman ‘baba/ sözcüğünden önde geldiği görülür. Tabiri caizse çift başlı kartalın biri kadın, diğeri erkektir. Kartalın bir başı ‘hakan’ ise, diğer başı ‘hatun’dur. Tarihimizde Ertuğrul Gazi’nin annesi Halime Ana gibi, Osmangazi’nin eşi Bala Hatun gibi, Orhangazi’nin eşi Nilüfer Hatun gibi nice öncü ve örnek kadın şahsiyetler vardır. O fedakar kadınları hep şükranla yad ediyoruz, bir kez daha rahmetle anıyoruz. Kadınlar istiklal harbimizde de son derece mühim roller üstlenmişlerdir. Şehir şehir dolaşarak milli mücadeleyi halka anlatan, bebeği kucağında olduğu halde cepheye mermi taşıyan, ‘ben cephe gerisinde değil cephede erkeklerle birlikte savaşacağım’ diyerek işgalcilere kök söktüren yiğit kadınlar, erkeklerle birlikte bu topraklar için can verdiler. Bize özgürçe yaşayacağımız bir vatan bıraktılar. Cumhuriyetimizin kuruluşu ve yükselişinde de kadınlar her zaman ön safta yer aldılar. İşte 1930 ve 34’te yapılan düzenlemelerle kadınların bu mücadelesi onurlandırılarak hakları teslim edilmiştir. Gazi Mustafa Kemal bu hakkın verilmesinin ardından şöyle demiştir; ‘Medeni memleketlerin birçoğunda kadından esirgenen bu hak bugün Türk kadınının elindedir ve onu salahiyet ve liyakatle kullanacaktır.’ Bizzat kendi ifadesiyle kadınların liyakat ve salahiyetle kullanmaları için verilen bu hak, Gazi’nin vefatından sonra gelenler tarafından sabote edilmiş, çeşitli kısıtlamalarla aşındırılmıştır" ifadelerini kullandı. "Okullarda yürütülen cadı avını nasıl unutabiliriz" Kadınların seçme ve seçilme hakkını uzun yıllar özgürce kullanamadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Görünür görünmez birçok engelle karşılaştılar. Başörtüleri dolayısıyla seçilme hakkından mahrum bırakıldılar. Üniversiteyi kazandıklarında karşılarında ikna odalarını buldular. Mesela kimi zaman kılık kıyafetlerinden, kimi zaman mezun oldukları okullardan ötürü ayrımcılığa uğradılar. 28 Şubat baskıcı atmosferinde binlerce kadın, eğitim, çalışma, kamuda istihdam haklarından feragat etmek zorunda kaldı. Kadınlar yıllarca inanç değerleriyle okulları, eğitimleri ve meslekleri arasında çok travmatik tercihler yapmak mecburiyetinde bırakıldı. Bunların hepsini beraber yaşadık. Şu an bu salonda bulunan arkadaşlarımızın da önemli bir kısmı bunu iliklerine kadar yaşadı. Soruyorum, Meclise başörtüsü ile girdi diye adeta linç edilen kadınları hangimiz nasıl unutabiliriz. Okullarda yürütülen cadı avını nasıl unutabiliriz. Unutmayın, ‘411 el kaosa kalktı’ manşetinin temsilcisi olduğu karanlığı nasıl unutabiliriz. Başörtüsü yasağının sürmesi için Anayasa Mahkemesi’nin kapısında nöbet tutan CHP’yi ve özgürlük düşmanı zihniyetini nasıl unutabiliriz. Bugün sesleri eskisi kadar çok çıkmasa da sosyal medyada, iş dünyasında, siyasette, bürokraside varlığını halen devam ettiren kadın hakları cellatlarını nasıl unutabiliriz. Bunları unutmadık, unutmuyoruz, hiçbir zaman unutmayacağız" dedi. "Mahkeme kapılarından ayrılmayan muhalefete, kadın hakları meselesini marjinal ideolojilerine paravan yapan çeşitli yapılara rağmen başardık" Türkiye’nin AK Parti döneminde kadın haklarında altın çağını yaşadığını söyleyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Yıllarca bu meselenin edebiyatını yapanlar hiçbir adım atmazken, biz hanım kardeşlerimizin sosyal hayatta, kamuda, ticarette, siyasette hak ettikleri yere gelmeleri için yoğun bir gayret içindeyiz. Bunu son 23 yılın rakamlarına göz attığınızda zaten görüyorsunuz. Göreve geldiğimizde kadınların iş gücüne katılım oranı yüzde 27,9 idi. 2025 Eylül ayı itibarıyla yüzde 35,7’ye yükseldi. Kadın milletvekili sayısı 24, kadın temsil oranı ise sadece yüzde 4,4 idi. 2023 Mayıs seçimleriyle meclisteki kadın milletvekili sayısı 119’a, temsil oranı ise yüzde 19,83’e çıktı. Kadın muhtarların sayısı 117’den 2 bin 1’e yükseldi. Kadın kamu çalışanlarının oranı 2024 yılı itibarıyla yüzde 43,46’a ulaştı. Kadın valililerimizin sayısını dört katına, kadın kaymakamlarımızın sayısını ise 3,7 katına çıkardık. 2002’de kadın büyükelçilerimizin sayısı sadece 14 iken, bugün 80 kadın büyükelçimiz var. Kadın akademisyenlerin sayısında da ciddi artış oldu. Kadın profesörlerimizin oranı yüzde 24’ten yüzde 36’ya, kadın doçentlerin oranı yüzde 31’den yüzde 44’e, kadın öğretim görevlilerinin oranı yüzde 36’dan yüzde 53’e yükseldi. Sadece 23 yılda bütün bunları başardık. Mahkeme kapılarından ayrılmayan muhalefete, kadın hakları meselesini marjinal ideolojilerine paravan yapan çeşitli yapılara rağmen başardık. Bu mücadeleyi sonuna kadar sizlerle birlikte sürdüreceğiz. İnşallah daha güzel seviyelere yine birlikte geleceğiz." "Hiçbir ayrım yapmadan şehrine hizmet edenin yanında, şehrini yağmalayanın karşısında olacağız" 2019 yerel seçimleri sonrasında yerel yönetimlerde yaşanan değişime dikkat çeken Erdoğan, "Belediyeler iyi çalıştığında merkezi idarenin vizyonunu tamamlayıcı bir işlev görmektedir. Tersi durumda ise vatandaş hak ettiği hizmete kavuşamamakta, iller ve ilçeler arasında halka sunulan hizmetlerin kalitesinde fark oluşmaktadır. 2019 seçimleri sonrasında el değişen birçok belediyede bunu bizzat tecrübe ettik. Hizmet ve eser yerine reklamı önceleyen kifayetsiz kişilerin yönetiminde belediyelerimiz hızla irtifa kaybetti. Daha önce pürüzsüz işleyen hizmetlerde aksaklıklar yaşanmaya başladı. Trafik toplu taşıma temizlik hizmetleri, çevre düzenlemeleri gibi temel hizmet alanlarında bırakın iyiye gitmeyi sorunlar derinleşti, kronikleşti, daha da içinden çıkılmaz hale geldi. Tabii bu sorunlar özellikle yolsuzluk, rüşvet, irtikap, kamu malını talan etme ve bunun yanında ahlak ve hukuk dışı skandallar ne yazık ki Türkiye’yi bir tahribatla karşı karşıya bıraktı. Bütün bunları eklediğimizde ortaya çok daha vahim bir tablo çıkıyor. Biz 86 milyonun sorumluluğunu taşıdığımız için her türlü çabayı gösteriyoruz. Belediyelerin yetişemediği yerlere biz ulaşıyoruz. Kaynakların verimli kullanılması için üzerimize düşeni yapıyoruz. Hizmet etmek isteyeni desteklerken, milletin malının çarçur edilmesine de yasal sınırlar çerçevesinde müsaade etmiyoruz. Bundan sonra da aynı çizgide bu yola devam edeceğiz. Hiçbir ayrım yapmadan şehrine hizmet edenin yanında olacağız, yine hiçbir ayrım yapmadan şehrini yağmalayanın karşısında olacağız" açıklamalarında bulundu.
Aydın Üniversiteli gençler gönüllülüğe dikkat çekti Aydın Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’ne bağlı yurtlarda kalan öğrenciler, Dünya Gönüllüler Günü kapsamında çevreden sosyal dayanışmaya uzanan birçok etkinlik gerçekleştirerek gönüllülük kültürüne dikkat çekti. Aydın Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’ne bağlı yurt müdürlükleri, 5 Aralık Dünya Gönüllüler Günü kapsamında il genelinde anlamlı sosyal sorumluluk etkinliklerine imza attı. Gençlerin gönüllülük bilincini güçlendirmeyi hedefleyen çalışmalar, farklı ilçelerde çeşitli faaliyetlerle kutlandı. Sultanhisar Yurt Müdürlüğü öğrencileri, yaşlı bir teyzeyi ziyaret ederek gönüllülük ruhunu yansıtan samimi bir buluşma gerçekleştirdi. Program sonunda gönüllü öğrencilere Teşekkür Belgeleri takdim edildi. Aydın Yurt Müdürlüğü öğrencileri ise çevre duyarlılığı çalışmasıyla kuruyan ağaçları sökerek yerlerine yeni fidanlar dikti. Hacı Mustafa Efendizade Yurt Müdürlüğü’nde öğrencilerin gönüllülük deneyimlerini paylaştığı "Gönüllü Hikayeleri" panosu hazırlandı. Gevherhan Sultan Yurt Müdürlüğü gönüllüleri, Kızılay ve Yeşilay iş birliğiyle çorba dağıtımı yaparak toplumsal dayanışmaya katkı sundu. Yenipazar Yurt Müdürlüğü’nde ise çeşitli gönüllülük etkinlikleri düzenlendi, "Gönüllü Hikayesi" panosu oluşturuldu ve öğrencilere Teşekkür Belgeleri verildi. Ayrıca sosyal sorumluluk kapsamında hobi bahçesi etkinliği gerçekleştirildi. İsabeyli Yurt Müdürlüğü öğrencileri ise yurt bahçesinde kuşların korunması için kuş evi yapımı ve bahçedeki hayvanların beslenmesine yönelik çalışmalar yürüttü. Aydın genelinde gerçekleştirilen etkinlikler ile gençler gönüllülük kültürüne dikkat çekerken Aydın Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü de, emeği geçen tüm öğrencilerine, personeline ve paydaşlarına teşekkür etti.
Bingöl Bingöl’e 5 yeni ambulans ve 2 UMKE aracı tahsis edildi Sağlık Bakanlığı tarafından Bingöl’e 5 adet 2025 model tam donanımlı acil yardım ambulansı ile 1 adet UMKE personel aracı ve 1 adet UMKE haberleşme aracı tahsis edildi. Yeni araçların hizmete alınması kapsamında düzenlenen programda konuşan Vali Dr. Ahmet Hamdi Usta, sağlık alanında Bingöl’de son yıllarda önemli çalışmalar yapıldığını belirtti. Vali Usta, tahsis edilen 5 ambulanstan 3’ünün 4x4, 2’sinin ise 4x2 özellikte olduğunu ifade ederek, "4x4 araçları Solhan, Genç ve Karlıova ilçelerimize birer tane gönderiyoruz. İki aracı da merkezde hizmete alıyoruz. Bu araçlarla birlikte ilimizdeki ambulans sayısı 39’dan 44’e yükseldi. Bunların 3’ü de paletli ambulans. Merkezde 20, Genç’te 6, Solhan’da 4, Karlıova’da 5 ve diğer ilçelerimizde birer ambulans görev yapıyor" dedi. Yeni Devlet Hastanesinin tamamlanmasıyla birlikte hasta nakli ihtiyacının önemli ölçüde azalacağına dikkat çeken Usta, ilçelere verilen 4x4 ambulanslarla sağlık hizmetlerine erişimin daha hızlı olacağını kaydetti. Ayrıca tahsis edilen iki yeni UMKE aracından birinin tam donanımlı haberleşme aracı, diğerinin ise personel nakil aracı olduğuna değinen Usta, "İnşallah ihtiyaç olmaz ama afet anlarında haberleşme aracımız çok kritik bir görev üstlenecek" ifadelerini kullandı. Vali Usta, Bingöl’e kazandırılan araçlarda emeği geçen Cumhurbaşkanı Yardımcısına, milletvekillerine, Sağlık Bakanına ve İl Sağlık Müdürüne teşekkür ederek, "112 çalışanlarımıza ve doktorlarımıza güç kuvvet versin. Ambulanslarımız ilimize hayırlı uğurlu olsun" dedi. Programda konuşan İl Sağlık Müdürü Dr. Samet Tatlı ise yeni araçların sahadaki çalışma koşullarını güçlendireceğini belirterek, "Sağlık camiamızın göz bebeği kıymetli 112 çalışanlarımızın sahadaki çalışma koşullarını daha kolay hale getirecek ve vatandaşlarımıza daha hızlı ulaşmamızı sağlayacak yeni ambulanslarımızın 112 ailemize ve Bingöl’ümüze hayırlı uğurlu olmasını diliyorum" şeklinde konuştu. (FB-YRT
Ankara Uzmanından açıklama: "Zatürreye neden olan etkenler sonbahar kış aylarında artış gösteriyor" Ankara Atatürk Sanatoryum Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Hastalıkları ve Çocuk Sağlığı Kliniği’nden Uzm. Dr. Latife Güder, "Zatürreye neden olan bu etkenler sonbahar kış aylarında artış gösteriyor. Bu yüzden bu mevsimlerde de çocuklarımızı mevsimine uyumlu şekilde giydirmemiz gerekiyor" dedi. Ankara Atatürk Sanatoryum Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Hastalıkları ve Çocuk Sağlığı Kliniği’nden Uzm. Dr. Latife Güder, soğuk havaların gelmesiyle birlikte çocuklarda artan zatürre hastalığı hakkında açıklamalarda bulundu. Güder, çocuğun ne kadar küçükse etkilenme oranının o kadar yüksek olduğunu belirterek, "Biz zatürre ile çok sık karşılaşıyoruz. 5 yaş altındaki çocuklar özellikle 2 yaş altındaki çocuklar için daha riskli olabiliyor bu durum" diye konuştu. Hastalığın belirtilerinin de yaşa göre değişim göstereceğini dile getiren Güder, "Küçük bir bebek ise mesela öksürük olmayabilir, ateş, huzursuzluk, emme isteğinde azalma görülebilir. Daha büyük bir çocuksa bize göğüs ağrısı tarif edebilir. Öksürüğü olabilir, hızlı nefes alıp vermesi olabilir. Hastanın bazen bunlar olmadan ateş ve karın ağrısıyla, sırt ağrısıyla, omuz ağrısıyla gelebilir" açıklamasında bulundu. "Çocukluk çağı aşılarınızı yaptırmamız gerekiyor" Zatürre hastalığında vücut toparlasa bile öksürüğün bir süre geçmeyeceğini söyleyen Güder, sözlerini şöyle sürdürdü: "Hastalık bitmiş olsa bile öksürüğün devam edebileceği konusunda hastaların yakınlarını bilgilendiriyoruz. Peki hastaları tedaviden sonra eve gönderdik hatta önlemek için de, hiç olmaması için de tedaviden sonra dikkat edilmesi gereken şeyler var. En önemlisi önlemek için eksiksiz bir şekilde çocukluk çağı aşılarınızı yaptırmamız gerekiyor. Hatta her yıl grip dediğimiz influenzaya karşı koruyucu olan aşılarınızın da yapılmasını öneriyoruz. El hijyeni, solunum hijyene dikkat edilmesi gerekir. Düzenli ve dengeli bir beslenme, güzel bir uyku, bol sıvı alınması, istirahat edilmesini önemsiyoruz. Sigaradan mutlaka uzak durulması gerekiyor. Sigara dumanı da çünkü solunum yollarını etkilemektedir. Çocuklar pasif içiciliğe maruz kalıyor, bundan korumamız gerekir. Kalabalık ortamlardan, hijyeni bozuk ortamlardan, havasız ortamlardan çocuklarımızı korumamız gerekir." "Çocuklarımızı mevsimine uyumlu şekilde giydirmemiz gerekiyor" Çocukların mevsime uygun şekilde giydirilmesi gerektiğini vurgulayan Güder, şunları kaydetti: "Özellikle zatürreye neden olan bu etkenler sonbahar kış aylarında artış gösteriyor. Bu yüzden bu mevsimlerde de çocuklarımızı mevsimine uyumlu şekilde giydirmemiz gerekiyor. Tek başına üşütme ince giydirmek hastalığa sebep olmaz ama dolaylı olarak bağışıklık sistemini zayıflatır ve bakterinin ve virüslerin hastalığa yol açma ihtimalini arttırır. Bu yüzden uygun şekilde giyindirmemiz gerekir. Çocuklarımıza burada şunu vurgulamak istiyorum, çocukluk çağı aşıları çok kıymetli. Bu aşılar birçok hastalıktan koruduğu gibi, zatürreden de koruyor. Bu aşılarınızı zamanında mutlaka yaptıralım."